Michael Collins (~ Özgürlügün bedeli) ' Filminin Konusu : Michael Collins is a movie starring Liam Neeson, Aidan Quinn, and Julia Roberts. Neil Jordan's historical biopic of Irish revolutionary Michael Collins, the man who led a guerrilla war against the UK, helped negotiate the creation...
Ödüller :
Venedik Film Festivali : "Volpi Cup-Best Actor"
Venedik Film Festivali : "Golden Lion"
kucukken jules verne okumadan once bu aya yolculuk her zaman ilgimi cekmi$ti. hatirlamam kac kera apollo 13u izledigimi. sonra evde gazetelerin verdigi 23 cilt temel biritanika, meydan larus gibi ansiklopedilerden hep okumu$tum neymi$ ayrintisi, ne olmu$, okey cevirirken apollo 11'te dorduncu kimmi$, kim ta$ calmi$ hep merak etmi$tim. sonra aklima hep bu adam geldi; kolins, maykil kolins. adamin ismi karizmatik olarak bond, ceyms bond ikilemesine bile uyabilecek seviyede. her ne kadar bir strong, armstrong, neil armstrong olmasa da kendi icinde bir cekiciligi var tabi.adam koskoca aya yolculugu gidiyor. ulan ilk defa aya yakla$an mekigin icindesin. ama adama esas oglana barda bu kadar yeter diyen barmen muamalesi bile yapilmami$. adam esas oglanin ezik arkada$i gibi benimsenmi$.once upon a time in nasabundan uzun zaman once nasa'da internetten film download edilmeyen bir depertmandayken;nasa direktoru: evet aya yolculuk icin her turlu cali$madan gectiniz, elinizden geleni yaptiniz, sizler bu dunyada onurlandirilacak uc ki$isiniz. ayda izlenmesi gereken direktifleri hepiniz biliyorsunuz. ben taktigi soyleyeyim arkada$lar; edwin ile neil siz ikiniz aya iniyor iki tur atiyor ta$, bortu bocek kelebek ne varsa alip geliyorsunuz. maykil burada zor i$ senin sen gemiyi terk etmeyen kaptan oluyorsun.maykil: ama hocam yapma etme, ailem cocugum var o kadar aya gitti de bir tur atamadan geldi dedirtme. cocuklarimin ismi sinif yoklamasinda okunurken ba$larini egmelerine izin verme. lanet olsun bana bundan bahsetmemi$tiniz $ef. izin verin apollo 13'un el frenini cekeyim bir gezip geleyim allasen.nasa direktoru: this conversation is over bayim. odana dedim yok mekikte kalacaksin. uzay lan bu hirlisi var hirsizi var sonra, koskoca mekigi bo$ biraktirtmam. ben ya$ar usta buna izin vermem. sen mi buyuksun lan maykil hayir ben buyugum ben ya$ar usta.once upon a time in spaceneil: oglum maykil ne somurtuyon lan, gel $urada bizimle yemek ye, yengen kuru fasulye yapmi$ oralar uzak mekan bey dedi getirdik ayip oluyor hacimaykil: yemem lan ben fasulye filan. kendi hapimi yer otururum. artistlere bak yaa hani hepimiz birimiz, birimiz hepimiz icindi lan. sattiniz oglum beni.edwin: tamam oglum uzatmayin lan $urada bir uzay sigarasi yakacaz keyfimizi bozdunuz hamaykil: hadi oradan lan turist omer. hadi bu neil kucukken de boyleydi. bana mahalledeyken kavgaya cagirilmayan cocuk muamalesi yapardi. ama sen boyle degildin dostum. hadi ikimiz eski gunlerdeki gibi.aya inmeden once son kontrollerneil: edwin dedemgil okunmu$ hurma verdiydi hadi inmeden yiyelim birer tane edwin: saolasin gurbaan.neil: hadi