• "saçma bir şekilde son 1 yılda dilimize giren kelime.aynı hızla çıkması dileğiyle."
  • "anadili bi taraflarına kaçan gerzekler tarafından, son 6 aydır sürekli kullanılan kelime..."
  • "bunu yazıldığı gibi, "tape" diye ilk okuyan kişi kimse onun ben ta amına koyayım. oh be."
  • "türkçeymiş gibi kullananın akıl sağlığından şüphe ettiren kelime. "kayıt", "ses kaydı" demek yerine yazıldığı gibi okuyup "tape" demek nedir? hangi mantığa sığmaktadır..."
  • "sesli bir metnin daktiloya çekilmesine tapaj denir. daktiloya çekilmiş metne de tape denir.eğer diyelim domates yerine domotes yazdıysa daktiloya çeken sekreter, ona da tapaj hatası denir."
  • "teyp de, kaset de, ses kaydı de ama bunu deme dedirten gudubet bir ödünç kelime. al bu tapeyi tapetupacıya götür ve tapelettir şimdi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    insanin agzina sican filmler kategorisinden bir film. 'insanin agzina sican eski sevgililer' konusu ile (bu konu biraz asagida daha detayli inceleniyor) alakali bir film.

    film farkli okumalara acik. (film yorumlarken hep bu cumleyi kurmak istemistim. yasasin! nihayet kurdum.)

    amy nin dedigi gibi yillar once "o gece" hersey normal olmus olabilir. amy nin yaptigi vince in sorulari ve jon un itirafina bir tepki de olabilir.
    ancak ben amy nin saka yapmadigina, yillar once 'o gece' yasananlarin gercekten jon un dedigi gibi olduguna ve o olayin amy nin tum hayatini etkileyip hatta savci olmasina sebep olduguna inandim.

    ne zamandir arkadas sohbetlerinde soylerim burada yazmam da bu film sonrasinda oldu: "insanin agzina sican eski sevgililer" vardir cogumuzun hayatinda.
    iliskilerimizin 1 tanesi vardir ki, o bittikten sonraki iliskilerimizin agzina sicar. hayatimizin icine sicar. kolay kolay toparlayamayiz kendimizi. yillar sonra da hatirlasak icten ice kizar, belki kufur eder, hatta oturdugumuz masaya bir yumruk vururuz.
    iste bu film onun hakkindadir.


    (can - 25 Ekim 2006 10:52)

  • comment image

    türkiye bu kelimeyi kullanmak için yıllardır 3 temmuz 2011 şike nedenli gözaltıların yaşanmasını bekliyormuş. konu ile ilgili üst üste 3 cümle kuran ortalama bir birey, tape kelimesini en az bir kez kullanmazsa kızılcık sopası ile dövüyorlarmış.

    -tapelerde geçen ifadelere göre...
    -onun da tapesi çıktı geçtiğimiz günlerde...
    -tapelerde şüpheli ifadelere rastlandı...

    hay tape kovalasın hepinizi! tape bandı boğazına dolanasıcalar...


    (anavarza1940 - 17 Ağustos 2011 15:21)

  • comment image

    "illa her kelimenin türkçe karşılığını kullanmalıyız" hastalığımı, türkçe'nin adının hıdır elinden gelenin budur olduğunu öğrendikten beri bırakalı çok oldu, ama hay arkadaş bu ne lan, son bir haftada üç kere farklı şekilde "onun da tapesi çıkar", "tapelerde görüldüğü üzere", "tapeden de anlaşılacağı gibi" şeklinde kullanıma şahit oldum.

    tape ney yav? teyp de, olmadı kaset de, o da olmadı kayıt de. bunlar da türkçe değil ama bu kadar de eğreti durmuyor. insanın tapesini attırmayın arkadaşım.


