Süre                : 1 Saat 52 dakika
Çıkış Tarihi     : 03 Mart 2016 Perşembe, Yapım Yılı : 2016
Türü                : Drama,Heyecanlı
Ülke                : Danimarka,Almanya,İsveç,Norveç
Yapımcı          :  Zentropa Entertainments20 , Det Danske Filminstitut , Film i Väst
Yönetmen       : Hans Petter Moland (IMDB)
Senarist          : Nikolaj Arcel (IMDB),Jussi Adler-Olsen (IMDB),Mikkel Nørgaard (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Nikolaj Lie Kaas (IMDB)(ekşi), Fares Fares (IMDB)(ekşi), Pål Sverre Hagen (IMDB)(ekşi), Jakob Ulrik Lohmann (IMDB), Amanda Collin (IMDB), Johanne Louise Schmidt (IMDB)(ekşi), Jakob Oftebro (IMDB)(ekşi), Signe Anastassia Mannov (IMDB), Søren Pilmark (IMDB), Michael Brostrup (IMDB), Morten Kirkskov (IMDB), Olivia Terpet Gammelgaard (IMDB), Jasper Møller Friis (IMDB), Louis Sylvester Larsen (IMDB), Lotte Andersen (IMDB), Benjamin Kitter (IMDB), Maria Rossing (IMDB), Laura Bro (IMDB), Jeanette Lindbæk (IMDB), August Moldestad Nypan (IMDB), Mercedes Claro Schelin (IMDB), Armin Rohde (IMDB), Peter Nejsum (IMDB), Betina Grove Ankerdal (IMDB), Peder Holm Johansen (IMDB), Ulla Vejby (IMDB), Niels Weyde (IMDB), Zeino Macauley (IMDB), Daniel Paw Lorenzen (IMDB), Jacob Højlev Jørgensen (IMDB), Johannes Lassen (IMDB), Kenth Rosenbert (IMDB), Roberta Hilarius Reichhardt (IMDB), Frederik Lykkegaard (IMDB), Viola Ellehammer Dasseville (IMDB), Mario Romano (IMDB), Jack Moland (IMDB), Erik Magnus Gråe (IMDB), Arnfinn Skadsem (IMDB), Charlotte Beder (IMDB) >>devamı>>

Flaskepost fra P (~ A Conspiracy of Faith) ' Filminin Konusu :
Flaskepost fra P is a movie starring Nikolaj Lie Kaas, Fares Fares, and Pål Sverre Hagen. Two intertwined cases linking the past with the present will require the aid of Department Q to catch an elusive serial killer, while time is...





Facebook Yorumları
  • comment image

    başarılı bir film. başından sonuna kadar acaba neden sorusunu sorduruyor? bazı yerlerde konu ile ilgili propaganda hissi uyandırıyor ama beni rahtsız etmedi.

    kurgu, mekan ve görsel açıdan beni tatmin etti.

    sonuçta kuzey avrupa sineması candır.


    (mcsikosan - 3 Nisan 2017 15:25)

  • comment image

    internette
    "danimarka'da uzun zamandır okyanusta dolaşmış bir şişenin içinde eski bir not bulunur. notu çözmek zordur ancak şube q'dan danimarkalı dedektifin eline geçtiğinde şubenin enteresan şahsiyetleri notta gizli yepyeni bir bakış açısı bulur ve ipucunun sevimsizliğine rağmen diğer bir eski ve şeytanî davayı gün ışığına çıkarmaya çalışırlar..."
    gibi bir konu anlatımına şahit olduğum film..

    kvinden i buret ve fasandræberne (3. film bu 2. film kadar can acıtıcı, rahatsız edici değildir) diye 2 adet leziz filmin ardından gelen 3. enfes film.

    "danimarka, sen çok yaşa" demek istiyor insan bu filmleri izledikçe, aksi değil..


    (kelebeklerinviziltisi - 14 Mayıs 2017 21:16)

  • comment image

    üçlemenin 2016 tarihli üçüncü filmi ve bence üçlemenin en zayıfı. biraz aceleye getirilmiş gibi geldi bana. olayların akışı çok fazla rastlantıya dayanıyor, romanı bilmediğim için acaba yönetmen değişikliğinden mi kaynaklanıyor, diye düşündüm. gerçi yönetmen hans petter moland da kraftidioten gibi bir referansa sahip ama, bilemedim. izlenir yine de.


    (xanaximenes - 10 Haziran 2017 03:46)

  • comment image

    serinin şimdiye kadar çekilen en zayıf filmi.

