Oyuncular
  • "almanya daki bir konserinde seyircilere zorla heil hitler dedirtmi$, sonra da sizin gibi nazi piclerine konser falan vermem diyerek sahneyi terketmi$ olan ustad."
  • ""why does it hurt when i pee?" (işerken şeyim niye sızlıyo?) şarkısıyla yıllarca inleyip, göz göre göre prostat kanserinden ölen şarkıcı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    zappayı mükemmel deha yapan yaptığı müziğin niteliği değil, yaptığı müzikle dinleyen arasında determinist bir bağ kurmamasıdır. misal pink floyd dinlerken tribe girmeniz duygulanmanız olasıdır. pink floyd dinleyenin tribe girmesini isteyerek besteler yapmıştır. oysa frank zappa parçalarını dinlerken özgürsünüzdür. ister tribe girin, ister dans edin ister hüzünlenin ister eğlenin. aynı frank zappa parçasını dinleyen iki insanın duyguları aynı olmayacaktır. bence bu adamı deha yapan budur. dinleyenini özgür bırakmıştır. yüze yakın albümüne rağmen akılda kalan hiçbir parçası yoktur. buna rağmen zappa unutulmazdır. ve nedeni de kendi müziğini bir kalıba sokmamasıdır.

    zappa bunu kendi sözleriyle açıklamış zaten.
    talking about music is dancing about architecture.

    yeah!


    (oed - 20 Kasım 2008 02:34)

  • comment image

    bu usta ile ilgili enteresan bir anım vardır.

    öldügü günün sabahı evde telefon çalar ben daha 4-5 yaşlarındayken. arayan kimdir bilmiyorum ama zappayla alakalı biri degildir. babam gelir kim aradı? der. ben de zappa aradı ölmüş derim. gülüp geçilir. bi kaç gün içinde olayın gerçek oldugu anlaşılır ve hala bir soru işaretidir. nasıl oldu çözemedik.

    ayrıca,
    salak bir gazetecinin kendisine "saçınızın uzun olması sizi kadın gibi yapmıyor mu?" sorusuna, "tahta bacağının olması seni masa yapmıyor mu?" diye karşılık vermiş kişidir. özlüyoruz.


    (underdog - 18 Şubat 2009 18:39)

  • comment image

    "why does it hurt when i pee?" (işerken şeyim niye sızlıyo?) şarkısıyla yıllarca inleyip, göz göre göre prostat kanserinden ölen şarkıcı.


    (agile - 2 Kasım 2002 22:18)

  • comment image

    muzikte doneminin en deneysel takilan muzisyenlerinden. sarki sozleri sistem elestirisi uzerine yogunlasir. "gitar notalarla kufredebildigim tek enstruman" demistir. steve vai zappa'nin grubunda calmistir, gruba girmek icin tum parcalarini notaya doktugu efsanesi vardir. hayati boyunca muzikal urunleri disinda aktif olarak sansure ve dini organizasyonlara karsi mucadele vermistir. ozellikle ciktigi crossfire programinda katilanlari ayar manyagi etmisligiyle unludur (youtube'de crossfire zappa diye aratin).

    tax the churches parcasinda soyle der:

    "there is a big difference between kneeling down and bending over"

    1993'te vefat etmistir ruhu sadolsun.


    (ssg - 15 Şubat 1999 00:00)

  • comment image

    smoke on the water frank babanın montreux'de konser verdiği gece çıkan yangından sonra yazılmıştır. deep purple üyeleri de aynı konserin seyircileri arasındadır. hatta smoke on the water'ın raw kayıtlarında ian gillan'ın "break a leg frank" dediği rahatça duyulabilir.

    babanın yangını farkettiğinde verdiği tepki aynen şudur:
    - well, i don't wanna alarm anybody and i don't want to cause panic...but....(caps)fireeeeeeeeeeeeeeeeeeeeee(/caps)


    (spacetimereality - 9 Kasım 2003 21:47)

