Oyuncular
  • "aksi kanıtlanmış önerme. the revolution is being televised. ben al jazeera'dan izliyorum şu an."
  • "but will be tweeted diye devam ederse türkiye'deki durumu açıklamış olacak bir cümle."
  • "(bkz: halk tv)(bkz: the revolution will not be televised)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    senelerdir "lan ne sinema ne tv bana ağlayacak prodüksiyon veremedi bir türlü" endişelerimi çözmüş bir belgesel. gözlerimi yaşarttı, ilham verdi vesaire. lakin dikkat çekilmesi gereken halkın hareket etmesi değil, halkın neden hareket ettiği. chavez'in anayasa vurgusu, halka bunu öğretmesi esas dikkat çekmesi gereken. ortalama insanın anayasanın ne dediğine dair net bir fikri olduğunu iddia etmiyorum, ama halka "şöyle şöyle hakların var, kim olursa olsun bunu senden alamaz" demiş adam. e neticede herif ordudan bile çekinmiyor çünkü "e hakkım, alırım tabi" diye düşünüyor. bir yandan da askerler iktidara hizmet etmekle halka hizmet etmek arasında kalıyorlar, neticede kendilerinin de halk olduklarını hatırlıyorlar. o eylem yapanlar yabancı değil ki, askerlerin kuzeni, amcası, bacanağı falan.

    şimdi ufkunuz genişlesin vakfının hazırladığı sorular:

    bizde en son askerle halk karşı karşıya gelince ne oldu hatırlıyor muyuz?
    mevcut anayasanın verdiği (ve vermediği) hakları ne derece biliyoruz?
    pkk hadisesinin, askere alınan kürtlerin amcasını, kardeşini vurmasına sebep olduğunu biliyor muyuz? bunun hakkında hiç düşünüyor muyuz?
    pkk hadisesinin, pkk'ya alınan kürtlerin askere alınan amcasını, kardeşini vurmasına sebep olduğunu biliyor muyuz? bunun hakkında hiç düşünüyorlar mı?
    medya provokasyonunu türkiye'ye uyarladığımız vakit aslında çoğu zaman gündemimizi belirlediklerini, bizim de "farkındayız bir tehlikenin" ayağına politik small talk ve fanatizm ile günlerimizi geçirdiğimizi düşünüyor musunuz?
    türkiye'de devletten hak talep eden vatandaşın başına gelenleri yazınız.
    türkiye'de devletten hak alamayan vatandaşın ab'ye başvurmaması için bir sebep var mıdır? yazınız.


    (anakha - 11 Mart 2007 16:35)

  • comment image

    70'lerde black power hareketinin onculerinden, zenci yazar, sair, spoken wordcu gil scott heron'un, zamanin nabzini tutan meshur siiri.. evet bir zamanlar zenciler, abd'nin baskaldiran insanlari idi, simdi en konformist kesim olmalari enteresan..

    the revolution will no be televised

    you will not be able to stay home, brother.
    you will not be able to plug in, turn on and cop out.
    you will not be able to lose yourself on skag and skip,
    skip out for beer during commercials,
    because the revolution will not be televised.

    the revolution will not be televised.
    the revolution will not be brought to you by xerox
    in 4 parts without commercial interruptions.
    the revolution will not show you pictures of nixon
    blowing a bugle and leading a charge by john
    mitchell, general abrams and spiro agnew to eat
    hog maws confiscated from a harlem sanctuary.

    the revolution will not be televised.
    the revolution will not be brought to you by the
    schaefer award theatre and will not star natalie woods
    and steve mcqueen or bullwinkle and julia.
    the revolution will not give your mouth sex appeal.
    the revolution will not get rid of the nubs.
    the revolution will not make you look five pounds
    thinner, because the revolution will not be televised, brother.

    there will be no pictures of you and willie may
    pushing that shopping cart down the block on the dead run,
    or trying to slide that color television into a stolen ambulance.
    nbc will not be able predict the winner at 8:32
    or report from 29 districts.
    the revolution will not be televised.

    there will be no pictures of pigs shooting down
    brothers in the instant replay.
    there will be no pictures of pigs shooting down
    brothers in the instant replay.
    there will be no pictures of whitney young being
    run out of harlem on a rail with a brand new process.
    there will be no slow motion or still life of roy
    wilkens strolling through watts in a red, black and
    green liberation jumpsuit that he had been saving
    for just the proper occasion.

    green acres, the beverly hillbillies, and hooterville
    junction will no longer be so damned relevant, and
    women will not care if dick finally gets down with
    jane on search for tomorrow because black people
    will be in the street looking for a brighter day.
    the revolution will not be televised.

    there will be no highlights on the eleven o'clock
    news and no pictures of hairy armed women
    liberationists and jackie onassis blowing her nose.
    the theme song will not be written by jim webb,
    francis scott key, nor sung by glen campbell, tom
    jones, johnny cash, engelbert humperdinck, or the rare earth.
    the revolution will not be televised.

    the revolution will not be right back
    after a message about a white tornado, white lightning, or white people.
    you will not have to worry about a dove in your
    bedroom, a tiger in your tank, or the giant in your toilet bowl.
    the revolution will not go better with coke.
    the revolution will not fight the germs that may cause bad breath.
    the revolution will put you in the driver's seat.

    the revolution will not be televised, will not be televised,
    will not be televised, will not be televised.
    the revolution will be no re-run brothers;
    the revolution will be live.

    ayriyeten (bkz: your revolution).


