Giallo (~ Agria katadioxi) ' Filminin Konusu : Amerikalı model Celine(Elsa Pataky) moda haftası için bulunduğu New York'ta defile öncesinde kaçırılır. Celine'i kaçıranlar genç kadına hem fizyolojik hem de psikolojik açıdan aşağılayıcı, acı dolu, acımasız bir işkence uygularlar. Kız kardeşi Linda(Emmanuelle Seigner), dedektif Enzo Lavia(Adrien Brody) ile birlikte umutsuzca Celine'i aramaktadır. Tek umutları diğer mankenlerin korkunç sonları Celine'in başına gelmeden onu bulmaktır.
Tenebre(1982)(7,2-17532)
Il gatto a nove code(1971)(6,7-8152)
4 mosche di velluto grigio(1972)(6,7-6015)
Due occhi diabolici(1990)(6,1-6397)
La sindrome di Stendhal(1996)(6,1-7677)
Trauma(1993)(6,0-5644)
La terza madre(2007)(5,1-8375)
Dracula 3D(2012)(3,6-3596)
giallo sayılabilecek filmlerin bir diğer özelliği de, mutlaka bir amerikan yalakalığına yer verilmesidir. baş karakterler genelde amerikalı olur ve orta 2 düzeyinde gramer, telaffuz ve berbat bir seslendirme ile, film boyunca dır dır ingilizce konuşurlar. herhangi bir nedenle italya'ya ya da bir diğer avrupa ülkesine gitmişler ve orada belalarını bulmuşlardır. filmin sonunda da genelde hayatta kalmayı başarırlar. mesela, dario argento'nun suspiria filmindeki dans öğrencisi genç kız, inferno'sundaki kız kardeşini arayan abi ya da tenebre'sindeki yazar, ya da lucio fulci'nin hemen hemen tüm filmlerindeki karakterler neden amerikalıdır? bu liste böyle uzar gider...
(arsonist - 3 Ekim 2007 01:12)
ismi gibi bir filmdir ve bu isimli bir filme en çok yakışacak kişinin elinden çıkmıştır. "dario argento bitmemiştir, bitemez" filmi olmuştur bir yandan da... mekanlar, karakterler, cinayetler, hikayenin açılışı, gelişimi ve finali argento hala eskiden olduğu gibi hissiyatını uyandırır. (yok o kadar değil ama eskiden olduğu gibi derken tabii ki de bir deep red ya da -alakası yok ama- suspiria değil, tenebre, opera gibi...) ortalık kana bulanır, aşırı cüretkar cinayetler işlenir, mekanlar anlatıma katkı üstüne katkı sağlar. ve adrien brody, o kadar yakışmış ki. 10 üzerinden 7'dir notum.
(ercin - 22 Ekim 2009 12:04)
muhtemelen buralardan bir kaç entry gitmiş, bu yüzden yeniden yazalım. altın çağını 1970 lerde yaşamış, italyan yapımı , suç ve hafiften gizem ögeli film türüne giallo diyoruz. özellikle dario argento 'nun çektiği örnekleri, tüm dünyada sinema severler tarafından kült kabul ediliyor. bunlar temel bilgiler. türü severseniz, diğer özelliklerini zaten arar bulursunuz.
(tequila - 27 Ocak 2010 14:00)
dario argento'nun hem yazıp hem yönettiği giallo, gerçekten de izlediğim en lame filmlerden biri olarak hafızama kazındı. o kadar çok mantık hatası vardı ki deveye demişler boynun eğri deve demiş nerem doğru tadını yakaladı bu film.--- spoiler ---mesela katilimizin junkie annesinin hamileyken h bastığını ve doğduktan kısa bir süre sonra da onu rahibelere verdiğini katilin canlanan hatıralarında görüyoruz. yok artık diyoruz.muhtemelen annesinin junkie olmasından mütevellit katilimiz hepatitten muzdariptir ve sapsarı bir cilde sahip olduğu için çocukluğundan beri insanlar tarafından dışlanmış, "saarıı saarıı" diye dalga geçilmiştir. bu keşif üzerine katili yakalama aşamasında hepatit tedavisi için kullanmak durumunda olduğu interferon ve ribavirin ilaçlarını hastaneden temin etme zorunluluğu hesaba katılır ve bir sonraki aşamada evine gidilerek ilaçları lavaboya dökülmek suretiyle ilaçlarından yoksun bırakılır.