hip-hop'ın doğumundan bugüne nasıl geliştiğini, köklerini, beslendiği kaynak ve kişileri ele alan kanada yapımı belgesel. sonradan netflix'te de gösterilmiş. dört bölümden oluşmakta.

(cherry darling - 10 Mart 2017 16:18)

belgeselden...
kool herc - gezegenimizde ilk hip hop partisini veren kişi...
tarih 11 ağustos 1973.
yer new york - bronx.
amerikalılar ve elbette amerikan life style'ının kalbinin attığı new york o yıllarda disco ile eğleniyor. en güzel en şık kıyafetlerini giyip disco'ya gidiyor insanlar ve eğleniyorlar. para onlarda; kürk onlarda, eğlence onlarda.
bronx ise kelimenin tam anlamıyla yanıyor.
kool herc, disco'ya gidemeyen zavallı negrolar için yeni bir "eğlence müziği" türetiyor.
herc, çaldığı şarkılar nedeniyle değil; çalma şekli nedeniyle hip hopın atası.
babası...
ne yapıyor herc?!!
arada tüm enstrümanların sustuğu sadece davul sesinin olduğu bölümleri uzun uzun çalıyor...
çaldığı her parçada davul sololu bir ara var... işte onu uzun uzun çalıyor: break...
herc, o arayı uzatmanın da bir yolunu buldu. (iki plakla çalışma.)
iki plakla farklı bir şarkı yapıyordu resmen.
break dans buradan çıktı. o arada (break) davul soloyla dans edenler, bu dansın mucitleri.
bir de mikrofonlu coşturucusu var onun.
coke la rock...
"elime ilk mikrofon aldığımda sadece arkadaşlarımın adlarını söylerdim" diyor...
"reggie, arabayı yola park etmişsin; git çek" dermiş mesela.
müziğe "düz sesleniş sokan" bu adam
"eskiden esrar satardım; satıcıydım" diyor.
rap'in doğuş emeklemesi de buradan başlıyor.
hip hop'ın da rap'in de tohumu orada, onun partilerinde ekiliyor.
ikinci adam,
afrika bambaataa
"çeteler olabilir ama hepimiz afrikalıyız. bizi birleştiren bir şey var.
zulu ulusu..."
afrika bambaataa, bu müziğe "ruh" katıyor. çeteleşmiş negroları birleştiren bir ruh.
grafiti bu müzikle başlayıp modalaşıyor.
üstüne yeni bir devrimci ve kurucu daha: (etti 3.)
grandmaster flash...
elektrikli aletlere meraklı bir adam.
aletle oynaması çok artistik...
parçaları pürüzsüzce mixleme tekniği var.
pikapları enstrüman yapıyor bu adam...
kool herc - bambaataa ve grandmaster flash: hip hop'ın kutsal üçlüsü...
ve bir sonraki adım:
mikrofonda eğlenceli ve uyaklı konuşmak hep bir siyah olayıydı...
ritim üzerinde kafiyeli konuşmak.
bunu getiren de dj hollywood.
bazı hip hop'çular dj hollywood'u discocu kabul ediyorlar. hip hop'çı değil.
ama müziğin ataları dj hollywood etkisini gözardı etmeyin diyor.
veeeeee
furious five (5) hip hopa vokalistleri katıyor. başlangıçta vokalistler yoktu... bunlarla öne çıktılar ve sahnenin önüne, göz önüne taşındılar.
ilk bölüm the end...
hip hopı underground olmaktan ana akım - mainstream olmaya ne taşıdı?
ikinci bölüm bu sorunun yanıtını arayacak.

(fordprefect65 - 2 Eylül 2017 01:08)

2pac, dr.dre, nas, eminem vs. gibi efsane isimlerle röportaj yapılmadan anlatılmış belgeselcik. dr.dre'e kadar anlatılmış ancak röportaj yok, 2pac için bir bölüm, eminem için bir bölüm yapılması lazımdı bence. bu iki isim çıktıkları dönemde çok büyük bir popülarite yakaladılar. hip-hop gelişmesini sağlayan asıl isimlerdir bunlar.

edit: 2pac hariç diğer isimler hayatta oldukları için röportaj yapılması gerekirdi bence, ayrıca kısa veya uzun 2pac dan bahsedilmesi eşi dostuyla röportaj yapılması lazımdı.

(kazemi - 9 Eylül 2017 00:29)

2. sezon bölümleri de netflix'te yerini almış olan belgesel.

(cherry darling - 20 Ekim 2018 04:59)

2. sezonu da ilk sezonu kadar dolu gelmiş. yine muhteşem.

geto boys'tan 2pac'e ,krs-one'dan a tribe called quest'e , nas ten wu-tang clan 'e ve biggie 'ye hip-hop'ın mirasını anlatmaya devam ediyor. kulaklarınızın pasını siler, koltuğunuzda dans ettirir.

izleyin, izletin.

(acid raindrops - 1 Kasım 2018 01:29)

hip-hop tarihi hakkında epey bilgilendirici olmasının yanı sıra siyahi yaşamına ve mahalle kültürüne de değinmiş olmasıyla epey değerli bir belgesel. özellikle kool herc, grandmaster flash, grandmaster caz, afrika bambaata gibi hip-hop öncüsü isimlerle yapılan kısa ama öz ropörtajlar da arşiv değeri açısından epey önemli.

2pac gibi bir isme ayrılan sürenin kısa olduğunu kabul ediyorum ancak bu bir müzisyen belgeseli değil, müziğin belgeseli. bu nedenle de isimlerin ne kadar ikonik olduğu ile değil de isimlerin müziğin gelişimine kattıklarıyla ilgileniyor. bunu da kısa süre içinde o bölgeye ait müzisyenleri anlatarak yapmak zorundalar. ben de isterdim ki bir bölümde de big l’i görelim fakat böyle radikal bir karar alarak olayı tamamen 2pac, biggie, eminem vb. kişisel şovuna çevirmeyerek buradan ekmek yemeye çalışmamaları da takdire şayan.

edit: son iki bölümü de izledikten sonra şunu söylemek isterim ki; krs one'a ayrılan süre 2pac ve biggie'ye ayrılmamış. burasını biraz abes buldum. ikisi arasındaki müzik dışındaki entrika ve çekişmelerle ilgilenmeden müziği anlatmaları belgeselin ana temasına uygun olmuş. yine de ikisini kıyasladığımızda biggie'yi biraz daha kayırdıklarını söylemesem olmaz. ayrıca a tribe called quest ve de la soul'u uzun uzun anlatmaları benim çok hoşuma gitti.

(fena huylu stanzo - 21 Kasım 2018 12:19)

bir ay icerisinde sirasiyla straight outta compton'u ve unsolved the murders of tupac and b.i.g'nin tum bolumlerini izledikten sonra kesfettigim ve bir solukta bitirdigim enfes seri. resmen "vay anam neler donmus ortamlarda serhat goruyor musin" dedirtiyor.

(stormyblues - 17 Aralık 2018 17:37)