    (willy van der kerkhoff - 13 Nisan 2002 05:58)

  • comment image

    2002 darbesinden çok chavezin bir insan ve bir lider olarak belgeselidir. ana fikri de chavezin yoksul halkla arasındaki karşılıklı sevgidir. film, başkanın kendisini anlayacağını söyleyen barriolu kadın, hugoya sevgilerle diye biten yüzlerce not, başkanla kucaklaşabilmenin olağanlığı gibi bu ilişkinin gücüne dair birçok ayrıntıyı gözler önüne sermektedir. zaten chavez alo presidente gibi bir program yaparak, yani milyonlarca kişinin izlediği bir canlı yayında halkın sorunlarını dinleyerek bu ilişkiye ne kadar güvendiğini ve ne kadar cesur bir adam olduğunu göstermektedir. dolayısıyla bu belgesel chavezin hakettiği övgüdür, izlenmelidir.


    (e330 - 19 Şubat 2008 04:16)

  • comment image

    izlenmesi gereken bir belgeseldir..

    chavez'e darbe girişimi yapmadan önceki chavez-halk ile kaynaşık görüntüleri ile başlayan, daha sonra darbe girişimi yapılmasında önemli bir unsur olan ulusal petrol şirketinin chavez tarafından ele geçirilmesi olayının cereyan etmesi sonrasında patlak veren olaylar silsilesini konu alıyor belgesel..

    özellikle "gominist chavez, diktatörsün sen" nidaları ile chavez iktidarını protesto eden muhaliflerin (kitle ve iktidar isimli başyapıtı hatırlatacak bir eda ile) başkanlık sarayında bulunan chavezci kalabalığın üzerine sürülmesi sonrasında, kim oldukları bilinmeyen keskin nişancılar tarafından açılan ateş sonucunda öldürülen muhaliflerin sorumluluğunun " özel tv kanalı linçi" ile chavez yanlılarının üzerine yıkıldığını an be an izlemek mümkün..tam bir medya düzenbazlığı..

    sonrasında gelişen olaylar akabinde chavez'in yönetimini tanımadığını açıklayan generaller sahne alıyor..yüzlerinde sırıtın biryerlere dayanmış olmasının rahatlığı var gibi..düğmeye basıldığı o kadar bariz ki bu darbeyi yaptırtan abd adına bile utanmak geliyor insanın içinden..başkanlık sarayı haricindeki tüm yerler ve özel kanallar darbecilerin kontrölünde çalışırken chavez istifa etmeye zorlanıyor darbeciler tarafından..elbette etmiyor..bu arada devlet televizyonu da susturulmuş durumda darbeciler tarafından..lakin v"enezüela başkanı chavez" başkanlık sarayından derekap alınıp bir bilinmeze götürülüyor..

    bu noktada "kırmızı bereli" saray muhafızlarının chavezci olduğunu unutmamak lazım..verilecek tepki sonraya saklanıyor..bu arada cahvezci halk başlanlık sarayının önünde mutemadiyen protesto icra ediyorlar, oldukça büyük bir kalabalık mevcut..darbeci generaller kendi başkanları ile saraya geldikten sonra ve tüm özel kanallardan darbe duyurulduktan sonra zafer sarhoşluğu yaşanırken; kırmızı bereliler sarayın kontrolunu ele alıyorlar sarayda..yeni darbeci başkan kaçmayı başarırken birçok "darbeci bürokrat" esir alınıyor..eski devrik bakanlar saraya geri çağrılıyor, başkan yardımcısı getiriliyor, vekaleten başkan oluyor chavez'in yokluğunda.. devlet televizyonu devreye sokuluyor, "commomsense" bilinçlendiriliyor..

    ve halk daha sonra chavez'in bir adada tutulduğuna dair haberler geliyor.. ordu içerisinde amerikancı cuntacıları takmayan chavezci birliklerin birçoğu da kazan kaldırınca, darbenin hem askeri hem de halk desteği ortadan kaldırılmış oluyor...ve chavez geri dönüyor..petrol şirketinin devlet kontrolüne alınıp bolivarcı bir düzen sözü ile yoksul çoğunluğun gölüne su serpilmesi ile başlayan, tipik bir darbe girişimi ile imha edilmeye çalışılan lakin uygun askeri stratejiler sayesinde karşı-darbeci bir atak ile yönetime tekrardan gelen bir liderin ve ülkesinin öyküsü..