bissmiimaykil: oglum neil yapmayin bakin ayip oluyor. ne diyecem sen git bi tur at bir iki afilli kelime soyle sonra getir senin kiyafetin icinde bir tur da ben gezeyim. anlamaz lan nasa'dakiler.neil: yok oglum yaa bu sana buyuk, seneye de giyeriz diye buyuk yaptirttiydi anam.maykil: edwin oglum sen ver bari hadi kirmayin $u guzel karde$inizi.edwin: yok oglum yaa bu kifayet uzerime kayitli, toz toprak yaparsin etrafini sonra ugra$mayalim temizliyecez diye.maykil: sikerim lan ben yatiyorum gidin gelin hadibir kac dakika sonramaykil: siz gorursunuz oglum gideyim buradan apollo 13'le de o zaman gorun ibineler. vayy ipnee anahtari almi$ kacmayalim diyedunyaya donu$ basin toplantisitv muhabiri: evet arkada$lar i$te o uc muhte$em adam dunyaya dondu ve bizimle beraberler. onlari tanitmama izin verin lutfen. bir ko$ede aya ilk ayak basan, nasa'da demir yumruk lakabiyla taninan 82 kiloda neeeiillll armmssstroooonggg.[alki$ bagirti kopu$]mavi ko$ede aya ayak basan ikinci ki$i unvaniyla, 77 kiloda cekic yumruk lakabiyla taninan dunyanin en iyi ikincisi edwinnnn alddrrriiiaaaann.[alki$ bagirti kopu$]pembe ko$ede ise; aya gidip de ayak basmadan gelen, iyi yurekli, temiz aile babasi, efendi ki$iligiyle taninan kisaca maykil.end of the episodei$te boyledir dostlar. yillar yili bu adama uzuldum lan ben. sitivi'ye oda cezasi verdiler arkada$lariyla piknige gitmedi uzulmedim. canitin'a bu hafta cezalisin bayim dediler uzulmedim ama ne zamanki maykil'a sen aya gidiyorsun ama ayak basmadan geri geliyorsun dediler kahroldum.
(danisikli dogus - 24 Ağustos 2008 17:11)
http://images.jsc.nasa.gov/…eno=1&photoid=s69-31739$u resme bakinca; ulan bu adamin sevimliligi icin bile bir hafta sonu apollo 13 verilir de, yenge ile cocuklari alip piknige git maykilcigim aya denir. cok yazik bu nasa'da insanlik namina hic bir $ey kalmami$ arkada$.edit: ortadaki babayigit
(danisikli dogus - 24 Ağustos 2008 17:26)
şehir gerrillasının mucidi olan ira üyesidir.
(gustavo - 2 Kasım 2002 15:34)
bence hiç de ezik ya da küskün, ne bileyim dışlanmış bir astronot falan değildir. hatta yerine getirdiği görev en az aya ayak basmak kadar karizmatiktir gözümde. olaylara dışardan bakıp yanlış yorumlar yapmamak lazım. bir kere ay yüzeyine inip de "modülden iki dakka çıkamamış mı" denecek bir duruma sokmamıştır kendisini. öbür ikisi görmemişler gibi hemen atlarken collins vakur bir tavır sergilemiş, lunar module'e binmek yerine command module'de kalmıştır. ayrılırlarken taşkınlık yapmamalarını tembihleyip "bak camdan bakıyorum ha!!" diyerek de uyardıktan sonra diğerleri ay yüzeyine inip geri gelene kadar command module ile ay yörüngesinde dönmeye devam etmiştir. bu durumu kıyıya fazla yanaşamayan büyük bir gemiden kayıkla karaya çıkmaya benzetebiliriz. collins diğerlerinin tersine gemiyi terketmeyerek o an için en doğru davranışı sergilemiştir.düşünebiliyor musunuz bir adam, aya kadar gidiyor da yüzeye inmeye tenezzül etmiyor bile. yörüngede üç beş tur atıp diğerlerine yukardan göz kulak oluyor. aldrin'le armstrong ise tamamen ayrı dünyada. collins'teki ağırbaşlılığın, oturaklılığın zerresi yok adamlarda. bayrak dikmeler, hoplayıp zıplamalar... neyse ki collins hoş görüyor, çocukluklar yapmalarını heyecanlarına veriyor. şen şakrak command module'e döndüklerinde fırçayı basmadıysa bu kendi efendiliğindendir, çocukla çocuk olmaya yanaşmamasındandır. ama biraz daha şımarsalar sert bir tepki verebilirdi diye düşünüyorum.