Place of Execution (~ A tett helyszíne) ' Dizisinin Konusu : Place of Execution is a TV mini-series starring Lee Ingleby, Emma Cunniffe, and Philip Jackson. A young girl mysteriously vanishes from her English village home. 45 years later, a journalist's attempts to make a documentary on the...
Code of a Killer(2015)(7,7-2111)
Chasing Shadows(2014)(7,5-1814)
What Remains(2013)(7,5-2506)
Exile(2011)(7,4-1458)
The Field of Blood(2011)(7,4-729)
Injustice(2011)(7,3-1338)
The Widower(2014)(7,3-1513)
Above Suspicion(2009)(7,1-1782)
Undeniable(2014)(6,4-604)
yevgeni yevtusenko'nun siiri-isteyen seyh bedrettin destaniyla benzerlikleri hakkinda dusunebilir.dmitri sostakovic tarafindan bestelenmistir: opus 119, rus devlet senfoni orkestrasi guzel soyler, chandos'tan altinci senfoniyle birlikte bir albumde cikmistir.asagida copy/paste marifetiyle aktardigim siirin ingilizce cevirisi:the execution of stenka razinin moscow, the white-walled capital,a thief runs with a poppy-seed loaf down the street.he is not afraid of being lynched today.there isn’t time for loaves...they are bringing stenka razin!the tsar is milking a little bottle of malmsey,before the swedish mirror,he squeezes a pimple,and tries on an emerald seal ring--and into the square...they are bringing stenka razin!like a little barrelfollowing a fat barrela baby boyar rolls along after his mother,gnawing a bar of toffee with his baby teeth.today is a holiday!they are bringing stenka razin!a merchant shoves his way in,flatulent with peas.two buffoons come rushing at a gallop.drunkard-rogues come mincing...they are bringing stenka razin!!old men, scabs all over them,hardly alive,thick cords round their necks,mumbling something,dodder along...they are bringing stenka razin!and shameless girls also,jumping up tipsy from their sleeping mats,with cucumber smeared over their faces,come trotting up--with an itch in their thighs...they are bringing stenka razin!and with screams from wives of the royal guard*amid spitting from all sideson a ramshackle carthecomes sailingin a white shirt.he is silent,all covered with the spit of the mob,he does not wipe it away,only grins wryly,smiles at himself:"stenka, stenka,you are like a branchthat has lost its leaves.how you wanted to enter moscow!and here you are entering moscow now...all right then,spit!spit!spit!after all, it’s a free show.good people,you always spitat thosewho wish you well.i so much wished you wellon the shores of persia,and then againwhen flyingdown the volga on a boat!what had i known?somebody’s eyes,a saber,a sail,and the saddle...i wasn’t much of a scholar...perhaps this was what let me down?the tsar’s scribe beat me deliberately across the teeth,repeating,fervently:‘decided to go against the people, did you?you’ll find out about against!’i held my own, without lowering my eyes.i spat my answer with my blood:‘against the boyars--true.against the people--no!’i do not renounce myself,i have chosen my own fate myself.before you,the people, i repent,but not for whatthe tsar’s scribe wanted.my head is to blame.i can see,sentencing myself:i was halfwayagainst things,when i ought to have goneto the very end.no,it is not in this i have sinned, my people,for hanging boyars from the towers.i have sinned in my own eyes in this,that i hanged too few of them.i have sinned in this,that in a world of evili was a