    (elcezire exclusive - 20 Şubat 2012 20:03)

  • comment image

    hay allah sizin iyiliğinizi versin ya. üç gündür "tape" ne diyorum. bildiğimiz teypmiş. bende hukuk terimi falan sandım bi' an. türkçe' me yeni ve berbat bir kelime eklyenlere selam ediyorum.

    ayrıca;

    (bkz: tapaj)


    (elektro plankton - 21 Şubat 2012 14:05)

  • comment image

    turkiyeden ve futboldan kopuk yasayanlarin gecikmeli olarak yasadigi bir trajedi.

    dun sarayda bunaldim, halkin arasina karisayim dedim tebdili kiyafet (clark kent modunda aziz yildirim basligini okuyorum), beklendigi uzere bir halt anlamadim: emenike, tutmayan dikimler, kuvai milliye ruhu, cemaat, vs..

    haplanmis ve bir labirente konmus cocuk gibi (cok gordum bunlardan, toplumumuzun hali icler acisi) agzim bes karis acik, oradan oraya savruluyorum. tapeler benim bu saykodelik labirentte gerceklikle olan tek bagim; ben desmondsam onlar constantim. akli, mantigi, adaleti temsil ediyorlar, tapelerde varsa dogrudur diyorum.

    aslinda tam oyle demiyorum, teyplerde varsa dogrudur diyorum. sonra neden kaset demediklerini sorguluyorum. teyp teyp teyp teype taype tape tape tap... ulan yoksa? icime bir kurt dusuyor, hemen parmagimi bogazima sokarak kurdu disari kusmak istiyorum (youtubeu aciyorum yani..bak bu arada bu metaforlari begenmiyorsaniz soyleyin degistiririz, atla deve degil (yani cok zor degi.. haha saka len)). meger tape, bildigin ta-pe imis. bu lafi her konuda ornek aldigim ahmet cakar'in agzindan duymamla yikildim. okudugum tum yazilardaki ta-pe'ler film seridi gibi gozlerimin onunden gecti. hepsi mi yalandi?

    sarayima geri dondum, paris buyukelcimi yanima cagirdim, "efendim fransizca haliyle kullaniyoruz" dedi. yani aslinda kaset degil de, kasette konusulanlarin yaziya aktarilmis hali. "oyleyse soyle o kral olacak paris vilayeti valisine, ben sahlar sahi sahane suleyman bundan sonra buna kayit diyorum, boyle biline." hem sesli hem goruntulu hem de yazili anlamda gecerli bir sozcuk. hadi olmadi, halihazirda dile girmis transkript var, ta-pe nedir?

    modern, aydinlanmaci, tanzimat ertesi bir padisahim. gunluk hayatimda surekli ingilizce konusuyorum, turkceden fazla ispanyolca duyuyor, turkceden fazla fransizca okuyorum (ogrenmek icin; ne mantiksiz dilmis arkadas, 97 diyebilmek icin iyi derecede cebir ve trigonometri sart), yazarken araya yabanci kelime katiyorum gerektiginde. ama bir yere kadar, beni bile deli etti. bundan sonra tape diyenin tiz kellesi vurula


    (immanuel tolstoyevski - 22 Şubat 2012 19:36)

  • comment image

    tabancam olsa, bu kelimeyi kullananı gördüğün an direk çıkarır orda vururum heralde. o kadar ifrit oluyorum yahu. tape nedir la? teletabi gibi tape diyor adam. tapeleregelesiceler...
    peşin edit: tabanca dediysek su tabancası...


    (linedesigner - 8 Mayıs 2012 23:11)

  • comment image

    "ses kaydı" demek varken insanların umarsızda yazıldığı gibi okuyarak "tape" şeklinde telaffuz ettiği ingilizce kelime.

    evde atmaya kıyamadığım kasetçalarımdan soğuttu bu "tape"ciler.. hayır yani "ses kaydı" demek çok mu zor, hayatta "downgrade" mi oluyorsunuz o şekilde kullanınca.. "teyp" şeklinde okunmasına bile razıyım, yeter ki bitsin bu çile.

    şike davasında -suçlu veya değil- herkesin bir an önce beraat edip davanın bitmesini diliyorum allahtan da kurtulalım bu işkenceden.

    söyleyenlerin de kafasına almanya'dan gelen vatandaşlarımızın omuzlarında getirdikleri kasetçalarlardan düşer inşallah..