özet olarak, apollo programının en müstesna görevinde ekibini derleyip toparlamasını bilmiş, iyi bir yöneticiye yakışır şekilde ön plana çıkmadan olayları perde arkasından başarıyla yönetmiş gizli kahramandır michael collins. aynı zamanda, kanı kaynayan yol arkadaşlarının her türlü 'vitrin' görevi üstlenmelerine ses etmeyerek gençlerin önünü açmış ve her anlamda abilik etmiş yüce gönüllü birisidir. kendini basit hırslardan arındırmış olması ve soyluluğu ile nasa koridorlarında kısa pantolonla gezip "hep ben hep ben" diyen astronot tayfası arasında farkını ortaya koymuş, takdiri hak etmiştir.
(jvvd - 6 Ağustos 2011 12:02)
şu hayatta ruh halini en çok merak ettiğim insanlardan biri. ulan hayatını riske at, taa aya kadar git; sonra da herkes gezsin tozsun ay üstunde taklalar atsın, sen gemide bekle. ya ay'ı geçtim simdi 3 arkadas paris'e gitsek, onlar dese ki; biz bi montmartre yapip, 2 kadeh şarap içip geliyoruz sen uçakta bekle, arızanın kralını çıkarırdım arkadaş. bu adam hiç bir insan evladının gitmediği bi yere gidiyor. arkadaslarını tüm dünya canlı yayında izlerken o ufacık mekikte bekliyor. valla michael abimin yerinde olsam ben böyle space program'in da moon mission'in daaaa der onları orda bırakır dünyaya döner ufak bi meyhane açar dalgama bakardım arkadaş. reva mı bu yapılanlar delikanlı adama allasen.
(qwertyuiopasdfghjklzxcvbnm - 3 Ocak 2012 11:41)
ay'a ayak basamayışını kendisinden daha çok kafaya takmış olabilirim. bu gece kendisi hakkındaki entry'leri de okuyunca iyice kedere boğuldum. birazdan yatarken, çoğu zaman yaptığım gibi cape canaveral'da fırlatmadan başlayıp astronot meslekdaşlarımla ay'a kadar gittiğimizi sonra ay'a inip birkaç saat, hatta belki gün geçirdikten sonra ay'dan ayrılıp dünya'ya ''biz dünya'ya dönmüyoruz, evrene açılıp hayat arayacağız. modülü de çalıyoruz kusura bakmayın.'' diye mesaj gönderip uzayın karanlık derinliklerine yolculuğa çıktığımızı hayal edeceğim galiba.ooo kafam güzel ben gideyim...
(kisa bisey olsun istemistim - 5 Şubat 2012 02:56)
irlandalı olanının yaşamöyküsü, idealleri ve yaptıkları açısından bana en çok ilham ve güç veren hikayelerden biridir. kendisinin cidden büyük hayranıyım.
(fiach mchugh - 1 Nisan 2012 03:01)
eğer türk olsaydı diğerleri ayda fink atarken değil güvertede beklemek neil armstrong ve buzz aldrin'e kaynananızı ayıklarım ilk ben ayak basıcam derdi. ve tabii dünya arka fonlu bir profil fotoğrafı çektirmeyi de unutmazdı.
(yok yauu - 24 Temmuz 2012 09:43)
julia roberts'ın da inanılmaz bir biçimde sırıtmamayı ba$ardığı bir filmdir ki bu yönetmen neil jordan için az ba$arı değildir...
