Airport (~ Havaalanı) ' Filminin Konusu : ABD’nin göbeğindeki devasa bir havaalanında, kar ve tipinin hükmettiği bir gecede herşey birbirine girer. Hava muhalefeti yetmezmiş gibi alan personelinin kendi hayatlarındaki trajediler ve nihayetinde uçaklardan birindeki bombalı bir eylemci işleri daha da karmaşıklaştırır.Arthur Hailey’in çok satan romanından uyarlanan Airport, felaket filmleri janrının atalarından biri olduğu kadar; çevrildiği dönemde sinema seyircini koltuğuna bağlayacak her türlü dramatik unsura ve gerilime sahip olduğu için de çok övgü almış bir film. Romanı okumuş olanlar içeriğinin yarısının bile filme aktarılmamış olduğunu görecek olsalar da, 2 saat 15 dakikalık filmin herkese fazlasıyla yetecek kadar heyecan içerdiğine şüphe yok.
Ödüller :
The Poseidon Adventure(1972)(7,1-37208)
The Towering Inferno(1975)(6,9-35108)
Rollercoaster(0)(6,3-6072)
Earthquake(1974)(5,9-12449)
Airport '77(1982)(5,7-10073)
Airport 1975(1974)(5,6-8500)
The Concorde... Airport '79(1979)(4,4-4862)
Academy Awards - Oscar : "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu"
yine appleın bi firmayla ortaklaşa çalışarak ortaya çıkardığı bi zımbırtı.kablosuz ağ olayı.bi airport station a 10 makina bağlanabiliyo.kablosuz tabi.airport kullanabilmek için makinanın içine (client) bi kart yerleştiriliyo.bu kart yerleştirme yeri ibooklarda ve g4lerde default olarak var.
(x daemon - 25 Şubat 2000 21:36)
(bkz: airport alışveriş merkezi)
(supergirl - 4 Temmuz 2008 15:24)
1970 yapımı, fazla bir şey beklemeden, zaman geçirmek için izlenebilecek bir film. sıkmıyor. "jean seberg "i serseri aşıklar sonra çok silik bir rolde, film boyunca görebiliriz. bu filme "helen hayes "70 yaşında oscar almıştır aynı zamanda. çok fazla klişe var ama sonuna kadar izlenebilecek bir film. çok matah değil ama.
(iste oyle bir sey - 12 Aralık 2008 12:58)
türkçesi; "havalimanı" olan kelimenin ingilizcesi. (örneğin; yeşilköy atatürk havalimanı)(bkz: port)
(format1 - 26 Ağustos 2002 13:28)
1987-1988 yılında istanbul'un en populer "diskotek" iydi...özellikle 1988'de studio 54 ile bayağı çekişmişlerdi... o zaman ki giriş ücreti olan; geceleri 12bin tl.nın alım gücü, (hafta sonları gündüz 6bin tl.) şimdiki laila tipi yerlerin 15-20 milyonluk girişlerinden daha fazla idi...dj musti çalardı, birde "light jockey" olarak "katil" ışıkçı yaşar vardı.dekorasyon aşamasında, dans pistinin altına akvaryum yapma fikri çok hoştu fakat, o zaman türkiye'deki şartlar milletin dans ederken camın kırılması suretiyle aşağı göçmesine engel olabilecek kapasitede değildi... yine de tavandaki uzay gemisi motifi ve türkiye'de o zamanki en iyi lazer sistemi ile bayağı hoş bir yerdi...mustafa'nın taksim meydanında dev lazerlerle üç boyutlu ışık gösterisi şovu ve "final count" isimli (dönemin büyük hiti final countdown'dan esinli) fantastik gece klubü projesi, mekanın, bir kaç sene içinde (özellikle de discorium'un açılışından sonra) popularitesini yitirmesi, kapanması ve maddi imkanların daralması sonucu hayal olarak kaldı.
