A Hard Day's Night (~ Gençlerin sevgilisi) ' Filminin Konusu : 1964 yılı...Liverpool'lu dört gencin dünyayı değiştirmek için tek ihtiyaç duydukları, küçük otel odalarından çıkıp dış dünyaya adım atmaktır. Richard Lester'ın bu rock n'roll komedisinde henüz pek toy olan Beatles grubunun çılgın hayranlar, paranoyak yapımcılar ve sorunlu aile üyelerinin arasından sıyrılmayı başarmasının sırrı, doymak bilmez muziplik düşkünlükleri ile eğlenceye olan aşırı bağımlılıklarına bağlanıyor.
The Beatles Anthology(1995)(9,4-4909)
The Beatles: 1(2015)(8,8-211)
The Beatles: Eight Days a Week - The Touring Years(2016)(7,8-9304)
Let It Be(1970)(7,8-4850)
Help!(1965)(7,3-15593)
Magical Mystery Tour(1967)(6,2-6030)
kucukken babam bu şarkıyı her dinlettiğinde; buyumuş, çalışan, akşam da eve yorgun argın gelip sevdigi insanın kollarında huzur bulan bir minik sincap geçerdi aklımdan*...
(minik sincap - 30 Kasım 2006 17:11)
eve gelince,herşey yolunda gibi.sarılıyorsun!(bkz: the beatles şarkılarını haikulaştırma operasyonu)
(cofcof - 3 Haziran 2007 00:42)
shea stadium da verdikleri o meşhur konserde, bu şarkıyı çalmadan önce john lennon kendi kendine cıbırca konuşur. olağanüstü eğlencelidir. stadyumda o kadar çok gürültü vardır ki john 'acaba bizi duyuyorlar mı' diye merak edip saçmalamaya başlamıştır-ki sanırım duymadıklarına da kani olmuştur.
(jesus vs mohammed - 19 Kasım 2007 14:27)
beatlesın mtvyi bizlere armağan etmiş süper filmi. çağının ötesinde, berisinde, üzerinde bir film izlemek istiyorsanız 64 senesinde çekilmiş ve hiç o kadar yaşlı durmayan bu filmi izlemeli, vay anasını diyebilmelisiniz. filmin konusu kısaca şöyle beatles süper bir gruptur, ama bu filmi izleyerek bunu anlayamayız. filmin konusu orta karar bir betimleme ile ise şöyle, beatles süper bir gruptur, bütün kızlar elemanlarına hayrandır, john lennon dünyaya laf sokan, herşeyle taşak geçen bir deli oğlandır, paul kendi halinde sesssiz bir kişiliktir, george pek memnuniyetsiz, pek bildiğim bildik bir insandır, ringo ise daşak oğlanıdır.paulün dedesi film boyunca türlü maymunluklara imza atar, gençler ile yaşlılar arası köprü geyiğine imkan tanır, ringo ben niye bu kadar geride duruyorum diyerek izel çelik ercanın çeliği olur, sonra beatles ın doğruluğunda karar kılar. ama hapishaneden kaçabilecek midir?filmin genel uçuk, zıpçıktı havasının içine serpiştirilmiş popüler kültür ve toplum eleştirilerini kapamayan, kapanların olduğu ortamlarda 'evet ya koka kola şişesi felan di mi?' diyerek güven tazeleyebilirler. kapanlar bilmiş bir tavırla entrysini yazsın.bilenler bilmeyenlere anlatsın.
(otisabi - 13 Nisan 2002 07:07)
insanı bir sağa bir sola bi de olduğu yerde zıplatan beatles şarkısı.bir de filmi vardır.hoştur 2si de.