good idiot.i sinned in this,that being an enemy of serfdomi was something of a serf myself.i sinned in this,that i thought of doing battlefor a good tsar.there are no good tsars,fool...stenka,you are perishing for nothing!"bells boomed over moscow.they are leading stenkato the place of execution.in front of stenkain the rising windthe leather apron of the headsman is flapping,and in his handsabove the crowdis a blue ax,blue as the volga.and streaming, silvery,along the bladeboats fly,boatslike seagulls in the morning...and over the snouts,pig faces,and ugly mugsof tax collectorsand money changers,like light through the fog,stenkasawfaces.distance and space was in those faces,and in their eyes,morosely independent,as if in smaller, secret volgasstenka’s boats were sailing.it’s worth bearing it all without a tear,to be on the rack and wheel of execution,if sooner or laterfacessproutthreateninglyon the face of the faceless ones...and calmly(obviously he hadn’t lived for nothing)stenka laid his head down on the block,settled his chin in the chopped-out hollowand with the back of his head gave the order:"strike, ax..."the head started rolling,burning in its blood,and hoarsely the head spoke:"not for nothing..."and along the ax there were no longer ships--but little streams,little streams...why, good folk, are you standing, not celebrating?caps into sky--and dance!but the red square is frozen stiff,the halberds are scarcely swaying.even the buffoons have fallen silent.amid the deadly silencefleas jumped overfrom peasants’ jacketsonto women’s robes.the square had understood something.the square took off their caps,and the bellsstruck three timesseething with rage.but heavy from its bloody forelockthe head was still rocking,alive.from the blood-wet place of execution,there,where the poor were,the head threw looks aboutlike anonymous letters...bustling,the poor trembling priest ran up,wanting to close stenka’s eyelids.but straining,frightful as a beast,the pupils pushed away his hand.on the tsar’s head,chilled by those devilish eyes,the cap of monomakh, began to tremble,and, savagely,not hiding anything of his triumph,stenka’s headburst out laughingat the tsar!1964translated by tina tupikina-glaessner, geoffrey dutton, and igor mezhakoff-koriakin (revised)
(stg - 23 Aralık 2007 00:03)
bir kültür ortamında ve belirli bir sanat alanında verilmiş bir eserden söz edileceği vakit iş derhal başkalaşıp bütün bir coğrafyanın cümle sanat birikiminden bahsetmek halini alıyorsa, anlarız ki, karşımızda ortalama bir sanatkarın ortalama bir eseri değil, bir yetenek timsalinin disiplinlerarası bir şaheseri duruyor. bu bir tabloysa, çerçevesini hiçe sayıp asıldığı duvarda bir sarmaşık misali yayılarak ürünü olduğu coğrafyanın dününü ve bugününü çepeçevre sarar; bu bir şiirse eğer, kelimeleri yazıldığı sayfanın bendini aşıp o coğrafyada yaşamış ve yaşayan cümle insanın acı ve mutluluğunun ozanı olup çıkar; ve eğer bu bir kantatsa...dmitri şostakoviç'in yevgeni yevtuşenko'nun aynı adlı librettosundan, yani edebiyat alanından müzik alanına 1964 yılında bir kantat formunda uyarladığı "stenka razin'in idamı" nam eserini takip ederken, düşünmeden edemiyorum: onlarca sinema filmine ve on beş kadar sahne gösterisine müziğiyle katkıda bulunmuş olan şostakoviç, gösteri sanatlarına duyduğu ilgiyi farklı bir açıdan uygulamayı denese, misal, "stenka"yı