    (aliastt - 29 Mayıs 2012 13:36)

  • comment image

    bunu yazıldığı gibi, "tape" diye ilk okuyan kişi kimse onun ben ta amına koyayım. oh be.


    (dmxx - 29 Mayıs 2012 20:20)

  • comment image

    türkçeymiş gibi kullananın akıl sağlığından şüphe ettiren kelime. "kayıt", "ses kaydı" demek yerine yazıldığı gibi okuyup "tape" demek nedir? hangi mantığa sığmaktadır...


    (yaklas - 24 Aralık 2013 10:41)

  • comment image

    alengirli davalarla ilgili sohbetlerde "tape" diye okunmasından mütevellit kutsal bilgi kaynağı üzerinde anlamını bulma yolculuğuna çıktığım kelime. bu bağlamdaki kullanımının ilk entry de dahil olmak üzere 5-6 entryde belirtildiği üzere ingilizce değil fransızca olduğu kanaatine ulaştım. kelimenin orjinali taper ve daktilo etmek anlamına geliyor. teyp, teyp diye deliriyoruz ama aslında bu kelime "ses kaydı" değil, dinleme kayıtlarından oluşturulan metin anlamında kullanılıyormuş. yani "tape" dinlenen değil "okunan" bir hede.


    (insan haltlari - 24 Aralık 2013 11:35)

  • comment image

    bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanları bize gostermis, dilimize fransızcadan gecmis kelime.

    kardeşim yukarda kac kisi kelimenin ingilizceden gelmedigini okunusunun da tapé oldugunu soylemis ama adam hala daha teyp diyor.

    kesinlikle katılıyorum turkce karsılıgı varken yabancı bir kelimeye dilimize sokmak sacmalıgın daniskası ama yukarda yorum yazanların cogunun bu kelimeyi kullananlardan bir farkı yok.

    bilip bilmeden "yok aslında teyp diye okunurmus". hayır efendim kelimenin anlamını da degistiriyorsun. teyp meyp degil. "tapeleri dinledim" yanlıs bir kullanım mesela. "tapeleri okudum" dogru kullanımı. uygun turkce karsılıgı da "ses kayıt dokumu" gibi birsey olsa gerek.

    niye yazıyorsam bunu. sanki adam gelip okuyacak da ondan sonra yorum yazacak baslıga. eskiden boyle degildi sozluk ooofff ooffff...


    (earthsea - 28 Aralık 2013 12:03)

  • comment image

    sesli bir metnin daktiloya çekilmesine tapaj denir. daktiloya çekilmiş metne de tape denir.
    eğer diyelim domates yerine domotes yazdıysa daktiloya çeken sekreter, ona da tapaj hatası denir.


    (parlevuereglulu - 24 Ocak 2014 10:42)

  • comment image

    ingilizcede "tapped" telefon dinlenmiş telefon
    türkçe çevirisi de telefon dinlemesi- telefon dinlemesi kaydı yerine nedense tape.
    kasedi çıkmış teyp çıkmış değil, telefonu dinlenmiş demek oluyo

    geçen gün "tape değil ortam dinlemesi" diye bir kayıt dinledim. bu teori bence doğru abiler ablalar, tape edilmiş telefon var. daktilo edilmiş döküm yok bence.


    (ridici - 24 Ocak 2014 14:31)

  • comment image

    ing. ölçü almak için terzilerin kullandığı mezura benzeri bez şeritlere verilen addır. alınan ölçü boyunda kesilip saklandıkları için, bir nevi kayda geçirmek anlamını kazanmıştır. daha sonra telgraflarda kullanılan kağıt ve plastik şeritler için tape sözcüğü kullanılmış, aynı şekilde kasetlerdeki plastik şerit kastetilerek, kaset çalara tape recorder denilmiştir. tape, etimolojisi itibariyle, kayda geçirmek anlamını içerir. ses kayıtlarını yazıya dökmek, aynı telgraf geleneğinde olduğu gibi tape yapmaktır.


