Connect ' Filminin Konusu : Connect is a short starring Tuppence Middleton, Daniel Lawrence Taylor, and Veronica Duffy. Fed up with the hostility of the city and its people, a young woman's view of the world changes when she makes a surprise connection with a...
La jetée(1962)(8,3-25837)
The Gunfighter(2017)(8,0-2647)
Stutterer(2015)(7,7-2172)
Wasp(2003)(7,6-2541)
Pitch Black Heist(2012)(7,5-1050)
High Maintenance(2007)(7,1-351)
About a Girl(2001)(6,9-493)
surus konforu iyidir, saglam ve guvenli bir aractir; yakisiklidir falan kerata tamam da, oyle az/ buz para verilmeyen bu araca dair soylenecek soz cok.evvela belirtmeliyim ki, 2007 modeli diye makyajlanip piyasaya surulen halinin, 2006 modelinden bariz bir sekilde ayrildigi ahim/ sahim bir tarafi yok. oyle on gorunusteki izgara donatisina iki metalik cubukla hava verme cabasiyla olmuyor bu isler. eksiklikleri damardan hissedilen gereksinimler yine, israrla gormezden gelinmis:zemberegimin safti kaydi aman: *yolcu koltuklarini (orta kapilari) cevreleyen camlar mahkeme duvari gibi duruyor hala. insan, ruhu geregi soyle bir acmak istiyor o malum cami, pencereyi ama nafile. belli ki guvenlik sebebi ile mudahele edilmiyor fakat, soyle tatli bir havalandirma arzusuyla bunyesine maglup olan yolcuyu bunalttigi da bir gercek. bu tedbire istinaden, gariptir, aracin kic mahallindeki camlar kelebektir. yuke zeval gelmesin hesabi zaar?** sofor mahallinde, gerek surucunun gerekse yoldasinin pratik kullanimina uygun olarak tasarlanmis bardak, canak ve comlek koyacak bir yer hala kesfedilememis. uzun yolda bu durum gercekten can sikiyor. ozellikle sicak iceceklere ihtiyac duyuldugunda yoldasin yardimi gerekiyor. benim bildigim bu amerikalilar kaptan sofor koskunde tikinmayi severler. turkiye icin uretilen modellerinde var bir ibnelik ama cozemedim.*** deluxe modelinde bile park sensoru yok. allahin doblosunda bile standart olarak geliyor bu.**** orta kapilari icerden acip/ kapamak icin daha pratik duzenekler yapilabilir. araca ilk kez konuk olan biri bu kapilari nereden acacagini kestiremiyor. hafazanallah, bir gun ellerini kaptiracaklar o olacak.***** direksiyon ve torpido kabininin ustune kaplayan o devasa alan (on panel catisi mi deseydim?)hala kullanissiz. oraya focuslarda oldugu gibi acilir kapanir gizli bolmeler yapilmasi daha kullanisli olur. ****** cep telefonu gibisinden araclari araca entegre/ montegre etmek icin gereksinim duyulan bir bolum yine unutulmus. cep telefonunu gosterge kabinlerinin araya sikistirmak hic de zarif olmuyor, illa ki asma aparati falan mi almak gerekiyor? hadi onu aldin da nereye takacan o da ayri bir eziyet.****** aracin sofor ve yoldasi mahallindeki camlar hala tam otomatik degil. sofor mahallindeki cam sadece asagiya dogru otomatik aciliyor. yukari yonde el otomata basili oldugu halde indirilmesi mumkun oluyor. keza yoldas (muavin de iyi gider buraya) tarafindaki cam allahlik. manuel.90 model japon araclarinda bile bu otomatik cam acma/ kapama sistemi vardi. hey gidinin.******* aracin on kabininde, tavanin hemen altinda yer alan sepetlik bolme hala islevsiz.icine konulan edavat, arac hareket ettiginde patir patir dokulmeye devam ediyor. tasarimcinin gozu sike mi bakiyor bilinmez, israrla bu haznenin cevresine istinat parmakligi koymamaya devam etmis.******** aracin klimasinin motordan beslenmesi de ayri bir sikinti. klimanin devreye sokulmasi ile birlikte, agir kasasindan oturu guc ve performansta belirgin bir dusus yasaniyor.********* arac benzerlerine oranla daha fazla yakit sarf etmektedir.kahve muhabbeti edasinda soylemem gerekirse, sehir icinde 20 kurus bandinda yakiyor..simdi, en son yazacagim tespit aracin guvenligini sagladigi icin eksliklik gorulmeyebilir. el mecbur gibi sanki. connectin on kabininde, araci carpmalara karsi dayanikli kilan ve sagli sollu yukselen iki celik kolon var. seyir cami ile sofor mahalli camlari arasindaki bu kolon, bilhassa soforun bulundugu istikamette donus yaparken gorus acisini tamamen kapatmakta ve de ciddi kazalara olanak tanimaktadir. olasi bir kazayi onlemek icin, soforun bu donuslerde epeyce dikkatli olmasi ve vucudunu omuzlarina dek aracin disina dogru sarkitmasi elzem olmaktadir. saydigim olumsuz ozelliklerine ragmen, bu kategorideki ticari araclar icindeki tek rakibi, kanimca, volkswagen caddy'dir. onun da tipi kayiktir, mefrusatci arabasi gibidir o ayri.
