Süre                : 1 Saat 38 dakika
Çıkış Tarihi     : 28 Kasım 2008 Cuma, Yapım Yılı : 2008
Türü                : Drama
Taglar             : İsveç,Tanga,tuvalet,genç,Okul öğretmeni
Ülke                : İsveç,Fransa
Yapımcı          :  Coproduction Office , Film i Väst , Plattform Produktion
Yönetmen       : Ruben Östlund (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Erik Hemmendorff (IMDB),Ruben Östlund (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Villmar Björkman (IMDB), Linnea Cart-Lamy (IMDB), Leif Edlund (IMDB), Sara Eriksson (IMDB), Lola Ewerlund (IMDB), Alexandra Hummingson (IMDB), Hanna Lekander (IMDB), Olle Liljas (IMDB), Maria Lundqvist (IMDB), Cecilia Milocco (IMDB), Simeon Nordius (IMDB), Guje Palm (IMDB), Henrik Vikman (IMDB), Vera Vitali (IMDB)

De ofrivilliga (~ De ufrivillige) ' Filminin Konusu :
İstemsiz, insanların akılsızlıklarına, düşüncesizliklerine, aşırılıklarına ve sakarlıklarına dair sert, sivri dilli ama yargılayıcı olmayan bir film. Birbirlerine bağlanmayan kısa filmler halinde yapılandırılan filmde, insanların istemsiz davranışlarıyla karşılaştığımızda önceleri “gerçekten tüm bunların bir önemi var mı?” sorusunu sorarken buluyoruz kendimizi. Erkek arkadaşlarına cinsel şakalar yapmaktan hoşlanan -özellikle sarhoş olduğunda- bir genci tanıyoruz. Tuvaletin penceresine bağlı olan perdeyi koparan kişinin ortaya çıkmasını isteyen ve bu olmadan yola devam etmeyen bir otobüs şöförünü görüyoruz. İki genç kızın dijital bir kamera karşısında seksi pozlar vermelerini izliyoruz ve bu kızlardan birinin sarhoşluktan bayılmış bir şekilde bulunmasına tanık oluyoruz. Film, gördüklerimize sesle ya da görüntüyle hiçbir müdahalede bulunmuyor, yaşananları en çiğ halleriyle yakalıyor. Aşikar olan şeyleri kameranın çerçevesinin dışında bırakarak, normalde dikkat çekmeyecek küçük şeylere, pişmanlık ve utanç anlarına yer açıyor. Östlund, yenilikçi ve mesafeli bir yaklaşımla, insanların, özellikle suçüstü yakalandıklarında, birbirlerine ve kendilerine yaptıkları ürkütücü şeylerin komik bir tablosunu çiziyor. Bunu yaparken herhangi bir ahlaki yargıdan kaçınması ise filmi daha da çarpıcı bir hale getiriyor.


  • "isveç yapımı film. beş kısa filmin iç içe harmanlanması ile elde edilmiş , isveç'i isveçliyi anlatan bir yapım."
  • "(bkz: ruben östlund)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    sekizinci afm uluslararasi bagimsiz film festivali dahilinde gösterilen, benim de vira dediğim film.

    festivaldeki ilk film olması dolayısıyla pek bi heyecanlı gidilen fakat beklentileri karşılamayan üzücü yapımdır. esprilerin bakılış açısına/yapılış amacına dönemememizdi belki de. bu tür filmlerde rahatlıkla rastlanır olan diyalogsuz anlatımlar iyi durmamış gibi olsa da, oyuncuların rol kabiliyetleri gayet iyiydi. özellikle de küçük kızlarınkiler.

    gay muhabbetine sarkan olaylar seyircileri baya bi rahatsız etti sanırım. izleyenler biraz da tutuktu sanki. çıkışta duyduğum kadarıyla kimsenin film kritiği yapmayıp, sonlardaki (sonradan baya bi ünleneceğini tahmin ettiğim) bi sahneden bahsediyor olmaları da 'düşündürücü'ydü diyim, çünkü cinselliğin ve dahi eşcinselliğin sadece bu ufak boyutu festival seyircisi için bile rahatsız edici oluyorsa dışarıda nasıl algılanır, bu bir sorundur. festivale insanların sinema izleyelim diye doluştuğu olasılığını elbette göz ardı ediyorum.

    beri yandan, o sahneyi görüp de yadırgayanlar için geliyor:
    http://www.gougoule.com/v-59-feu-artifice-cul.html


    (hikaye mesture - 16 Şubat 2009 17:21)