    (ispatlamazsaniz serefsizsiniz - 7 Şubat 2014 00:10)

  • comment image

    bu kelimeyle ilgili uc onemli nokta var:

    1. "teyp" degil bildigin "tape" diye okunuyor, fransizca kokenli.

    2. "ses kaydi" degil, "ses kaydinin yaziya dokulmus hali" anlamina geliyor. "fatih altayli tapesini dinledin mi" yanlis, "fatih altayli kaydini dinledin mi" dogru, "fatih altayli kaydinin tapesini okudun mu" dogru.

    3. tape yerine "dokum" kelimesini kullanirsak hem neden bahsettigimiz daha iyi anlasilir, hem de yavsaklik katsayimizi dusurmus oluruz.


    (muhendis - 7 Şubat 2014 00:19)

  • comment image

    ısrarla ingilizcedeki 'tape' ile karıştıran ve 'teyp' diye okuyanlar var. yarım yamalak fransızcamla bana açıklama kastırıyorsunuz, yazdıklarımda yanlış varsa frankofon yazarlar mesaj atsın.

    fransızcada 'taper' daktiloda/klavyede yazmak anlamina gelen bir fiil, yazıldığı gibi okunuyor, sonundaki r telaffuz edilmiyor. ingilizce muadili 'to type'.

    'taper' fiilinin participe passé hali 'tapé' oluyor (dişi versiyonu 'tapée'), 'daktilo edilmiş' anlamında sıfat. yazıldığı gibi okunuyor. ingilizce muadili 'typed'. örnek: une lettre tapée - daktilo edilmiş bir mektup - a typed letter.

    öyle gözüküyor ki türkiye'de ta 50'lerden beri "daktiloda yazmak" anlamında "tape etmek" deyimi kullanılıyor, belli ki taper'den türkçeleşmiş. en azından yargı/bürokrasi lingosunda da 70'lerden beri "sesli kaydın daktilo edilmiş hali" anlamında "tape" tabiri kullanılıyor, herhalde (sıfat olan) tapé'den türkçeleşmiş.

    velhasıl: kulağa hoş gelmediğinin farkındayım ama tape fransızca kökenli bir kelime, yazıldığı gibi okunuyor, teyp veya bant veya ses kaydı anlamına gelmiyor, ses kaydının yazıya geçirilmiş hali anlamına geliyor. bu yüzden yukarıda "tape" yerine "döküm" kelimesini önerdim. (bkz: #40251543)

    - tayyip-bilal görüşmesinin kaydını dinledin mi?
    - kaydı henüz dinleyemedim ama ekşi sözlük'ten dökümünü okudum.

    işte tape kullanmadan derdimizi açık seçik anlattık.


    (muhendis - 27 Şubat 2014 15:41)

  • comment image

    teyp de, kaset de, ses kaydı de ama bunu deme dedirten gudubet bir ödünç kelime. al bu tapeyi tapetupacıya götür ve tapelettir şimdi.


    (horacegoesskiing - 7 Mart 2014 04:45)

  • comment image

    hürriyet yazarı yılmaz özdil, şimdiye kadar çıkan bütün tapeleri kronolojik sıraya koydu. işte birbirinden ilginç isimler verdiği o tapeler...

    ipin ucunu kaçırdık, hangi sırayla hangi ses kaydı çıkmıştı diyorsanız…
    buyrun.