(lem - 19 Haziran 2003 18:20)
astronot olanı hakkında "canım yazık yaaaa. aya ayak basamamış, mekiğin içinde kalmış" yorumları yapılırken apollo uzay aracının yapısına dikkat etmek gerekir. kendisi ekibin eziği olduğundan aya ayak basamamış değildir. apollo gemileri ayrı üç bölümden oluşurlar ki bunlar ekipman, oksijen, yakıt gibi kaynakları bulunduran service module (sm), geminin kumanda edildiği command module (cm) ve aya inen lunar module'dür (lm)aya inmek için cm ve sm ayın yörüngesinde, michael collins'in komutasında dönerken neil armstrong ve buzz aldrin lunar module ile michael collins'ten ayrılıp aya inmişlerdir. sonra lunar module aydan geri ay yörüngesine fırlatılıp, michael collins ile buluşup geri dönüş yoluna çıkarlar. michael collins cm pilotu olduğundan zaten aya giderken ayak basamayacağını biliyordur. öyle "lan neil az bekleyin hele ben de bi iniyom aşağı!" durumu olamazdı yani. collins abinin başına yörüngede bir şey gelse armstrong'la aldrin de national geographic'te izlediğiniz mirketler gibi ayda mal mal etraflarına bakarlardı.
(kaportaci mahmut - 25 Haziran 2013 01:23)
olum kendisine harbiden ben de çok üzülüyorum lan şu an. az sonra unuturum, daha önemli dertlerim var da şu an üzülüyorum yani. aya gittin lan aya, düşünsene. ay bu. hani diyemiyon ki "hatun etleri hazırla, yarın şu kraterde mangal yapalım bir güzel. meemet, topunu da koy bagaja olum" diye. neymiş, görevi oymuş da çıkamazmış. aga deseler ki "senle zimbabwe'ye gidecez, ama sen tekneden çıkarsan ölürüz" diye, allah'ın zimbabwe'sinin sahiline kadar gelmişken "atın ölümü arpadan lan" der ayak basarım yani karaya. herif aya gitmiş de eli boş dönmüş ya lan...hacı adamın iş dönüşü karısı tarafından karşılandığını düşünsene. aldrin'le armstrong'un karısı böyle koşup boyunlarına sarılıyor firençkisler havada uçuşuyor filan, bizimkinin kollar bağlı, yüz düşmüş filan. adam yanına gelince tükürüyor suratına, "boyun posun devrilsin. beni ceynle mariya kaltağına rezil ettin, oraya kadar gittin de bir taş bile getirmedin. şu kadarcık bir taş yeterdi. al" diyor, boşanma kağıtlarını veriyor. resmen rezillik lan.
(cagdas donem kuramcisi - 16 Ekim 2013 18:06)
astronot olan michael collins aya kadar gidip aya inmemistir, evet. ama bu gorev sirasinda cok ilginc ve de muhtesem bir basariya imza atmistir. soyle ki, lunar module (aya inen) command module'den ayrilip aya inmeye basladiktan sonra collins command module'den lunar module'un bir fotografini cekmistir. on planda modul ay yuzeyine dogru inmekte, arka planda ise dunyamiz durmaktadir. yasamis, ölmüş ve yasamakta olan tum insanlik o anda o fotograf karesindeydi, michael collins haric.
(dharamsala - 20 Ekim 2014 16:41)
kendisi hariç tüm insanların içinde olduğu fotoabi yok böyle bir dışlanmışlık, o fotonun kenarındaki kapsülün içi bile hüzünlendiriyor adamı.
