Çıkış Tarihi     : 28 Mayıs 2004 Cuma, Yapım Yılı : 2004
Türü                : Aksiyon,Macera,Fantazi,Korku,Gizemli,Heyecanlı
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Electronic Arts (EA) , Electronic Arts (EA) , Knowwonder
Senarist          : Lisa Michelle Singer (IMDB)(ekşi),Nuno Miranda (IMDB),Nuno Miranda (IMDB),J.K. Rowling (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Stephen Fry (IMDB)(ekşi), Stephen Abingdon (IMDB), Stuart Hilton (IMDB), Tom Attenborough (IMDB), George Banks (IMDB), Will'm Bentinck (IMDB), Gregg Chillin (IMDB)(ekşi), Eddie Cooper (IMDB), Allan Corduner (IMDB), Chris Crosby (IMDB), Adele Cutting (IMDB), Gary Fairhall (IMDB), Jamie Glover (IMDB), Tom Goodman-Hill (IMDB), William Green (IMDB), Nikki Gummer (IMDB), Eleana Jenkins (IMDB), Benjamin Stone (IMDB), Ève Karpf (IMDB), Dominic Kennedy (IMDB), Jonathan Kydd (IMDB)

Harry Potter and the Prisoner of Azkaban (~ Harry Potter E o Prisioneiro de Azkaban) ' Oyununun Konusu :
Harry Potter hiç istemeden bir yazı daha, iç sıkıcı akrabaları Dursley’lerle geçirmekte, “uslu uslu oturmakta” ve büyüden uzak durmaktadır, yani, Vernon Enişte’nin zorba kız kardeşi Marge Hala gelene kadar…. Marge Hala her zaman, özellikle Harry’ye çok kötü davranmıştır ve bu kez Harry’yi o kadar zorlar ki Harry “kazara” onun dev bir balon gibi şişip havaya uçmasına neden olur. Büyü-dışı dünyada büyü yapması yasaklanan Harry, bu olaydan sonra gecenin karanlığına karışır.


  • "tüm serinin hem en iyi filmi hem de en iyi kitabıdır."
  • "keşke harry ağlayabilseydi o taşın üstünde... dediğim ama yine de beğendiğim film."
  • "serinin en iyi filmidir. kitabı da bir o kadar guzel. yıllar sonra filmi tekrar izliyorum ve gozume daha bir guzel gözüküyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    serinin en sevilesi kitabı. zaman olayları olsun, yavaş yavaş değişen karakterler ve arkadaşlıklar olsun her şeyiyle en sevdiğim, en sempatik bulduğumdur bu kitap yedi kitap arasında. bir yandan masumane çocuk kitabı olmaya devam ederken bir yandan gelecekte yaşanacakların sinyalini verir. harry nin daha sonra çokca yaşayacağı favori durumu olan "tam bulmuşken kaybetme"yi çok net ve vurucu bir şekilde işler. ve biz okuyucular olarak bundan sonra her şeyin, bir bayılma sonrasında revirde uyanıp düzelmiş olarak bulunmayacağını anlamaya başlarız.

    kimsenin ciddiye almadığı, hayatının ikinci kehanetinde bulunan (ve bunun için zam bile hak edebilecek olan) trelawney nin her şeyin başladığı noktayı göstermesi, o lanet olası fare insan kırması peter/scabbers ın kaçışıyla her şeyin nasıl felakete doğru yol almaya başladığı ve dumbledore un "birgün onu kurtardığın için sevinebilirsin" sözü (peter ın ölüş şeklinden dolayı), özellikle seriyi bitirip düşündüğünüzde çok daha acıklı geliyor.

    hermione, sen her zaman en sevdiğim şey olacaksın bu kitaplar içinde. bu kitapta seni desteklemeye başladım ve sonuna kadar hastasınım. ilerde dönüşeceğin şahane şeyi görsen sen de kendine bayılırdın heralde.


    (cordy - 9 Mart 2011 22:05)

  • comment image

    bana göre -ki kaç kere okuduğumu baz alıyorum burada- serinin en iyi kitabıdır. ilk iki kitaptan farklı olarak harry'nin büyüdüğünü gözleriz ilk başta. ayrıca artık yavaş yavaş bir olay örgüsü oturmaya başlamıştır. her şeyin başlangıcı bu kitapla olmuştur. aralarında en sevdiğim kitaptır her okuyuşumda bana farklı farklı tat verir.

    filme gelecek olursam en kötü filmdir 8 filmlik serinin. evet filmler zaten kitapların verdiği tada yaklaşamaz fakat bu filmin kitapla bir bağlantısı yoktur. yönetmen kendi yorumumu katıcam diye şahsıma göre filmin içine etmiştir. kitabın olay örgüsünü tamamen bozup en önemli şeyleri çıkarmıştır kitaptan. dvdsini almadığım tek filmidir. kitaba en bağlı olan ilk iki filmi severim en çok ben. chris colombus sevdirmiştir bana harry potter'ı.