(artful dodger - 20 Haziran 2002 22:28)
efsanevi açılış akorunda bir de george martin'in pianosunun parmağının olduğu şarkıdır. yıllardır tam olarak gizemi çözülemeyen akor; fourier transform aracılığıyla gün yüzüne çıkmıştır. detaylar için http://www.scientificblogging.com/…ourier_transformbunun dışında şarkının ismi ringo starr'ın zor geçen bir günün akşamında "it's been a hard day..." derken aslında çoktan gece olduğunu farketmesi ve cümleyi "'s night" diye sonlandırması ile ortaya çıkmıştır.lennon/mccartney bitirim ikilisi ilk defa başlığı ve konsepti önceden belirlenmiş bir şarkı yazmaya koyulmuşlardır. fena da kotarmamışlar hani...
(event - 23 Ocak 2010 19:27)
zor günün sonu.köpek gibi çalıştım,uyumalıyım!(bkz: the beatles şarkılarını haikulaştırma operasyonu)
(ulan bator ne isin var mogolistanda - 20 Temmuz 2010 01:03)
bu isme sahip, liverpool'da the beatles'a ithaf edilmiş bir otel de bulunmaktadır.
(roger waters - 13 Şubat 2012 04:32)
the beatles'ın sadece bir şarkısı değil, aynı zamanda erken beatles'ın en iyi albümlerindendir de:a yüzü:1. a hard days night2. i should have known better3. if i fell 4. i'm happy just to dance with you5. and i love her 6. tell me why 7. cant buy me love b yüzü:1. any time at all2. i'll cry instead 3. things we said today 4. when i get home 5. you cant do that6. i'll be back
(billy shears - 6 Haziran 2003 22:13)
$arkilarinin büyük bir bölümü john lennon ve paul mccartney tarafindan pariste hotel george 5de bir piano ba$inda yazilmi$ olan the beatles albümü.
(event - 11 Temmuz 2003 02:58)
the beatles'ın 3. stüdyo albümü a hard day's night'a adını veren, albümün açılış parçası. gelmiş geçmiş en dinamik açılışlar arasında yer almaktadır kanımca, filmde yarattığı muhteşem atmosferi de göz önünde bulundurarak söylüyorum bunu kesinlikle. boşa beleşe değil yani. neyse, aynı zamanda single olarak da piyasaya sürülmüştür, britanya'da b yüzünde things we said today, abd'de ise i should have known better olacak şekilde. şaşırtıcı şekilde single da albümle aynı tarihte, yani ingiltere için söylüyorum, 10 temmuz 1964 tarihinde piyasaya sürülmüştür. * her neyse, şarkımız tamamıyla nisan 1964 tarihinde yazılmıştır. şarkının adını ve felsefesini ortaya koyan elemanımız ise bilindiği üzere ringo starr olmuştur. ortaya koymak derken, sadece bir yanlış kullanım, dil sürçmesinden (daha doğru bir deyimle, malapropism. hatta john'un daha da doğru bir deyimiyle, ringoism.) ibarettir ringo'nun yaptığı. zaten lennon/mccartney p.çlik peşinde, her şeyden şipşak şarkı çıkarma verimliliğinde o dönemler; bir anlık ilham şarkı-albüm-filmi bir arada getiriverir böyle. (ringo'nun bu dil sürçmeleri için, ''fazla şiirsel, sanatsal gibi, lewis carrollvari; ama yanlış tabii.'' yorumunu yapmış paul. *) bir konser sonrası, diye hatırlıyor paul; ringo bitkin vaziyette söylemiştir: ''phew, it's been a hard day's night.'' john'la hemen duruma uyanırlar tabii, ''ne dedin, komik bişey dedin sen yine.'' diye üstüne giderler, ringo aynı kalıbını tekrarlayıverir yeniden: ''a hard day's night!!'' sonrasında şöyle izah ediyor bu durumu ringo: ''bunu sıkça yapar(d)ım aslında. bir şeyi söylerken aklıma öbür şeyler de geliveriyor, neyin nasıl olacağı belli