ben beğendim. iptal olacağını da düşünmüyorum. tabi neticede showbiz, bu işler belli olmaz ama dizinin gidişatı gayet parlak duruyor bence, net bir kült potansiyeli var. diziyle ilgili haberleri okurken ilk dikkatimi çeken showrunner'ın henry bromell olmasıydı. hayır, öyle showrunner bilecek kadar manyak değilim, adamlar parantez içinde iki dizinin ismini vermiş (bkz: homicide life on the street) (bkz: carnivale), onlar da yeterince ilgi çekici.

en son 7. bölümü yayınlandı. dizi için kısaca politik gerilim denebilir, ama bunu demek biraz yüzeysel olacak. kaldı ki zaten mad men'den alışık olduğumuz üzere, yani bu bir amc dizisi, tempo çok da yüksek seyretmiyor, ki bu da gerilim bekleyen seyirciyi hayal kırıklığına uğratabilir. öyle 70'lerin akbabalı, başkanlı espiyonaj filmlerinden bahsediyorsak dizinin o bağlamda bir heyecan fırtınası olarak başlamadığını da söylemek lazım. rubicon ^*'un güzelliği 2000'lerde çekiliyor olmasına rağmen, inanılmaz teknolojik aletler kullanan, havalı ve hızlı bir hikaye kurgusundan ziyade retro bir anlayışa sahip olmasında yatıyor bana kalırsa. olay örgüsüyle birlikte belki de daha çok merak ettiğimiz izlediğimiz karakterlerin geçmişleri, kişilikleri vs. bu bağlamda (özellikle arliss howard'ın öne çıktığı) iyi oyunculukla desteklenmiş bir hikayenin yanında gayet sağlam da bir yönetim söz konusu, her bölümün açılış sahneleri özellikle çok başarılı. ve bunların yanında zaman zaman diyaloglarla sağlanan mizahi bir taraf da mevcut.

dizi ilk bölümleri göz önüne alındığında politik tarafı çok ön plana çıkmıyor, gerçi bu çıkmayacağı manasına da gelmiyor, ama bilhassa dizinin başında bir cinayetle başlaması ve bunu araştıran bir karakterin merkeze alınarak anlatılması, ayrıca tek mekan hissiyatı dolayısıyla da benzediği twin peaks tarzı bir olay 'örmesi' var. bölümler ilerledikçe daha bahsedilir, şimdilik böyle; iyi dizi. bu arada son bölümde kürdistan dediler, duyurulur.

(shocktheworld - 6 Eylül 2010 19:44)

the guardian'dan beri seyrettiğim en iyi diziydi. karakterleri, kurgusu ama her şeyden önce atmosferiyle dışardan bakılınca çok yavaş gibi görünse de hiçbir dizinin yapamadığı kadar kendine çeken, merak ettiren, heyecanlandıran ve saran bir yapısı vardı.

ulan illa iki patlama, üç baldır bacak olacak dimi dizide genel kitle tarafından izlenmesi için... bizim gibi izleyicilere su bile yok...

(rosebud26 - 14 Kasım 2010 09:29)

iptal edildiğini sözlükten öğrendim. kötü olmuş.

ne vardı bu dizide beni çeken tam olarak söyleyemiyorum, ama kilitlenip kalıyorum ekran başına, hafif agorafobi, biraz bulmaca-santranç merakı, kahve-kağıt-kalem üçgeni ve bolca three days of the condor göndermesi ki 9. bölüm resmen filme saygı duruşu gibi.

mesela çok heyecanlı bir işlerin içindesin ama yorgunsun, bir bekleme salonundasın, uyuklama modundasın, daha saatlerce böyle kalıcaksın ama olay, bulunduğun yer filan olağanüstü gibi tuaf hissiyatlı bir dizi.

benim duruma bir diziye karşı stockholm sendromu geliştirmek denebilir. daha ne kadar yayınlasalar büyülenmiş gibi izlerdim, diziyi bitirmişler, kurtarıldım ama üzgünüm.

(kahlo - 29 Kasım 2010 12:21)

kesinlikle devam etmesi gereken bir diziydi. ikinci sezonda farkli olarak ne yapacaklarini merak ediyordum. ancak, izlemesi dikkat isteyen, kafayi cevirdiginizde kacirdiginiz seyler olan bir yapimdi. benim icin iyi ama tv karsisinda ütü yaparken, dedikodusundan eksik kalmayan tv'ciler icin kötü.

yazik oldu.

(eec - 7 Haziran 2011 05:42)

roma imparatorlugunda, romaya donen komutanlarin ordularini birakmalari gereken sinir. rubikonu gecmek romaya baskaldirmak anlamina gelirdi, ve hicbir general kolay kolay cesaret edemezdi. bildigim kadariyla sezar gecmistir, sonra da roma imparatoru olmustur.

(plainwalker - 29 Mart 2003 00:20)

amc tarafindan bir sezonluguna hayatimiza sokulmus dizidir. tuhaf bir sekilde, 13. bolumde bitiverir. benim anlayamadigim, mesela homelandden asagi kalir hic bir yani olmayan, hatta, bence, daha fazlasi olan bir dizinin neden bitiriliverdigidir. aslinda retorik bir soru, zira, mesela the studio 60 on sunset strip, firefly, the dresden files ve daha pek cok dizi amerikan izleyicisi ile olan testinden gecememistir ve bir sezon olarak arsivlerimizde yerini almistir.

edi: the eklendi
edi2: , eklentileri

(mtb - 17 Ekim 2012 17:55)

beyond the veil ve widow's weeds ile birlikte tristania'nın en iyi albümüdür.

(halitkin - 4 Mayıs 2013 19:35)

bir bezik terimi. oyun bitiminde oyunculardan birinin 1500 puanin altinda kalmasini ifade eder.

(calendil - 21 Temmuz 2004 00:36)

bir de ingiliz dilinde rubiconu geçmek diye bir deyim vardır! bir çeşit entel jargonu olsa gerek! bahsedilen tarihi olaya binaen(bkz: #2579262) geri dönüşsüz bir karar almak manasına gelir! ^*

(aksa - 30 Ağustos 2004 08:59)

italya'nın kuzeyinde apenin dağlarından doğup adriyatik denizi'ne dökülen 29 km'lik nehir. seferden dönen generaller, ordularıyla buraya kadar gelebilir eğer burayı geçerlerse mutlaka cezalandırılırlardı. bu, roma'yı isyan ve darbelerden korumak için düşünülmüş bir tedbirdi. sezar mö. 49'da iç savaş pahasına bu yasağı çiğnemiş, "roma'nın olanı roma'ya vermeye hazır mısınız?" diye sorduğu lejyonları "hazırız" cevabını verince suyu geçip yozlaşmış senatoyu dağıtıp diktatörlüğünü ilan etmiştir. bu esnada söylediği rivayet edilen "zarlar elden çıktı." sözü, bizdeki "ok yaydan çıktı."ya tekabül eder ve geri dönüşün artık mümkün olmadığını belirtir. deyim daha çok diplomatik terminolojide karşımıza çıkar. (bkz: onur öymen konuşmaları)

(borodin - 11 Ekim 2016 16:39)