    --- spoiler ---
    bir kere filmde o epik diye adlandırdığım quidditch finali yok. ki zaten ne kavgaların, küslüklerin yaşandığı ateşoku filmin sonunda gelmiştir. crookshanks-scabbers olayı tamamen es geçilmiş sadece öylesine bahsedilmiştir. cho chang zaten yoktur. ama yine de bunlar bi kenara harry çapulcu haritasında peter pettigrew'u görmüştür. gece yarısı fare takip ediyo falan. burası tamamen rezil bir durumda.

    ---
    spoiler ---

    benim gibi harry potter hayranı olan bir insana saf hayalkırıklığından başka hiçbir şey vermemiştir filmi.


    (bazen dusunuyorum da - 1 Ekim 2011 01:32)

  • comment image

    star'da yayınlanmasıyla müziğini duyduğum andan itibaren bana evde çılgın attıran film. hayır yaş oldu 22 hala izlediğim gibi ara ara tüylerim diken diken oluyor. ilk izlediğimde ne hissettiysem hala aynı histe olduğumu anladım bugün, sanırım bir nesli epey derinden etkiledi bu seriler. kitapları önceden okuyup filmler çıkınca sevinen güruh sanırım epey derin bir bağ kurdu bu seriyle, twilight vb gibi sonradan çekilen uyarlamaların hiçbiri bu kadar efsanevi olmadı haliyle. an itibariyle içimdeki severus snape sevgisi cortlamış durumda, vakti zamanında kitapları okurken o dünyayı tüm derinliğiyle yaşayan bir neslin evladı olarak hogwarts'tan kabul mektubumu hala beklediğimi belirtmeyi bir borç bilirim. şaka maka hangimiz böyle bir dünyanın parçası olmak istemezdik ki acaba, günün birinde bir çocuğum olunca ona da aşılayacağım harry potter sevdamı maksat psikopatlık olsun değil mi ama.


    (smlsml - 11 Ağustos 2012 20:32)

  • comment image

    serinin en iyi filmidir. kitabı da bir o kadar guzel. yıllar sonra filmi tekrar izliyorum ve gozume daha bir guzel gözüküyor.


    (mythology 12 - 21 Mart 2015 21:53)

  • comment image

    gözümüze soka soka politically correct olmaya çalışan bir film. sevgili yonetmenimiz amerikalilara yaranmak icin, amerikan halkinin en buyuk takintisi olan herseyi politically correct yapma eylemi yolunda giderek, hogwarts in hic bir ayrim yapmadigini kanitlamak icin filmde okula bir dolu zenci ve de meksikali cocuk koymustur. yönetmenin amaci ne kadar iyi niyetli olsada, kesinlikle yanlis bir yaklasimdir kanimca. cunku, birinci olarak harry potter ozgun bir senaryo degil, bir kitapdan uyarlanmis bir filmdir ve filmde kitaba bagli kalmalidir. sırf amerikalıları mutlu etmek için bir eserin degiştirilmesi hem yazara, hem esere ayriyetten bu eseri sevmiş, benimsemiş binlerce insana yapılmış bir saygısızlıktır. ikinci olarak harry potter ingilterede gecen bir kitapdir dolayisiyla hogwarts da da bir yigin zenci ya da meksikali olmamasi yazarin irkciligindan ibaret degil, ingilterenin cografi konumundan ibarettir. en onemlisi, herseyin politically correct olma gibi bir zorunlulugu yoktur, varsa bile bu ancak amerika icin gecerli olabilir. sevgili yönetmenimiz alfonso yu bir daha ki filmini çevirmeden önce biraz daha fazla kitap okumaya, araştırma yapmaya ve dünyanın amerikadan ibaret olmadığını anlamaya davet ediyorum.
    peter jackson politically correct olsun diye zenci elfler, cinli orklar koyuyor mu lord of the rings'e...


    (eternity4ever - 31 Temmuz 2004 16:04)

  • comment image

    tüm serinin en iyi filmi olmasının sebebi gravity ve children of men ile tanıdığımız yönetmen alfonso cuaron'dur. evde tek başına'yı falan çekmiş olan chris colombus'un yapmacık aile filmi havasından sıyrılıp sonraki filmlerin atmosferini oluşturan bu filmdir kesinlikle. ayrıca çocukların oyunculukları da izlenebilir bir hal almıştır bu filmle. görüntüler ve kurgu bence nefistir. görüntü yönetmeni michael seresin müthiş iş çıkarmıştır. o mavimsi tonunu ruh emiciler'in getirdiği soğuk hissi yüzünden mi bütün filme basmışlar bilmiyorum ama havasını çok değiştirmiş:

    http://images4.fanpop.com/…er-17169528-1920-800.jpg
    http://vignette2.wikia.nocookie.net/…20100308225436
    http://0.media.dorkly.cvcdn.com/…64df1d8f7975d3.gif

    filmin çabuk geçtiğinin ve özet gibi hissettirmesinin sebebinin ise senaryo dışında bence bir nedeni daha var ki o da kamera hareketleridr. kamera neredeyse hiçbir sahnede sabit durmaz ve sürekli hareket eder bu filmde. dakikalar süren tek çekimleriyle ünlü alfonso cuaron bu filmde de sürekli kesintisiz devam ettirir sahneleri.

