Borrowed Time(2016)(7,6-3838)
Fresh Guacamole(2012)(7,4-3382)
The Lost Thing(2010)(7,4-3192)
Blind Vaysha(2016)(7,3-1818)
Pearl(2016)(7,0-1661)
Let's Pollute(2009)(6,4-534)
Prologue(2016)(6,3-955)
belçikalı üç sinema öğrencisinin hem yonetip hem de oynadığı, bir katilin doğal yasamını kurmaca bir belgesel havasında anlatan film. film boyunca bu belgeselin yapım surecini izliyoruz.katili oynayan ve filmi tek basına goturduğunu soyleyebileceğimiz aktor benoît poelvoorde ilginç bir katil profili çiziyor. cinayet işlemesinde belli bir amacı yok ben'in, kimi zaman para için kimi zaman da zevkten önüne geleni rahatlıkla öldürebiliyor. bir yandanda sanat konusunda birikimli bir iyi aile çocuğu..örneğin filmin basında dakikalarca mimari üzerine konusuyor, şiire ve müziğe karşı ilgili, ayrıca zaman zaman sinir bozucu olsa da esprili olduğunu da soyleyebiliriz. belki de bu yuzden manyakça cinayetler işlese de kendisine gıcık olmuyoruz.filme gerçek olmayan bir katilin belgeseli diyebiliriz, ama bu gerçek olmama durumu zaman zaman kafa karıştırıyor. özellikle çekimler ve cinayetlerin inandırıcılığı olayın kurmaca olduğunu unutturuyor. tabi oyuncularda bu konuda iyi iş çıkarmışlar. sonuçta basarılı ilginç bir film olmuş, sevdim..
(hoopak - 12 Ağustos 2007 15:45)
akıllara zarar bağımsız bir belçika filmi; kadın, çocuk, yaşlı demeden katleden psikopat bir katil ve onun filmini çeken 3-4 gencin belgeselimtrak hikayelerini konu eden bir uç sinema örneği. orjinal adı "c'est arrivé près de chez vous" (hadise sizin oralarda vuku buldu).
(kitkat - 30 Nisan 2002 03:44)
bu filmin ismini ne zaman duysam aklıma 6 yıl önce çekilmiş benzer sularda bir film geliyor: henry portrait of a serial killer.filmler neredeyse abi kardeş gibi, ikisi de seri katilleri konu alıyor, ikisi de cüretkar, kanlı, çarpıcı, ikisi de rahatsız edici ve ikisi de farklı yapılarını bir adım ileriye götürüp seri katil karakterlerle -neredeyse diyelim- katharsis sağlamaya çalışıyor. ancak bugün kült olarak anılan iki filmin arasında tuhaf bir nüans var; man bites dog yaşanmamış bir olayı belgeselmişcesine işlerken, henry.. ise yaşanmış bir olayı kurmaca olarak sunuyor. bana henry: portrait of a serial killer'ın daha gerçekçi gelmesi de büyük ihtimalle bununla alakalı. topiğimizin konusu man bites dog ise herkese ilginç gelebilecek çıkış noktasını, daha ismiyle bile "sizin başınıza gelmemesi için hiçbir sebep yok" göndermesi ile sağlam zeminlere oturtturma çabasına girişiyor. başroldeki amcamın deli dumrul oyunu da başarıyı getiriyor. öte yandan filmin görsel yapısına etki edecek bir kaç tercih ve senaryoya değecek bi iki kalem darbesi filmi daha gerçekçi ve bugün olduğundan çok daha önemli hale getirebilecekmiş sanki. ama "muallak konuşma charles, ne yapsalar daha iyi olurmuş söyle biz de bilelim" diye soracak olursanız verecek net bir cevabım yok. zaten olsa bugün burda değil cannes'da olurduk.velhasılı kelam sinefil adamın her ikisini de izlemesi deneyimlerine deneyim katar, şık olur, gereklidir. hatta zorlasak bi iki açıdan "elzemdir" de diyebiliriz ama ne gerek var.