(olmayanaergi - 3 Ağustos 2007 19:20)
1 yıldır kullanmakta olduğum otobilimsi kamyonetim. 1.5 ton olmasından dolayımıdır bilemem ama, yol tutuşu pek güzel. sürücü konforunun öncelikli olarak düşünülmesinin sebebi kanımca; ticari bir araç olmasından dolayı genellikle yalnız seyahat edilir diye düşünülmesinden olabilir. çok çok ama çok sağlam. 4 yol ağzında çarpıştığım skodanın ağzı burnu dağılmışken, connectim de sağ ön çamurluğum eğildi sadece.her yerinde göz var. mesela geçen gün ruhsatı kaybettim. yolcu koltuğunun altında ki çekmeden çıktı. böyle bir durum söz konusu araçta.*geri vites sensörü çok kibar duruyor.16.000lerde falan aracın kilometresi suanda ve hala servis yüzü görmedi. böyle domuz birşeydir mesela.çok çok güçlü bir motora sahip, binek otobilleri hiç aratmıyor."iyi araba hoş arabada çok yakıyor be arkadaş" gibi sözler söyler connect sahipleri, ancak unuturlar ki araç sarfiyatının yüzdesel coğunluğu aracın kullanım şeklindendir.*misal ben en son; çeyrek depoyla yaklaşık 250 km yol yaptım connectle. hiç fena değil acıkcası sarfiyatı.ha böyle güzel şöyle güzel dedik. hiç mi eksisi yok? olmaz mı.. işte buyrun ;direksiyon çok sert. sanki hidrolik değil. en büyük şikayetimdir bu mesela. 2008 model bir araç kullanırken kolları yorulur mu bir insanın arkadaş. yorulmamalı diyor ve geçiyoruz.iç dizayn rezalet. benim keskin hatları sevmememden kaynaklanabilir. o yüzden gözüme gözüme batıyordur sanırım ancak; kaba bir görüntü hakim.ford transit kamyonetin bile kadran ve direksiyon simidi daha kibar durmakta açıkçası. ve yine, transit kamyonette bile olan silgeç ayarı, malesef connectte bulunmamakta.merkezi kilit rezalet, aracın 5* kapısına tek bir düğme ile değil, 2 ayrı düğmeyle yönlendirebiliyoruz*. evet burası cok güzel. kötü olan tarafı ise; ön iki kapı acık iken motoru calıstırdıgınızda, arka iki kapıyı acmak için, motoru kapatmanız, ve arka 2 kapının düğmesine basmanız gerekiyor.cam otomatikleri biraz garip; mesela sürücü camını tamamen acmak için, bir kere cam acma tuşuna basmanız yeterli, kapatmak içinse basılı tutulması gerekiyor.gibi şeyler aklıma gelenler. (ha bunların arasında kullanıcı hatası da olabilir tabiki. cözemediğim, ögrenmediğim şeyler, mesela merkezi kilit sorunu. belkide cözülebilen bir şeydir de. ben bulamamışımdır.)sınıfının 2 numarası olarak gösterilmekte bu araç. **, hiç caddy kullanmadığım için, bu konuda yorum yapamayacağım ancak, connect kullanışlı bir araçtır, garantisini de veririm abi! *
(starlayt - 3 Mayıs 2009 00:36)