(format1 - 26 Ağustos 2002 13:45)
van der graaf generator' ün muhteşem vokalisti peter hammill' in 1975 tarihli solo albümü nadir's big chance albümünden bir vahiy. dünyada en güzel "believe me" diyen insanın peter hammill olduğunun kanıtı bu şarkıdır.http://www.youtube.com/watch?v=n8jb9vfyl4qsözleri şu şekilde;i stand on the tallest buildingand stare down at the grey runwayand the tail-smoke of the boeing jetthat's taking you so far away.believe me, i don't want you to leave me;look in my eyes and you'll see themfilled with pain.imagine just how sad i'll bein some future day when i turnand no longer see your face.all i can now cry is goodbye, love, goodbye.in a week, in a month, in a year,in a lifetime how i'll feel none can tell.all i know is now you're goingthere's really no-one here to help.believe me.already it's too late, you're through the boarding-gateand walking on the tarmac.already you are free, already you've left meand cannot bear to look back,can you?a brief taxi on the runway,then up into the stilling night sky;and i'm standing on the observation tower,my eyes too dimmed by distance to cry.believe me.all i can now do is walk away alone,without you.
(laforgue - 27 Mart 2009 18:54)
(bkz: dzihan & kamien)
(talentless jerk - 15 Haziran 2009 11:13)
ingilizce'de havalimani..
(ssg - 18 Mayıs 2000 04:02)
(mekan olanı) ya cumartesi geceleri airport çok dolmuyor; ya da bu gece apaçiler için event yapmişlar...
(portakal - 10 Ekim 2009 23:46)
daha düzgün türkçe konuşan bir sunucu bulamamışlar mı hayır yani bedavaya mı çalışıyor yoksa diye merak ettiğim habertürk'ün havacılıkla ilgili programıdır.
(cenderecendereduduklutencere - 28 Mart 2010 19:26)
arthur hailey'nin romanı. bir havaalanında aynı anda olma ihtimali çok düşük olayların anlatıldığı roman. filmi de yapilmiştir.
(hunk - 24 Ağustos 2003 13:45)
kerpalin yaptigi bir telefon isletmesinin ismi. bol kufur iceriyor. rastgele bir hintli adami arayarak kendisini neden havaalanindan almadigini soruyor. karsi taraftaki kisinin kerpali tanimamasi uzerine karsilikli atismalar basliyor ve oldukca komik kufurler ediliyor.
(razorlines - 11 Ekim 2003 00:44)
(bkz: güntay şimşek)
(skipper99 - 22 Haziran 2014 17:06)
express adı altında priz kadar olanı çıkmıştır. tipik bir apple güzelliğidir.
(zeck - 10 Haziran 2004 14:39)
(bkz: airtunes)
(gandy phoebus - 13 Haziran 2004 15:30)
burak yeter'in 2009 yılında çıkarmış olduğu connection albümündeki güzel parçalardan biri
(big king xxl - 15 Ocak 2015 00:40)
atv de pazar günleri saat 13.35 de sunulan kokpite* rakip bir havacılık programı.
(aviator - 27 Haziran 2004 13:43)
90li yillarda zincirlikuyuda, matine suare program yapan disco. studyo 54den sonra acilmis, genis dans alanlari, barmenleri ve gizli koseleri ile bir donem genclerin en sevdigi mekanlardan biri olmustur.
(nausean - 2 Eylül 2001 19:11)
25 haziran gecesi cnbce de izleyince o dönemin felaket temalı filmlerinin ne kadar başarılı olduğunu hatırlatan film.
(orcus - 25 Haziran 2005 01:08)
karate'nin some boots albumunden oldukca guzel bir sarki.today the grass is like another green, straight from heaven's garden, like you've never seen. at first glance it's like this place is on fire, but it's just time for this dew to expire. most of the days i'm down near the sea. people say they're not seeing me, i miss them as much as they miss me. i miss them just like they miss me. now yesterday i think he might have called to say "hey," or just to get us all together on a saturday, to take some time come down your way. but he's over on the north side. he can walk. he doesn't need a ride. i wouldn't pick him up anyway. it's not not my town. i don't know the way. i see him out my window, on a very different street where leaves fall up in the spring time, and the sun sets in the east. i'm always late whem i'm visiting. i can't remember where the station is. what time will you be coming in? what time will you be coming in? i wish my town had an airport. in 15 minutes we'de be at my door. we'd used the time for a walk and some wine, but these days i'm trying not to think about time. i see him out my window, on a very different street where leaves fall up in the spring time, and the sun sets in the east. we hang out in the garden, away from phone calls, strip malls -now i don't want to leave you behind. it's just that grayed-out horizon. hey, don't you think it's time?
(archaon - 4 Haziran 2006 03:08)
Yorum Kaynak Link : airport