    filmle ilgili her izlediğimde bana batan kısım ise hipogrif sahnesinde malfoy yaralandıktan ve şahgaga sakinleştikten sonra hermione'nin durduk yere kameraya doğru koşarak gelip " hagrid,hastaneye götürülmesi gerekiyor" deyişi. olay bitti, herkes sakinleşti ne bu dramatik hareketler hermione.

    filmden aklımda kalan 2 tane küçük hoş detay var: ilki harry'nin, çapulcu haritasında peter pettigrew ismini gördüğü ve onu aramaya çıktığı sahne. eğer çok dikkatli dinlerseniz tam karşılaşacakları sahnede bir fare sesi duyabiliyorsunuz. ikinci küçük detay ise zaman döndürücüyü kullanarak geçmişe gittikleri bütün sahneler boyunca arkaplanda sürekli saat sesi gelmesi. izleyiciye duyduklarının farkında bile olmadan zamanı hatırlatan çok güzel bir detay.

    bu filmi düşündüğüm gibi aklıma gelen şarkı şu oluyor. lupin ve harry köprüde konuşurlarken çalıyordu sanırım ilk kez:
    https://www.youtube.com/watch?v=mrzb9npmvs4

    ayrıca film rotten tomatoes'a göre %91 fresh oranıyla editörlerden en iyi oy alan ikinci harry potter filmi.

    john williams'a, michael seresin'e ve alfonso cuaron'a ne desek boş. saygılar.


    (mise en abyme - 16 Kasım 2016 09:15)

  • comment image

    açıkçası ben kitabın son kısımlarındaki olaylarda harry ile hermione'nin hiçbir şeyi değiştirmediğini düşünüyordum hep.

    mesela şahgaga'nın kurtarılması. ilk seferinde öldüğünü görmüyorlar, sadece bir balta sesi ve hagrid'in bağırışını duyuyorlar. ikinci seferde de aynı şeyler oluyor, macnair sinirinden baltayı savuruyor ve hagrid'in bağırışını duyuyorlar.

    sonra harry, sirius, hermione'nin ruh emicilerden kurtarıldıkları an. ilkinde de kurtaran gelecekteki harry, ikincisinde de. yani yine bir şey değiştirmediler.

    bence dumbledore şahgaga'nın gizemli kurtarılışından dolayı arka planda bir şeylerin olduğunu fark ediyor ve zaten olacak olayları gerçekleştirmesi için harry ve hermione'yi tetikliyor.

    ayrıca bir yerde hermione tılsım dersini uyuyakaldığı için kaçırıyor. zaman döndürücüyü kullanıp tekrar giremez miydi? hayır. çünkü olaylar yazılmıştı çoktan, girmediğine dair tanıklar vardı, değiştirilemez.

    bu yüzden zaman döndürücüyü kullanarak ne lily ve james kurtarılabilir, ne de başkası. bunlar benim görüşlerim tabii. yanlış da olabilir ama ben hep bu şekilde değerlendirmiştim.


    (62442 - 20 Mayıs 2017 22:33)

  • comment image

    az önce sesli kitabını tekrar dinlerken müthiş bir detay fark ettim. hemde ne detay!

    harry potter ve arkadaşları remus lupin ile hogwarts ekspresi'nde ilk karşılaştıklarında lupin horul horul uyuyor. rowling lupin'in ne kadar yorgun olduğunu o kadar kez belirtiyor ki acaba bir önceki gün kurt adam falan mıydı da bu kadar yorgundu diye şüphelendim. sonra aklıma internetten dolunay tarihlerine bakmak geldi ve şu siteden 1993 yılına ait dolunay tarihlerine baktım.

    bir de ne göreyim! 1 eylül 1993 saat 04:32'de dolunay varmış! bu da demek oluyor ki eğer trenin saat 11'de kalktığını hesaba katarsak yaklaşık 6-7 saat önce lupin kurt adammış. bu yüzden o kadar yorgunmuş.

    j.k rowling sen nasıl bir şeysin be. kitapları onlarca kez okumama rağmen hala şöyle inanılmaz detayları görünce şapka çıkarasım geliyor.


    (mise en abyme - 29 Haziran 2018 01:55)