başımıza bela olmuş araçtır. bi kaç ay önce ötv indiriminden yararlanıp 0 km aldık. daha 2-3 gün geçmeden su eksiltti, servise götürdük, önemli bişey olmadığını söyleyip su eklediler. sonra sürekli su eksiltti, biz ekledik. buna gaza basıldıkça uğultu yapması ve arka koltukların kapanınca kilitlenmemesi de eklenince tekrar servise götürdük. uğultu için turbo motoru değişti, koltuk sorunu çözülmedi, su kaybetmesinin nedeni de bulunamadı. altı üstü su, ekleriz geçer dedik. demez olaydık!cenaze için memlekete gittik, dönüşte mazot almak için durduk, mazot aldık ve araç çalışmadı. servisi aradık, beklerken arabayı çekmek için tekrar çalıştırmayı denedik ve çalıştı. motorun sadece soğukken çalışabileceğini düşündük, kapatıp tekrar çalıştırmayı denedik, çalışmadı. servis gelip uğraştı, çalıştırdı, kapatıp açtık yine çalışmıyor... aracı servise çektirdik, yağa su karıştığını söylediler. motor su eksilttiği için 2 kez servise giden aracın neden su eksilttiği nihayet belli oldu! servise 320 lira ödedik, şimdi bakıyorum ki faturaya 220 lira yazılmış! bitti mi? bitmedi tabii ki! yağ değiştikten sonra tekrar yola çıktık. dinlenmek için durduk, araç yine çalışmıyor! tekrar servisi aradık, motor soğukken çalışsa dahi çalıştırmamızı söyledi, tekrar servise çekildi. gece yarısı otobüsle ankara üzerinden aktarma yaparak istanbul'a ulaştık. 12-13 saat sürecek yol sayelerinde 30 saat sürdü.edit: bitmiyor sıkıntısı...fabrika çıkışından itibaren silindir kapak contasının yırtık olduğu anlaşıldı, değiştirildi. 3 gün önce çekildiği servisten istanbul'a getiriliyor şu an. hararet çok yüksek olduğu için yavaş gelmek zorunda. ayrıca havalandırma çalışmadığı için aracın içi buz gibiymiş. teknik servis, aracı getiren akrabama ne diyor? "git abi git, hiç bi şey olmaz!"edit: arabada suyun bitmesi üzerine, yol boyunca defalarca konuşulan ve her seferinde "bi şey olmaz abi devam et" diyen servisin, istanbul'a girildikten sonra söylediği şey: "abi silindir kapak contası yandı herhalde..."
(mvural - 5 Aralık 2009 13:37)
sınıfında mükemmel görünmesine rağmen, benim gözümde ford nedeniyle tüm kredisini yitirmiş, koşarak uzaklaşılması gereken bir araç olmuştur.daha önce yazmıştım, özet geçeyim. şehirlerarası yolda bozulmuştu araç. tamir edildi denip verilmişti bir kaç saat içinde, yine yolda bırakmıştı. bu kez 1 haftalık bekleyişin ardından yine tamir edildi denip samsun'dan istanbul'a hararet göstergesi sonda gelmişti.araç daha 1-2 günlükken su eksilttiği gerekçesiyle servise götürülmüştü. daha sonra aynı sebepten 2 kez daha götürülmüştü ve sebep bulunamamıştı. bu yolda kalma meselesinin sorumlusu çıkmıştı sonunda, su motora karışıyordu.0 km alınan araç daha 7-8 aylıkken bu problemi çıkartınca, aracın değiştirilmesini, en azından motorun değiştirilmesini talep etmiştik. kabul edilmemişti ve motor rektifiye edilmişti.şu an 1.5 yaşında olan araç "tekrar" yolda kaldı. 3 oluyor bu. arızası bilinmesine rağmen bir şey yapmıyor ford. fabrika çıkışı hatalı olan aracı değiştirmiyor. evinizden yüzlerce km uzakta yolda kalıyorsunuz.
(mvural - 17 Aralık 2010 17:27)
çalıştığım şirkette bir adet 90 hplik 2011 modeli bulunmakta. daha önce kullanmakta olan tanıdıklar heralde arabalarını çok sevmekte. şehir içi 5.5 litre motorin yaktığını iddia eden dostlara selam olsun. 7.5 litrenin altı imkansız 8 litrenin altına inmek için zorluyoruz eşeği... evet gerçekten eşek.
