Iguana ' Filminin Konusu : Iguana is a movie starring Everett McGill, Michael Bradford, and Roger Kendall. In 19th century, a bullied, disfigured man dubbed Iguana flees from abusive locals, finds his own island and declares himself tyrant of his new domain....
Cockfighter(2013)(7,2-1809)
Spider Baby or, the Maddest Story Ever Told(1967)(7,0-5318)
The Shooting(1968)(6,7-3728)
Ride in the Whirlwind(1968)(6,5-2681)
Schock(1977)(6,3-2882)
Amore, piombo e furore(1978)(6,1-887)
nankör insanoğluna karşın, büyük saygı duyduğum ve yakında alacağım hayvandır. sinir bozucu diyorsunuz ama iç dünyasını biliyor musunuz o hayvanın, neler yaşamış, ne zorlu yollardan gelmiş bugünlere?şimdi efendim ortama gidersiniz, yalan dostlar, eller havaya olayları filan, yalandan eğlence, beş dakika oturup iki duble rakı içemezsiniz, muhabbet edemezsiniz, dım tıs dım tıs. öyle değişti artık gençlik, ortamlar, neyse bu konuya başka entrylerde değineceğim. ama iguana öyle mi, koy masada karşına, koy bir duble rakı, anlat sabaha kadar, oturur arada dilini çıkarır, gözünü kırpar, marko paşa tarzında sabaha kadar derdini dinler, "ben sıkıldım arkadaş gidiyorum" demez, hatta bu yüzden insanın en sadık dostu köpek değildir, iguanadır. ver iki tane marul, havuç sonsuza kadar sadık kalsın sana.eğer içinizde sürekli bir sıkıntı varsa, iguanadan başka kim anlar sizi? herifin doğası sıkıntılı, böyle dar ortamda büyütünce, uzamıyor, çok dolaşmasına izin verirsen, 4 metre oluyor, sıkıntıya bakın... günde bilmem kaç saat uv ışığına gözlerini kıpırdamadan bakıyor, biz güneşe bakabiliyor muyuz bir kaç saniye? sırf bu yüzden asi, asil ve üstün bir yaratık... alacağım arkadaş, türk sanat müziğini koyacağım arkafona, her gece rakı balık yapacağız... çatallı diline kurban olam senin ben
(birayi acarken tirbusonu kiran bilge - 28 Aralık 2008 21:38)
beklemiş yeşillik verilirse, onun yerine (bulduğu takdirde) kendi dışkısını yemeyi tercih edebilen de bir hayvanmış. bugün bunu iğrend--öğrendim.
(sinabey - 3 Mayıs 2010 19:10)
yaklaşık 3 aydır öğrenci evimde beslediğim,inanılmaz derecede tatlı ve bir o kadar da korkutucu hayvan..ellerini yan tarafa doğru birleştirerek uyuması,elinizle uzattığınız bir kıvırcık parçasını dilini dışarı çıkarta çıkarta yemesi,en ufak bir hareketinizde kafasını kaldırıp size bakması,başını okşadığınızda gözlerini kapayıp miskin bir hava sergilemesi kendini size bağlamasını sağlayan en önemli etkenlerindendir..lakin beslemesi ve bakımı da gerçekten zordur..neredeyse her gün ele alınıp sevilmesi ve belirli aralıklarla yeminin elden verilmesi gerekmektedir ki size alışabilsin.. aksi takdir de yabani bir şey olması kaçınılmaz oluyor..hayvanın en önemli özelliklerinden biri de ; kendisini tehlike altında hissettiğinde kuyruğunu bırakması..sonra bir gün kuyruğunu çok sıkar da hayvanı korkutursanız,elinizde kalan kuyruk parçasını gördüğünüz de benim gibi " kuyruğu koptuuuğğğaaaa " diye bağırmayın.. kopan kuyruğun yerinden yenisi de çıkıyor..ayrıca kafesinin içerisinde ne olduğu belli olmayan beyaz tozumsu şeyleri gördükten sonra ne kadar gizemli bir hayvan olduğunu anlıyorsunuz..kafesinin içerisinde salak bir şekilde uyukalmış haliyle de, hüzünlü anlarımı neşeye çevirebilen tek hayvandır ayrıca..