(bangbusun muavini - 23 Ekim 2014 22:48)
iki tarafta kan dökmüştür...ingiltere bi şekilde ira nın çözüleceğinden emindir. ama “son” commonwealth in istediği gibi olmaz. ve winston churchill sonunda irlandanın beklediği özerkliği verir. bu “kraliyet” rejiminden uzaklaşan irlanda’nın hayalindeki “cumhuriyet”e yaklaşması için ilk büyük adımdır. şimdi “özerkliğin” verildiği tören alanı içindeyiz. kraliyeti temsil eden vali alandadır, birazdan kraliyet bayrağı yerine “irlanda” bayrağı dalgalanacaktır. michael collins beklenmektedir, olaylar gelişir:vali (saatine bakarak): tam yedi dakika geciktiniz bay collins.michael collins(gülerek): hayır..tam yedi yüz yıldır sizi bekliyorduk sayın vali.tören biter, michael collins(tören havasından sıkılmış) valinin cafcaflı komik şapkasına bakar:“şimdi ne olacak..sizin gibi bir şapka mı takmalıyım yoksa..”etrafındakiler sanki bir irish pub içindeymişçesine kahkahalarla güler..
(dubliner - 28 Eylül 2004 04:36)
michael collins evvelce de bahsedildigi uzere buruk, kuskun, yilgin bir adamdir. evet dogru, aya adim atmayacagini bir goz mekik icinde kontrol ve asayisi saglamak uzere arkada birakilacagini bilerek ve isteyerek cikmistir bu yolculuga. ama neil ve buzz ay yuzeyinde hop hop hoplarken michael'in anten irtibati, guc unitesi kontrolu gibi memurin islerle ugrasmasi hep canimi sikmistir. dusununuz gunler suren bir yolculuk, stres, risk, olum, kalim hepsi hepsi modulun icinde ibis gibi oturmak, buzz aldrin ve neil armstrong'un keyif cigliklarini dinleyerek gecmek icin imis. oyle talihsiz bir adamki apollo 11 de ismini sozlukte dahi toplam 2 kisi hatirlamis, buzz aldrin neil armstrong diyaloglarina dahi dahil edememisiz. oysa ki asil yikim, asil tassak konusu michael collins'indir. hatirlatmak istedim.
(otisabi - 14 Ekim 2004 19:52)
- (pihhh) michael cok terledik, bir soda limon yapsana sana zahmet?- hay hay. - mayk? (pihhh) bir de benim havlu olacak guc unitesinin altinda, onu da bir cikarabilecek misin?- tabi.- mayk? yuzey super. cambaz gibi zipliyip, hopluyoruz. yok boyle bir hadise. kac gundur modulde kemiklerimiz yapismis. soyle bir acik hava nasil da iyi geldi biliyon mu?- cok sevindim abi kostugunuza. hakettiniz siz. (pihh) havluyu bulamiyorum abi? - siktiret ben gelince cikaririm. ohhhaa hassiktir duydun mu?- neyi?- birisi bir sey okuyor? boyle arapca gibi, ninni gibi?- yok duymuyorum. senin sodayi yaptim ben?- sagol michael. burdan istedigin bir sey var mi?- yok abi. sag salim gelin yeter.- ya o tamam, senin yok mu hic istedigin bir sey?- ee.. yani.. tas mas toplarsaniz.- evet?- yani o zaman yuzeye dokunmus gibi olurum di mi?- tabi abi ne demek? irili ufakli toplayacam sana. alenikasini toplayacam maykim benim. uzme kendini.- yok ne uzmesi canim. iyiyim ben. soda da hazir. oh yerim de mis gibi. sizin hayatiniz da bana emanet. sorumlulugum da var. yani dunya halklari, tarih beni unutmayacaktir di mi abi?- (pihhhh)- abi?- ha efendim michael? biz havada takla atiyorduk da ne dedin?- yok bir sey.