  • comment image

    film hakkında okuduğum bütün izleyici eleştirilerinin negatif olmasına rağmen benim şahsen beğendiğim bir film. tabii filmi 90 ve ya 100 küsür dakika boyunca eğlenmek için izleyenlerin beğenmemesi normal, o açıdan sıkıcı bir film, ama filmin verdiği mesaj, değindiği konu, önerdiği ve ya açık bıraktığı sorunlar benim için daha önemli.

    filmde başlıca ortaya konan sorun insan ve toplum arasındaki ilişkiler. bireyin toplum karşısındaki sorumlulukları, bireyin bireysel davranışlarının toplumda nasıl yankı bulacağını düşünüp düşünmemesi, sorumluluktan kaçması, toplumun doğru ve ya yanlış tavırları karşısında bireyin aslında kendince adil olanı dayatması yani birey-toplum çatışması, bu çatışmanın doğurduğu sonuçlara filmde değiniliyor.

    --- spoiler ---
    otobüste yolculuk sahnesi bireyin toplum karşısında sorumluluktan kaçmasını sembolik şekilde izah ediyor. gerek otobüs şöförünün sadece bir perde yüzünden tüm otobüsü durdurması ve yola devam etmemesi, gerekse de film aktrisinin kendisinin bilmeden kırdığı perde yüzünden suçunu itiraf etmeyerek sorumluluktan kaçması ve otobüsü geciktirmesi ince ayrıntılar olarak göze çarpıyor.

    erkek ortamı sahnesi toplumun aslında yanlış bir davranışta bulunmasını ama bu davranışın yöneldiği bireyin sonda toplumun yanlışına rağmen o toplumun bir parçası olmaya devam ettiğini yani bu yanlışlıkla barıştığını ve onu kabullendiğini gösteriyor.

    liseli kızlar sahnelerinin mesajı sonda linneanın annesiyle konuşmasında ortaya çıkıyor. sorumluluktan kaçan bu genç kızlar kendilerini toplumun bir unsuru olan diğer sorumsuz gençlere kaptırmışlar. ama bu gençler her ne kadar linnea sarhoşken onunla şakalaşsalar da ilk tehlikede linneayı orada bırakıp kaçtılar. toplumun bir diğer unsuru sağduyulu bireyleri sembolize eden arabası ezilmiş adam ise kıza kötü bir şey yapmadan onu sağ salim evine getirir.

    okul sahnesi bence filmin en güçlü tarafı. toplum yanlış yapan birisini çeşitli sebeplerle savunsa da bir birey aslında doğrunun ne olduğunu bilir ve bütün toplumu kendisine karşı çıkarsa da yine bildiğini dayatır. sonuçta toplumdan terk edilmiştir, üçlü sohbet zamanı bunu görüyoruz.

    ve son olarak villada yemek bölümünün ana mesajı topluma karşı alınan sorumluluğun bazan bireyi çok kötü duruma düşürebilme ihtimalidir, bir nevi toplum için kendini feda etme. villadaki yemeğe ev sahipliyi eden sakallı beyefendi misafirlerini rahatsız etmemek için aldığı yarayı önemsemez ama bu fedayı sembolize eden davranış sonuçta bireyin kendi sağlığına belki de hayatına mal olur.

    ---
    spoiler ---

    isveçte insanlar davranış olarak bir birlerine çok benziyorlar. isveç toplumunun sonradan bir parçası olmak çok zor. bu bakımdan toplumdan dışlanmış, toplum tarafından hiç kabul görmemiş bireylerin sayı da az değil. bu unsurları dikkate alırsak isveçteki toplum-birey sorununu çok iyi ortaya çıkaran ve özellikle de kıpırdamayan statik kamerayla çekilmiş bir film olmuş. böyle anlamlı ve mesajlı film seyretmek isteyenlere tavsiye edilir.


    (gijdillag - 14 Eylül 2012 09:42)

  • comment image

    isveç özelinde iskandinav toplumuna bana göre objektif bir bakış. ancak filmin hikayesi neredeyse yok. hikayenin yok düzeyde olması, izleyiciye sıradan olaylar karşısında iskandinav duruşunu gözlemleme fırsatı veriyor. ancak bu sinema izleyicisinin ilk amacı olan "eğlence" unsurunu fazlasıyla gözardı etmeye yetiyor.

    tepkisiz, ruhsuz ama risksiz ve sessiz, hadi dolandırmayayım bize göre sıkıcı iskandinav uluslarına bu içerden bakış biraz da günümüz sorunları ve iletişimsizliği göz önüne alındığında, film övgü niteliğinde.


    (ikipirekareboluyedi - 5 Ağustos 2015 19:41)

Yorum Kaynak Link : de ofrivilliga