marilyn monroe'nin başrol oynadıgı 1955 yapımı bir film. monroe'nin havalandırmanın yarattıgı rüzgardan açılan elbisesini, sırıtık ve sexy bir ifade ile kapatmaya çalıştıgı pozun gerçekleştigi film.

(quant - 8 Ağustos 2002 12:15)

film her ne kadar monroe'nun eteği kalkmış bir şekilde gülümsediği fotoğrafla ünlenmişse de filmde bu planı göremeyiz. alttan gelen havayla eteğin kalkması vuku bulur elbet ama sadece üst ya da alt açıdan görebiliriz, o afişe neden olan, sinema ve televizyonda yüzlerce kez parodi edilen, seda sayan'ın bile taklit ettiği sahnenin filmde birebir haliyle olmaması bir diğer play it again sam vakası olarak anılabilir. ayrıca o sahnedeki bir kısım konuşma da yönetmen tarafından kesilmiştir

--- spoiler ---

ayrıca marilyn monroe'nun musluğa sıkışan parmağını kurtarmaya çalışan muslukçuya olayları anlattığı hayal sahnesinin de çekiminde muslukçunun anahtarı küvete düşürdüğü bir sahne yer almış, ancak son kurguda bu sahne filmden atılmıştır.

--- spoiler ---

vel hasıl kelam ekseriyetle tek mekanda geçen bu komedi billy wilder - marilyn monroe birlikteliğinin ikinci filmi olan some like it hot kadar etkili olamasa da en az onun kadar popüler kültür malzemesi olabilmiştir. ayrıca filmdeki hayal sahneleri pek çok yönetmen için ilham kaynağı olmuş, hatta from here to eternity filmine yaptığı gönderme belki de pek çok absürd komedinin önünü açmış olabilir. bunları tam olarak bilmek zor.

(charles h duell - 14 Mart 2009 20:01)

inanılmaz eğelenceli film.

--- spoiler ---
filmde çok güzel bir paralel kurgu sahnesi vardır. baş kahramanımızla, marilyn monroe cümle cümle peşpeşe erkana gelir.
bir gece aynı evdedirler ve karşılıklı konuşurlar. bu sırada adam; karşılaşmalarının aslında bir tesadüf olmadığını, bunun psikanaliz nedenleri olduğunu, felsefi bir duruşun biyolojik bir zamanın geldiğinden bahseder.
bu sıra monroe ise; kendi evine almış olduğu vantilatörün yeterince soğutmadığını acaba markete geri verirse kabul ederler mi diye düşünmektedir.
hayat işte böyledir. karşılıklı konuşuruz ama bambaşka şeylerden bahsederiz.

--- spoiler ---

(betatron - 3 Ocak 2010 15:10)

1955 yılında bir kadının evliliğe karşı görüşlerini çok radikal bir şekilde dile getiren film.

--- spoiler ---

the girl^* :"...you may not believe this, but people keep falling desperately in love with me...and suddenly they get this strange idea in their heads...yes, they start asking me to marry them. all the time. i don't know why they do it...all i know is, i don't want to get married. not yet anyway. getting married! that'd be worse than living at the club. then, i'd have to start getting in by one o'clock again..."

--- spoiler ---

(visnekiraz - 19 Ekim 2010 00:21)

marilyn monroe ve tom ewell'in başrolde olduğu, yönetmenliğini billy wilder'ın yaptığı 1955 yapımı amerikan filmi. george axelrod'un aynı adı taşıyan üç perdelik oyunundan beyaz perdeye uyarlanmıştır. karısı ve çocuğunu yaz tatiline gönderen richard sherman'ın üst katlarına taşınan sarışın kızla tanışması ve hayal dünyasında epeyce büyüttüğü ilişkiyi konu alır.

not: marilyn monroe'nun filme damgasını vuran sahnede giydiği meşhur beyaz elbisesi 2011 yılında açık arttırma ile 4.6 milyon dolara satılmıştır.

(orta sekerli - 3 Aralık 2011 22:44)

izlerken, marilyn monroe'nun tüm filmlerini seyretmeye karar verdiğim film. hatun efsane mertebesinde güzel olmanın ötesinde acayip eğlenceliydi. film zaten klasik. anlatmaya gerek yok. (akabinde gentlemen prefer blondes'u izlerseniz hatuna hasta olabilirsiniz. uyarayım.)

(yuzuklerin beyefendisi - 22 Şubat 2012 12:42)

beklediğimden daha iyiydi. billy wilder'ın diğer klasiği/marilyn monroe'lu filmi some like it hot kadar sevdim bu filmi. bu kadar seveceğimi tahmin etmemiştim. ama some like it hot kadar başarılı olduğunu söylemek zor. bunları geçersem wilder tek mekanda geçen bir komedi filmine imzasını atmış. yazın evinde tek başına kalan bir adam üst komşusu ile tanışır. tabi ki bu komşu marilyn monroe'dan başkası da değildir. adam tek başına kalmanın verdiği rahatlık ve özgüvenle kadını evine davet eder. olaylar gelişir diyeceğim ama aslında olaylar gelişmez. film bu adamla kadın arasındaki diyaloglar üzerinden ilerler. tabi adamın paranoyaları da (karım şu an tom'la mı kırıştırıyor? ya birisi gelir de beni bu kadınla basarsa? eyvah, kapıcı kadını fark etti, kesin yarın herkese anlatacak? vs) filmde fazlasıyla önemli bir noktadalar. wilder adamın paranoyalarından ve hayallerinden (monroe ile öpüştüğünü hayal ettiği sekanslar örneğin) sağlam komedilere imza atıyor. özellikle evde tek başına evde olmayan karısı ile konuşurken karısına "bütün kadınlar benden hoşlanıyor" diyerek kadınlarla arasında geçen tutkulu dakikaları anlattığı sekans müthişti. tabi ki böyle şeyler yaşanmadı. hayalinde bile karısına "senin hayal gücün çok kuvvetli, bunlar olmadı" dedirtiyor. o sekansların bir tanesinde fred zinnemann'ın klasiği from here to eternity'ye yaptığı gönderme çok eğlenceli idi. hem filmin ismine atıfta bulunuldu, hem de o meşhur kumsalda öpüşme sahnesini aynen tekrarladı. oyuncuların burt lancanster ve donna reed'i taklit etmeleri ile gönderme muhteşem hale geldi. böyle bir kaç gönderme mevcut filmde. tıpkı burada olduğu gibi göndermelerin hangi filme yapıldığı biliniyorsa o göndermeler daha da zevk veriyor.

