iki türü bulunur. bir örnekle açıklamaya çalışacağım.

birinci tür, sabah erken kalkıp kasaptan artık etleri toplar, ya da kuru mama alır, sokak sokak dolaşıp kedilerin bulunduğu köşelere bırakır, su kaplarını doldurur, içine girebilecekleri karton kutular koyar. annesi olmayan yavru kedileri gerekirse evine alır ve iki saatte bir kalkıp biberonla besler. bunlara genelde deli denir, dalga geçilir, yaşlılıkla ilgili felaket senaryolarına örnek gösterilirler. ama o deliler iyi insanlardır. o kedilerin onlara pek bir faydası yoktur, maddiyat ve zaman açısından düşünürsek kaybı bile vardır.

ikinci tür ise bir kutunun içinde uyuyan ve kendine hiçbir zararı olmayan kediyi uyandırır, ölene kadar kafasını tekmeler. onların yaptığı, kendileri gibiler tarafından yine espri konusu yapılır, "tekmelenen kedinin afrikadan kuzenini çağırması hehueheröhehe" diye gülünür eğlenilir. bu tür insanlar kötü insanlardır. o kedinin onlara hiçbir zararı yoktur, yok etmenin getireceği bir fayda da yoktur.

(leylak sarabi - 11 Ekim 2010 11:48)

binlerce yıl önce depremi " ya bak özge tanrılar bizi cezalandırdı tamam mı? " şeklinde açıklayan, bugün de hala bu algoritmanın dışına çıkamamış, milim ilerleme kaydedememiş yaşayan en gerzek canlı.

sikerler bundan sonra gördüğüm ilk aslan grubunun arasına karışacağım, en azından ceylan, geyik peşinde koşar, böyle sikko muhabbetlerden uzak kalırız.

(squall leonhart - 24 Ekim 2011 00:15)

sadece kendi hayatını siksen insan kardeşim, zerre laf etmem otururum götümün üstüne.
ama değişik bir yaratıksın, kötülüğün, kendine güvensizliğin buna rağmen dev egon, bencilliğin, haysiyetsizliğin, kıymet bilmezliğin, güvensizliğin hep başkalarına zarar veriyor. ama sen, buna rağmen enim konum yaşıyorsun lan? düşünceli gibi, entelli gibi duygusallı şiirler şarkılar karikatürler falan paylaşıyorsun sağda solda.
senden bu yüzden nefret ediyorum insan.
böyle bir taklitler, tripler, efendim antin kuntin oyunlar.
yapma kardeşim. insan olmak o kadar güzel bir şey olsaydı ben özenir olurdum. taklidin gerçeğinden beter gerçeğin taklidinden beter lan.
ilahi adalet diye bir şey olsa da anlasanız bizi keşke ama yok.
normal adalet çok sanki de ilahisi kaldı değil mi?
neyse, sevgili kötü insanlar, biliyorum hayatta başarılı olacaksınız, sevecek, sevilecek zengin olacaksınız falan. ama bir şey diyeyim çok içimden geldi, inşallah o başarı da, sevgi de, zenginlik, huzur da götünüze girer.

(git - 5 Nisan 2012 04:04)

bir takım şeyleri yanlış yapan cinstir. şimdi hayvanlar alemini yıllardan beridir takip eden biriyim. gerek belgeseller, gerek kitaplar yoluyla birçok hayvan hakkında iyi kötü bilgi sahibiyim. bakıyorum bütün hayvanların bu dünyada bir amacı, gayesi var. hepsi dünya için bir şeyler yapıyor, var olmalarının bir amacı var. boş beleş yaşayan belki bir koala var bir de tembel hayvan, bi dereceye kadar devekuşu da gereksiz gibi duruyor ama ya ben bilmiyorum ya da henüz keşfedilemedi bu hayvanların dünyaya olan katkıları.

ağaçkakan mesela, sinekkuşu, solucan, penguen, fok, inek, aslan, vb. aklınıza hangi hayvanı getirirseniz getirin, sırtlanına akbabasına varana kadar hepsinin doğal yaşam içinde bir yeri bir faydası var. ama insana bakıyorum sanki yeryüzüne dünyanın amına koyması için gönderilmiş gibi bir hali var. dünyaya zerre faydası olmadığı gibi zarar vermekten de geri durmuyor.

ama bunun nedenini buldum ben. şimdi hayvanlara baktığınız zaman tüm cinslerin bir görevi var, mesela arılar çiçeklerin polenlerinin yayılmasından ve bal yapımından sorumlu, ama bütün arılar. yani arının biri bu işi yaparken diğeri ağaçlardaki kurtları temizleyeyim lan ben demiyor, bal mı yapılacak hepsi bir işin ucundan tutup o işi yapıyor. hayattaki amacını arayan bir arı, bir karınca, bir sinekkuşu, bir tapir yok dünyada. hepsinin bir görevi var ve hepsi o görevi yerine getiriyor. demiyor ki bir akbaba da “ulan leş yemekten bıktım, bugün güzelce bir avlanayım da taze et yiyeyim”, bunu demiyor işte. efendi gibi her gün leşini aksatmadan yiyor, doğayı temiz tutuyor.

işte insan olarak bizim sıkıntımız bu bence. 6 milyar insan var 6 milyar kişi amacını arıyor, bulan var mı? yok. lan o zaman birleşsek ya, belki hepimizin ayrı ayrı amacı yok, hepimiz birleşip tek bir amacı yerine getirmeliyiz belki? bunu neden düşünmüyoruz hiç. gelin amacımızı hep beraber arayalım, arı olalım, kartal olalım, timsah olalım ama hep beraber, dünyanın neresinde olursak olalım amacımız aynı olsun. bugüne kadar herkes sikinin doğrusuna gitti sonuç ortada, lan gelin bir kere de toplu hareket edelim. belki mutluluk birliktedir lan, he ne dersiniz?