bir kantat olarak değil de, uzun metrajlı bir film olarak düşünse, acaba sonuç ne olurdu? yaklaşık yarım saatlik süresince bitmek tükenmek bilmez bir görsellik sunan ve bunu yalnızca "ses" kullanarak başaran şostakoviç, kızıl meydan'da çınlayan çanların sesini görüntüsüyle perçinlese, meydanı dolduran kalabalığın yoksul halini, cellatın elindeki baltanın volga nehri'ni anımsatan maviliğini, stenka'nın çarlığa direndiği kadar ölüme de direnen gururlu başından süzülen kanların kızılca metalikliğini zihinlerimizin karanlık perdesinden alıp bir sinemanın aydınlık perdesine yansıtsaydı, «stenka razin getiriliyor!» dendikçe haşrolan tüylerimizi buna denk bir görkemle titretmeyi acaba başarabilir miydi?evet, "stenka" hakkında çok düşünüyorum çünkü "stenka", paavo jarvi'nin de dediği gibi, bedeni 17. yüzyılda kalsa dahi fikirleri ve düşmanı hâlâ o günkü canlılığını—ne yazık ki—koruyan bir karakter. doğru, monomah kalpağı bugün pahalı bir müze eşyasından fazlası değil; ama bu coğrafyanın insanını takunyalarıyla ezen vladimir putin'ler, recep tayyip erdoğan'lar görünmez bir monomah kalpağı'nın, görünmez bir padişah kavuğu'nun taşıyıcı değil midir? stenka razin, olanca vandallığına karşın—ki bunları asla reddetmez—hedefine çar'ları, boyar'ları almasıyla ve onlardan aldığını yoksula dağıtmasıyla rusça konuşan bir robin hood değildir de, nedir? hatta, şostakoviç'in onu ekim devrimi'nin 50. yıl dönümü için 1964 senesinde, yani joseph stalin'in ölümünden 11 sene sonra besteleyebilmiş olması, "stenka"nın çar'ını "stalin" üzerinden yorumlamaya engel midir?"stenka"yı mesajını dikkate almaksızın dinlemek ve denk seviyede beğenmek de gayet mümkün. rusçanın bir solo baritonun dilinde latinceleşen sertliği, enstrümanlardan yükselen seslerin görselliğiyle ve yer yer koronun görkemiyle birleşince kendini yarım saate yaklaşan süresine karşın defalarca kez dinleten bir güzelliğe ulaşıyor. öyle sanıyorum ki "stenka"nın yapılagelmiş en temiz ve özüne uygun kaydı, valeri polyanski şefliğinde ve rusya devlet senfoni orkestrası'nın eşliğinde icra edilen performanstır ki hikayeyi dilinden takip ettiğimiz anatoli loçak o harikulade sesiyle eserin görkemini tarifsiz boyutlara taşıyor. hayli güzel bulduğum bir başka performans da vladimir aşkenazi şefliğinde helsinki filarmoni orkestrası tarafından verilmiş. eserin gerard schwarz şefliğinde seattle senfoni orkestrası tarafından yapılan kaydı ise, bana kalırsa, özellikle ilk 5 dakikasındaki yersiz ahesteliği ile bu bölümün çoşkusunu hepten yitiren ve kendisini ilerleyen sahnelere taşımayı başaramayan bir kayıt. yayınlanmış en güncel kayıt ise paavo jarvi'nin estonya ulusal senfoni orkestrası eşliğindeki 2012 tarihli performansının bu sene içinde yayınlanmış kaydı ama bu kayıt da yine yersiz yavaş icra edildiği için ve içinde yer aldığı albümdeki diğer iki kantatın yarattığı siyasi sansasyondan da yoksun kaldığı için iyice silikleşiyor.klasik müzik kayıtlarını salt dinlemekle yetinmeyip izlemekten de keyif alanlar için nitelikli videolar paylaşmak isterdim ama "stenka" ne yazık ki pek sahnelenen bir eser değil çünkü "stenka"yı sahnelemek için becerikli bir bariton, hayli geniş bir koro ve eserin heyecanını doruklarda tutabilecek bir şef gerekiyor. kollarını kameralar önünde sıvayanlardan en beğendiğim ve gerçekten salt kulakla alımlanamayacak bir deneyim vadeden karelya devlet orkestrası performansı, ne acıdır ki çok çok kötü bir mono ses dosyası ile taşınmış youtube'a. sao paolo akademik orkestrası'nın luciano camargo şefliğindeki icrası ise bu yokluk ortamında kafi bir dinlence ve seyir imkanı olarak nitelendirilebilir.eseri ilk defa dinleyeceklere tavsiyem, bunu polyanski kaydıyla yapmaları ve ilk 5 dakikadaki gergin görkeme, koronun buradaki ince rolüne ve cellatın «davay, topor!