Chelovek s kino-apparatom(1929)(8,4-19351)
L'Atalante(1934)(7,8-12852)
Berlin: Die Sinfonie der Grosstadt(1927)(7,7-3457)
Menschen am Sonntag(1930)(7,5-2411)
Regen(1929)(7,3-1331)
Manhatta(2013)(6,6-1184)
timsahlar ve deve kuşları görüntüleri ile bölünmüş, oturduğu yerde elbise değiştirip sonunda çırılçıplak kalan, burjuvayı resmettiği açıkhava yürüyüş sekanslarının sonunda, uzun kolonlarını aşağıdan yukarı, görkemli kemerlerini yarım dairelerle takip ettiği pahalı binalardan, şehrin varoşlarına döndüğünde, tıpkı alt-sınıf hayatları misali keşmekeş mimarinin izini süremiyor vigo, kamerası savruluyor. resmi geçitlerde, üniformalıların sıralı yürüyüşlerini, haçlar ve gösterişli arabalarında suratlarına atılan çiçeklerle komik duruma düşen burjuvalar tamamlıyor. vigo tutamıyor kendini, muhteşem gökyüzü çekimlerinin, türlü sporların, mimarinin, cafelerin, ve elbette danseden enfes kızların arasına bir parça sınıf nefreti illaki katıyor. henüz ilk film. kısa. yarı belgesel. yarı kurmaca. ve girizgahtaki akılalmaz, şehre trenle varıp, kumar masasında silinen çift imgesi. şiirsel gerçekçiliğinin de, ve hatta toplumsal gerçekçiliğinin de yanına, nasıl olup başardıysa eklediği gerçeküstücülüğü vigo'nun. yaşasaydı bir bunuel-vari hayata daha tanıklık edecektik sanki.
(ianism - 28 Mart 2014 06:09)
chelovek s kino-apparatom ile garip bir kardeşlik içerisinde olduğunu düşünüyorum. birer yıl arayla çekildiler. biri vertov'un*, diğeri vigo'nun elinden çıkma. bambaşka iki dünya ama düşündüğümüz kadar başka da olmayabilir. vigo, vertov'dan çok etkilenmişti. üstelik vertov'un öz kardeşi, görüntü yönetmeni boris kaufman da hem bu filmde, hem de efsanevi zero de conduite ve l'atalante'de vigo ile beraber çalışmıştı. sonuçta da ortaya, kino-eye etkili, sosyalist gerçekçilikten nasibini almış ama tam da vigo işi bir inceliği, şiirsel gerçekçiliği ve anarşist tavrı taşıyan bu ilk film çıkmıştı. rusya'dan, fransa'ya sevgilerle.
(ianism - 30 Nisan 2014 04:35)
parisienne, akordeon bazlı müzikleri rahatsız edici film. daha doğrusu, tüm filme yayılan müziğin "dikliği", benim açımdan gereksiz uyarıcı oldu. görüntüler ve editing'i farklı müziklerle bütünleyebilirsiniz. yumuşak bir soundtrack bence daha uygun, 22 dak. 51 saniye.kamera-konu arasındaki mesafeler ve kamera dönüşleri konusunda özgür.elbette belli meseleleri, dertleri var. ancak, bence iki biçimde izlenebilir: görüntüleri yormadan, vigo'nun gözünden manzaralar olarak ya da görüntüler arasında anlamsal ilişkiler kurarak, ortaklıkları ve zıtlıklarını anlamlandırmaya çalışarak. iki izleme biçimine de uygun.filmi hafife almayıp hatta kâle alarak, talep ettiği gözü/bakışı ona sunarsanız, (doğru müzikle) vigo size bir rüya izletmiş olacak. güneşte kararan adam ya da adım adım ama hiç kımıldamadan çırılçıplak soyulan kent sakini sahnesinde olduğu gibi ajite sahnelerden ziyade; duygusal, kalp kırıklığı ya da hüzün veren sahnelerini sevdim. göğe, sadece dar sokaktaki yüksek binaların arasından bakmak gibi... ya da mırıldanan çocuk yüzleri gibi (2017'de çoktan toprak olan). sokak kedileri, akan pis su, sokaktaki çöp öbekleri.politik mesajı "uyuklayan burjuvalar" diye okuyunca beni sıkıyor. "bu insanların hepsi ölmüş" diye izlediğimde sanatsal olarak zevk alıyorum.
(lacivert kadife ve kirmizi visne - 26 Ağustos 2017 18:47)
tıpkı (bkz: kameralı adam) ya da (bkz: samsara) gibi, imge/imaj/müzik üçgeniyle izleyeni hipnotize eden (bkz: jean vigo) filmidir.
(dadanda - 15 Ocak 2019 07:14)
1930 tarihli sessiz belgesel, jean vigo'nun ilk filmi. film kameralı adam ekolündendir ve bu filmden sadece 1 sene sonra çekilmiştir. nice'in dans ederken etekleri uçuşan sosyal hayatını konu alır. kurgusu ile kendi içerisinde kurmaca bir yapıya sahiptir. (şehrin sosyetik bir kadınının hemen ardından gösterilen deve kuşu gibi...)en akıllarda kalır, akıl dışı sahnesi ise:sabit planda bir kadın şezlongta oturmuş, üzerindeki kıyafetler değişir kendi sabittir. en sonunda çırıl çıplak kalır.
(anahita - 12 Ağustos 2006 01:32)
Yorum Kaynak Link : a propos de nice