marilyn monroe nasıl bir aktrisse hemen bağlıyor izleyeni ekrana. sanıyorum bu filmden sonra, diğer filmlerinden sonra olduğu gibi, "bu kadının bütün filmlerini izlemeliyim" diye düşünen kişi sayısı az değildir. burada da aptal sarışını oynamış. bu wilder abimiz de kendisine sürekli aptal sarışın rollerini paslamış. halbuki ciddi rollerde daha da döktürmekteydi kendisi.

entrinin sonuna gelirken bizde de aynısı yaz bekarı adıyla çekilen bu filmi izleyiniz. komiktir, eğlencelidir, sıkmaz. wilder'ı daha da sevdirir.

(sherlock holmes 90 - 23 Temmuz 2012 00:23)

canınız sıkıldığında eğlenmek için izleyebiliceğiniz harika bir film.özellikle richard sherman ın o sınırsız hayal gücüyle paranoyak halleri çok güzeldi.üst üste izlediğim ağır yorucu filmlerden sonra eğlenmek adına bana iyi geldi.

(glcgdns - 15 Ağustos 2013 20:52)

marilyn monroe'nun efsanevi metro havalandırmasıyla uçuşan eteğini barındıran sahne, manhattan lexington bulvarı 52. sokakta, 15 eylül 1954 günü, saat gece 01:00'de çekilmiş ve etrafta toplanan yaklaşık 5 bin kişi marilyn'in sürekli replikleri unutması yüzünden tekrar tekrar çekilen sahneyi ıslıklar ve tezahüratlar eşliğinde izlemiş.

20th century fox doğu yakası muhabiri bill kobrin, 2006 yılında palm springs desert sun'a çekimlerin bir medya sirkine çevrilmesinin billy wilder'ın fikri olduğunu, hatta çekim alanına bir açık tribün kurulduğunu söylemiştir.

ve hatta bu binlerce seyircinin katılımı ile gerçekleşen uzun süreli çekim, o sırada marilyn'in kocası olan joe dimaggio da orada iken yapılmış. adam yapılan bu işe çok sinirlenmiş.

tüm dünyada fenomen olan posterin efsanevi sahnesinin filmde yer alamamasının nedeni de bu. binlerce kişilik izleyici kitlesinin gürültüsü sahneyi kullanılamaz hale getirmiş.

wilder daha sonra sahneyi fox'un setinde lexington bulvarının bir taklidini inşa ettirerek yeniden çekmiş ve daha tatmin edici bir sonuç almış. yine de, ünlü sahneyi elde edebilmek için marilyn'in 40 tekrar yapması gerekmiş.

-*-*-*-

9 ay süren marilyn monroe - joe dimaggio evliliği bu filmin çekimleri sırasında resmen sona ermiş.

-*-*-*-

marilyn monroe'nun yaşam boyu çektiği söylenen depresyonu ve kendine zarar verişi çekimleri bir hayli etkilemiş; sıklıkla sahneleri eline yüzüne bulaştırmış, repliklerini unutmuş, bazı sahnelerden tatmin edici sonuçlar alabilmek için neredeyse 40 kez çekmeleri gerekmiş.

-*-*-*-

billy wilder filmi siyah beyaz çekmek istiyormuş ama marilyn monroe'nun fox ile olan kontratı tüm yapımların renkli çekilmesi gerekliliğini içeriyormuş. marilyn renkli filmlerde hep çok daha çekici ve büyüleyici göründüğünü düşünürmüş.

-*-*-*-

marilyn monroe'nun ikonik beyaz elbisesi 2011 yılında açık artırmayla 4.6 milyon dolara (vergiler ve diğer giderlerle 5.5 milyon dolar) satılarak dünyanın satın alınmış en pahalı film kostümü rekorunu kırmış. önceki rekor 923 bin dolar ile audrey hepburn'un breakfast at tiffany's'te giydiği siyah elbise imiş.

-*-*-*-

1980'lerin başında yayın haklarına sahip olan 20th century fox filmi yeniden çekmek istemiş. hatta richard sherman rolü için al pacino, marilyn monroe'nun rolü için de melanie griffith düşünülmüş. ama proje reddedilmiş ve fikir bozdolabına kaldırılmış.

-*-*-*-

filmde marilyn monroe'nun karakterinin bir adı yok. sadece "the girl". senaryo yazarı george axelroad, "ne ben, ne de billy bir isim bulamadık" diyor.

(saladze - 6 Temmuz 2016 01:10)

sinema tarihinin unutulmaz pozu olan marylin monroe'nun uçuşan eteklerini barındıran filmdir, 55 yapımı filmin yönetmeni billy wilder, keyifli bir komedidir ayrıca

(greeen - 5 Mayıs 2005 22:59)