olmuyor, hızlıca birşeyler çıkıveriyor. tüm gün çalışmıştık, akşam oldu ve ben hala gündüz olduğu duygusuyla konuştum: ''it's been a hard day''. etrafıma baktım; karanlık olduğunu fark ettim ve ekleyiverdim: '''s night!!'' elbette ki bu tarz cümleciklere john lennon fazlaca bayılmaktadır, hatta kelime oyunu gibi cinlikleri de pek çok şarkısında kullanmıştır, böyledir john. e bu pası da değerlendirmezse olmaz, ringoism sonuçta bu. hatta in his own write'da da kullanır bu saçmalamayı; sad michael şiirinde: ''he'd had a hard day's night that day, for michael was a cocky watchtower.'' şiir 1963 tarihlidir, bu durumda bu ifade de 1963 tarihine kredileniyor haliyle. fakat şarkının yazımı hala muallak, bu konu ayrı. bu malapropismin ilginç tarafı ise the beatles tarafından nasıl kullanıldığı olmuştur; ki bu olay da ayrı bir enteresandır. başkadır; ringoism'e uyacak garipliktedir. zira şarkı olan a hard day's night, film olan a hard day's night'tan sonra ortaya konmuştur denilebilir. böyle de ters bir durum vardır işte. çünkü tahmini olarak a hard day's night'ın bestelendiği tarih aralığı 13-14 nisan 1964'tür. a hard day's night'ın filminin ham kaydının tamamlandığı tarih ise 24 nisan 1964'tür. oysa film a hard day's night 13 nisan tarihinde almıştır. aynı gece de ve ertesi gün de şarkı bestelenmiştir. bu da demektir ki, film için temel bir şarkı bestelenmiştir. yani esasen film merkezli hareket edilmiş; bu minvalde yürünülmüştür, ısmarlama olmuştur. *ayrıntıya boğulacak olursak, 13 nisan 1964 tarihi; filmin çekimleri hemen hemen tamamlanmak üzere ve filme isim arayışı var. paul'un söylemine göre durum şu: filmin kaydı hemen hemen bitmiş, ortada yönetmen richard lester, yapımcı walter shenson ve birkaç yetkili, aynı zamanda the beatles var. filmin adının ne olacağı konusu üzerinde beyin fırtınası yapılmakta, mekan twickenham stüdyoları. bir süre sonra elemanlarımız tutuyor çıkıyor; ''ringo böyle böyle bir laf etti, a hard day's night mı olsun acaba?'' deyiveriyor. alkış gırla zaten sonra, kıyamet gibi olumlu tepki; belki de bu malapropismi en iyi tanımlayan söz geliyor o esnada yapımcı walter shenson'dan: ''bundan daha iyisi olamaz, çok kışkırtıcı. hiçbir anlam ifade etmiyor, filmle alakası da yok. ama -ki bu amayı biz işte bu yüzden olarak alsak fena olmaz- bir the beatles titleı bu işte.'' sonrasında çok çok beğendiğini john'a söylüyor, john'dan alacak olursak bu kısmı: ''bunu söyledi, ertesi gün ona şarkıyı götürdüm.'' * bu gazla ilerlemiş john, zaten aklında şu durum var, esasen önce şunu belirtmek gerek ki şarkı yazma konusunda ekip her zaman birbiriyle tatlı bir rekabet içinde de olmuştur. bu süreklilik tamamlayıcı bilgiyi verdikten sonra gönül rahatlığıyla devam edebilirsiniz; o dönem paul mccartney ellerinizden öper hiti can't buy me love'ı bestelemiştir, john da bunun üzerine hırs yapmış ve ''ulan şimdi de hit sırası bende.'' minvaliyle bilenmiştir. işte a hard day's night bu noktada denk gelmiş şarkısı olmuştur john'un, diğer bir ifadeyle ''john lennon'ın can't buy me love'a kişisel cevabı'' olmuştur. o gece * bir kibrit kutusuna sözler üzerine karalamalar yapar john, ganyan çalışır gibi incecik dokur.ertesi gün, ki bu tarih 14 nisan oluyor, paul'la