(punilui - 6 Ocak 2011 16:47)
bugün bu hayvanı etiler-beşiktaş arasında sefer yapan bir otobüste ve tam olarak bir genç kızın göğüsleri(evet, meme, çatal falan) arasında gördüm.bu noktadan sonra da kızlar ve iguana hayvanı arasındaki ilişkiyi merak etmeye başladım.anlam da veremedim.insan neden memeleri arasına iguana koyup, iett otobüsüne biner ve yolculuk yapar?!
(bmsad - 13 Ağustos 2011 00:58)
4 yıldır aynı odada yaşadığım arkadaşım. eğer ciddi olarak ilgi duymuyorsanız kesinlikle evde beslenmemesi gerekir. çünkü bakımı zor, pahalı ve teferruatlıdır. öncelikle teraryumu olmalıdır. çok çabuk büyüdükleri içinde 3-4 senede bir iki teraryum değiştirmeniz gerekir. her gün minumum 8 saat uvb ışığı almaları gerekir ki bunun için özel uvb ampulu kullanmalısınız ve 6 ayda bir değişmelisiniz. yoksa igu ileride ciddi kemik problemleri yaşar. bu ampuller pahalıdır ayrıca. ortamı gündüz 35 gece 25 derece olmalıdır. soğuk iklimi olan bir yerde yaşıyorsanız 60-100 wlık spot ampuller ile ısısını sağlamanız gerekir. ortamında %50-60 lık nem oranı olmalıdır. yemek iş ayrı bir zorluktur. iguanalar vejeteryandır .kesinlikle et verilmemesi gerekir. yemeğini %70 sebze,geri kalanı meyve olmalıdır. olabildiğince çok çeşitli bir mönüsü olmak zorundadır. birde bu hayvanlar strese hiç gelmezler. bulundukları ortam sessiz, çok fazla insan trafiğinin olmadığı bir yer olmalıdır. ayrıca sahiplerine çok bağlıdırlar uzun süre görmezlerse strese girip hastalanıp ölebilirler. o yüzden uzun tatilleri unutun.bunun gibi bir çok teferruatı vardır. bu yüzden iyice düşünülüp karar verildikten sonra alınmalıdır. ayrıca türkiyedeki petshoplar iguana konusunda çok cahillerdir." buna nasıl bakıcam" diye sordugunuzda "her gün 2 öğün marul yedir ve kaloriderin üstüne koy ki ısı sağlasın" tarzı şeyleri duymanız mümkündür. aman dikkat derim...
(lechuck - 17 Aralık 2011 19:58)
5 yıl kadar beslediğim yeşilin farklı tonlarında görselliğe sahip olan hayvan.. kuyruk kesimindeki bir enfeksiyon nedeniyle hayatını kaybetti*.. bu ev arkadaşını beslemek uğruna tüm yeşil renkli bitkilerin isimlerini öğrendim ve hayat adına büyük katkılarından birisi bu oldu başka var mı bilmiyorum:)evin en sıcak ve yüksek köşesinde sabit bir şekilde durmaktan büyük mutluluk duyar bu hayvan.. ama öyle saatlerce aynı pozisyonda durduğuna bakmayın korku ve panik anında çok hızlı bir hayvan olmaktadır ve zarar verebilmektedir.. bu zarar genelde güçlü kasları olan kuyruğu ve keskin olan tırnaklarıyla oluşmaktadır.. siz ne kadar fazla ilgilenir ve çevresinde olursanız sizi o kadar tehlikesiz olarak görür ve tepki vermeyi bırakır, sizde bana alıştı dersiniz.. ama nihayetinde soğuk kanlı olmasından ötürü zerre kadar sevgi yoktur size karşı.. soğukta kalırsa kuzu gibi olur ve sizin elinize almanız ve sevmeniz daha kolay olur zira eliniz ortamdan sıcaktır ve hayvanın soğuktan ötürü kan dolaşımı zayıflamıştır..evde besleyecek olanlara tavsiyem kocaman bir yaşam alanı oluşturmanız ve orada beslemeniz, küçücük teraryumlara hapsetmeyin.. özetle bu hayvan kemik gelişimi için uv ışını ister, deri değişimi ve hijyeni için uygun nem ister, kan dolaşımı için sıcak ister, sağılığı için sürekli temizlik ister, damak zevki için taze yiyecekler ister,ara ara besin takviyeleri ister,özgürce dolaşabilmek için büyük bir alan ister.. bir anlık sevda ile alıp hayvanı perişan etmeyin..
