The Big Man (~ Big Man) ' Filminin Konusu : The Big Man is a movie starring Kenny Ireland, Liam Neeson, and Joanne Whalley. An unemployed Scottish miner (Liam Neeson) is forced into bare-knuckle boxing to make ends meet.
Michael Collins(1996)(7,2-27557)
Rob Roy(1995)(6,9-37913)
Seraphim Falls(2007)(6,7-27650)
Lamb(1986)(6,6-448)
Suspect(1987)(6,6-8409)
Nell(1994)(6,5-27085)
Next of Kin(1989)(5,9-9283)
antalya ya her uğrandığında mutlaka bir mojito içilmesi farz olan mekan. margarita da içebilirsiniz.
(luxurious - 20 Şubat 2009 12:43)
öncelikle güzel bir şekilde ağırlandığımızı söyleyebilirim. çalışanlar oldukça ilgili. yediğimiz yemekler fena değildi. özellikle fesleğenli ayranını çok beğendim. atatürk parkındakine geçtiğimiz bahar gitmiştim. orayı da oldukça beğenmiştim. fiyatlar mekana, hizmete ve yemeklere göre normal sayılabilir. yani bu tarz yerlere göre normal diyelim. aile ya da sevdicekle beraber güzel bir pazar sabahı kahvaltı yapmak için de ideal bir mekan. hem konyaaltında hem de şirinyalıda manzara süper. (bkz: #17151168)
(magacgozgu - 1 Kasım 2009 19:57)
antalya'da iki adet bulunan nezih bistro. yemek yerken muhabbet etmek isteyenler için manzarası ve ortamı takdir edilesi mekan.
(walkman - 16 Aralık 2009 18:49)
omleti rezalet,manzarası mükemmel olan yer.
(nouvel - 17 Mayıs 2010 20:53)
"mavi"yi ve fransız müziğini sevenler için... görüş alanınızın %80'i mavi...
(okuryazarchen - 19 Ocak 2011 20:15)
lara'daki şubesine akşamları sevgiliyle gitmenin çok daha güzel olduğu mekan.
(luxurious - 5 Haziran 2011 20:07)
sadece manzarası ve ambiansı iyi olan mekan, o kadar. fıçı biralar gazı kaçık su gibi ve yarısı köpük biçimde gelir çoğu zaman. çalışanlar vasattır. yemekler en fazla vasattır. kokteyller vasatın altındadır. fiyatları hakettiğinin çok üzerindedir. ciddi revizyon görmesi gereken bir mekan; şu an iş yapıyor olması bu gerçeği değiştirmiyor.
(theos ek mekhanes - 25 Ağustos 2011 00:04)
kırmızı şarapla marine edilmiş deniz mavisine doyum olmayan mekan.(bkz: lara)
(todogodibil - 30 Ekim 2011 15:52)
naneli limonata istediğinizde burada garson limon suyu sıkılmış, çekirdekleri bile içinde bulunan, üzerinde blender'dan geçirilmiş nane tabakası olan bir bardak getirebilir. "biz limonata istedik siz limon suyu getirmişsiniz" dendiğinde "limonatayı ben yaptım, şekeri mi az olmuş" diyen bir garson ile karşılaşabilirsiniz. yaptığının limonata ile alakasının olmadığını, limonatanın yapılış metodunu anlattığınızda "amına kodumun dallaması çok biliosun yaptık işte beğenmiyor" tavrı ile karşılaşabilirsiniz.tabi ki limonata geri gönderilir ve ücret alınmaz ayrı mesele, lakin antalya'da bu kadar tutan bir mekanın böylesine lakayıt bir şekilde yönetilmesi çok enterasan. normalde limonata satılan bir mekan -ki hiç de ucuza satılmıyor- kebapçı garsonu modunda çalışanları limon suyunu getirip bir de üste çıkmaya çalışıyor. yemekler ortalama en iyi ihtimalle. ayrieten garsonların içecek hazırladığı bir yer de ilginç bir fikir.şu an iş yapıyor evet, çünkü manzara çok iyi ve antalya'da elit mekanların açılmadığı dönemde açılarak isim yaptılar, lakin şu an antalya'da benzer fiyatlara en az iki katı iyi hizmet veren mekanlar açıldı ve eminim ki bu kafayla giderlerse gelecekleri karanlık. daha önce de geri gönderilen ürün üzerine mutfaktan "aman abi ne anlıcaklar daya gitsin" tarzı konuşmalar duyan insanlar biliyorum, bu gidiş iyi değil, manzara ambians tek başına yeterli olsaydı istanbul'da bunca mekan batmazdı.
(theos ek mekhanes - 28 Aralık 2011 00:01)
konyaaltı subesi için konusmak gerekirse kesinlikle gidilmemesi gereken bir yer. ha ben manzara karşısında bir çay, mesrubat içerim bana yeter diyenlerdenseniz orasını bilemem. 2 kere üstüste olumsuzluklarla karşılaşınca artık gitmeme kararı aldık. ilkinde omlet alalım dedik; fakat omletlerin üstü çig durumdaydı yenilecek gibi degil, yumurtanın beyaz kısmı çig sekilde duruyordu. durumu belirttik pişmemiş istemiyoruz dedik, gözleme istedik; kalın bir yufkadan yapılmış ve yanmış bir gözleme getirdiler. biz bir kez daha şikayet etmeye çekindik açıkcası. diğer gittigimizde 3 renkli ravioli alalım dedik; menude içindeki peynirleri(ricotta vs) de yazmışlar. goruntu olarak guzel bir tabak geldi önümüze, tadı da iyidir diye düşünüp yemeye başladık. yememizle birlikte ağzımızda inanılmaz kötü bir tat bıraktı; çünkü hem aşırı yumurta kokuyordu hem de ricotta diye iddia ettikleri peynir bal gibi de kalitesiz türk lorundan başkası değildi. bunu belirttiğimde garson anlamsız şekilde baktı.kucuk sayılabilecek porsiyonuna 25-30 lira arası alırsan ve antalya'daki diger yerlere kıyasla anlamsız sekilde pahalıysan insanlara iyi servis etmeli ve lezzetli yemekler sunmalısın. manzaralarının ekmegini yiyorlar ve antalya'da rakip olabilecek kaliteli mekanlar parmakla sayılacak kadar az oldugu icin ayakta duruyorlar. ayrıca fiyatları istanbul ortalamasından bile yukarda, bu özgüvende nerden geliyor anlamak mümkün değil.
(dirty laundry - 2 Nisan 2014 22:38)
Yorum Kaynak Link : the big man