beraber çalışırlar şarkı üzerinde. paul'un da kabul ettiği üzere ''tüm sözler john'a ait değildir.'' fakat üstatlar öyle bir çalışırlar ki kim ne yapmıştır, katkı nerededir pek hatırlanmaz. hep biraz puslu kalır. bu durum da böyledir, paul durumu tam hatırlamamakla beraber eğer şarkıya katkısı olduysa bunun sadece middle eight kısmında olabileceğini de belirtir. john lennon'sa grup dağıldıktan sonra şarkının tamamen kendisine ait olduğunu, paul'un middle eight kısmını söylemesinin sebebinin de kendisinin o kısımdaki notalara ulaşamaması olduğunu söylemiştir. çok da mühim değildir zaten kim ne demiş, bir the beatles şarkısı hakkındaki en önemli şey hiç kuşkusuz ki şarkının bizatihi kendisi değil midir?* şarkı walter shenson'a tanıtılır, elbette ki gerekli onayı da alır. gelelim kayda, kayıt 16 nisan 1964 tarihinde yapılmıştır; o anda stüdyoda misafir olarak yönetmen richard lester'ın gazeteci arkadaşı maureen cleave de bulunmaktadır. tam kayıt yapılacaktır; maureen de sözlere bakma fırsatı bulur ve ''but when i get home to you, i find my tiredness is through, and i feel alright.'' dizesini görür. bu dize ona fazlasıyla kötü gelir, bunu da söylemekten çekinmez; john da hak verir hemen, kalemini çıkarır ve ''i find the things that you do will make me feel alright.'' kısmını ekleyiverir. böylelikle kel alaka bir katkı sonucu şarkının sözleri değişmiş ve şarkı orijinal formuna kavuşmuş olur. şarkıya ait pek çok take mevcut olmakla beraber, bunlardan epey basit olanına anthology 1'de rastlamamız mümkündür, dikkat kesilip kulak kabartacak olursak george'un henüz tanıştığı şarkıya alışma aşamasında çaldığı basit gitarı -ki 12 tellidir kendisi-, paul'un bassdaki falsolarını yakalayabiliriz. bu takede henüz o kıpır kıpır solo da yoktur; ve pek bi saykodelik bir kapanışa sahiptir; ayrıca vokal geçişlerinde de bir takım hatalar içerir. ve elbette ki george martin imzalı piyano katkısı da mevcut değildir bu kayıtta. kayıt aşamasında richard lester da devreye girer, müdahale eder yer yer; çünkü bu şarkı elbette ki bu adamın filminde olacaktır ve kendisi de belli özellikleri aramaktadır. ne işi var demeyin diye diyorum. intro kısmına daha sert ve kendinden emin bir açılış ister, zira filmi de karşılamasını tasarlamaktadır bu titleın; ayrıca outro kısmına uygunca bir fade out efekti de rica eder. ''the beatles lan bu efsane, seni mi dinler yönetmen bey?'' diyemiyoruz; adamın dedikleri de yapılmıştır haliyle. hatta bu ısrarcı yönetmen kayıtlar herkesi tatmin eder boyuta ulaştığında dahi ''ek kayıt!'' diye bağırmış, fakat george martin kendisinin mikrofonunu kısmış ve duymazdan gelmiştir. iyi de yapmıştır.şarkı elbette ki george martin eli değmeden tam anlamıyla olmuş denemez, değil mi? elbette...overdub tekniği ile george martin ve george harrison * karşı karşıya gelir; george harrison'ın gitar solosu daha canlandırılacak ve üzerine daha önce misery'de george martin'in elinin değdiği gibi piyano solosu eklenecektir. ayrıca açılış akoru piyano ile güçlendirilecektir. başarıyla kalkılır bu işin altından, sonuçta albümdeki a hard day's night'a ulaşılır; destansı bir iş çıkarılır.peki, nedir bu a hard day's night? vokallerde inanılmaz bir armoni vardır; akor