    *
    villa tapesi: sümeyye urla’da villa seçiyor, latif amca’ya telefon ediyor, villaların arasında on metre olsun, perde çekilsin, ikinci kattan bakıldığında havuz görünmesin, dışardaki mutfak okey diyor.

    alo fatih tapesi: fas’tan alo fatih’i arıyor, devlet bahçeli haberi yayınladıkları için kalaylıyor, “bu ne rezillik yani böyle” diyor, alo fatih “emredersiniz” diyor, bahçeli’yi altyazıdan bile sildiriyor.

    anket tapesi: alo fatih, öbür fatih’le konuşuyor, öbür fatih “tarafsızlardan filan kaydırayım, bdp’nin oy oranını iki puan yüksek göstereyim” diyor. alo fatih ise “mhp’den al bdp’ye koy” diyor. bilahare… alo fatih, bilal’i arıyor, “mhp’den alıp bdp’ye yamayacağım” diyor, bilal da “tamam abi” diyor.

    sit’tir tapesi: izmir valisi, sit alanına kurulan villaları yıktırmak istiyor. latif abi, beyefendi’yi arıyor, valiyi şikâyet ediyor, vali uçuyor.

    kenef tapesi: latif abi, beyefendi’yi arıyor, “yatak odasındaki banyoda bide olsun mu?” diye soruyor, beyefendi “bide ne yav?” diye soruyor, latif abi “hani tuvaletten kalkıp fıskiyeyle yıkamak için, taharet almak için” diyor, beyefendi de “yok abicim lüzum yok, normal olsun” diyor.

    sarıgül tapesi: alo fatih’i arıyor, mustafa sarıgül haberlerine yer verdiği için fırça kayıyor, gösterme şunu diyor.

    sağlık olsun tapesi: alo fatih’i arıyor, 24’üncü sayfada yayınlanan ve sağlık sisteminin kepazelikten ibaret olduğunu gösteren haberi şikâyet ediyor. o haberi yapan gazeteciler derhal işten kovuluyor. (o haberde yer alan ve kapı kapı dolaştırılan üç yaşındaki bebek, maalesef ölüyor.)

    derhal kovun tapesi: alo fatih’i arıyor, yaşar nuri öztürk’ü şikâyet ediyor, “hani kovacaktınız” diye soruyor, alo fatih “size karşı çok mahcubum, çok özür dilerim” diyor, yaşar nuri öztürk kovuluyor.

    yasin el kadı tapesi: yasin el kadı, istanbul’da trafik kazası yapıyor, otomobilde bulunan usame “112 acil”i arar gibi beyefendiyi arıyor, beyefendi hemen ambulans gönderiyor, en yakın hastaneyi tarif ediyor, “o hastane de yabancı değil ama, oraya yakın bizim hastane var” diyor, ilgilensin diye bilal’i yolluyor.

    evrak imha tapesi: damat, bakıyor ki polisler evleri basıyor, evrakları yok etmek için öğütücü makine almaya karar veriyor, şoförü gönderiyor, “yabancı bir marka al, büyük bir şey al, çin malı alma” diyor.

    kol saati tapesi: “hayırsever” işadamı rıza’nın yardımcısı, “adama yedirmemiz lazım, kol saati falan alalım, ne dersin?” diyor, rıza da “iyi olur” diyor, dedesinin nasihatını anlatıyor, “orospuyla memurun bahşinini önden vermek lazım” diyor.

    üç-beş kuruş tapesi: muammer bey, evi basılan oğlunu arıyor, “evde kaç para var oğlum?” diyor, oğlan “üç-beş kuruş babacım” diyor, muammer bey ısrar ediyor, “oğlum kaç para var?” diyor, oğlan “bir trilyon civarı” diyor. muammer bey, oğluna akıl öğretiyor, “benim rıza’yla danışmanlık ilişkim var diyeceksin, gayriresmi danışmanlık diyeceksin, benim para alışverişim sadece bu diyeceksin, akrabam bunun yanında çalışıyor, onun bana borcu var, bu para o para diyeceksin” diyor.

    peki babacım tapesi: babası kısık sesle konuşarak, bilal’i arıyor, “evleri basıyorlar, paraları sıfırla” diyor. bilal “hepsini hallettim, 30 milyon avrocuk kaldı babacım, hava kararınca onu da halledeceğim inşallah babacım” diyor.

    vakıf tapesi: hayırsever işadamı rıza, bilal’in vakfına telefon ediyor, hayırlı bağışlarda bulunuyor.