    --- spoiler ---

    kötü adamın motivasyonu carl'a sökmüyor. tanrıtanımaz olan carl'a kalkıp da şeytandan falan bahsetmek ve yaptıklarıyla onun imanını zayıflatma gayesinde olmak oturmamış. tamam karaktere bir derinlik katmaya çalışılıyor; öldürüyor ama bir neden ve motivasyonu var şeklinde. gel gelelim sonundaki karşılaşma o motivasyonu bitiriyor işte. carl katile ben inanmıyorum demesine rağmen hala ben şeytanın oğluyum ve amacım tanrıya olan inancı azaltmak demesi çok komik olmuş. şeytansan, zaten inanmayan birine tanrıyı neden meşrulaştırıyorsun? sonuçta carl tanrıya inanmadığı gibi şeytana da inanmıyor. ya o karşılaşma olmayacak ya da olduğunda katil travmasının hakiki kökleriyle yüzleşecek. bu şekilde olmamış. hayır bi de sonunda carl'ın kilisede halleri falan. komik. olmamış ciğerim.

    ayrıca esat'ın kazağı çok yakışıyordu. bu filmde o da eksik. hehe.

    ---
    spoiler ---


    (bothersomeman - 13 Ekim 2017 23:18)

  • comment image

    --- spoiler ---

    konusu itibarıyla hayal kırıklığı olan film, ilk iki film kadar iyi değil kesinlikle. zira carl morck'un "sağlamlığını" inanç yönünden zayıflatma ve kendini sorgulatma çabası çok gereksiz ve yapay kaçmış. üçlemede takdir ettiğim yönlerden biri, esat'ın iyi ve düzgün bir portre olarak çizilmesiydi, mümkün olduğunca ölçülü bir müslüman karakter oluşturmuşlardı, ilk filmde kıldığı o namaz bile göze batmıyordu. lakin bu filmde carl'ın devamlı inanca laf sayması, esat'ın savunmaları, domuz esprisinin bile geçmesi, elias'ın esat'a ilk nefretleri, hattâ onu insan yerine koymayacak ve göz teması bile kurmayacak kadar yok sayması ama son nefesinde ona güvenmesi vb. unsurlar çok zorlama olmuş. tamam, islamofobi insanı her yerde rahatsız ediyor, kurguda bile keşke olmasa diyoruz ama, karşıtı olarak yapılan denemeler de abartılınca samimi gelmiyor. ayrıca katilin "inancınızı yerle bir etmeye geldim" minvalinde kaçık mimiklerle sergilediği tiyatro da pek acayipti. insan hak din olduğu için, böyle zorlama detaylarda hristiyanlık adına da üzülüp "başkası adına" utanıyor.

    ---
    spoiler ---

    film hans petter moland imzalı olduğu için, kadroda kraftidioten'den pal sverre valheim hagen ve jakob oftebro gibi tanıdık simalar da vardı. bir de bu filmin nicklas schmidt imzalı müziklerini ilk filmlerden daha çok sevdim; özellikle de maviliklerle kapanan son karelerde çalan müzik harikaydı.

    dördüncü film bari iyi olur, bunun kadar saçmalamazlar umarım. kuzey sinemasını ve dizilerini gözümüzde çok farklı yerlere koymuşuz, kusurları abartılı olunca üzülüyoruz biraz.


    (martin jacques mystere - 7 Eylül 2018 14:04)

  • comment image

    üçleme olduğunu izledikten sonra öğrendim. diğerlerini bilmiyorum ama çoğu türk yapımı filmden iyidir. danimarka sineması yavaş yavaş bu işi başarmayı başladı. inançlar üzerinden verilen mesaj önemliydi. sadece dikkatimi çekti, esad’ın dininin müslüman olduğu bariz vurgulanırken ağza hiç müslüman kelimesinin alınmaması garip geldi.


    (cicekboy - 3 Ekim 2018 21:06)

  • comment image

    kvinden i buret (1. film) ve fasandræberne (2. film)'den sonra gelen serinin son filmi. serinin en kötü filmi olduğuna katılmakla beraber yine de birçok polisiyeden iyiydi, karakterlere de iyice alıştık 3 film sonunda, carl şu anda muhtemelen bir yerlerde sigarasını tüttürüyordur.

    kendi adıma 3 filmde de tek hayal kırıklığı iskandinav film ve dizilerinden alıştığımız kar manzaralarını hiç görmemek oldu.


    (dosilasi - 20 Aralık 2018 01:06)

  • comment image

    off detirtecek türden film, eğer bir insana en çok sen yardım etmek istiyorsan en inançlı olanı sensin, demek isteyen film. hangi dinden olduğun çok önemli değil, filmin sonunda başarının dine mal edilmesi eleştirilmiş. inançlı insanların din altında insanlara verdiği zarar çok güzel bir şekilde eleştirilmiş, anlatmak istediğim çok şey var ama düşünüp zevk almak yazmaktan daha zevkli açıkçası :))


    (raskolnikov21 - 27 Aralık 2018 23:58)

Yorum Kaynak Link : flaskepost fra p