(tinsmith - 16 Mayıs 2013 17:53)
iguananin hareketsizligini bilgeligine baglamak mumkundur. ornegin bir pet shop'ta hamsterlar kafesi 50000 kere tavaf ederken genellikle yan komsulari olan iguanalar tum bu cabanin bosa oldugunun farkinda bir edayla onlara gulup gecerler ve dunyayi seyre koyulurlar. lakin ev ortaminda bir iguana siklikla firar girisimleri gerceklestirmekte ve sonuc olarak alt komsunun evinde yakalanmaktadir. iguanalar gerekli ve amaca yonelik tum eylemlerde vardir fakat bosa harcanan enerjiye tahammulleri yoktur.
(gaye topbas - 7 Temmuz 2004 23:02)
geçtiğimiz aylarda enteresan bir şekilde hayatıma girmiş ve çok şükür ki fazla uzatmadan çıkmış hayvanattır. bir yaz günü, boyanmakta olduğu için tüm kapı ve pencereleri açık vaziyette olan, apartmanın 5. katındaki* evimde eşyaları toplarken açık duran balkon kapısından dışarıya baktığımda görüyorum kendisini. balkondaki dolabın üzerine uzun kuyruğunu aşağı sarkıtarak ve kasım kasım kasılarak, son derece cool bir şekilde tünemiş, sağına soluna bakan, tropik yeşil bir hayvan. yorgunluktan halüsinasyon gördüğümü düşünerek ciddiye almıyorum görüntüyü. başımı çeviriyorum. bir daha döndüğümde "ben ne kaçacam, sen benden kaç" bakışıyla hala orada duruyor mal mal. amanın. evde zaten her taraf açık, hayvan çevik, "ulan bu kaçarsa ben bunu nasıl yakalarım, dokunmayı zaten hayal bile etmiyorum, yakalayamazsam evde gezmekte olan bir iguanayla hayat ne menem bişey olur" filan gibi bi sürü düşünce geçerken kafamdan, odaya giren eşim*, nereye baktığımı soruyor. "gel kendin bak" demekten başka çare bulamıyorum şahsen. şimdi desem ki "valla, bi iguana var, dolabın üstünde oturuyor", "hadi len" demezler mi adama? neyse, ikinci şok burada devreye giriyor, kendisi bakmaya gelen eş, iguanayı görünce anlayamadığım bi sebepten şöyle bi tepki veriyor: "offf, yine mi?" nasıl yani? bizim eve ilk defa iguana geliyor. daha önce bir kere yatak odamın şifonyerinde beyaz iş sehpa örtüsünün üzerinde bulduğum bir küçük yeşil kurbağa hikayemiz vardı, ama o yazlıktaki çantalarla gelmişti, ve sorunu çözmesi için uyandırdığım hayvan sever eşim, "bununla mı uğraşacam len" diyerek, eline geçirdiği ilk parfüm şisesini hayvanın üzerine boşaltıp, kendisini sersemlettikten sonra alıp balkondan aşağıya atmıştı. iguana ilk defa geliyor benim bildiğim. neyse, eleman balkonda hareketlenmeye karar verip, bir zamandır orada yumurtlamayı beğendiğinden misafirim olan, özenle beslediğim kumrunun yavrularına yalanarak bakabileceği bir yüksekliğe tırmanıyor. gitmesine sevineyim mi üzüleyim mi bilemiyorum. gitsin istiyorum, ama bi daha gelecek mi diye huzursuz olmak da istemiyorum, gelmesin di mi ama? ne yapsak ki diye düşünürken, olay yerine tequila teşrif ediyor. gelmeden önce aradığında kendisine durumu bildirmişiz, şöyle bi cevap almışız: "ellemeyin, ben hallederim, bana crocodile dundee derler". fakat meğer kendisi ifademizi şakacı kişiliğimize vermiş, aslında minik bir kertenkele ya da bukalemun var diye düşünmüş. gelip de gerçekten