aydın bir genç nasıl olmalının tanımıdır the red violin benim gözümde.

kendisi ile yaklaşık 10-12 yaşlarında tanıştığım, tam olarak nasıl tanıştığımı hatırlamasam da tanışmazdan evvel çok adını duyduğum, tanıştıktan sonra ilkokul, ortaokul ve lgs'de gösterdiği başarıları içten içe kıskandığım (bunu sanırım ilk defa burada itiraf ediyorum) ama büyüdükçe, kafam biraz olsun basmaya başladıkça aklına, zekasına saygı duyduğum bir dostum.

hani bazı arkadaşlar olur yediğiniz içtiğiniz ayrı gitmez, fakat öyle sıkı bir bağ da hissetmezsiniz. olsa da olur olmasa da olur gibisinden. ama bazısı da olur ki kırk yılda bir güç bela görüşürsünüz, bazen onu bile bulmak zor olur. ama bilirsiniz, o orda bir yerde, hayatı kovalıyor. hani şu yediğinizin içtiğinizin ayrı gitmediği arkadaş, bir gün olur da bir yere çağırır sizi bir bahane bulup savuşturursunuz. şu kırk yılda bir güç bela görüştüğünüz var ya o ararsa ama ne olursa olsun gidersiniz. öyle garip bir dostluktur bu. bizimkisi de öylelerinden...

(e m c - 31 Ekim 2010 03:57)

(bkz: le violon rouge)

(carpenoctem - 12 Haziran 2004 15:28)

en sevdiğim filmi kendime nick almak istedimdi. ama bir baktım çoktan alınmış. ben de mükemmel bir yaratıcılık ve özgünlük göstererek (!) gittim bitişik yazılmış halini nick yaptım. sonra nicktaşımın entarilerine bakayım dedim. iyi ki de demişim. güzel yazan bir yazar. selam olsun. sözlüğü hiç bırakmasın.

(theredviolin - 20 Aralık 2014 12:47)