(tifosi bjk - 30 Eylül 2011 13:00)
kendi kategorisinde beklentilerden iyi çıkan araç. daha önce 2 yıl boyunca sıfır doblo kullanmış birisi olarak karşılaştırma yaptığımda dışardan göründüğünden çok daha kaliteli bir araçtır. 5 aydır 110 beygirlik full modelini kullanmaktayım. aracı kullanırken sağlamlık hissiyatını hemen alabiliyorsunuz. özellikle oturaklı sürüşü ve kalın kolonları gözlerden kaçmıyor. ankara'nın yoğun kar yağışı altında olduğu şu günlerde kar lastiği olmamasına rağmen dikmen yokuşlarını hiç zorlanmadan çıkarak bir kez daha takdirimi kazanmıştır. iç malzeme kalitesi kendi sınıfında iyi, koltukları geniş ve ferahtır. dezavantaj olarak iki madde sayılabilir. öncelikle yakıtı rakiplerine göre fazladır. ortalama kullanımda 8 litre/100 km yi rahatlıkla bulmaktadır. bu rakam 1.5 tonluk ve gayet güçlü sayılabilecek bir araç için normal gibi görünse de sınıfı için biraz fazladır. yakıtı bir kenara koyarsak ikinci sıkıntısı sert bir araç olmasıdır. ticari bir araç olarak üretildiği göz önüne alındığında makul karşılanabilen bu durum, günlük binek kullanımda oldukça rahatsız edici olabilmektedir. özetle sorunsuz ve sahibine memnuniyet veren bir araç olarak tanımlayabilirim.
(gcb - 16 Ocak 2012 00:25)
ben böyle bir araba ne gördüm ne duydum yahu. problem arabada mı, ford da mı anlamıyorum aslında. yahu kendi halinde bir esnafın kullandığı bu arabanın motoru 2,5 yılda nasıl 3 kez şehirlerarası yolda bırakır? serserinin teki kullansa, motoru zorlasa, ya da ne bileyim kalitesiz yakıt kullanılsa tamam diyecem. ama arkadaş araba ne yüksek devirde, ne düşük devirde kullanılıyor, ne ani hızlanma yapılıyor, gayet sıradan sakin bir şekilde kullanılıyor, bakımları zamanında ve serviste yaptırılıyor, mazot her seferinde aynı ve bilindik yerden alınıyor ki kalitesiz mazot girmesin araca. bu kadar dikkat ediliyor herşeyine ve bunların sonucunda 3 kez yolda bırakıyor. bu ne lan? hakkaten bu ne? kim nasıl açıklayabiliyor bunu? 3 lan 3! her seferinde de 10 gün tamirde. ben burda anlatmaktan bıktım lan. bolu dağına çıkarken motordan ses gelmeye başlamış, babam arabayı servise çekeyim demiş, servise yaklaşınca da stop etmeye başlamış. arabayı boluda bırakmışlar, motor sökülmüş, adamlar ne olduğunu anlamadığı için motoru istanbul'a göndermişler. lan küfretsem g.g. olacak yazarlık gidecek ama en ağır küfrü hak etmiyor mu bu ford? bununla birlikte 3. kez yolda bırakmış oluyor 2.5 yılda. sadece yolda bırakmasını diyorum bak, diğer arızaları saymıyorum, 3 defa yolda bıraktı lan. ve eminim yine ne motoru değiştirecekler ne arabayı. tamir edecekler ki garanti kapsamına almayabilirlermiş paşalar. o tamir de taş çatlasa 1 yıl idare edecek.ne kadar almayın desem de alacaksınız biliyorum. allah hepimize akıl fikir versin.
