Süre                : 1 Saat 34 dakika
Çıkış Tarihi     : 27 Ekim 2016 Perşembe, Yapım Yılı : 2016
Türü                : Drama,Tarih,Savaş
Taglar             : demir Yahudi,Anne,fishermen,Nazi üniforması,Naziler
Ülke                : Danimarka
Yapımcı          :  Det Danske Filminstitut , Norsk Rikskringkasting (NRK) , SF Studios
Yönetmen       : Nicolo Donato (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Per Daumiller (IMDB),Nicolo Donato (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : David Dencik (IMDB), Danica Curcic (IMDB), Jakob Cedergren (IMDB)(ekşi), Nicolas Bro (IMDB)(ekşi), Laura Bro (IMDB)(ekşi), Morten Holst (IMDB), Mikkel Boe Følsgaard (IMDB)(ekşi), Marijana Jankovic (IMDB), Lars Brygmann (IMDB), Morten Suurballe (IMDB), Mads Riisom (IMDB), Signe Egholm Olsen (IMDB), Kristian Høgh Jeppesen (IMDB), Anders Heinrichsen (IMDB), Elliott Crosset Hove (IMDB), Ulver Skuli Abildgaard (IMDB), Laila Andersson (IMDB), Illiana Anmbod (IMDB), Louise Katrine Bartholin (IMDB), Morten Bennebo (IMDB), Morten Bjørn (IMDB), Mikkel Falster á Brúnni (IMDB), Ernesto Piga Carbone (IMDB), Hannah Eline Christensen (IMDB), Jens Basse Dam (IMDB), Niels Damstedt (IMDB), Ole Dupont (IMDB), Karsten Eg (IMDB), Katinka Evers-Jahnsen (IMDB), Jens Fuglsang (IMDB), Anton Dalgård Guleryüz (IMDB), Kristian Buk Jørgensen (IMDB), Jesper Aron Kaplan (IMDB), Ash Khatibi (IMDB), Helle Pilar Larsen (IMDB), Mikkel Mastek (IMDB), Ross Moneypenny (IMDB), Nana Christine Morks (IMDB), Anders Mossling (IMDB), Thomas Nørregaard (IMDB) >>devamı>>

Fuglene over sundet (~ Across the Waters) ' Filminin Konusu :
Fuglene over sundet is a movie starring David Dencik, Danica Curcic, and Jakob Cedergren. Fuglene Over Sundet is the gripping tale of the Danish Jews' escape to Sweden in October 1943.


  • "jennifer lawrance ı ilk defa sinemada gördüm ve çok beğendim. daha önce malumunuz.."
  • "güneş'ten 26 kat büyük ve en az 100 kat parlak arkturus'a gereken özen, ilgi, süre ve saygının gösterilmediği film."
  • "(bkz: interstellar görünümlü ayrılsak da beraberiz)"
  • "hastanın iyileştirilemediği ama ölünün diriltildiği film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bir yere kadar fena değil, o yerden sonra da tırt film. ama o noktadan sonra da sonunu görmeden bırakmaya üşeniyor insan.

    --- spoiler ---

    film süreyi düzgün kullanamamaktan muzdarip. ablamız uyanana kadar ağır tempoda ama düzgün ilerliyor. sonrasında tempo giderek artıyor ve olaylar sıkışıyor. hadi zenci kalktı, hadi hastaymış, hadi şöyle tamir edicez, amanın ben öldüm hakkınızı helal edin, hadi havalandırmaları açalım, lan lan lan ipim koptu falan fişman derken bitiyor. geriye aile ağacı dimdik ayakta kalıyor.

    koca gemide bir tane mi auto-doc var amk? bir de auto-doc kendisi akıl edemiyor mu direk "yenge, abiyi kaybettik"e bağlıyor? auto-doc sesten kimlik kontrolü yapmıyor da sadece söylenen şifrenin mi doğruluğunu kontrol ediyor? kısacası auto-doc prometheus'taki rolünden sonra yaşlanmış ve bu filmde aynı performansı gösterememiş.

    asıl abimiz (bkz: chris pratt) ölseydi iyiydi. andy garcia'nın maç başı ücret alan futbolcu şeklinde son 15 sn'de oyuna girmesi gözden kaçmadı. yat kalk menajerinin elini öp andy. jeneriğe adını bile yazdırmış çakal.

    ---
    spoiler ---


    (berkertoy - 9 Ocak 2017 01:49)

  • comment image

    güzel konu, başarılı bir giriş ve klişe bir final.

    --- spoiler ---

    film aurora'nın uyandığı yerde başlasa ve aurora ile beraber jim tarafından uyandırıldığını öğrensek hikayenin geneli için çok daha hoş olabilirdi.
    jim karakteri bizim için bir gizem olurdu. yani filmin ortası ile başlangıcı yer değiştirse genel hikaye 1 tık daha izlenilebilir olurdu.

    ---
    spoiler ---


    (steve rogers - 21 Ocak 2017 05:19)

  • comment image

    --- spoiler ---

    jim'in rekatördeki basıncı düşürmek için kendini feda ettiği görevden ölmeden kurtulması çok zorlama olmuş. jim'in ölümünden sonra aurora bir başkasını uyandırırken film sonlansa insanin karanlık doğasına vurgu yapan daha gerçekçi bir final olurdu.

    ---
    spoiler ---

    tanım: bekleneni vermeyen filmdir.


    (perd ta e pigra - 3 Şubat 2017 17:36)

  • comment image

    bilim kurgusuna değil alttan verdiği mesajlara takıldıgım film.