şimdi öncelikle interferon ve ribavirin ömür boyu kullanılan ilaçlar olmadıkları gibi maksimum kullanım dönemi bir yıldır. bebekliğinden beri sapsarı olan bir hepatit hastası ise 40 yaşına geldiğinde de karaciğeri zaten interferon veya ribavirin ile kurtarılamayacak şekilde hasar görmüş olacak (muhtemelen karaciğer kanseri) ve karaciğer nakli peşinde koşması daha mantıklı olacaktır. ayrıca bu ilaçlar almazsa ölecek tipi ilaçlar olmadıklarından onlardan yoksun bırakmanın pek bir anlamı yoktur. hem bebekliğinden itibaren sapsarı olan bir hepatit hastasının, değil ortalıkta koşturup psikopatlık yapmak yataktan kalkacak hali olmayacaktır. kulaktan dolma bilgilerle film mi yazılıp çekilir be dario, insan azıcık adam gibi araştırır ayıp vallahi...sonracııma, katilin güncel kurbanı olan hanım kızımız filme ayrı bir eğretilik katıyor. kızın elleri ayakları bağlanmış, kesip biçme masasına yatırılmıştır. katil tam ağzını burnunu kesecekken elini iplerden kurtarmayı başarır ve katilin kafasına ayaklı spotu geçirip hemen ortamdan uzar. şimdi az önce ayakların bağlıydı, niye kaçamadığını anlıyorduk, elini kurtarınca ayaklar da mı kurtulmuş sayıldı? yok ayaklar zaten bağlı değildiyse niye masada mal gibi yatıyordun beş saattir de adamın bahçe makasıyla bi parmağını uçurmasına gıkın çıkmadı? ha gülüm?netekim kız yine kaçamaz, yarı yolda yakalanır. katil tarafından ağzı burnu bağlanıp arabanın bagajına konulur. civarda ayak sesleri duyunca bağlı ağzıyla bağırmaya çalışır. bu arada bilekten bağlı ellerinin ağzının dibinde olduğunu görürüz ama ağzındaki bağı çıkarmamakta ısrarlıdır ve sesinin çıkmamasına çözüm olarak arabayı tekmeleyerek ses çıkarmaya çalışır. vs, vs...daha gider bu--- spoiler ---sevenleri kusura bakmasın ama paranormal activity örneğinde de görüldüğü gibi kurban(lar)ın has öz andavallı olması durumunda benim için bir gerilim falan kalmıyor, geberip gitmesini doğal seleksiyondan sayıyorum. ne diyeyim, kocaman bir vakit kaybı...
(soulstalker - 6 Mart 2010 13:08)
italyan işi polisiye. giallo hakkında en kapsamlı yerli kaynak için: http://iyikotufilm.com/italyan-giallo-filmleri/
(cohiba - 13 Temmuz 2010 13:39)
dario argento'nun yonetmeni oldugu filmin adi. bas kadin oyuncusu roman polanski'nin guzel karisi emmanual seigner'dir. sanki katili de agir makyaj altinda adrien brody oynamis izlenimi edindim. vasatin altinda bir film. hey gidi argento, bir turlu toparlayamadin...
(chance the gardener - 17 Kasım 2010 19:04)
ilk giallo, buyuk ustat mario bava nin cektigi the girl who knew too much tir.arkasindan birkac giallo daha ceken bava yerini sonralari "giallonun piri" olarak anilacak olan asistani signor dario argento ya birakmistir.argento nun yapitlari giallo mantigiyla ilerlemesine karsin arada witchcraft,gecmisten gelen horror ogeleri kullanilmistir.ancak saf giallo larda cekmemis degildir.deep red,tenebre ve opera argentonun gialloya bulastiktan sonra cikardigi iyi orneklerdir.bence bir diger giaalo ustasida lucio fulci dir.dont torture a duckling ve the new york ripper la ture uygun ornekler vermistir.ayrica anthony ascott,aldo lada,umberto lenzi ve torso nun yonetmeni massimo dallamano da verdikleri basarili giallo ornekleri ile bilinirler.
(mascara - 26 Mart 2003 01:36)
zaman içinde giallo türü filmler, seri cinayet-polisiye filmlerinden çok, toplumun yaralarını, din, kilise, tarikatlar, kürtaj, ceza sistemi, cinsel özgürlükler, evlat edinme, aile içi ilişkiler gibi konularla teşhir etmeye başlamıştır. italyan sineması açısından önemli bir alt tür olmasının nedeni de budur.dario argento kadar kıymeti bilinmese de, ben bu türün meraklılarına lucio fulci'nin, una sull’altra, una lucertola con la pelle di donna, non si sevizia un paperino, sette note in nero, lo squartatore di new york, murderock - uccide a passo di danza gibi filmlerini de şiddetle tavsiye ederim.