    (ne mutlagim ne de muglak - 20 Ocak 2006 04:51)

  • comment image

    darbe ertesi chavez' in yerine baskanlik koltuguna apar topar gecen, gecirilen ve bu belgeselde riyakar yuzunu gorme sansi buldugumuz kisi, pedro carmona venezuela'nin en onemli sanayici ve is adamlari dernegi olan fedecamaras'in bizzat baskanidir. yani sermayenin temsilcisi kisidir.

    bunun disinda belgesel yer yer goz yasartici etkiye bile sahip. ayrica toplumun nasil ikiye bolundugunu, ozel medyanin rezilligini, etekleri tutusan kesimlerin kim oldugunu, bu kesimlerin chavez'den niye olesiye nefret ettiklerini, ve isterse bir halkin gerici bir darbeye nasil mani olabilecegini, potansiyel gucunu gosterdigi icin cok basarli bir belgesel. belge.


    (selviboylumalyazmalim - 20 Ocak 2006 05:07)

  • comment image

    icindeki venezuela televizyonu goruntuleri bana turk televizyonlarini cagristiran filmdir. chavez'e halki sahip cikmis, modern cagin uyduruk tv rahiplerini ne derece salladiklarini gostermislerdir.
    ayni sey turkiye'de olsa ne olurdu diye beni derin dusuncelere sevk etmistir. cem uzan'in salt tv ve konser (piyar mi diyolardi buna ne?) ayagiyla yuzde yedi aldigi bir memlekette halkin kimi tutacagi cok acik...
    bir de saray muhafizlariyla sarayi kusatan halkin bakismalarini hatirliyorum. asker ne olursa olsun halktan yana oldugunu gostermis, bir el hareketiyle onlara destek olmustu. gozlerimi yasartan bir sahnedir ki eger bu belgeseli bir dramatik yapim olarak dusunecek olursak benim nazarimda en parlak oyunculugu o asker gostermistir.
    el pueblo unido, jamas sera vencido...
    (surcu lisan ettikse selviboylu duzeltir artik)


    (stg - 20 Ocak 2006 15:55)

  • comment image

    turkcesi

    evde kıçının üstünde oturmayacaksın dostum
    ekranın karşısına geçip ayaklarını uzatamayacaksın
    uyuşuk uyuşuk oradan oraya zaplamayacaksın
    reklamlar başlayınca bira almaya koşturamayacaksın
    çünkü devrim televizyondan yayınlanmayacak

    devrim televizyonlardan yayınlanmayacak
    devrimin ana sponsoru general motors olmayacak
    reklamsız dört bölüm halinde sunulmayacak
    devrim dudaklarına seksi bir kıvrım kazandırmayacak
    devrim selülitlerinden kurtulmanı da sağlamayacak
    devrim bir ayda on kilo verdirmeyecek, ince göstermeyecek seni
    çünkü devrim televizyondan yayınlanmayacak

    senin ve dostunun resimleri olmayacak
    bir market arabasını sokakta iterken gösteren
    ya da renkli bir televizyonu çalıntı bir ambulansa sokmaya çalışırken
    cnn kazanan partiyi saat 8:32''de tahmin edemeyecek
    ya da 29 bölgeden canlı bağlantı yapamayacak
    aynasızların yoldaşlarını vurması son dakika haberi olmayacak
    çünkü devrim televizyondan yayınlanmayacak

    asmalı konak, seinfield ve ally mcbeal
    artık hayatımıza bu kadar cuk oturmayacak
    kadınlar sex and the city'de samantha'nın kimle yattığına aldırmayacak
    çünkü tüm zenciler daha aydınlık bir gün için sokağa dökülecek
    çünkü devrim televizyondan yayınlanmayacak

    saat 11'de haber özetleri verilmeyecek
    jackie onassis'i burnunu silerken gösteren resimler olmayacak
    devrim haberi beyaz bir kasırga, beyaz bir yıldırım ya da
    beyaz insanlarla ilgili haberlerden sonra gelmeyecek
    yatak ondandaki güvercini, su depondaki kaplanı ya da
    tuvaletindeki gulyabaniyi kafana takmana lüzum yok
    devrimin tadı coca-cola'yla daha iyi gitmeyecek
    devrim ağız kokularını yok etmeyecek
    devrim seni şöför koltuğuna oturtacak

    devrim televizyondan yayınlanmayacak
    devrim televizyondan yayınlanmayacak
    devrimin tekrarı olmayacak
    devrim canlı olacak


    (libertarian - 21 Mart 2006 12:35)