(diazepam - 30 Kasım 2012 15:21)

şımaran çocuğunu, "şöyle sert bir bakış atarak" susturmakla övünen bir arkadaşım vardı.

çocuğu, önündeki yemeği bitiremediğinde tek bir emriyle tabağını yalatan bir başka arkadaşım...

halam, kendi annesinin yeterince yaşadığını, herkesin iyiliği için artık ölmesi gerektiğini düşünüyordu.

bir gece çok sevdiğim bir dostumla sarhoş olduk, otobüs durağına yürürken karşımıza çıkıp bize mendil satmak isteyen bir çocuk için, "bunlar hep yalan" dedi, "bizi soymaya çalışıyorlar." (bir çocuk ne kadar sahtekar olabilir ki!)

annem, bir erkek çocuğum olmadığı için hep üzülmüş, dua etmiştir "gerçek" bir çocuğum olması için. (hala ediyor.)

patronum bütün içtenliğiyle, "iki ay maaş alamadı diye neden problem çıkarıyor insanlar?" diye sordu, baş başa yaptığımız bir iş toplantısında.

"köpeklerden nefret ediyorum!" dedi karnı tok bir arkadaşım, üstelik öğle tatilinde.

birkaç mağaza dolaştıktan ve kızım tüm alış-veriş tekliflerimi reddettikten sonra girdiğimiz son mağazada kendisine, "neden bu kadar mutsuzsun?" diye sorduğumda beni kenara çekti ve "baba, neden böyle sorular soruyorsun bana, neden rezil ediyorsun beni?" diye sordu.

adem abi yıllarca karısını dövdü, fatma teyze bahçesine dadanan çocukları kovaladı. (üstelik yıllarca)

karım, çıkarlarını düşünmeyen bir ahmak olduğumu iddia etti.

"ve biz onlara diyeceğiz ki" dedi kutsal kitabım...

insan kötüdür.

(bir nick bulamadim ki - 8 Nisan 2013 01:39)

yanlış evrildik. bir yerde bir hata oldu kesin.

ilk modern insandan bu yana 160 bin hadi 200 bin yıl geçti desek, insanlar olarak şimdi yok olsak, doğanın tekrar dengesini bulup evrimin işlemesi, tekrar düşünme ve karar verme yetisi olan bir yaşam formunun oluşması vs. çok vakit almaz. hala umut var bence dünya için. ama hemen yok olmamız lazım, onu nasıl ayarlarsınız bilmiyorum. dünyanın hayat için elverişsiz hale gelmesine nerden baksan, insanların olmadığını varsayarsak, 3 milyar yıl gibi bir süre var. biz bir an önce aradan çekilirsek çok da güzel evrimleşilir pek de güzel evrimleşilir bu sürede. hem sıfırdan da başlanmayacak, bitkiler, hayvanlar falan duruyor hep. zaten sıfırdan başlarsak zaman yetersiz zira ilk canlı organizma 3.6 milyar yıl önce görülmüş bu diyarlarda.

yanlış evrildik kesin. bir basamakta hata oldu. yoksa en temel canlı iç güdüsü olan hayatta kalmayı hiçe sayıp doğayla uyumu sıfır canlılar haline gelmezdik. şu halimiz dünyayı sömüren bir virüsten farksız. burda olduğumuz ve diğer canlılar için tehdit oluşturduğumuz müddetçe işleri zorlaştırıyoruz. tadında bırakalım da doğa farklı olasılıklarla şansını denemeye devam etsin.

(ufuri - 6 Temmuz 2014 23:01)

"tam ve namuslu düşünceler sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. dişsiz olduğun zaman "ayıp çocuklar, ısırmayın!" demek kolaydır. ama, otuz iki dişin olunca... insan gençliğinde canavardır, evcilleşmek bilmez canavardır ve insan yer. kuzular, tavuklar ve domuz yavruları da yer ama, hayır, insan yemezse doymaz!"

nikos kazancakis, zorbanın ağzından..

(guru - 24 Haziran 2001 21:50)

allah'ın "bak kulum! bi de bu versiyondan yarattım" diye çeşit çeşit karşıma çıkardığı, her seferinde ağzımı açık bırakan sanat eseri.

(perhaps - 30 Ekim 2004 03:15)

beyin gucunun farkinda olan memeli (bu turun hepsi bu gucu kullamiyor bu yuzden farkinda olan kelimesini uygun buldum)

(cadi - 10 Mayıs 1999 00:00)

yeryüzünden alınırsa iyi ve kötü kavramlarının da yok olacağı tehlikeli bir mahlukat

(flu - 17 Haziran 1999 00:00)