• "eski 24 günlerinin hatırına kiefer sutherland'ın bir damn it patlattığı dizi. o değil de bu dizi ya efsane olur, ya da çok pis sıçar."
  • "ilk bölümün zirve noktası; cep telefonundaki kızının fotografının peşinde olan ingiliz'in, tokyo'da dev ekranlarda gördüğü sahne.*"
  • "3:23'te başlayan piyano & trompet ikilisine bayıldığım, taze ve her daim taze kalacak gibi gözüken şarkı. kanımca random access memories'in en iyisi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    eski 24 günlerinin hatırına kiefer sutherland'ın bir damn it patlattığı dizi. o değil de bu dizi ya efsane olur, ya da çok pis sıçar.


    (kartal ruhu - 5 Şubat 2012 16:14)

  • comment image

    ikinci bölümü izledim ve bana göre değilmiş.

    --- spoiler ---

    ilk bölümdeki karakterler üzerinden yürüyecek sanıyordum olayları ama öyle değilmiş. her bölüm çok çılgın birleştirmeler olacak anladığım kadarıyla. tamamen kurgu olmasına rağmen bu tip dizilerden en azından kendi içinde tutarlı olmasını bekliyorum. oha çocuğa bak napıyo yeaa ne saçma demiyorum ama ırak'lı bebeye o fırın nasıl gitti, o bombayı patlatmadığı için ebesini niye skmediler gibi soruların çok havada kalması hoşuma gitmiyor. ikinci bölümdeki hintli arkadaş külleri serptikten sonra elleri kelepçeli bi şekilde ekip otosuna bindirilseydi mesela çok datlı olurdu bence.

    çocuğu telefon edince mafyalığa da lanet olsun kötü adamlığa da diyip tevbe eden abiyi hiç saymıyorum gtk.

    ---
    spoiler ---

    izlemiyorum artık anasını satiim. çok tutarsa falan tükürdüğümü yalar izlerim kimseye de söylemem noolcak sanki, kim bilecek? kimse bilemez sonuç olarak izlerim yani hayret bişii.


    (lalalanoluyola - 26 Mart 2012 16:46)

  • comment image

    sözlükte pek ilgi görmeyen dizilerden biri. 2.sezonu 2 bölümle başlamıştır. arka arkaya izledim 2 bölümü de ve en ufak bir sıkıcılık duymadım. başladığından beri takipçisiyim zaten. açıkçası konusu hoşuma gidiyor ve umarım diziyi sonuna kadar götürürler.


    (ne fark eder - 10 Şubat 2013 11:35)

  • comment image

    tek kelime ile efsane olmus daft punk şaheseri. tabi paul williams ın da hakkını yememeli.

    touch, ı remember touch
    pictures came with touch
    a painter in my mind
    tell me what you see

    a tourist in a dream
    a visitor it seems
    a half-forgotten song
    where do ı belong?
    tell me what you see
    ı need something more

    kiss, suddenly alive
    happiness arrive
    hunger like a storm
    how do ı begin?

    a room within a room
    a door behind a door
    touch, where do you lead?
    ı need something more
    tell me what you see
    ı need something more

    hold on
    ıf love is the answer you hold

    touch, sweet touch
    you've given me too much to feel
    sweet touch
    you've almost convinced me ı'm real
    ı need something more


    (deepro - 14 Mayıs 2013 21:33)

  • comment image

    daft punk üyelerinin açıklamalarına göre random access memories albümünün, 250'den fazla ses ögesinden oluşan en kompleks şarkısı.(1) de homem-christo şöyle demiş: "touch albümün merkezi gibi, diğer şarkıların hatıraları bu şarkının etrafında dönüp duruyorlar."(2)


    (yevkassim - 15 Mayıs 2013 13:12)

  • comment image

    dizinin adı "kiefer sutherland ile jake demeyi öğreniyoruz" ya da "bir günde kaç kere jake diyebilirsiniz" olsa hiç sırıtmazmış. türk versiyonu çekilirse de adı " jake kadar taş düşsün başınıza" olsun. yeter lan!


    (ejderhasizfantazya - 9 Eylül 2013 21:14)

  • comment image

    hayal aleminin derinliklerine dalmanıza neden olan ve içindeki her bir geçişte sizi farklı bir boyuta sokan şarkı demeye dilimin varmadığı daft punk masalı. tabiri caizse yeni bir bohemian rhapsody'dir.


    (kori sosu - 21 Eylül 2013 14:20)

  • comment image

    şu ana kadar random access memories'ten en az 6 parçayı zamanında "albümdeki en iyi şarkı budur" diye etiketlemişimdir. ama hiçbir zaman bunlar arasında touch yoktu. paul williams'ın sesini itici bulurdum her zaman.

    son 3 haftadır falan kulaklığı ne zaman taksam dinlediğim ilk şarkı touch oluyor.

    ve sanmıyorum ki hayatımda beni bir şarkı ile bu kadar farklı duygulara sokacak başka bir şarkı daha olsun. aynı şarkıda karamsarlık, mutluluk, aşk, acı ve realitenin kaçınılmazlığını hissettirebiliyor. çok garip geliyor bu kadar farklı duyguları çok kısa aralıklarla hissetmek.

    özellikle 4.13'te başlayan "hold on, if love is the answer you are home" kısmı transa bile geçirebiliyor.

    fazlasıyla ilginç, fazlasıyla experimental bir şarkı.


    (eastanbool - 12 Kasım 2013 21:08)

Yorum Kaynak Link : touch