(whiteshark13 - 23 Haziran 2018 12:05)
italyan sinemasının '60lı ve '70li yıllarda bize sunduğu ilginçliktir giallo.genele hitap edecek bir film türü değildir. "ölümün estetize edilmesi" gibi tuhaf bir yaklaşım üzerine kuruludur. bununla beraber cinselliği de çekinmeden kullanır. alt metinlerde hep psikolojik kavramlar ele alınır. sinematografi gösterişli, müzikler de standart film müziklerinden farklıdır. bruno nicolai, ennio morricone, liz ortolani gibi isimlerin yanında goblin gibi progressive rock grupları da giallo filmleri için müzikler yapmışlardır. neredeyse her giallo filminde bir eldivenli katil ve onun kurbanı olan bir ana kadın karakter bulunur. kadın bedenini cesurca sergileyen bir tutum izlemesi, kimi zaman eleştiri almasına sebep olmuştur.tabii giallo filmlerinde oynayan kadın oyuncular da hep özenle seçilmiştir. edwige fenech ve barbara bouchet desem yeter sanırım.türün oluşumunu birinci elden etkileyen mario bava'nın la ragazza che sapeva troppo ve sei donne per l'assassino filmleridir. bu iki film, giallo filmlerinde standart hale gelecek abartılı vahşet ve cinsellik etkilerini barındırmasa da maskeli/eldivenli katil ve kurban olan güzel kadınlar konfigürasyonunu türe oturtmuştur. kendisinin giallo popüler olduktan sonra çektiği bay of blood filmi ise bence bir şakadır. giallo deyince akla ilk olarak dario argento gelmektedir. profondo rosso, suspiria ve tenebre gibi türün önemli örneklerini yönetmiş olan argento, filmlerinde doğa üstü etmenleri (suspiria, phenomena, inferno, la terza madre) ele aldığı kadar, psikolojik açıdan sorunlu kahramanların doğrudan etki ettiği (profondo rosso, tenebre, opera) senaryolar da sunmuştur. giallo adına diğer önemli isim lucio fulci'dir. şiddet kullanımını görsel olarak argento'dan da abartılı şekilde kullanan fulci, filmlerinde sosyal mesajlar vermekten de kaçınmıyordu. gore/slasher türleri için de önemli bir figür olarak görülen fulci'nin filmlerinde senaryolar ikinci plandadır ve tüm odak görselliktedir. çektiği giallo filmlerinden en çok öne çıkan una lucertola con la pelle di donna, non si sevizia un paperino ve sette notte in nero adlı eserleridir. argento ve fulci'nin ardından yine önemli işler yapmış sergio martino gelmektedir. martino'nun filmlerinde (i corpi presentano tracce di violenza carnale dışında) grafik olarak daha az şiddet içeren cinayet sahnelerinin varlığı, cinselliğin daha yoğun kullanımıyla yer değiştirmiştir. döneminin etkisi ile psychedelia akımından da görsel ve işitsel etmenleri filmlerine eklemiş olan martino, alt metinlerde hep psikolojik rahatsızlıkları öne çıkarmıştır. başrol oyuncusu olarak çoğunlukla edwige fenech ile çalışmıştır. lo strano vizio della signora wardh, tutti i colori del buio, the case of the scorpion's tail ve i corpi presentano tracce di violenza carnale, martino'nun iyi giallo örnekleridir. il tuo vizio è una stanza chiusa e solo io ne ho la chiave* ise zaman kaybıdır.massimo dallamano'nun polisiye soslu la polizia chiede aiuto ve cosa avete fatto a solange?, emilio miraglia'nın gotik etkileşimler taşıyan la notte che evelyn uscì dalla tomba ve la dama rossa uccide sette volte, andrea bianchi'nin slasher türüne ilham olmuş nude per l'assassino, giulio questi'nin ilginç yapıtı la morte ha fatto l'uovo ve luciano ercoli'nin la morte cammina con i tacchi alti ve la morte accarezza a mezzanotte eserleri de türün meraklılarına hitap edebilir. tabii hayatınızı değiştirecek, müthiş yapıtlar beklemeyin çünkü bu filmlerin çoğu şu an kült statüsünde değerlendirilen eserlerdir. sonuç itibariyle, özellikle '70li yıllarda italyan sinemasını ihya etmiş ve '80lerde hollywood'un saracağı slasher filmlerine öncülük etmiş önemli bir alt genredir giallo, ama artık popüler değildir. keşfetmek isteyenler için ise, sağolsun bu tarz kült akımlara yönelik işler yapan çeşitli firmalar, filmleri blu-ray olarak basmaktadırlar.
(faith no more - 17 Temmuz 2018 10:26)
kamera açısında sadece deri eldiven giyen bir el , bıçak veya ustra ile çıplak bir kadını öldürüyorsa bilin ki o giallo dur :)
(devian - 8 Ocak 2019 17:40)
Yorum Kaynak Link : giallo