(mvural - 24 Nisan 2012 21:59)
gerçekten inanılır gibi değil bu araç. artık kaçıncı arıza ben sayamıyorum. yolda bırakan aracın yakıt sisteminde problem olduğu anlaşılıyor, 2 hafta tamir edilmesi bekleniyor, tam teslim edilecekken "yağ hortumlarında da problem varmış, 2 gün daha bekleyin" deniyor. şimdiye kadarki arızaları:-0 alındıktan 2 gün sonra su eksilttiği anlaşıldı, servise götürüldü, problem bulunamadı.-turbodan ses geliyordu, tamir edildi dendi. (su eksiltme devam etti, sebebi bulunamadı dendi)-turbodan ses gelmeye devam etti, turbo değiştirildi. garanti kapsamında olmasa 2.000tl tutacağı öğrenildi. (su eksiltmeye devam ettiği ısrarla söylendi, problem yok dendi)-evden 700km uzakta şehirlerarası yolda arızalandı, servise çekildi. 2. günden beri eksilen suyun motor yağına karıştığı ortaya çıktı. yağı değiştirilip teslim edildi, devam edin dönüşte istanbul'da tamir ettirin dendi.-servisten 100km uzaklaşmadan yeniden yolda bıraktı. yine tamir edildi dendi.-bu tamirin hemen ardından istanbul'a dönerken hararet göstergesi sona geldi, bolu'ya varana kadar 15 defa "abi git birşey olmaz" diyen servis, "abi silindir kapak contası yandı herhalde, en yakın servise çek" dedi-istanbul'da tekrar servise götürüldü, motor rektifiye edildi. 8.000tl'lik işlem garanti kapsamında yapıldı.-abs bozuldu, değiştirildi, garanti kapsamında olmasa 1.000tl olduğu öğrenildi.yaklaşık 1 yıl problem çıkartmadı, "düzeldi herhalde" dedik, çok safmışız.-karadeniz tarafına gitmek üzere bolu dağına çıkarken motordan takır tukur sesler gelmeye başladı. servise götürmek için boluya girildi ve motor stop etmeye başladı, servise zor çekildi.-arızanın ne olduğu çözülemedi motor sökülüp istanbul'a gönderildi.-yakıt sistemi arızası olduğu söylendi. ilk günden bu yana alınan euro dizel yakıtların fişleri saklandığı için masraflar bize sokulamadı. garanti kapsamında tamir edileceği söylendi.-aynı anda turbonun yeniden arızalandığı ortaya çıktı-"şu gün bitmiş olacak" dendi, fakat o gün arandığında "yağ hortumlarında da arıza var 1-2 gün daha bekleyin" dendi.araba daha 2,5 yaşında, 33.500km'de, gayet sakin/normal bir şekilde kullanılıp bakımları zamanında serviste yaptırılıyor. ve şereflinin önde gideni, iyi aile çocuklarından oluşan ford bu arabaya güvenip binip kullanmamızı istiyor. kuruşu kuruşuna haram zıkkım olsun. batıp gidersiniz inşallah.
(mvural - 9 Mayıs 2012 14:37)
yaklaşık 4 aylık kullanımdan sonraki izlenimler(90 ps silver modeli için);1- motoru inanılmaz güçlü. 90ps deniyor ama motor hacminden midir bilmem, daha güçlü diye lanse edilen diğer markaların araçlarından daha güçlü ve atik bir motoru var. ilk kalkış anında bir benzinli gibi değil haliyle ama araç hareketlendikten sonra hele turbo işin içine girdikten sonra cüssesinden beklenmeyecek bir canavara dönüyor. düz yolda giderken 4-5 defa esp açtırmışlığım var. fakat hiçbir zaman fabrika verilerindeki yakıt tüketimine ulaşılmıyor. duratorq 1.8 tdci 90ps: 6,4lt diye bir test sonucu vermiş resmi sitesinde ama aldanmayın. daha 7.8 litrenin altına inemedim. 