(otisabi - 14 Ekim 2004 20:01)
irlanda özgürlük hareketinin yüzyılımızda yetiştirdiği en önemli isimlerden biri. ira'nın kurucularından ve irlanda'ya özerklik kazandıran liderlerin önde gelenlerindendir. collins 1890'da west cork'un ufak mezrası sam's crossing'de doğdu. babası michael john collins, annesi marienne o'brien ile evlendiğinde altmış yaşındaydı. michael evliliğin sekizinci ve en genç çocuğu oldu... babası bir çiftçi olan michael çocukluğunu woodfield çiftliğinde geçirdi. babasını altı yaşında kaybetti.michael ilköğrenimini lisavaird'de tamamladı. burada tanıştığı öğretmeni dennis lyons daha sonra hayatını şekilllendirecek irlanda özgürlüğü fikrini ona ilk sunan olacaktı. lyons ingilizleri adadan kovmaya çalışan irish republican brotherhood'un (irb) bir üyesiydi. okumayı seven michael kızkardeşi mary anne'in de desteği ile irlanda bağımsızlığını destekleyen thomas davis gibi yazarların takipçisi oldu.annesi michael'ın başının derde girmesinden korktuğundan onu clonakilty'ye kardeşi margaret ile yaşamak ve postanede çalışmak üzere yolladı. burada michael part-time olarak kayınbiraderinin de çalıştığı yerel gazete west cork news'de iş buldu. burada geçirdiği birbuçuk sene içinde daktilo kullanmayı öğrendi ve yerel spor olayları hakkında yazılar yazdı. michael bundan sonraki dokuz yılını londra'da kızkardeşi hannie'nin yanında geçirecek ve west kensington postal savings bank için çalışacaktı. londra'da geçirdiği yıllar içinde collins irb'nin ilk sekreterlik ve yöneticilik görevlerine kadar yükseldi.collins 1916 yılında irlanda'ya döndü ve dublin'deki paskalya yortusu ayaklanmasında ufak da olsa bir rol üstlendi. ayaklanmanın başarısızlığı ve liderlerin tutuklanmasının ardından collins'de tevkif edilerek önce richmond barakalrına oradan da galler'deki frongoch hapisanesine gönderildi. burada kurduğu bağlantılar sayesinde salıverildiği 1916 aralığında irb'yi yeniden organize etmeye hazırdı.direnişin organizasyonunu üstlendiği 1917 ve 1918 seneleri içinde sinn fein'in yöneticiliğine kadar yükseldi, karmaşık bir haberleşme ağı kurdu ve oniki havari isimli bir suikast şebekesini düzenledi. 1919 yılında dostu harry borland ile birlikte londra'ya geçerek direnişin önde gelen liderlerinden eamon de valera'nın hapisten kaçışına yardımcı oldu. tüm bu olayların sonunda collins yeniden organize olmuş irlanda direnişinin en önemli askeri kanat liderlerinden biri ve de ingilizlerce en çok aranan yöneticisiydi.1919 yılı ocağında irlanda ayaklanması yeniden soloheadbeg'de meydana gelen ayaklanmalar ile ateşlendi. irlanda'lı ayrılıkçıların hedefleri kraliyet irlanda yönetimi'ydi ve sinn fein'in bu terör hareketinin planlamasını yapan collins'di. amaçları ingiltere'yi daha sert denetime zorlayacak şekilde kışkırtmak ve kamuoyunu irlanda davası lehine çevirmekti.1919 yılı ortalarında irb gönüllü mücadelenin en önemli örgütü halini almıştı. collins örgütün başkanlığı yanında ayrılıkçıların meclisi dail'in finans bakanlığında ve yeni kurulmuş ira'nın komuta kadrolarından birinde yer alıyordu. yılın haziran ayında de valera destek toplamak için amerika'ya gittiğinde yetkilerinin önemli bir bölümü yardımcısı arthur griffith'e onun tutuklanmasının ardından da collins'e geçmiş oluyordu. ancak de valera ile collins arasında izlenecek yöntem konusunda uyuşmazlıklar vardı. 