iguana olduğunu görünce "crocodile diil bu zaten" şeklinde cümleler kurduğundan anlıyoruz. uzun muhabbetler sonunda tequila ve dulak iguanayı aşağıya atmanın en iyi çözüm olduğuna karar veriyorlar, hatta uzun bir sopa da ediniyorlar. ben öldürmeden ele geçirilmesi gerektiği konusunda ısrarlıyım ama onların "peki, öldürmezsek besleyecek misin?" sorusuna da net bir cevap veremiyorum doğrusu. bu arada aşağı atılacağını hissettiğinden midir nedir, eleman bir üst kata yöneliyor, kendisi bu arada kolum kadar bir hayvan olup, öyle karamürsel sepeti de değil, belirtmeden geçemiicem. apartmanın dış duvarından sakin ve cool hareketlerle bir üst kata çıkıyor. bu arada karşı apartmanda balkonda çamaşır asmakta olan bir teyzenin elindeki çamaşır mandallarını ve asmakta olduğu donları yere düşürerek donakaldığını da dip not düşelim. neyse biz aynen üst komşunun balkonuna fırlıyoruz. o da tanıdığı bir veterineri arıyor, "balkonda bir iguana var, nasıl bir yol izlememizi tavsiye edersin?" şeklinde yönelttiği soruya, şarjı bitmek üzere olan ayrıca da kuyruklu-kulaklı bir eşek olan veteriner, "bukalemundur o, ellemeyin" şeklinde cevap veriyor. buradan tatmin edici bir cevap alamayınca, evi zaten bir hayvanat bahçesi gibi olan üst komuşunun balkonunda bulduğumuz bir kuş kafesini elemanın üzerine kapatmak suretiyle sorunu çözüyoruz, çayımızı içip stres atmak ve kafesteki iguanayı ne yapacağımızın teatisinde bulunmak üzere içeriye giriyoruz. yarım saat kadar sonra çıktığımızda kafes yerinde duruyor, iguana balkon kenarında, kafes dışında kendini güneşe vermiş dinleniyor. kafesin kapağını gayet başarıyla açmış , sonra da arkasından kapatmış, hatta kaçmaya bile zahmet etmemiş. bu kez deliren dulak, "eee yetti be, ben bunu bi daha yakalarım ama bir strateji geliştirin, tekrar kaçarsa yakalamam" diyerek isyan ediyor. eline geçirdiği birisi derin, birisi de geniş iki adet kovayı kullanarak tequila ile birlikte iguanayı derin kovanın içine atıp, diğerini de üzerine örtüyor. komşu, bir koşu yakınlardaki pet shop'a gidip oradaki elemanı alıp geliyor, eleman bizim kırk saat dokunmadan kurtulmaya çalıştığımız iguanayı eline alıyor, kuyruğunun ucunu da ağzına yerleştiriyor, çünkü iguana ele alınmaktan hoşlanmadığından tıslamaya, ve 30 cm kadar olduğunu tahmin ettiğim, inanılmaz kırmızılıktaki dilini çıkartmaya filan başlıyor, halbuki o ana kadar böyle çirkinliklerden uzak durmuş idi. pet shop çocuğu sayesinde iguananın yan apartmanın altındaki dükkan sahibinin olduğunu, adamın eşinin izin vermemesinden dolayı hayvanı dükkanda beslediğini, ve (bakınız burası beni vuran yerdir), 5 gündür kayıp olduğunu öğreniyoruz. oha filan oluyoruz. 5 gündür evde kapı pencere açık vaziyette duruyoruz, sürekli ya ben bunu banyoda, salonda, tv üzerinde filan görseydim diye düşünüyorum, şoklara giriyorum. pet shop çocuk hatta 80-100 dolar arası bi fiyata satma teklifinde de bulunuyor hayvanı, parayı kırışırız diyor. kendisini kışkışlıyoruz, oturup tekrar çay içiyoruz, bi daha iguana görmek istemiyoruz.