  • comment image

    babamların zamanının rock starı.

    halamın aktardığına göre;

    "70'lerde daha aklı bir karış havada bir delikanlı iken, burhaniye sahiline (ören'e) inerek elinde gitarla zappa mıdır zuppa mıdır nedir, işte onun şarkılarını çalardı baban. az dedeni durdurmadım, dövmesin babanı da çocuğun gururu incinmesin diye. bir baktık saç uzatıyor bizimkisi; deden de bir kızmıştı, bastonuyla kovalamıştı. sonra evlendirdik babanı bir de bankaya soktuk, işini de tutunca kurtuldu o şeylerden"

    dedem de bu arada çanakkale gazisi, savaştan memlekete sağ salim dönebilen çok az kişiden biri. sağ salim dediysem, bir ayağını kaybetmiş ve topal kalmış. zaten savaşta osmanlı yenilip, silahlar teslim edilecek diye emir gelince; "silah namustur, ben silahımı da vermem, vatanımı da" deyip kuvayi milliye çetelerine katılmış. düzenli ordu kurulana kadar da ayvalık ve edremit'teki yunan karargahlarını arkadaşlarıyla birlikte sabote etmişler. sonra da düzenli orduya katılıp bir gazilik de istiklal harbi'nden almış. istiklal madalyası haricinde de devletin sunduğu hiçbir ayrıcalığı istememiş (maaş, emeklilik vs.). burhaniye'de semerci h.f. efendi deyince tanırlar eskiler. maaş verileceği vakit devletin memuru gelince, "oğlum biz para için değil, namusumuz için savaştık, vatanımız için dövüştük" demiş. eh böyle adamın böyle oğlu olunca da zavallı ne yapsın bastonla kovalamış. acaba torununu görseydi ne derdi, on yıl öncesine kadar çok merak ediyorum. saçlar uzun, sakal bıyık karışmış, kulakta dire straits cd'sinin olduğu discman. iyiki görmemiş. üzülürdü adamcağız, kendinden sonraki kuşağın böyle olduğuna.

    eh zappa hayranı babanın oğlu mark knopfler'dan başka da ne dinlerdi ki;


    (tahtelbahir - 18 Ağustos 2013 02:32)

  • comment image

    zappa berlin'de büyük bir stadyumda konser verecektir. konser vakti gelir, stadyum ağzına kadar dolu zappa'yı beklemektedir. ancak zappa bir türlü sahnede görünmez. yarım saat geçer, bir saat geçer, bir buçuk saat olur, yok, yok, yok... artık seyirciler homurdanmaya başlamışlardır. derken konser saatinden yaklaşık iki saat sonra zappa ağır adımlarla sahneye çıkar. mikrofonun başına geçer ve nazi selamı vererek var gücüyle bir "heil hitler" çeker. kızgın alman seyirciler bir anda şaşkına dönerler, stadyum aniden sessizliğe gömülür.

    zappa biraz bekler, ve nazi selamıyla tekrar "heil hitler" diye bağırır. seyirciler nasıl tepki vereceklerini bilemez halde bocalarlar, sadece içlerinden bir kaç kişi "heil hitler" diye cevap verir. zappa istifini bozmadan üçüncü kez "heil hitler" der, ancak bu kez seyirciler biraz daha hazırlıklıdır, stadyumun yarısından aynı karşılık gelir. ve nihayet zappa dördüncü kez "heil hitler" diye bağırdığında, artık tüm stadyum "heil hitler" diye gürlemektedir.

    zappa bir an durur, sonra seyircilere "anlaşılan siz daha akıllanmamışsınız" der ve sahneyi bir daha dönmemek üzere terk eder...*


    (geven - 22 Haziran 2004 13:19)

  • comment image

    populer muzigin en avantgarde, siradisi, aykiri, sofistike ve komplike sahsiyeti. yeri kolay kolay doldurulacak bir muzisyen degildir; miles davis jazz icin ne ise, bach, beethoven klasik muzik icin ne ise frank zappa'da populer muzik icin odur.