geçişleri mükemmeldir. açılış akoru zaten filmi de apayrı şenlendirmektedir; george-john ve george martin imzalı şahane bir ortaklıkla vücut bulmuş asabi ve canlı bir introdur bu. üst üste kayıt ile john hem elektro hem de akustik gitar çalmıştır; ayrıca 12 telli gitar the beatles tarihinde ilk defa bu şarkıda, george harrison tarafından çalınmıştır. ki bence solonun kesinlikle hakkı verilmiştir bu sayede, zira temelde rock'n roll solosu modunda olsa dahi, orijinalliğiyle aslında pek çok yaratıcı mesaj içermektedir kanımca. buna ek olarak ringo da cowbell ve bongo ile desteklemiştir bu dur durak bilmeyen ritmi. tam anlamıyla bir cümbüştür esasen şarkı; vokaller dahi bir enstrüman inceliğinde ilerlemiştir, hele o açılış akoruyla biten arpejli fade outlu kapanış, hem saykodeliktir; hem de çok yaratıcıymış yahu! beatles, ne büyüksün! * * şu 12 telli gitarın kullanımına, şarkıdaki kullanımın the byrds gibi folk türevi yorumlara neler kattığına ve nasıl bir etki yarattığına değinmiyorum bile. (daha önce kullanılmamıştır demiyorum, sadece bağlamından çıkarılarak farklı bir yorum ve tarza -ki bu the beatles tarzı oluyor- uyarlanmasından bahsediyorum. the beatles'ınki en folk olmayan kullanım yani, o açıdan; evladiyelik.)insanı the beatles'a tekrar hayran bırakır seviyeye sokmuştur gece gece.
(6floydian7 - 3 Aralık 2012 04:34)
beatles'ın her birinin köpek gibi çalışıp kütük gibi uyuduğu işçi sınıfı geçmişlerini unutmadıklarını gösteren bir güzel şarkı.
(sudaki duman - 3 Ocak 2004 22:37)
şarkının middle eight'i ("when i'm home..." diye başlayan kısım) hakkında iki farklı yorum var:birincisi bu kısmı söylemeye john lennon'ın sesi yetmediği için burayı paul mccartney'in söylediği.ikincisi ise bu kısmı paul mccartney yazdığı için paul'un söylediği (ayrıca bu kısmı paul'un yazdığını öne süren kaynaklar olduğu gibi, "hayır, john yazdı!" diyen kaynaklar da mevcut).ben bu konudaki açıklamayı sayın can sebahattin dere'ye bırakıyorum, ki en doğrusunu o bilir.
(the beatles - 3 Ocak 2004 22:51)
playboy: did he--john lennon: the only reason he sang on "hard day's night" was because i couldn't reach the notes.(bkz: all we are saying).
(can sebahattin dere - 3 Ocak 2004 23:31)
öncelikle, torrent'ten indirdiğim filmin 25 fps olması, fekat, divxplanet'teki 2 altyazının da 23.976 fps olması nedeniyle film boyunca 3 saniyede bir altyazıyı hızlandırarak izlemek zorunda kalmam yüzünden azcık sancılı izlesem de, pek bi' zevk aldım filmden. senkronlu altyazısını kovalayacağım, ya da ingilizce öğreneceğim adamakıllı, tekrar izlerim artık.--- spoiler ---ekibin tarlada sağa sola koşuşturdukları sahne süperdi, bilgisayar başında geçen gençliğime yandım; kırlara çıkmak, koşmak, coşmak, eğlenmek istedim. vay amına koyim ya. filmin en komik sahnesi ise, ringo'nun gaza gelip kaçtıktan sonra bi' kadınla tanışması ve onun yurudugu yoldaki su birikintilerine pardösüsünü koymasıydı. üçüncü koyuşunda çukura düştü hatun. gerçi ilk koyuşunda daha çok gülmüştüm ama olsun lan. ringo çok tatlı ayrıca. ringo'nun daşşağını yesinler onla dalga geçenler. --- spoiler ---
(signore - 19 Ocak 2014 01:52)
"-john! seni çiğ çiğ yiyeceğim!-elma yesen daha iyi olmaz mi?" fantastik diyalogunu barindiran film...
