"even a man who is pure in heart/and says his prayers by night/may become a wolf when the wolfbane blooms/and the autumn moon is bright" gibi şairane bir repliğe ev sahipliği eden, kurt adam filmlerinin atası. söz konusu replik, autumn sözcüğünün yerine winter konarak, cradle of filth'in queen of winter, throned adlı şarkısında da kullanılmıştır.

(deadbeat - 4 Kasım 2006 00:43)

(bkz: wolverine)

(crown - 4 Kasım 2006 00:45)

(bkz: of wolf and man)

(gkhn - 4 Kasım 2006 00:49)

(bkz: he wolf)

(moonlit violet - 22 Ocak 2008 00:06)

http://www.imdb.com/title/tt0034398/

(the phoenix ss - 30 Ağustos 2009 11:57)

(bkz: the wolfman)

(the phoenix ss - 30 Ağustos 2009 11:58)

1941 senesinde cekilmis ilk kurtadam filmi. kurtadam'i lon chaney jr. canlandirmistir. onun yaninda dracula gibi rollerle unlenmis bela lugosi ve claude rains filmin diger onemli rollerini paylasirlar

(bkz: kurtadam)
(bkz: werewolf)

(pneuma - 9 Aralık 2002 16:25)

universal stüdyoları tarafından yapılan canavarlı filmlerin en ünlülerinden, günümüzde kurtadam mitinin beyazperdeye yansımalarında yer alan bir çok öğenin kaynağı olan 1941 yapımı korku filmi.

atmosferi ve kurtadam makyajı ile dikkat çeken filmin, mevzubahis diğer canavar filmleri ile kıyaslandığında bir miktar sönük kaldığı kanaatindeyim. bundaki en büyük etmen de (bir film için bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama) filmin gereğinden fazla kısa süresi, 69 dakika boyunca kurtadam toplam 4-5 dakika kadar gözükmekte. bu da hikayenin toparlanma kısmını sekteye uğratıyor, kurtadam gibi büyük bir efsanenin hakkı tam manasıyla verilememiş gibi hissettiriyor neticede.

ancak hepsinin ötesinde filmin asıl sıkıntısı, ismini taşıdığı canavara hikayesinde belli bir yön çizememesi. evet, korku filmlerine aşina olan çoğu kimse gibi ben de farkındayım her canavarın bir amacı olması gerekmediğinin, fakat çok daha iyi işlenebilecek bir hikayenin aceleye getirilmiş olduğu hissini de atamıyorum üstümden. tamamiyle amaçsız olması, kurtadamı diğer canavar filmlerindeki eşleniklerinden ayrı kılmaktadır, ve bu maalesef ki iyi anlamda değil. dracula'nın derdi hayatta kalmaktır, bunun için insan kanına muhtaçtır ve bu amaca göre hareket eder. mumya ikibin küsür yıllık aşkını hayata döndürme çabasındadır, bunun için uğraş verir the mummy filmi boyunca. aralarında en amaçsız gibi görünen frankenstein canavarı bile belli bir amaç doğrultusunda hareket eder; yalnızca sevilmek, ait olmak istemektedir. the wolf man filminde ise ana karakterimiz kurtadam/larry'nin komşu kızı baştan çıkarmak dışında belirgin bir amacı yoktur, ona da amaç denebilirse. zaten filmin ilk kısmınlarında uğraş verdiği bu mevzuyu, ısırılıp kurtadam olduktan sonra büyük oranda bir kenara koyup başından aşkın olan derdine yanmıştır. kurtadam aslında diğerleriyle karşılaştırıldığında "tam manasıyla" bir canavardır, yalnızca öldürmek için öldürmektedir. bu her ne kadar bir kesimi tatmin etse de (belki de diğerlerinden daha fazla, zira favori canavarlı filmi the wolf man olanların sayısı azımsanamayacak kadar çoktur), benim için yeterli olmadı, filmi izlerken hep bir şey eksikmiş gibi hissettim. bu haliyle de filmdeki kurtadam, ancak sevdiği kadını öldürmeye ve öz babası tarafından öldürülmeye yazgılı trajik bir karakter olmaktan öteye geçemedi benim için.

bununla birlikte polis, doktor, bekçi ve soylu babadan oluşan görünürde aklı başında grubun bütün aşikar işaretlere rağmen son ana kadar (ve finalden anladığımız kadarıyla sonrasında da) bütün bokluğun larry'den çıktığını farkedememesi, başroldeki hanım kızımızın murun kırın ederken larry kurtadam olunca (ve bu durumun farkında olmasına rağmen) birdenbire onunla kaçmaya karar vermesi gibi abuk durumlar mevcut. bu tür senaryo zaaflarını da yine filmin süresine bağlıyorum açıkcası.

başrolde babası lon chaney gibi korku sinemasının efsanelerinden olmayı başarmış lon chaney jr var; larry talbot olarak çok da parlak bir oyunculuk sergilediği söylenemez ama ağır makyaj altındaki kurtadam rolü ile filmde kısacık görünmüş de olsa başarılı bir performans sergilemiş. yanılmıyorsam babasının aksine makyajlar kendisine ait değil, ancak tamamlanması 5 saat süren kurtadam makyajı ile sinema tarihine geçmiştir bile.

filme dair en güzel sürpriz ise şüphesiz gönüllerin dracula'sı bela lugosi. canlandırdığı ve kendisiyle aynı adı taşıyan karakterin larry'i ısıran kurtadam olması, çoğunlukla vampir kont rolüyle tanınmış lugosi için sinema tarihinde ayrı bir parantez açılmasını sağlıyor. zira universal'ın takip eden yıllarda, marvel'ın the avengers filmi ile yaptığına benzer bir şekilde bütün kült canavar karakterlerini devamlılıklarıyla beraber bir araya getirdiği yapımlarda frankenstein canavarını da canlandırarak üç büyük korku sineması karakterini birden oynamış nadir aktörlerden biri olmayı başarmıştır kendileri.

toparlamak gerekirse; diğer canavar filmleri kadar sevememiş olsam da sinema tarihinde ayrı bir yeri olan, lon chaney jr'ı babasının yanına, efsaneler arasına taşımış önemli bir filmdir the wolf man. başta da belirttiğim üzere, gümüş kurşun muhabbetinden dolunay temasına kadar kendisini takip eden ne kadar kurtadam filmi varsa hepsi için de temel oluşturmuştur. sırf bir efsanenin doğuşuna tanıklık etmek için bile izlenir.

"even a man who is pure in heart,
and says his prayers by night
may become a wolf when the wolfbane blooms
and the autumn moon is bright"

(bruce parkus - 6 Mayıs 2014 03:20)