    muzigi tek kelimeyle theatraldir. kompleks armoni yapisi ve orkestrasyonlari, polyrhythmic sarkilari muzigini pop statusunun disarisina cikarsa da, aslinda deneysellikle pop-rock muzigini birlestirebilmis bir insandir. yillar yili frank zappa bir muzisyeden ziyade, basarili ve yetenekli muzisyenlerin yetistigi bir okul olmustur. kimler gelip gecmemistir ki ustadin elinden; steve vai, adrian belew, chad wackerman, vinnie colaiuta, george duke etc... -bu liste uzar gider boyle!

    muziginin kompleks yapisina ragmen, eglence yapisi ve theatral ogeleri o kadar kuvvetlidir ki siradan bir dinleyici bile frank zappa'yi sevebilir. virtuoz seviyesinde insanlarla calismasina ragmen onemli olanin muzik ve melodi oldugunu hic aklindan cikarmamistir. george duke zappa ile calistigi ilk donemde, frank'in kendisinden basit bir melodiyi sarki boyunca calmasini istediginde kendisinin daha kompleks seyler calabilecek seviyede oldugunu belirtince, zappa'nin "i know you can, but to play this simple melody is bothering you? you can be heavy and light at the same time (calabilecegini biliyorum ama boyle basit bir melodiyi calmak koyuyor mu sana? ayni zamanda hem agir takilabilirsin hem de hafif olabilirsin)" dedigini bir roportajinda belirtmisti. bu da zappa'nin muzigi kisisel bir seyden ote bir butun olarak gordugunu gosterir bence.

    sadece muzikal yonuyle degil, kayit alanina getirdigi devrimvari yeniliklerle de adindan soz edilmesi gerekir. o anlamda, yasadigi donemin fersah fersah otesinde dusundugu cok acik. verdigi her konseri kayit etmesi ve degisik konserlerin degisik kayitlarini yaratici bir sekilde kombine edip ortaya yeni seyler cikarmasi kendisine "king of overdub" taniminin verilmesini gerektirir.

    ayrica synclavier'i ilk defa bu kadar yaratici kullanan ilk muzisyenlerden biridir bence. civilisation phase 3 calismasi tamamiyle bir synclavier urunudur, aynen jazz from hell'de oldugu gibi.

    elestirel yani o kadar kuvvetlidir ki kendi muzigini bile elestirmistir. bir roportajinda daha deneysel calismalar yapabilmeye zaman ve para bulabilmek icin yillar yili konserler verip 'dinah-moe-hum' gibi eski sarkilarini tekrar tekrar caldigini itiraf etmisti.

    esprili ve rahat kisiligine ragmen olaylara cok gercekci yaklasan biridir. gene bir roportajinda, muzige gonul vermis ama muzik endustrisinin zorlu yollarinda kendilerine yer edinmeye calisan genc muzisyenlere ne tavsiye edecegini soran gazeteciye, toplumun daha cok uzun sacli su tesisatcisina ve tamirciye ihtiyaci oldugunu belirtip, aci ama ciplak gercegi bu kadar rahat ve basit bir cumleyle belirtmistir.

    su an eski albumleri, oglu dweezil zappa tarafindan dijital restore edilip tekrar piyasaya sunulacak diye duyduydum. hadi hayirlisi!

    http://zappa.com/

    zappa yi direkt dinlemek isteyenler icin:

    http://www.zappa.com/zapparadio/index.html


    (mistaken identity - 2 Mayıs 2005 17:17)

  • comment image

    "bir biranız ya da havalimanınız olmadan bir ülke olamazsınız. herhangi bir futbol takımınız ya da nükleer silahınız varsa, bunlar da size yardımcı olacaktır. ama en azından bir biraya gereksiniminiz vardır" diyen şahsiyet


    (vic - 8 Aralık 2001 00:16)

Yorum Kaynak Link : frank zappa