2- silver modelinin donanımında varolan hill holder, esp, park sensörü, far sensörü, ısıtmalı ön cam son derece kullanışlı özellikler. kış günü millet sıcak suyla buz kazıyıcılarla uğraşırken birkaç dakika beklemeden sonra sileceklerle cama hiç dokunmadan ve soğukta donmadan işinizi halledebiliyorsunuz. hill holder sayesinde yokuşlarda kalkmak sorun olmaktan çıkıyor, fakat bu rahatlık başka bir araç kullanırken dalgınlıkla tehlikeli durumlar ortaya çıkarabiliyor. aynı dalgınlık durumu park sensöründe de mevcut. dıt sesini duyana kadar arkaya bakmadan geri gitme refleksi çok çabuk yer ediyor bünyede. far sensörü de tam üşengeçlere ve unutkanlara göre. aracı aldığım günden beri fara dokunmadım, her durumda kendi hallediyor araç. ha olmazsa olmaz mı... kesinlikle değil. yağmur sensörü de var ama bence başarısız. tek damla düşünce deli gibi çalışıp sağanak yağmurda insanı gıcık edebiliyor. zaten camın eğiminden ve rüzgar etkisinden dolayı neredeyse hiçbir zaman cam tam anlamıyla temizlenmiyor, mutlaka su sıçrıyor camın ortasına. yağmur kaydırıcıyla hallettim bu sorunu. silecek kullanmıyorm desem yeridir.3- arka lastiklerin üstünde makas olduğundan mütevellit fazlaca zıplıyor. hani makas yerine amortisör olsa daha iyi olmaz mıydı diye aklından geçiriyor insan ama bu aracın binek değil ticari bir araç olduğu gerçeği akla geliyor. yük bindirince araç yere tam olarak oturuyor ve sürüş zevki doğru orantılı olarak artıyor. kendi aracımda daha deneme fırsatı bulamadım ama 75 ps'lik modelle 7 kişi + bagaj tıka basa doluyken ziganayı tırmanmışlığımız var. ve aracın sahibi arkadaş "aldığım günden beri ilk defa bu kadar keyifli kullanıyorum" demişti. yani kısaca söylemek gerekirse aracın boş halde konforu çok da iyi değil. 4- bagaj kısmını ayırmak için hani şu 90lı yılların modası arka cam perdelerine benzer bir mekanizma kullanılmış. ama kapalı mı bıraksam yoksa açık mı durdursam hala tereddütteyim. sanki kapalı tutsam güneş ve sıcağın etkisiyle yıpranacakmış gibi bir his doğuruyor ve arka koltukları yatırınca yükleme için ciddi engel oluşturuyor. ve nasıl kimsenin aklına gelmemiş diye hayret içinde olduğum bir durum daha var. ya eşşek kadar bagaj yapmışsınız güzel. ama bagaja koyduğumuz yükleri, eşyaları sabitlemek için bir kanca ya da ne bileyim ona benzer bir sistem yok. biraz cüsseli bir eşya koyduysanız bagaja, durduktan sonra yukarı doğru açılan bagaj kapağı yüzünden anında yere düşmesi ve zarar görmesi muhtemel. yurdum yollarında o eşyayı devirmeden götürürüm diyecek şoför de bulunur mu bilmem. en azından o ben değilim ve her seferinde devriliyor. geçen gün mangalı devirdik misal, aracın içindeki krem rengi döşemeden o siyah kiri çıkarana kadar anam ağladı. (anneler günü kutlu olsun bu arada tüm annelerin)5- bir üstte de belirttiğim gibi iç döşeme rengi koltuklar dahil krem (bu silver için geçerli, delux pakette lacivert gibi bir renk, baz modelde ise siyah renk hakim). bu krem rengi araca ferah ve estetik bir hava katsa da temizliği ve bu temizliği koruması oldukça zahmetli. tavandaki saklama gözleri ortadan arkaya doğru, iki koltuk arasında uzatılmış, arka kapı üstlerinde eski 302'lerin koltuk arkalarındaki gibi file cepler var. ön yolcu koltuğunun altında bir çekmece, her kapı içinde de gözler var. kısacası yayıntıları toplamak için bir sürü alan var. 6- araçta bluetooth(cep telefonunda çok işe yarıyor) ve ses kontrol sistemli (bir kere bile kullanmadım) bir müzik sistemi var. fakat bu sistem mp3 çalmıyor!!! zaten hoparlör performanı da alt seviyelerde. allahtan aux girişi var da mp3 player bağlanabiliyor. bu arada çakmak girişinin dışında orta kısımda ve bagajda 12 voltluk prizler var. soğutucu ve süpürge için çok kullanışlılar. 