1916 isyanından sonra valera irb'den ayrılmış ve 1919 yılı başında ira'nın kurulmasında öncü rol oynamıştı.ingiltere 1919 yılındaki gerginliğe sert karşılık verdi. siyah ve turuncular adı verilen ve birinci dünya savaşında savaşmış tecrübeli askerlerden oluşan özel güçler irlanda'da sıkı yönetim uygularken ira ve irb gibi silahlı direniş güçleri şehirde ve kırsalda gerilla savaşına yöneldiler. kendi topraklarında çarpışıyor olmaları ve kırsal hakkındaki bilgileri direnişçilerin silah yoksunluğunu kapatıyordu.21 kasım 1920'de michael collins'in ekibi, 12 havari, aynı gecede gerçekleştirdiği suikastlerle 14 ingiliz subay ve muhbirini ortadan kaldırarak ingiliz gizli haberalma teşkilatının irlanda'daki faaliyetine çok büyük bir darbe vurdu. ancak ingilizler karşılık vermekte gecikmedi. siyah ve turuncular corke park'da gerçekleşen futbol maçında kalabalığa ateş açtı. 12 sivilin hayatını kaybettiği olay tarihe kanlı pazar olarak geçti.mayıs 1921'de ira dublin gümrük ofisini ateşe verdikten sonra ingiliz kuvvetleri derin bir sempatizan avı başlattı. bunun sonucunda pek çok ira militan ve sempatizanı yakalanır ya da öldürülürken örgüt taraftar ve silah bulma yönünden zor günler yaşamaya başladı. ancak tüm bu olaylar kamuoyunun irlanda mücadelesine bakışını değiştirmiş, özellikle de valera sayesinde amerika ingiltere üzerine yoğun bir siyasi baskı kurmaya başlamıştı. sonuçta sorunun çözülmesi için masabaşına oturma gündeme gelecekti.12 temmuz 1921'de başlayan ilk görüşmeleri irlanda adına de valera'nın yönetimindeki bir delegasyon devam ettirse de kısa sürede iki delegasyon arasındaki anlaşmazlıklar görüşmeleri çıkmaza sokmuştu. eylül ayında konsey başkanlığına seçilen de valera devam eden konferanslarda politik bir zafer kazanmanın imkansızlığını gördüğünden görüşmelere katılmak yerine michael collins ve arthur griffith'i delegasyon başkanı olarak londra'ya gönderdi.collins her ne kadar asker olduğu ve diplomatik yeteneklerden yoksunluğu yüzünden görevi geri çevirmeyi denese de dail'de yapılan oylama sonucunda delegasyon başkanlığı kesinleşmiş oluyordu. ancak irlanda delegasyonu sir lloyd george liderliğindeki ingiliz delegasyonu karşısında tecrübesiz ve çaresizdi. görüşmeler sonucunda collins kuzey irlanda'yı (ulster) ingilizlere bırakmak zorunda kalıyor ve irlanda ancak ingiliz tacına bağlılık bildirmek koşuluyla yarı bağımsız bir statüye kavuşuyordu.ancak bu şekliyle imzalanan anlaşma dail'in çok önemli bir kısmını kızdırmıştı. de valera sorumluluğu üstlenerek görevinden istifa etti. yerine arthur griffith seçilirken michael collins'e de yeni kurulan bağımsız irlanda silahlı kuvvetlerinin yönetimi veriliyordu.bu gelişmeleri de valera'nın da içinde bulunduğu ayrılıkçıların başlattığı ayaklanma izledi. ayaklanma bir iç savaşa dönüşürken 28 temmuz'da collins isyancılarla sıcak çatışmaya girilmesine izin verdi. geçen bir yıl içinde iç savaş kanlı bir şekilde anlaşma taraftarları lehine sonuçlanacaktı. ancak collins lideri olduğu bağımsızlık mücadelesinin sempatizanları tarafından artık bir hain olarak görülüyordu.22 ağustos 1922'de, anlaşmayı birlikte imzaladığı arthur griffith'in ölümünden on gün sonra, doğduğu topraklar olan cork bölgesine yaptığı bir teftiş gezisi sırasında beal na mblath adı verilen bölgede collins'in konvoyu saldırıya uğradı. hayatını kaybeden sadece collins'di; bu yüzden bugüne kadar michael collins'in anlaşma karşıtları tarafından mı yoksa kendi ordusunun askerleri tarafından mı öldürüldüğü tartışma konusu olmuştur.collins, irlanda bağımsızlık mücadelesinin ilk dönem ateşleyicilerinden biridir. ondan önce ve sonra pek çok ve daha başarılı irlanda'lı ayrılıkçı olmasına rağmen o belki de mücadelenin en karizmatik ve en sivri figürü olarak akıllarda kalmayı başarmıştır.