(shirak - 10 Şubat 2005 16:17)
tatile giderken arabanin arka camina kafasini dayiyip sabit bir $ekilde arkasina bakan kucuk *, ye$il, dinazorumsu, keyfine du$kun surungen.iguana ile bir ya$am surmeyi du$unuyorsaniz $unarida bilmeniz gerek.iguanalar cok nadir gezerler. genelde karinlari acikinca veya kakalari gelince kipir kipir olurlar, birde gune$i takip ederler karinlari tok, kakalari yok ise tum gun gune$ altinda etrafi izlerler.bu izleme kisminda mekan ev ise pek onemli degil, cama veya kaleruferin uzerine cikipgune$ batana kadar etrafi izleyebilir, ama mekan bir araba ise dikkatli olmaniz gerek. diger merakli $oforler "orda ne var, bu ne, susmu, ay kipidiyo" derken size yeni bir tampon almak zorunda kalabiliyor. yani iguanalar trafikde cok tehlikelilier.yemek kismina gelince keyifleri yerinde ise, yani gune$ goren dogru bir teraryum ortaminda ise gunde ortalama 7-8 marul yapragi yiyebilir, genel besin kaynagi ye$illikdir. zaman zaman salatalik kabuguda verile bilir. insanlarin tum hayvanlara uyguladigi insanlara ozgu davrani$lardan arinamadigi icin e$den dostdan $ole tepkiler alabilirsiniz "ayy bu hep marulmu yiyior yazik ya biraz degi$ik bi$iler versen bikmi$tir hayvan" siktir edin takmayin bunlari.iguananin teraryumu sabit ise kakasini yaptigi yerde sabittir. bi kere nereye yaparsa hep oraya yapar *, sizde orayi temiz tutarsaniz ba$ka yere yapmaz.sevi$mek istedigi zaman gidisi yani kesesi renk degi$tirir. e$ bulmasi zordur. bendeki erkek ve bakir ve 111cm. ickisi, sigarasi, kumari yokdur uygun bir bayan iguana bulursak kamerasiz ortamda sevi$meye bikrakacagim. evde bir surungen olmasi degi$ik bir his. bakabileceklere tavsiye ederim, ozenenlere uzak durmalarini dilerim.
(sorunlu insan paratoneriyim - 13 Ağustos 2005 18:40)
bir cok cesidi olan hayvandir. genellikle pet shoplarda gorebilecekleriniz yesil iguana cinsi iguanalardir. ortalama yasam sureleri 16 yil, bu sure zarfinda ulasabilecekleri boy ortalamasi ise 1 bucuk metredir (dogal ortamda bu degerler farkli olacaktir). ot obur hayvanlardir. dusunulenin aksine sadece marul vermek pek de iyi bir sey degildir. mumkun oldugunca cok cesitte besin vermeniz onun sagligi icin en iyisi olacaktir. fakat iguanalarin her seyi yememesi gerektigini unutmayin. su besinler iguanalara rahatlıkla verilebilir: roka , dereotu , tere , marul , yeşil biber , kereviz, lahana , japon gülü , radika , karahindiba , ebegümeci , turpotu , brokoli , muz , kivi , elma , kabak rendesi , salatalık , çilek , dut yaprağı , kiraz , kayısı , havuç ,beyaz dut , gül yaprağı ve çiçeği vs. ispanak kesinlikle verilmemesi gereken besinlerden biridir.günde 6-12 saat arası uva + uvb veren florasanlardan yakmanız gerekir bu iguananiz için yaşam kaynağıdır eğer uv yakmazsanız iguananizin kemikleri gelişemez parmak ve ayak kemiklerinde şekilsiz büyüme kırılmalar vb.kemik hastalıkları görülür. ama eger surekli gunes alan bir yerdeyse bu da yeterli olacaktir. gunesle ilgili dikkat etmeniz gereken bir nokta, iguananizi terratoryumuyla direkt olarak gunesin altina birakmayin yoksa iguana kizartmaniz olabilir. cunku iguanalar da arada sirada golgede durmak isterler, ona gerektiginde gunes olabilecegi gerektiginde golgeye kacabilecegi bir ortam yaratin. neredeyse butun kaynaklarda iguanalarin cok kolay evcillesen hayvanlar oldugunu yazar, ama bu her zaman boyle olmayabilir endiselenmeyin. benim iguanam 2 yilda anca evcillesti ornegin ki bu evcillesmenin boyutu da iguana standartlarina gore bir evcillesme. iguanalar