    fenerbahçe tapesi: babası, bilal’e telefon ediyor, taktik veriyor, fenerbahçe başkan adayının neler söylemesi gerektiğini öğretiyor, yönetime kimlerin girmesi gerektiğini anlatıyor, bilal hadiseyi bir türlü kavrayamıyor, babası sinirleniyor, “bilal anlamıyorsun yavv” diyor.

    diğer türlü zekât tapesi: alo fatih, bilal’e telefon ediyor, vakfın banka hesap numarasını istiyor, bir arkadaşın bir milyon lira bağışta bulunmak istediğini söylüyor, bilal soruyor, “zekât mı, diğer türlü mü?”

    ada tapesi: bilal, ada alıyor.

    kucağa oturtma tapesi: bilal, babasını arıyor, sıtkı bey’in 10 milyon dolar getirdiğini söylüyor, babası sinirleniyor, miktarı az buluyor, sakın alma diyor, ne söz verdiyse onu getirecek, başkaları getiriyor da o niye getiremiyor diyor, bunlar ne zannediyorlar bu işi yav, merak etme kucağımıza düşecekler diyor.

    çiftlik tapesi: babası, bilal’i arıyor; parkedir, mutfaktır, banyodur, çiftliğin detaylarını konuşuyorlar.

    aydın doğan tapesi: sadullah bey’i arıyor, hâkimlerin falan ayarlanmasını, aydın doğan’ın mutlaka mahkûm edilmesini istiyor.

    danışman tapesi: danışmanı, ihale verdikleri işadamından rica ediyor, kızının okul parasını ödetiyor.

    ampul tapesi: elektrik dağıtım işi yapan yandaş işadamı, kaçak elektrik yüzünden zarar ettiğini söylüyor. üzüldüğü şeye bak allah aşkına… yandaş işadamının zararı, devlet kesesinden tıkır tıkır ödeniyor.

    koç tapesi: yandaş işadamına telefon ediyor, sanki kendisiyle konuşmamış gibi ihbarda bulunmasını istiyor, kaç para fiyat çekmesi gerektiğini öğretiyor, koç’un kazandığı milgem ihalesini zart diye iptal ediyor, yandaş işadamına veriyor.

    yüce yargı tapesi: sadullah bey’e telefon ediyor, danıştay’a kim başkan olacak, kimler daire başkanı olacak, yargıtay’da hangi dolaplar çevrilecek, hangi avukatlar savcı-hâkim olacak, isim isim izah ediyor.

    bağımsız yargı tapesi: bekir bey’e telefon ediyor, yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcıları görevden aldırıyor, kafasına göre savcılar atanmasını sağlıyor.

    hıçkırık tapesi: yandaş medya patronuna bağırıyor, aşağılıyor, eziyor, hakaret ediyor, zırıl zırıl ağlatıyor.

    hırsız-polis tapesi: efkan bey’le emniyet müdürü konuşuyor. efkan bey “yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcıyı tanımayın” diyor, “savcıdan gelen evrakları yırtın, çöpe atın” diyor. resmen tehdit ettiriyor, “savcıya telefon edin, çete kurdun diye seni gözaltına aldırırız deyin” diyor.

    hesap kitap tapesi: hayırsever rıza’yla yardımcısı konuşuyor. zafer bey 10 milyon euro eksik aldığını söylemiş… rıza, acaba eksik mi ödedik diye soruyor. yardımcısı kendinden emin; ne verdiğimiz ne zaman verdiğimiz belli, önüne koyarız diyor.

    damat tapesi: damat, kayınpedere telefon ediyor. yeni televizyon kanalı kurulacak, onun ortaklık yapısını konuşuyorlar.

    özgür medya tapesi: bilal, babasını arıyor. hangi gazeteye hangi manşetleri attırdığını tek tek sayıyor.

    gemicik tapesi: hadi gözünüz aydın, burak altıncı gemiyi almış.

    http://www.ulusalpost.com/…n-ozel-calisma-7384h.htm


    (sour - 11 Mart 2014 17:34)

Yorum Kaynak Link : tape