(quatzalcouatl - 29 Kasım 2004 02:38)
"oglum neil, iki dakka su cihazin basinda sen dur da, biz de adim atalim su ay'a" diyememis ezik kisilik. ilkokulda iken ay'a giden uc kisiden biri olup da ayak basmadan dondugunu ogrendigimden beri acirim kendisine. ulan ben degil ay'i, atmosferi bile gecsem, once bir kinali koc kestirir, sonra kanini alnima surerdim. hatta o izi hic silmezdim, onun gururuyla dolanirdim yillar boyu.
(lizarazu - 14 Aralık 2004 11:23)
filmin sonunda eamon de valera'nin sarfettigi su soz tum olan biteni ozetler niteliktedir: "it is my opinion that in the fullness of time, history will record the greatness of michael collins and that greatness will be recorded at my expense"
(arioch - 26 Haziran 2005 17:55)
abd'li astronot.ay'a yapılan ilk insanlı uçuş olan "apollo 11"'in komuta modülünün pilotluğunu yapmıştır.edwin aldrin ve neil armstrong bu uçuşta ay'a ayak basmışlar,ancak collins mekikte oturup onları seyretmiştir.michael'ın babası:saatin kaç olduğundan haberin var mı senin? bu saate kadar nerdeydin?akşamları benden sonra eve geleni, eve almam demiyor muyum ben?michael:pardon...!ay'a kadar gidip geldim.inanamıyorum baba sana ya...!dünya bizi konuşuyor, senin dünyadan haberin yok. michael'ın babası:var tabi.dünya'dan haberim olmaz mı? benim ay'dan haberim yok.michael:he he he...! çok komik. oğlunla gurur duyabilirsin baba.oğlun aya ilk giden insanlardan oldu.michael'ın babası:ay'a ilk gidip de,ayak basamayanlardan desek?michael:nasıl yani?michael'ın babası:herşeyden haberim var michael.kahvede arkadaşlarla,televizyonda izledik.senin yüzünden kahvedekiler benimle dalga geçti.ulan salak oğlum!insan ay'a gider de, ayak basmadan gelir mi lan?michael'ın annesi:küçükken de böyleydi."oğlum git bakkaldan ekmek al"dersin,"ben top oynuyorum kardeşim gitsin"der.üşengeç işte.topun peşinde koşmayı biliyo ama...!michael:ya baba...!neil ile edwin aya ayak bastı.ben de mekiği kontrol etmek için mekikte kaldım.michael'ın babası:ya sen ne salak bir adamsın!insan oraya kadar gidip de ay'a ayak basmaz mı? neil ya da edwin senin arkadaşın değil mi? rica edersin,"birader,siz şu kokpitte 5 dakika duruverin, ben de ayak basıp geleyim"dersin.bitti.gitti.michael:aslına bakarsan,haklısın baba.bu yemek hapı içiyoruz ya uzay yolculuklarında, insanın kafasını sersem gibi ediyo.orda aklımıza gelmedi.ben de pişman oldum şimdi.michael'ın babası:bak neil amstrong'a...!adam ay'a ayak basar basmaz karizmatik lafı patlattı.yok benim için küçük adım,yok ben böyle adımları elli kez götümden çıkarırım,yok insanlık için büyük adım gibi şımarıkça laflar.michael'ın annesi:ellerin çocukları böyle uyanık, böyle çalışkan.kime çekti ki bu çocuk?
(genc osman - 11 Ocak 2006 17:18)
Yorum Kaynak Link : michael collins