(portakal - 23 Ağustos 2004 00:47)
rekin teksoy ve şimdi adını hatırlayamadığım bir arkadaşının film öncesi geyikleri de film kadar ilginçti. rekin teksoy john lennon' a jack lennon diyerek ve ara ara arkadaşına "beatles dağıldı şimdi di mi" gibisinden absürd sorular sorarak, hakikaten de bizi filmin öncesinde film ortamına sokmayı başardı. arkadaşı da altta kalmamak için ringo starr' ın kodak şirketinin sahibinin kızıyla evlendiğini söyledi. ama o en azından ringo starr' ın ismini biliyordu. dolayısıyla gidiş yolundan da olsa puan kazanmayı bildi.
(bir festival havasi - 23 Ağustos 2004 01:32)
free cinema akımı içerisindeki nadide yerini hak eden filmdir.*bu entari bol miktarda spoiler içerecektir.*--- spoiler ---filmde, beatles’ın* filmdeki menajeri beatles’ın* yolculuk ettiği kompartımana gelir ve “her normal vatandaş gibi kendinize sahip olmayı deneyin. herhangi bir sorun açmayın.” derken john lennon elindeki pepsi kola şişesini kokain çekermişçesine burnuna götürüp iki burun deliğine de bu işlemi uygular, biz yarılız.yine aynı tren kompartımanına saygıdeğer bir ingiliz beyefendisi gelir, gürültülü bir şekilde bir şeyler yiyen, içen ve bir miktar laubali davranan beatle’lara ters ters baktıktan sonra kompartımanın penceresini kapatır. bunun üzerine ringo, george’a bakarak imalı bir şekilde “oooo” der. sonra paul suratındaki o nefis laubali ifadeyle “pencereyi açarsak bir sorun olur mu?” der, ingiliz beyefendisi “evet, olur” der. o sırada john “biz dördümüz de açmak istiyoruz, o zaman siz de kabul etmelisiniz.” der ve kirpiklerini süzüm süzüm süzer, biz yarılırız. john’un bu lafının üzerine ingiliz beyefendisi “hayır kabul etmek zorunda değilim.” der ve ekler; “bu trende düzenli olarak seyahat ediyorum ben, haftada iki kere. o yüzden bazı haklarım var.” o sırada ringo ters bir ifadeyle “bizim de var.” der; ingiliz beyefendisi şaşkın şaşkın bakakalır ve sinirli bir şekilde gazetesine geri döner. sonra ringo eline ufak bir teyp alır ve açar, gürültülü bir gitar müziği çalmaktadır. ingiliz beyefendisi teybe uzanıp “bunu kapatacağız” der ve kapatır. ringo “ama” der ve kalır, ingiliz beyefendisi yeniden haklarından bahseder. paul da bunun üzerine, “evet ama biz de bunu dinlemek istiyoruz” diyerek ekler (burayı çeviremeyeceğim, bütün espri gidecek yoksa) “we’re a community, majority vote, up the workers and all that stuff.”, biz yarılırız.sahnenin devamında ingiliz beyefendisi; “o halde ne bok yiyecekseniz koridorda ya da trenin aslında yolculuk etmeniz gereken bölümünde yiyin.” dedikten sonra john, ingiliz beyefendisinin suratına doğru yaklaşır ve bombayı patlatır: “bize bir öpücük ver.”, biz yarılırız.sahne halen devam etmektedir, ben hala bok varmış gibi yazmaktayımdır. paul der ki: “bakın efendim, siz de çok iyi biliyorsunuz ki biz de bu koltuklar için para verdik.” ingiliz beyefendisi ise hala kararlıdır, bağırır: “bu trende düzenli olarak seyahat ediyorum ben, haftada iki