*» dediği anda oluşan ölüm sessizliği ile akabinde "baş"gösteren mahşeri ürküye dikkat etmeleridir. metnin tina tupikina-glaessner, geoffrey dutton ve igor mezhakoff-koriakin tarafından hazırlanan ingilizce çevirisi üzerinden ve (yer yer ukraynaca ve bulgarca kelimelerin de kullanıldığı ve bu yüzden işimi hayli zorlaştıran) rusça metin ile karşılaştırmalı olarak ve özgün metnin biçim ve içerik özelliklerine sadık kalmaya çalışarak hazırladığım çevirisini de ekleyip şostakoviç ile dinleyici arasından çekiliyorum.~~o ak duvarlı başkentte, moskova'da, bir hırsız koşuyor, elinde haşhaşlı ekmek, sokağın aşağısında.linç edilmekten yöne bir korku duymuyor bugün.bugün hiç kimse ekmekleri umursamıyor zira...………………………………stenka razin getiriliyor!………………………………stenka razin getiriliyor!çar ise zıkkımlanıyor bir şişe yunan şarabıyla,bir isveç aynası önünde ………………………………uğraşıyor yanağındaki çıbanıyla,zümrüt bir yüzük deniyor—ve şehir meydanına...………………………………stenka razin getiriliyor!………………………………stenka razin getiriliyor!şişman bir varili takip eden………………………………minik bir varil gibi,elindeki şekerlemeyi dişleriyle kemirerekannesinin peşinden bir bebek boyar yuvarlanıyor.gün, bayram günüdür!………………………………stenka razin getiriliyor!………………………………stenka razin getiriliyor!bir tüccar ilerliyor kalabalığı yara yara………………………………………………bezelye dolu karnıyla.iki de soytarı geliyor at üstünde dört nala.ayyaş dilenciler ise sallana sallana geliyor...………………………………stenka razin getiriliyor!yaşlı adamlar, boyunlarındaki kalın kordonlarve kabuk bağlamış yaralar içinde………………………………………………can çekişe çekişeve titreye titreye………………bir şey mırıldanıyor...………………………………stenka razin getiriliyor!ve arsız kızlar da yine,fırlayıp yer yataklarından çakırkeyif bir halde,çehrelerine yayılmış salatalık dilimleriylekalçalarını kaşıya kaşıya hatır hatır—………………………………………………kırıtatak yürüyor...stenka razin getiriliyor!stenka razin getiriliyor!stenka razin getiriliyor!ve muhafiz karılarının çığlıkları eşliğindeyağarken dört bir yandan tükürüklerkülüstür bir arabanın üzerindestenka razin geliyor…………………………bir kaptan gibi……………………………………………beyaz gömleğiyle.kalabalığın tükürüğüyle………………………………kaplanmış olsa da,bir çıt dahi çıkarmıyor,onları silmiyor bile, yüzünde alaycı bir sırıtış,kendine gülüyor:«stenka, stenka,ne fark var yapraklarından yoksun kalmış………………………………………………………………bir dal ile aranda.nasıl da isterdin moskova'ya gelmeyi!al işte, karşında moskova...pekala,………tükürün!………………tükürün!………………………tükürün!öyle ya, beleş gösterim bu.ve ey güzel halk, sen,yüzüne tükürürsün daimanerede senin iyiliğini isteyen ………………………………birini görsen.çar katibi yumruklarını dişlerime indiriyor,defalarca………… ve hevesle:‹halkın iradesine karşı mı geliyorsun, ha?karşı gelmek nasıl olurmuş, göreceksin öyleyse!›direndim,…………ve asmadım yüzümü.verdim cevabımı tükürerek ve kanımla:‹boyar'lara isyansa—…………………………evet.halka isyansa—…………………………asla!…………………………asla!…………………………asla!