Fast Food Nation (~ Coyote) ' Filminin Konusu : Fast food zinciri ''Mickey''nin en başarılı ürünü, yeni piyasaya sürdüğü ''Big One''dır. Şirket yetkilileri bu hamburgerin etinde bir tuhaflık sezerler ve konuyu araştırmak için adamları Don'ı ''Big One''ın yapıldığı et fabrikasına gönderirler. Don, görünürde temiz ve düzenli çalışan fabrikada olanlardan habersizdir. Buradaki işçilere kesilen sığırlara davranıldığından pek de farklı davranılmamaktadır. Öte yandan, para biriktirmek için ''Mickey''de çalışan Amber ve arkadaşları Amerika'nın ve benzer toplumların ''Hamburger Cumhuriyet''ine dönüşmelerini önlemek için kendilerine göre bir plan yapmışlardır...
Tape(2002)(7,3-17462)
Slacker(1991)(7,1-17755)
SubUrbia(1997)(6,8-8179)
Me and Orson Welles(2009)(6,7-10196)
The Newton Boys(1998)(6,1-9628)
Bad News Bears(2005)(5,8-19245)
kesinlikle izlenmesi gereken bir film. boklu hamburgerlerle sınırlı kalmayıp, post-kapitalist amerikan toplumunu ve bu toplumun bireylerinin samimiyetsizleşmiş ilişkilerini, sığırlarınkinden farksız davranış biçimlerini, kaçak göçmenleri, bireysel görünen tüm sefaletlerin ardındaki büyük resimleri, küçük aktivizim-değişim çabalarını ve hayal kırıklıklarını, umursamazlığı, hissizleşmeyi, adapte olmayı öğrenmeyi, simgelerin ardındaki gerçek ve acı anlamları başarıyla, ince ince, kara kara anlatan bir film.
(xeyn - 15 Ekim 2006 02:16)
işsizlik, göçmen sorunu, şirket kültürü, ahlak, anarşi (pratik) gibi amerikan sinemasında çok sık bir arada göremediğimiz pek çok tema üzerinden gündelik yaşamın politikasını yapan bir başyapıt. senaryosu, oyuncu anlayışı ve yönetimi, müziği ve doğrudan hedefine sistemi alan net bakış açısıyla örnek niteliği taşıyor.
(enis zenci - 15 Ekim 2006 12:27)
sıkıcı bir film. fazla klişe, lüzumsuz. "zavallı meksikalılar biz amerikalılar hamburger yiyelim diye neler neler çekiyorlar, bu hamburger çok kötü bişiy, hem o hamburgerler pis, yoksa siz hamburger yapmak için hayvanların vahşice kesildiğini bilmiyor muydunuz hadi hep beraber hatırlayalım" temalı, globalizm karşıtı gençlerin saflığı komik bi şekilde gösterilmiş, gitmenin zaman kaybı olduğu bir film. amerikalı hedef kitleye yapılmış, sığ. -ancak kendi dayımdan sonraki en süper dayıyı da görmüş olduk filmde.-
(pati - 20 Ekim 2006 10:30)
büyük fast food zincirlerinden beslenen insanların gerçek anlamıyla "b.k" yediklerini gösteren bir film. karakteriyle sevgimi kazanan richard linklater dan çok cesur ve gerçek bir film. filmde çitleri kesilerek özgür bırakmaya çalışılan sığırların dışarı cıkıp kendilerini özgür bırakmak yerine aval aval dolanmaya devam edip o tutsaklığa boyun eğmeleri (alışmaları aynı zamanda) amerikan ve onların dayattıklarıyla yaşan toplumlarin -türkiye dahil- durumuyla (bkz: birebir) örtüştüğünü düşünmekteyim.
(venus in furs - 24 Haziran 2007 19:40)
izlendikten sonra, müşfik ve başka işi olmayan kadına evde hamburger yaptıran filmdir.
(xtr - 24 Kasım 2007 22:15)
adı zikredilen,kritize edilen toplumun vitrin yüzü avril lavigne'in oynamasıyla ciddiyeti tahrip edilmiş filmdir. lakin yine de upton sinclair'in şikago mezbahaları (the jungle) adlı romanının izini sürmesi bakımından takdire değer.
(makinedeki hayalet - 8 Kasım 2008 14:36)
fast food'la sulandırılmış az konsantre babel. aslında linklater'ın yaptığının sözüm ona devrimci gençlerin yaptıklarından bir farkı yok; çiti kesip mal sürüsünü serbest bırakıyorlar ve yerlerinde oturmak yerine eyleme geçmenin rahatlığını yaşayıp, ardından biralara yardırıyorlar. gerçi rişar da duruma aymış, kendisi de başroldeki karakter gibi sistemin içinde ve yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunun ayırdında ama sonunda yine kazanan diğerleri oluyor. bunun en güzel yansıması ise samimiyetsiz casting herhalde.
(shocktheworld - 2 Aralık 2008 18:25)
cok fazla mcdonalds ve türevi hazır yağ dolu yemekleri yiyen insanlara sahip ulkeler icin kullanilan tanim.bu adda bir de kitap varmis.(bkz: amerika birlesik devletleri)*
(turcopolis - 18 Aralık 2002 11:48)
bu filmi almadan önce içeriğini hep belgesel olarak tahayyül etmiştim,basbayağı bir hollywood filmi olduğunu anlayınca bayağı bir şaşırmış,yine de belgesel izlermiş gibi bakmıştım ekrana.food inc. belgeselinde amerikan gıda devlerinin ahtapot kolları beyaz saray'da dahil olmak üzere,bütün kamu kuruluşlarında nasıl bir yaptırım gücü olduğunu iyice bellemiştim.insanların karınlarını doyurmaları mı yoksa hayal güçlerini beslemek mi daha önemlidir.bütün film boyunca aklımda hep şu soru çakılı kaldı,hollywood mu daha güçlü yemek endüstrisi mi.bu film aşikar ki 7. sanatın fast food'a açtığı savaşın belgesi.
