animeseverlerin en iyi listesinde yer aldığını düşündüğüm yapım olan blood+ bittikten sonra uzun süre seri ile ilgili haber alamasakta, 2011 in temmuz ayında, 5 yil aradan sonra yeni yapımcısı clamp ile geri dönerek bizi sevindirecek anime.

edit: tarih belli oldu, büyük gün 7 temmuz

(bkz: blood plus)
(bkz: clamp)

(shinobi - 16 Mayıs 2011 13:17)

clamp çizimlerinin ve bu grubun önceki animelerinden benzer karakterlerin hemen göze çarptığı animedir ilk bölüm itibari ile. nitekim xxxholic'te yuko'nun dükkanında duran 2 küçük kızın çizim olarak olmasa bile karakter olarak birebir kopyaları burada hayat bulmuştur. ilk bölüm olarak çok hızlı bir giriş yaptığını düşünmesem de hala büyük umutlarım var bu yapımdan.

(yardiran adam - 8 Temmuz 2011 20:42)

kan bakımından isminin hakkını veren animedir. yani aklınıza kanlı bir anime olarak elfen lied geliyorsa, blood-c elfen lied'a çocuk parkını gezdirir, büyü de gel dedirtir.

blood'u bilenler saya'yı bilir. clamp için fazla söze gerek yok, code geass, xxxholic, tsubasa reservoir chronicle gibi animeler, stüdyo için yeterli referans kabul edilebilir. blood-c, bu iki şeyi alıyor ve ortaya çarpıcı (bakın güzel demiyorum, çarpıcı) bir yapım ortaya koyuyor... konu aslında basit, saya bir yaratık avcısı, yaratık avlıyor. bu kadar dememi bekliyorsanız tabii ki yanılıyorsunuz. işin içinde clamp var ve hikaye uçuyor... hikaye uçtukça, ortada dolaşan insan ve yaratık parçası da aynı oranla artıyor.örnek olarak aşağıdaki spoiler'a alalım sizi....

--- spoiler ---

episode 12 - tavşanlar ve torbadaki insanlar... bir daha tavşanlara aynı gözle bakamayacağım.

--- spoiler ---

müzikler iyi, karakter çzimleri clamp kalitesinde, yani sevebilirseniz çok iyi, sevemezseniz nefret edeceğiniz cinsten. konu akışı kötü, hikayeye girmek için 4. bölüme kadar sabretmeniz gerek (ki bu 12 bölümlük bir anime için fazlasıyla uzun bir süre demek). seslendirmeler iyi... vahşetin dozu abartılı (ki bölümlerin çoğunu sansürlü izledim) ama tabii ki bu çok büyük bir sorun değil eğer canavarlı ve isminde blood geçen bir anime için...

tavsiyem eğer abicim blood ve elfen lied beni kesmedi, acilen vizyonda 0 rh+ kana ihtiyacım var, gergin bir şeyler istiyorum beni rahatsız edecek gibi şeyler diyorsanız size bu animeyi öneriyorum. öbür türlü bu animeyi beğenmeyeceksiniz, benden söylemesi...

(demandred - 5 Aralık 2011 22:11)

(bkz: gekijouban blood-c the last dark)

(gattsu - 25 Aralık 2011 01:09)

açık ara izlediğim en brutal anime. blood+ ile senaryonun alakasız olmasına şaşırdım biraz ama yine de fena olmamış, özellikle son birkaç bölüm bayağı bombaydı. kesinlikle blood+ dan daha sert, hem içerdiği vahşet hem de senaryo açısından. lakin daha önce de söylenildiği gibi ilk 4 bölüm bir halt olmaması can sıkabiliyor. yani bir oturuşta izlemesem, 3. haftada "eeeh bu ne lan?" diyip bırakabilirdim.

(fortisvita - 20 Ocak 2012 18:25)

kötü bir anime. tek artı yan olarak etkileyici çizilmiş vahşet sahnelerini söyleyebilirim. en fazla 60 dakikalık bir filmi oluşturabilecek bir konuyla 12 bölüm yapınca böyle oluyor demek ki. devam kaygılı sikindirik sonuna değinmiyorum bile. 1 dakika vahşet sahnesi için 19 dakika salak salak diyaloglar izlerim diyenlere tavsiye ederim.

(isdivagen - 21 Nisan 2012 17:27)

blood+ 'u izleyip ardından blood-c'ye geçip aynı tarz bir anime ya da senaryonun devamını bekleyenler biraz şaşırıp hayal kırıklığına uğrayabilir.

(tpaksu - 21 Nisan 2012 18:10)

finali olan 12. bölüm tam anlamıyla vahşettir.

(sozlukte bulunmayan kelime - 29 Haziran 2012 09:51)

blood-c: the last dark fansubu an itibariyle çıkmıştır.

(letthesunraindownonme - 10 Mart 2013 14:02)

kötü bir anime diyemem. ancak iyi bir anime de diyemem. anime ilk izlemeye başladığınızda sıkıcı geliyor. ne yazık ki böyle. uzun süre olayları anlamıyor, boş, manasız bir şekilde izlediğiniz için de başarısız bir hikaye olduğunu düşünüyorsunuz. oysa ki animenin asıl olayı son bölümlere doğru ortaya çıkıyor. başta bir gizem yaratmadıkları için seyirciye yanlış sunulmuş bir anime olduğunu düşüyorum. zira ilk beş bölüm boyunca ortaya ata lar çıkıyor saya gidip hepsini öldürüyor, herkesi kurtarıyor. arada en ufak bir ipucu yok, saçmalık izliyorum diye düşünmeye başlıyorsunuz. senaryonun en büyük hatası budur benim gözümde. sonradan olaylar gelişmeye başladıkça fumito nanaharanın yeri gözünüzde bir anda değişiyor. yani izlerken dedim "bir insan bu kadar vicdansız, korkunç olamaz değil mi?". anime izlerken size bunu söyletiyor. sonu bu açıdan izleyiciyi tatmin edici.

ha filmine gelirsek bence animasyondan kalite açısından bir farkı yoktur. ne iyidir ne de kötü. hatta ben sonunu saçma bile buldum.

çizimleri standart anime çizimleri. vahşeti güzeldir diyenlere katılamayacağım ben sansürlüsünü izledim. ancak yine de izlediğim çoğu vahşetli animeye göre sakin buldum.

--- spoiler ---

yani fumito üzerinden karizmalar akan, küçük dağları ben yarattım havası veren adam filmin sonunda o şekilde ölsün? hele ki shoujo anime izler gibi böyle yaprak yaprak kopa kopa. şaka gibi, bu fumito yu insan diye biliyorduk biz, ne ara cinsi değişti kujum? sevmedim sonundaki o tırt fumitoyu, hızla amacına ulaşan saya yı sevmedim. fumito sonunda saya ya aşkını ilan etseydi daha bir gözümde kabul edilesi idi.
--- spoiler ---

(meds - 11 Mayıs 2015 21:08)