(charles h duell - 14 Ağustos 2009 22:08)
dvd'nin kapagina soyle bir baktim ,aaa boris vian film cekmis nasil kacirmisim diye hayiflandim,sanırım üşütmüşüm, hallice de ateşim yuksekti.man bites dog.ne biliyim boyle bir ismi anca uydursa uydursa boris abi yumurtlar dedi iç ses.bu isme benzer bir de festival filmi vardir kolombiyadan, dog eat dog.daha sonra eve donup,dvd'yi dondurdum,film nasil basladi nasil bitti hic hatirlamiyorum.bu basroldeki abi jet olmuş ucuyor ,hazerfan çelebi gormus olsa kanat yerine bu herifi takip ucardi.cok zaman gecmis kareleri bir bir hatirlayamiyorum, bende kalanlar,sahneler arka arkaya ustune cullaniyor, secemiyorum geleni gelişine vuruyorum.sisin icinde birileri sana dogru taş atiyor hic durmadan sadece kosarlarken ayak seslerini algilayabiliyorsun, bu adam neden olduruyor ,tavuk girtlaklar gibi insan olduruyor en sadistinden peki hangi saik bu yola sevkediyor bile diyemeden abi birini daha parcaliyor.basrol abisi, sanki silahin namlusuna şokella surmus gibi butun film boyunca namluyu yaladi durdu.aksiyon hic bitmiyor, devamli da bir çalçene halindeler belgesel yapıyorlarmışçasına ,o esnada tecavuz ,gasp ,kavga dovus gırla gidiyor.kanaatimce bugune degin izledigim en enterasan filmlerden biri, hosuma gitmedi degil,cevremdeki pek cok kisi keyifsiz ,samimiyetten uzak bulmus olsa da filmi.
(zirvelerin ozgurlugu - 18 Aralık 2010 06:52)
1992 yapımı mockumentary. tam bir gizli hazine. filmin (gerçek) yönetmenlerinin filmi çekme anlarından oluşan mizah dozu yüksek, şiddeti daha yüksek, neredeyse distopya diyebileceğimiz bir dünyada geçen kara film. atmosfer olarak rahatlıkla haneke filmleinin yanına koyabileceğimiz man bites dog seri katil filmlerini ters-yüz eden formuyla izlenmeyi kesinlikle hak ediyor.
(paspasanahtarinustunde - 10 Aralık 2012 13:11)
batı dünyasında başbelası haline gelen psikopat katil tiplemesini konu alan film.antikahramanımızın öldürmek için hiçbir sebebi yoktur aslında, sadece keyif için öldürür. bir de daha önce yazılmamış ama bu yönüyle clockwork orangea oldukça benzemekte.--- spoiler ---sansürsüz versiyonunda benoitnın insanları işkenceyle öldürürken yönetmenin pornografiyi dengelemek amacıyla arkada kuş cıvıltıları veya çizgi film müzikleri kullanması filme ait ilginç detaylardan biriydi.--- spoiler ---
(remixtherobot - 23 Aralık 2012 21:05)
fransızca, hanımlar overlok makinesi ayağınıza geldi demektir.
(il prodiere - 1 Aralık 2015 14:20)
filmin başlarında bir cesedi nasıl yok edeceğinden bahsediyor. suya atma yönteminde ağırlık bağlamanın öneminden bahsediyor. yoksa ceset şişer ve su yüzüne çıkar. orta yaşlı bir erişkine vücut ağırlığının 3 katı kadar ağırlık bağlamak gerek. yaşı birinin kemikleri arasında boşluklar olduğu için daha çok şişebilir, o yüzden 5 kat bağlamak gerek. cüceler ve çocuklarda durum farklı. cücelerin kemikleri daha olgun olduğundan dolayı onlara çocuklara bağladığın kadar ağırlık bağlamaya gerek yok. reality show ile gerçek arasındaki ince kurguyu özetleyen bir film. zaten bunun bir üst versiyonu kısmetse olur.
(mka - 5 Temmuz 2016 00:16)
benoit poelvoorde'nin psikopat katil performansı dışında çok da bir şey vaat etmeyen fakat yine de ilginçliğini sonuna kadar koruyabilen bir film. keşke orta metraj olarak sunulsaymış zira konu bütünlüğü yakalanmakta sıkıntı yaşanmış.
(laf lafi acti - 29 Eylül 2017 13:53)
voyeur olmanin sinirlarini test eden muthis zeki 3 film ogrencisinin isi bir film. kopya etmeden godard dan etkilenmeyi basaran, belgesel ne zaman belgesel diye sorduran, yardiran bi film. ne zaman yabacilasacaksin ey seyirci, ne zaman kendine geleceksin, ne zaman bu reality showlara dur diyeceksin, ne zaman ha ne zaman da diyen bir film. begendik netekim.
(fitfit - 3 Aralık 2005 01:28)
Yorum Kaynak Link : c'est arrive pres de chez vous