›yadsımıyorum kendimi,kendi kaderimi kendim seçtim ben.eğer eğiliyorsam da,…………ey güzel halk, sizin önünüzde eğiliyorum,emir almam ben asla………………………………çar'ın katibinden.kellemdir, bir suçlu varsa.anlayabiliyorum,………………çıkarırken kendimi darağacına:sonuna dek gitmem gerekirken—……………………………………………amaçlarım uğrunda,kalmışım ben—………………yolun yarısında.hayır,………işlediğim günah, ey halkım,boyarları kulelerden sallandırmak değildi.işlediğim günah, işte itiraf ediyorum,pek azını asmış olmaktı onların.işlediğim günah,………………kötülerin dünyasındaiyi bir ahmak olmaktı.işlediğim günah,………………bizzat kendim bir köleykenköleliğin düşmanı olmaktı.işlediğim günah,………………iyi bir çar içinsavaştığımı sanmaktı.‹iyi çar› diye bir şey yoktur,………………………………ey budala...bir hiç uğruna ölüyorsun,………………………………stenka!»çanlar çınlıyor moskova semalarında.çıkarıyorlar stenka'yı,………………………………idam sehpasına.stenka'nın önünde yürüyen………………………………cellatın etekleri,şiddetlenen rüzgara kapılmış, savruluyor,ve kalabalığın üzerinde tuttuğu………………………………………………avuçlarındamavi bir balta var,………………………volga kadar mavi bir balta.ve bir akıntı sürükleniyor, ………………………………baltanın gümüşi ağzı boyunca,tekneler,…………tekneler,……………………sabah vakti uçuşan martılar gibiler...ve arabanın ön tarafında,………………………………domuz yüzlerini………………………………………………ve çirkin çehrelerinivergi tahsildarlarının……………………ve döviz tüccarlarının,bir sis içinde kalmış ışık huzmeleri gibi,suratlarını……………görüyor………………………stenka.uzaklık ve boşluk vardı o yüzlerde,ve onların gözlerinde,………………stenka'nın tekneleri sürükleniyordu sanki,küçük ve gizli volga nehirlerinde,suratsız bir bağımsızlık içinde.değecekti tüm bunları gözyaşı dökmeksizin göğüslemeye,idam sehpasında………………işkence çekmeye,eğer er ya da geçtehditkar…………yüzler …………………filizlenecekseyüzsüzlerin yüzlerinde...ve sakince……………(bir hiç uğruna değildi yaşamı belli ki)stenka yerdeki kütüğe yerleştirdi kellesini,çenesini kütükteki oyulmuş boşluğa koyupemri başının arkasıyla verdi:………………«indir baltayı...»yuvarlanıverdi kafa,………………kendi kanında haşlana haşlanave başladı boğuk bir sesle konuşmaya:………………………………………………«değildi bir hiç uğruna...»ve baltanın ağzında yoktu artık gemiler—sadece dereler,……………………dereler...«değildi bir hiç uğruna...»«değildi bir hiç uğruna...»«değildi bir hiç uğruna...»neden, ey aziz halk, öyle dikiliyorsunuz da kutlamıyorsunuz bunu?savurun kalpaklarınızı—ve başlayın dans etmeye!ama kızıl meydan donuk ve kaskatı,nadiren oynuyor baltalı kargılar.soytarılar dahi susmuş, çıt çıkarmıyorlar.bu ölüm sessizliği içindepireler zıplayıp duruyorköylülerin ceketlerinden…………kadınların elbiselerine.anlaşılmış bir şey vardı meydanca,tüm kalpaklar çıkarıldı meydanda,ve çanlar çalındı sonraüç defa………gazapla.kanlı perçemiyle ağırlaşmış o kafahâlâ sallanıyordu,………………ve canlıydı hâlâ.kanla ıslanmış o idam mahalindenöteye,………yoksulların durduğu yere,o kafa,………isimsiz mektuplar yolluyordu sankidoğrulttuğu gözleriyle...telaşla,…………tir tir titreyerek yoksul bir papaz geldi,örtmek için stenka'nın gözlerini.ama asaletle,………………canavarca bir ürküyle,gözbebekleri itti papazın ellerini.çar'ın başına taktığı,…………………o şeytani gözlerdeki bakışla donakalmışmonomah kalpağı,…………………sarsılmaya başladı,ve, stenka'nın kafası,…………………vahşi ve muzaffer bir edayla,bir kahkaha…………………patlattı……………………………çar'ın suratında!
(siyah giysili adam - 23 Kasım 2015 17:17)
Yorum Kaynak Link : stenka razin'in idamı