Grand Hotel ' Dizisinin Konusu : Grand Hotel is a TV series starring Jared Rider, Brandon Molale, and Sidnei Barboza. A look at the professional and personal lives of people working at a family-run hotel in Miami Beach.
fires (which burnt brightly) ' ın yer aldığı 1973 tarihli procol harum albümü.
(laforgue - 3 Mayıs 2010 18:37)
john barrymore ve greta garbonun başrollerini paylaştığı film.
(betatron - 27 Eylül 2011 02:58)
başrolünde greta garbo'nun yer aldığı 1932 yapımı, oscar'lı bir edmund goulding filmi."buzlar kraliçesi" garbo, o aksanlı konuşmasıyla bir rus balerini canlandırır filmde. mekân berlin'deki grand hotel'dir. karakterlerden grusinskaya sahne stresini, sanatçı kaprisini bolca yaşayan balerindir; baron von geigern ise fazlasıyla centilmen, ne bir kolyeyi ne de bir cüzdanı çalabilen, sonunda da hayatından olan bir hırsızdır. filmdeki işadamı preysing gerek davranışlarıyla gerekse konuşmasıyla sinir edicidir. garbo, filmde sarfettiği "i want to be alone" sözüyle tarihe geçer ve o söz hayatıyla özdeşleşir.
(martin jacques mystere - 16 Ekim 2011 23:14)
1932'de en iyi film dalında oscar odulunu alan film.
(tequila boom boom - 31 Mayıs 2003 11:35)
(ara: grand hotel)
(robinbook - 23 Mayıs 2004 19:44)
siyah beyaz filmlerin tüm zarafetini üstünde taşıyan filmdir kendisi.greta garbo'nun o içe işleyen muhteşem oyunculuğunun yanında grand hotel'de pek çok hayatın, hikayenin ve umudun kesişmesi nice hayallerin harcanması incelikle işlenir. sinemanın tüm asaletini omuzlanabilecek tek filmdir bana göre.
(satirdan kahraman - 19 Haziran 2015 01:59)
(bkz: grand hotel fc)
(historien - 8 Ağustos 2015 19:17)
"remember us to life"tan regina spektor sarkisi. sozleri boyle:somewhere below the grand hotelthere is a tunnel that leads down to helltake the dumbwaiter, the laundry chutethen sneak through the hall past the boy's shining boots then left at the courtyard through the old gardenwhere all the bellhops smoke with the guardsand then you run to the old lake housedown to the old lake houserun to the old lake house where it beginsunder the floorboards there's a deep wellthat leads to a spring that sprung up in hellthat's where old devils danced and kissedand made their blood pacts in the ancient mythsand running through forest they screamed in choruswhile piercing fair maiden's chests with their hornsand then they lay in the grass 'til the dawn camesleeping away 'til the dawn camelay in the grass where now stands the grand hotelthe maître d' and a fancy chefsilver's real, the liquor's top shelfplay some tennis, swim in a poolstroll the garden shady and coolyou won't care that the devilswon't mind that the devilswon't know that the devils are nearsomewhere below the grand hotelthere is a tunnel that leads straight to hellbut no one comes up for the souls anymorethey come for some comfort and for the dance floorand hiding sharp horns under fedorasdo not disturb signs instead of a chorusthey toss and turn 'til the dawn comeson soft sheets 'til the dawn comesno one sleeps at the grand hotelroom service, mini-barscented soaps, chauffeured carsstay a day, stay a weekhere's the tunnel, take a peekjust call up your friends at the front deskany hour at the front deskcall up your friends at the grand hotelyou'll always have friends at the grand hotel
(la celestina - 1 Kasım 2016 21:04)
madame grusinskaya's car!"grand hotel... always the same... people come, people go. nothing ever happens..."ama işte hiçbir şey olmuyor mu?havaalanları gibi oteller de her gün değişik insanların kim bilir neler yaşadığı yerler. bu yüzden otellerin bu değişken, "yaşayan" yüzünü konu alan filmler ayrı bir ilgimi çekiyor. mesela işte hotel paradiso ya da youth ve hatta the grand budapest hotel.yukarıdaki "... nothing ever happens" sözünü söyleyen aynı karakterin, bilge doktorun bir başka sözü de var bu değişken, "yaşayan" yüzle ilgili: "and what do you do in the grand hotel? eat. sleep. loaf around. flirt a little, dance a little. a hundred doors leading to one hall. no one knows anything about the person next to them. and when you leave, someone occupies your room, lies in your bed... that's the end."birbirinden farklı hedefleri olan, birbirinden farklı karakterlerin belki de hayatlarındaki en önemli birkaç günü konu alsa da film sonuçta onların da büyük bir otelde birkaç günden fazla kalmamış misafirler olduğunu sonunda çok güzel veriyor.1932 yapımı bu filmi ben beğendim ama herkese de öneremem. grusinskaya, baron, flaem, preysing, kringelein, suzette... klişe gelebilirler ama çok gerçekler. çok karakter olmasına rağmen, filmin herbir karakterin kişiliğini başarılı bir şekilde işlediğini düşünüyorum. yalnızca grusinskaya'dan yalnızca flaem'den, yalnızca kringelein'den ve tabii yalnızca baron'dan film olurken biz bu filmde hepsini bir arada birkaç gün içinde görüyoruz. 9/10 dedim 85 yıllık film olduğunu da hesaba katarak.
(kelek - 27 Aralık 2016 23:58)
su siralarda londrayi sallamakta olan basarili muzikal. 1928 almanyasinda berlinde bir otelde yasanan olaylari anlatan muzikal, west end sahnelerindeki diger muzikallerin klasik hallerinden ayrilan yapisi ile gercekten ilgi cekici. (bkz: donmar theatre)
(sirin - 18 Aralık 2004 23:25)
Yorum Kaynak Link : grand hotel