How Proust Can Change Your Life ' Filminin Konusu : How Proust Can Change Your Life is a TV movie starring Lily Bevan, Richard Blackford, and Phelim Drew. Drama-documentary portrait of the great 20th-century French writer.
Sunshine(1999)(7,5-12212)
The End of the Affair(1999)(7,1-19803)
Onegin(1999)(6,9-6970)
Oscar and Lucinda(1997)(6,7-6179)
Bernard and Doris(2007)(6,6-3323)
The White Countess(2006)(6,6-6185)
Land of the Blind(2007)(6,5-3651)
Chromophobia(2006)(6,1-1974)
nedense bütün bu akıcı, zekice, malumatfuruş, etkileyici yazılarının motivasyonu abazanlık gibi geliyor bana
(kumbeji - 13 Nisan 2010 23:40)
tarihe notumdur, böyle yazı yazan bir adamla ömrümü geçirmek istiyorum.
(angelic smile - 16 Nisan 2010 10:06)
"kendini fazla önemseme balonu" ve hemen yanina yerlestirilmis "ironik igne" ile soyutlama/somutlama ikilisinde nefis bir lezzeti yakalayabildigini ispatlamis, ne desek az kalacak basarili yazar.
(aged - 10 Aralık 2002 23:02)
kitaplarında değindiği konularda derinlemesine bilgi vermez insana. ama iyi bir yol göstericidir. çok yalın anlaşılır bir dille yazar. okuyup da ne dediğini anlamamak için baya bir çaba sarfetmek gerek. zevkle takip ederim kendilerini.
(kurk mantolu michael jackson - 31 Ekim 2010 11:44)
bu adamı okuduğunuzda size bilmediğiniz, farkına varmadağınız hiçbir şey söylemeyecektir. ama okurken "e ben bunları düşünüyordum, niye ben dillendirmiyorum da adam bu kadar güzel dillendiriyor" diyeceğiniz kitaptır. belki farkına vardığınız ama çok üstünde durmadığınız konular üzerinde biraz daha yoğunlaşmanızı sağlar. keyiflidir. kafa çok yoğun bir şeyler alamayacaksa ve hoş vakit geçirmek istiyorsanız idealdir. okurken bol bol yüzünüzü güldürür. okuyun, kimi yerlerin altını çizin, arkadaşlarınızla altını çizdiğiniz yerleri karşılaştırın. üstüne konuşun, gülüşün, alıntılar yapın. hayatınızı değiştirmez ama ona tat katar.
(exceteraum - 19 Mart 2011 00:18)
modern ofislerin en çarpıcı özelliğini, ne bilgisayarlarda, ne otomasyon sistemlerinde ne de küreselleşmenin nimetlerinde bulabilirsiniz. herkesin inandığı o düşüncede yatar modern ofislerin en çarpıcı özelliği: iş bizi mutlu etmek zorundadır. insanlar bir arada yaşamaya başladığından beri kurulan tüm toplumlarda iş hayatın merkezine oturmuştu; ancak ilk defa bizim toplumumuzda işin bir cezadan ya da bir kefaretten farklı bir şey olabileceği dile getirildi. bizim toplumumuz, sağlıklı bir insanın maddi açıdan ihtiyacı olmasa da çalışmak istemesi gerektiği düşüncesini beyinlere yerleştirdi. yaptığımız işin kişiliğimizi tanımlamasına tarihte izin veren ilk toplum da biziz; yeni tanıştığımız birine ilk sorduğumuz soru nereli olduğu ya da anne babasının adı değil, ne iş yaptığıdır, sanki bir insanı ötekilerden ayıran niteliği öğrenebilmek için ne iş yaptığını sormamız yeterlidir.eskiden böyle değildi. roma ve yunan uygarlıklarında iş kölelerin yapması gereken bir eylem olarak algılanırdı. platon ve aristo'ya göre hayatta tatmine ulaşmanın tek yolu, kişisel bir gelire sahip olmaktan geçerdi; çünkü insan ancak böyle bir gelire sahip olduğunda günlük yaşamını rahatlıkla sürdürüp kendini ahlak ve maneviyat sorunlarını düşünmeye adayabilirdi. alain de botton, görmek ve fark etmek.
(bizibiz - 8 Kasım 2013 01:22)
--- spoiler ---şöhret olma arzusunun özünde; dokunaklı, kırılgan ve basit bir istek yatar: iyi muamele görmeye duyulan özlem.--- spoiler ---
(arabo - 5 Nisan 2016 13:07)
proust yaşamınızı nasıl değiştirebilir adlı kitabından da anlaşılacağı gibi yazarın derdi başkalarının saptamalarının üstüne yatmak değildir. her şey el altında da olsa cerrah gene de hemşireden aletleri ister; keza yazar da romanlarında elinize neşterdi suctiondı tutuşturur, üstelik bunu pek mahirce yapar
(16bg - 26 Ekim 2001 20:08)
benim henüz hiçbir eserini okuyamadığım, fakat romantik hareket'in ardından aşk üzerine'yi okuyan kardeşimin bu son kitapta bir sürü olasılık hesabının yanlış olduğunu fark edip mail attığı, bu maile "evet, bana da o kitapta çok hatalar var diyenler oldu, zaten ben yapmamıştım o hesapları, başkasına yaptırmıştım, zira ben ikiyle ikiyi toplayamam. belki yanlıştır, belki de değildir, ama bu kitabın başarısını etkilemez sonuçta. ilgin için sağol" şeklinde cevap vermiş, bu şekilde son dönemde beni şaşırtmış bir insandır. zira bir kitap yazsaydım ve içinde matematikle hiç de ciddi olarak uğraşmayan bir insanın bile rahatlıkla göreceği nitelik ve nicelikte hata barındırsaydı bu kitap, hemen doğrusunu öğrenir, yeni baskılarında düzelteceğim diye kendimi parçalar, çok çok utanırdım. sanki matematik ve olasılık hesabı böyle belirsiz, belki doğru belki yanlış olabilen bir şeymiş gibi davranmak, "işte yaptım bir şeyler, ama farkında da değilim pek, biliyor musun" tarzı, özensizlik, bilemiyorum..
(lacrima - 27 Ekim 2001 01:34)
isviçre doğumlu, ama londra'da yaşayan yazar. ilk kitabi olan on love turkceye cevrilmis ve yapi krediden çikmiş. raflarda "ask uzerine" diye görürseniz sakın "yolu sevgiden gecenlere" geyiki sanmayin. günlük dilde yazılmış ama cok siki gondermelerle dolu bi kitap. alain de botton da oyle zaten "kiss and tell", "how proust can change your life" gibi kitapları da var.
(amandine - 10 Ocak 2000 19:59)
Yorum Kaynak Link : alain de botton