7- ben aldığımda liste fiyarı 36.000 lira idi. kampanya pazarlık falan derken 33.750'ye almıştım. şimdi 39.000 liste fiyatı var. aynı özelliklerde bir binek aracın fiyatı ise 45-50.000 liradan başlıyor. yakıt tüketimi beklediğim seviyede olmasa da fiyatıyla ve yapısal avantajlarıyla yüzümü güldürdü şimdilik. yani pişman değilim. param olsa gider caddy alırdım orası ayrı ama partnermiş, dobloymuş, connect'in yanından bile geçmez, açık ve net. ikinci elde de değerini diğerleri kadar çok yitirmiyor, diri kalıyor. özetin özetinin özeti: tavsiye olunur.didit: 13.000 km ve 11 aylık kullanım sonunda yakıt tüketimi 7.5 lt civarına düştü. ben de insan gibi kullanmaya başlamış olabilirim ama durum bu...yazmayı unuttuğum bir başka mevzu; kliması çok başarılı. tam bilmiyorum ama yaklaşık 2000 lt'lik bir hacime sahip ve yazın, güneşin alnı kabağında buzdolabı gibi oluyor aracın içi.2 yıl sonra editi: yaklaşık 26 aylık kullanımdan sonra hala ilk günkü gibi diri ve sorunsuz kullanıyorum. rodaj denen hadiseyi atlattıktan sonra motor gürültüsü hissedilir oranda azaldı. motor performansı da arttı. ya da şöyle söyleyelim, motor rahatladı. yakıt diyeceğim ama mazot bu kadar pahalıyken en az yakanı bile çok yakıyor, o yüzden aracımın kalbini kırmayayım durduk yere. 3-5 kuruş için değmez tatsızlık çıkarmaya.--- spoiler ---izmir ford servisi çetaş'a bir parantez açmak isterim. yetkili servis düşmanı beni bile mıknatısa bağladı adamlar. tam randevu saatinde aracı alıyorlar, araçtaki bütün sıkıntılarınızı dikkatle dinliyorlar, garanti kapsamında değişecek parçaları değiştiriyorlar, kendi gördükleri olumsuzlukları gideriyorlar, bu sırada ister bekleme bölümünde takılabiliyorsunuz, isterseniz bornova metroya kadar sizi bırakıyorlar ve tam söyledikleri saatte aracı teslim ediyorlar. gerçi bu, bu gruba ait tüm servislerde geçerli hoş bir sistemmiş ama çok hoşuma gitti. daha sonradan istanbul merkez'den arayıp şikayetim olup olmadığını filan sordular. iki sefer servise gittim ikisinde de aynı ilgiyi ve alakayı gördüm. bir sonraki seferde edindiğim izlenimi editleyerek yazacağım.--- spoiler ---3. yıl editi: 40.000 km devrildi ve motor tık demeden çalışmakta.* motorun bakımlarını düzenli aralklarla yapıyorum ve yakıt tüketimini (dikkatli kullanmak şartıyla) 6 litre, hatta düz yolda 5,5 litre civarlarına çekebiliyorum. direksiyon simidinin derisi hep aynı pozisyonda tutmaktan mütevellit biraz yıprandı. bunların dışında sorunsuz bir araç. cüssesi yüzünden sert rüzgarlarda mecburen hafif bir savrulma yaşanıyor. ya bu seneye kadar dikkatimi çekmedi, ya da ilk defa yolda giderken sert rüzgar yedim ama aklımda yer etmiş. --- spoiler ---bagaj kısmını ayırmak için hani şu 90lı yılların modası arka cam perdelerine benzer bir mekanizma kullanılmış. ama kapalı mı bıraksam yoksa açık mı durdursam hala tereddütteyim. sanki kapalı tutsam güneş ve sıcağın etkisiyle yıpranacakmış gibi bir his doğuruyor ve arka koltukları yatırınca yükleme için ciddi engel oluşturuyor.--- spoiler ---yukarıdaki endişe yersiz çıktı. 3 yıldır kavurucu sıcağa da, dondurucu soğuğa da maruz kalan perde sapasağlam. yükleme sırasında yerinden çıkabiliyor. yağmur sensörü hala en zayıf donanım. yakın zamanda ses siteminde köklü değişiklik yapma düşüncesindeyim. zira başarısız olduğu gerçeğini baştan kabul etmiştim. navigasyon + anfi + hoparlör değişikliğinden sonra farkı yine editlerim.
(raki kadehindeki balik - 16 Ekim 2012 21:33)
yeni 1.5l turbo dizel motoru ve çift kavrama powershift otomatik şanzımanı ile satışa sunulan araç.31 ocak 2016 tarihine kadar geçerli 4.000 tl takas desteği ile satın alınabilir.
(ben ananin bulundugu kisma gidiyorum - 12 Ocak 2016 07:57)
Yorum Kaynak Link : ford tourneo connect