kere.” john der ki: “salla paul, onun sınıfına karşı kazanamazsın, bu tren zaten onun, değil mi bayım?”, biz yarılırız. ama ingiliz beyefendisi altta kalır mı: “benimle bu tonda konuşamazsın genç adam, ben senin sınıfın için savaştım.” diye ekler ve ringo’dan bir bomba gelir: “bahse girerim kazandığın için üzgünsündür.”, biz yarılırız.en sonunda paul “hadi çocuklar, birer kahve almaya gidelim ve bu köpek kulübesini lassie’ye bırakalım.” der, biz yarılırız.beatle’lar kompartımandan çıkar çıkmaz suratlarını kompartımanın kapısının camına yapıştırıp şekilden şekle sokarlarken ringo bağırır: “hey bayım, topumuzu geri alabilir miyiz?”, biz yarılırız.daha sonra beatle’ları trenin dışında yanlarında bir bisikletle görürüz. john bisikletin zilini çalarken paul kompartımanın penceresine vurarak “bakın bayım, topumuzu geri alabilir miyiz?” der, biz yarılırız.daha sonraki sahnelerden birinde george aynaya traş köpüğü sıkar ve tur yardımcılarından birini ayna üzerinde traş eder, biz yarılırız. bu sırada john köpüklü bir küvetin içinde “oh, filthy englander” tarzı laflar söyleyerek elindeki oyuncak botla oynamaktadır, biz yarılmaktayızdır.daha sonra beatle’lar bir basın kokteyline katılırlar. bazı sorulara bazı cevaplar, as follows:gazeteci: “amerika’yı nasıl buldunuz?"john: “grönland’dan sola dön.”gazeteci: “başarı hayatınızı değiştirdi mi?”george: “evet.”gazeteci: “mod musun rocker mı?” [are you a mod or a rocker?]ringo: “e hayır, dalgacıyım.” [um, no; i’m a mocker.]gazeteci: “herhangi bir hobiniz var mı?”john: (gazetecinin elindeki ufak defteri alır, bir şeyler yazar ve soruyu soran kadın gazeteciye bunu gösterir)gazeteci: (dehşetle bakar). söz konusu yazının son harfi s olmakla birlikte sanırım john “xes” yazmıştır.*gazeteci: “bu saç tarzına ne diyorsunuz?” [what would you call that hairstyle?]george: “arthur.”*gazeteci: “bu yaka tarzına ne diyorsunuz?”ringo: “e, şey; yaka.”paul, daha önce iki üç kere “hayır yalnızca iyi arkadaşız.” cevabını vermiştir fakat soruları duymamışızdır.gazeteci: “babanı sık görüyor musun?”paul: hayır, yalnızca iyi arkadaşız.”gazeteci: “kız arkadaşının nasıl giyinmesinden hoşlanırsın.”ringo: (biraz duraksar, suratında bir gülümseme belirir ve kahkahayı patlatır).bütün bunlar amerikalı gazetecilerin ilk turnelerinde beatles’a* sorduğu gerizekalı sorularla taşak geçen* nefis sahnelerdir.daha sonra the beatles bir televizyon şovundan önce soundcheck yapmaktadır. o sırada john yüzünü şekilden şekle sokar ve george amfiye yaslanırken amfiyi hafiften devirir. beatle’ların filmi çekerken de çok eğlendiklerini anlarız her sahneden. tıpkı müzik yaparken eğlendikleri gibi.bir sahnede beatle’lar bir süreliğine dışarı çıkarlar ve boş bir alanda can’t buy me love çalarken hoplarlar, zıplarlar, dans ederler, koştururlar. can’t buy me love biter ve bir adam gelir der ki: “buranın bir özel mülk olduğunu fark ettiğinizi sanıyorum.” george cevabı yapıştırmakta gecikmez: “tarlanızın canını acıttığımız için üzgünüz bayım.”, biz yarılırız.başka bir sahnede terzi ölçü almakta iken john elinde makasla yaklaşır, terzinin elindeki mezurayı keserken şöyle der: “köprüyü açıyorum, hayırlara vesile olsun.”, biz yarılırız.paul’un büyükbabası* ringo’yu dolduruşa getirir ve ona hayatın güzelliklerini yakalamasını söyler. ringo kafayı sıyırır ve stüdyodan dışarı çıkıp dolaşmaya başlar. bir süre sonra peşine iki kız takılır, koşarak kaçar ringo. bir ikinci el mağazasına girer ve bir pardesü, bir şapka ve eski bir ayakkabıyla sokağa çıkar. denemek için bir kıza sarkar, kızdan “git işine be bücür!” yanıtını aldıktan sonra sevinç içinde koşarak deniz kıyısına gider. daha sonra bir çocukla sohbet eder, çocuk okuldan kaçmıştır. “peki ya sen neden işte değilsin?” diye soran çocuğa “ben de işten kaytardım.” der ringo. bütün bunlar olurken arka planda this boy’un enstrümantal bir versiyonu çalar. söz konusu sahneler anlayana çok şey anlatır muhtemelen.--- spoiler ---neyse ben burada keseyim, film baştan sona olağanüstü sahnelerle doludur, gülmekten midenize ağrılar sokar. yapılmış, yapılacak en iyi rock filmi olmasının yanında kanımca muhteşem bir komedi filmidir de. bunun yanısıra sosyal içerik açısından da çok "dolu" bir filmdir. izleyin, izlettirin, anlayın, anlattırın.her bir beatle “içimizden biri” olmasaydı da the beatles çok takdir edilecekti, şüphesiz; ama onların “içimizden biri” olması daha mı çok sevdiriyor nedir.aşığım ulan! (bkz: #3494120)birkaç not daha eklemek istiyorum: filmde john lennon ve george harrison’ın dişlerinin henüz bir cerrahi müdahale yapılmadan önceki hallerini müşahede edebiliyorsunuz (çok lazımdı ya). onun dışında george’un patti boyd’a aşık oluşunun sebeb-i hikmetini birebir görüyorsunuz. bir de filmi kaçıncı kere izliyor olursanız olun çok büyük zevk alıyorsunuz. yalnız filmin bir yan etkisi var: yüzünüzde kalıcı gülümsemeye yol açabilir!
(the beatles - 5 Mayıs 2005 02:11)
muhteşem film, muhteşem albüm , muhteşem şarkı. bir grup adam bu kadar mı yetenekli olur, yaptığı işte başarının sınırı nedir bu kadar mı unutur diye sevenlerine sordurur
(bulut yagmurcocuk - 20 Ağustos 2005 05:31)
4 tane genç adamı anlatan güzel ve baya geyik bir film.bu 4 genç adamın isimleri paul, john, george ve ringodur.paul ve john iflah olmaz zamparayı oynarlar. george ortamların adamını oynar. (bunu tam tarif edemedim hani popüler ama yavşak değil, sevilen ama göze de batmayan adam demeye çalışıyorum) ringo dünyanın en tatlı insanını oynar. (oynarlar mı acaba? yoksa...?)bu 4 genç adam ki ortalama 25 yaşlarındadırlar ve hepsi birer dahidir- ki filmde bunu bir araya geldiklerinde yansıttıkları enerjiden bile anlayabiliyoruz. ama henüz dehalarının aslında kimse farkında değildir. biz geleceği görenler oradaki potansiyele patlamadan önceki havai fişeğin heyecanı ile bakarız.mükemmel filmdir.
(daughtear - 27 Mayıs 2006 23:08)
Yorum Kaynak Link : a hard day's night