(zirvelerin ozgurlugu - 6 Aralık 2010 23:48)
(bkz: prozac nation)
(divina - 19 Ocak 2003 04:37)
(bkz: daydream nation)
(glass sealed - 25 Mart 2003 00:46)
izledikten sonra o çok sevdiğimiz ve vazgeçemediğimiz hamburgerleri yemeye devam etmenin mümkün olmadığı film. insanı düşündürten, yer yer midesini bulandıran hatta dehşete düşüren sahneleri var. örneğin sığırların kesiliş şekilleri ve o kanlar ürpertiyor insanı. sonra hamburgercide elemanın hamburgerin içine tükürüşü mideyi alt üst ediyor. fast food kültürüne bağımlı olanlara zorla izletmeli bu filmi.
(martin jacques mystere - 1 Kasım 2011 01:55)
ya montaj ekibiyle yapımcılar arasında bir anlaşmazlık olmuş da montajcılar şerefsizlik yapıp filmin yarısını kesmiş ya da bütçe yetersizliğinden ötürü bazı sahneleri çekememişler.bu kadar havada kalan bir film için başka bir açıklama bulamıyorum.madem eleştirel film yapıyoruz bi sürü sorunu harıl harıl işleyelim diye düşünmüşler sanırım ama hepsi havada kalmış.zaten bu tür filmlerin amacı bir ürünü eleştiriyormuş gibi yapıp el altından izleyicinin bilinçaltına o ürün hakkında pozitif gönderim yapmaktır.yani siz filmi izledikten sonraki birkaç saat içerisinde ıyyy hamburger köftelerinde bok varmış, zaten elemanlarda marulun üstüne tükürüyormuş ve fabrikadaki işçiler kesilecek ineklerden daha vahim durumdaymış gibi geçici şeylere takılıp mcdonald's a küsseniz dahi birkaç gün içerisinde filmden aklınızda yer edecek temel şeyler fast food şirketlerinin büyüklüğü, big one' ın güzelliği ve köftede bakteri olsa dahi pişerken hepsinin öldüğüdür.yani onlar bu tarz filmler yaparak sizin ahırınızdaki çitleri kesiyorlar, ama zaten biliyorlar ki siz dışarı çıkmayacaksınız.hatta size dışarı çıkabilme özgürlüğü verildiği için mutlu olup sömürülmeyi daha istekli gerçekleştireceksiniz.aynı mantalite'de; fakat bu filmden 10, hatta 100 kat daha başarılı ve keyifli bir yapım için(bkz: thank you for smoking)
(feelthepower - 20 Şubat 2012 20:46)
başından sonuna kadar kapitalist ataklar gösteren bir film. fast food hiçbir zaman kültür olmadı, olmayacak ama dev bir pazar halini aldı. yabancıların yedikleri boklu hamburgerlerin yanı sıra ülkemizde'de (isim vermeyelim sarı-kırmızı hamburger şirketi) bir hamburger şirketinin de salataları poşetlenmiş şekilde metrobüste yerlerde sevk edilmesi canlı gözlerle şahit olunmuştur.
(evimin paspasi - 2 Temmuz 2013 21:13)
fast food mafyasini anlatan* inanmak istemeyecegimiz gercekleri anlatan bir kitap.
(mir - 29 Mart 2004 19:06)
(bkz: super size me)
(tinuviel - 26 Mayıs 2004 21:05)
göçmen sorununu ele alan bir film değildir çünkü yasa dışı çalışan kaçak göçmenler abd için bir sorun değildir. eğer kayıt dışı ekonomi olmasaydı abd'de süper güç olmazdı haliyle... ayrıca amerikan hükumetinin göçmenliği en büyük sorunlardan biri olarak göstermesi olayı da diğer ülkelerin dikkatini çekmemek adına yapılmaktadır.--- spoiler ---filme gelecek olursam da, izleyiciye pek fazla bir şey verdiğini söyleyemem. herkesin bildiği ya da en azından tahmin edeceği gibi, meksika'da günde 3-4 dolar kazanan insanlara günde 80 dolar vererek pis işlerde çalıştırma, fast food çalışanlarının mutfakta yaptıkları, abd'deki uyuşturucu sorunu, aktivist muhalif amerikan gençleri, kötü işverenler gibi konular işlenmiş... ben filmi pek bütün olarak algılayamadım çünkü kurguda eksiklikler var maalesef. birçok şey havada kalmış, böylesine basit bir konu işleyen bir filmde böylesine sıkıntılar olması insanı şaşırtıyor.--- spoiler ---sürpriz oyuncu kadrosu için seyretmek lazım yine de.
(theogonia - 25 Eylül 2014 03:16)
eric schlosser'in aynı isimli kitabından uyarlanan filmi, 'tape', 'before sunrise' ve 'before sunset' gibi efsane ethan hawke'lu filmlerin yönetmeni, richard linklater yönetiyormuş. bu filmde de delikanlımızı* eksik etmeyen yönetmenimiz, yanına da birer patricia arquette, greg kinnear, kris kristofferson hatta ve hatta avril lavigne kondurmuş. biz daha 'a scanner darkly'nin merakı ve heyecanıyla yanıp tutuşurken bir de bu çıktı başımıza. (bkz: http://www.imdb.com/title/tt0460792/)
(gosalyn mallard - 9 Şubat 2006 19:32)
tüketici olmanın tükenmekle eşdeğer/mümkün olduğunu söyleyen bir film**
(psykhe - 5 Ağustos 2006 18:44)
Yorum Kaynak Link : fast food nation