    --- spoiler ---

    yaşamanın ve ölmenin dünyadaki gibi işlemediği bir zaman dilimi. gemide yaşayan tek insan o adam. ama gemideki tek ölü de o adam. kızı uyandırdığında diriltmiş değil öldürmüş oluyor. ama ve lakin sonradan öğreniyorlar ki uyanmasalar gemideki arıza nedeniyle zaten öleceklermiş. bir yerden sonra kızı uyandırarak öldürmüş değil yaşatmış oluyor. bence varoluşa farklı bir açıdan bakmamızı sağladığı için düşündürücü...
    ---
    spoiler ---


    (hobidikordek - 5 Şubat 2017 14:30)

  • comment image

    4/10. aslında 5/10 vermeyi bekliyordum gitmeden önce ama sonu beklediğimden de kötü çıktı. yine de gittiğime pişman değilim.

    film hard science fiction olmadığından aşağıdaki eleştirilerin bir kısmı yersiz ama yine de my two cents işte.

    --- spoiler ---

    * arcturus geçişi (kızın doğum gününde yanında geçtikleri yıldız) güzel bir dokunuş. arcturus gerçekten de dünya'ya 36 ışık yılı uzaklıkta. problem, bizimkiler ışık hızının %50'sine ulaşmış oluyor o sırada. 32 yıl seyahat etmişler, teorik olarak orada olmaları imkansız. dahası, o hızda sling shot yaparken o kadar uzun süre izlemeleri de imkansız. hadi diyelim izlediler, hidrojen-alpha filtresinden bakar gibi fotosferi o kadar detaylı görmeleri de imkansız. hadi diyelim o da hollywood romantizmi, bilgisayara göre o tarihte milletin uyanık olması da imkansız, anons niye?

    * reaktör sahnesinin şişirilmesi kabullenebilir de biraz özenilebilirdi. yani adamın kapıyı kalkan yapıp ölmemesinden bahsetmiyorum. örneğin "manual override" diye çıkan takoz kolun kızın elini yakacak kadar sıcak olması, sonra kızın ona kıyafet dolayıp beş saat orda tutmasına rağmen yanmaması gibi özensizlikler çoktu.

    * insanlar uzay mekiğinin gravitational mekanizmasının kendi rotasyonundan dolayı olduğundan, pencerelerin yerleştirilmesine takılmış haklı olarak. (pencere ve havuz camı yerde olmalıydı) izlerken benim dikkatimi çeken aurora göndermesiydi. filmde malum kız sleeping beauty gibi uyurken (ismi aurora hani) bizim eleman izliyordu. filmin sonlarına doğru eleman uyurken pencerede kuzey/güney ışıkları (aurora) görülüyor. gönderme tamam da, uzay mekiğinin aurora üretecek kadar güçlü bir manyetik alanının olması pek olası değil. (edit: atladığım nokta olabilir. nausicaa uyardı sağolsun, belki de o görüntüler monitörden verilen sanal manzaralardı, kar manzarası, ağaç manzarası gibi)

    * filmin sonunda crew uyandığında bitki örtüsü bulması bir yere kadar da, kuşlar nerden çıktı lan?

    * filmi orijinal kılan tek nokta senaryosundaki bir detay. space wanderers orijinal falan değil ancak burada "delirmemek uğruna başkasının hayatını piç etme" ahlakı güzel malzeme. üzerinde yeterince durulmamış, tam o konuya girilecekken "süremiz doldu toparlayalım" diye dökülen uzay mekiğini vidalama telaşına girilmiş. yazık olmuş.

    * filmde işlemcilerin yanmasından dolayı başka işlemcilerin işi devralması, sonra da bu processing power'ın yetersiz kalmasından dolayı zincirleme "işlemci kaybetme" durumu söz konusu. "failsafe" uzay mekiği yapıyorsunuz, vital işlemleri sandbox içine alamıyorsunuz. "reaktör işlemcisiyle hibernation işlemcisini load balance edelim" diyen sistemciyi uzay boşluğuna salın lütfen.

    * kaptanımsı elemanın yatağının hibernation'a imkan tanıdığı bilgisini nedense o kaptanımsı eleman paylaşmadı. kız anladığımız kadarıyla uyumamayı tercih etti ama bence bir yazar olarak orta yolu bulabilirlerdi. kız her yıl uyanıp adamla 1 ay geçirecek şekilde uyuyabilirdi. madem unique roman yazmak için hayatını geride bırakıyorsun, al sana malzeme. adama da yaşamak için bir motivasyon verirdi, her yıl sevgilisini görecek falan. sonunda adam 70'ine geldiğinde kızımız 2 yıl yaşlanmış olacak. sonra ihtiyar sevgilisini uzay boşluğuna salıp 20 yıllık uykusuna dalacak... filmin sonundaki uyduruk sahneleri atıp filmi uzatıp bu formata çekseler, hard science fiction olmayan filmin en azından psikolojik ve sosyolojik tartışmasını sürdürebilirlerdi. bir nevi the time traveler's wife (in space) olurdu. eleman yaşlandıkça salondaki sümüklü peçete popülasyonu artardı. bilimkurgu hevesiyle geleni romantizm sosuyla uğurlardık gişelerden...

    * trivia: uzay mekiğinde sesini duyduğumuz bilgisayar abla, londra metrosundaki meşhur mind the gap anonslarını yapan ablaymış.

    ---
    spoiler ---


    (hooker with a penis - 6 Şubat 2017 03:49)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bir makina mühendisinin "hatun" bulabilmesi için ancak uzayda baş başa kalması gerektiği gerçeğini yüzümüze vuran filmdir. baş roldeki makinacı itü'lü olsaydı, kapsüllerdeki hatunlara bakarak asılırdı ama iş uyandırmaya gelince gider yine kendi gibi başka bir erkek mühendisi uyandırırdı
    ---
    spoiler ---


    (souliko - 7 Mart 2017 10:04)

Yorum Kaynak Link : passengers