asidir, artisttir, hafif manyaktir oyle kabul edin. ters ters bakar size surekli, isine gelirse sevmenize izin verir isine gelmezse kuyrugu vurur gider. eger genelde teratoryumdaysa disari dolasmasi icin biraktiginiz zamanlarda yakalamak zor olabilir. zira o terratoryumdayken surekli kendini sevdiren sempatik yaratik disardayken artik evin krali olmustur ve yaklastiginiz anda size kuyruguyla vurur. iguanalar kucukken (kuyrukla beraber 90 cm e kadar da diyebiliriz) cok da fazla bir zararlari yoktur. fakat gelistikten sonra kuyruk darbeleri tam bir kirbac etkisi yaratir ve degdigi yerden aninda kan sizmasina neden olur. iguanalarin isirigindan ve tehlikesinden sikca bahsedilir fakat iguanalar otobur hayvanlar da oldugu goz onune alinirsa dogru duzgun disi olmayan (goremezsiniz bile) ve cenesi de kuvvetli olmayan hayvanlardir ve isirigi en fazla hadi len seklinde guldurebilir sizi ama unutmamaniz gereken cok onemli bir nokta, iguanalarda yayginca salmonella virusu vardir ve bu virus insanlari olume kadar goturebilme yetisine sahip cok tehlikeli bir virustur. ozellikle el temizligi (dokunduktan sonra vs) bu virusten korunmaniz icin buyuk olcude yeterli olacaktir. yesil iguanalarin dilleri catalsiz ve kucuktur.bununlarin disinda okudugum kadariyla ve ozellikle kendi iguanamdan gozlemledigim kadariyla kafalarinin oksanmasina bayilirlar. kafasina dokundugunuz anda gozlerini kapatip dakikalarca hatta bazen yarim saat bile olabiliyor gozunu kapatip mest olmus bir sekilde dururlar. kafalarinin ve boyunlarinin oksanmasi cok hoslarina gider. eger iguananiz sevdirtmiyorsa sabirli olun, benimkini sevmeye baslamam iki yilimi aldi onceden asla dokundurmuyordu.iguanayla sakin sen inatciysan ben daha inatciyim gibi bir kavgaya girmeyin hayvanin dogasi manyak yenilirsiniz. ben bir seferinde artiste bak nesin sen diyip kim daha uzun sure oburunun gozunun icine bakacak oynamistim. dogal olarak yarim saat sonra eeeeh yete be gozunu bile kirpmadin ne bicim yaratikmissin diyip gittikm ve salakligima kizdim. surekli yan yan ve pis pis bakar bu hayvanlar, bu asamada ustune giderseniz once kuyruklarini kaldirip boyundaki keselerini sisirirler sonra da kuyruklariyla bir tane patlatirlar. 2 yasindan sonra ergenlik donemlerine girerler, bu aralarda ayna ve yansimalarla aralari pek iyi olmaz (en azindan erkekler icin). yansimada ya da aynada baska bir erkek gorecegi icin cok sinirlenirler ve bi tane koyarlar o yansimaya. ornegin, bir gun eve geldigimde iguanam aynanin onunde duruyordu ve sonra birden aynaya dogru sicradi. sonra agzi kanamaya basladi aynadaki goruntusune carpinca. boyle seyler olmasini istemiyorsaniz dikkatli olun. hos igu beye sorsan o karsisindaki adamin agzini burnunu kirdi agzini kanatti, gayet gururluydu bu yuzden ama ben merak ettim."iguanalarin cinsiyetiyle ilgili olarak1) igularda cinsiyeti çok küçükken tespit etmek çok zor fakat çok küçük değilse erkeklerin baştan başlayıp sırtına doğru devam eden dikenimsi seyleri dişilere göre daha uzun oluyor ve dişilerde hemen hemen aynı boyda iken erkeklerde başın üstünden uzundan kısaya doğru gidiyor 2) erkekler de kloakta ın gersinde bulunan testislerin dışardan şişkinliği bellli oluyor üreme dönemlerinde daha da belirginleşiyor 3) erkekler dişiye göre daha iri ve uzun oluyor (www.hepsievcil.com /snakehunter)"daha eminim ki yazilabilecek cok sey vardir ama su an icin aklima gelen en temel seyler bunlardi, bu sevimli, guzel renkli efe arkadaslarimiz icin.
(slaytanic - 20 Şubat 2006 19:58)
Yorum Kaynak Link : iguana