michael caine ve demi moore'un başrol oynadığı filmde,
filmde şeklen demi moore'a ihtiraslı,azimli,zeki bir yönetici profili çizilmiş olmakla beraber,
sadece akşamları mesaiye kaldığı zamanlarda karşılaştığı,
ikinci dünya savaşında yaralanmış, topallayan, birçok insanın farkında bile olmadığı,
gece vardiyasında temizlikçi olan , sözde sıradan bir adam olan michael caine'in mi
daha zeki, daha ihtiraslı daha azimli olduğu sorgusunu filmin ikinci yarısında itibaren sorduran,
bir iki küçük kurgu hatası dışında gayet seyredilebilir normlara sahip, tavsiye edilebilecek filmdir.

(soloz - 3 Mart 2008 09:40)

bu filmin ilginç yanlarından biri demi moore'un ihtiyarlığını mrs doubtfire'ın oynaması. paraya kıyıp makyajı corci'ye yaptırsalarmış keşke.

(kaba simsek - 31 Mayıs 2008 14:03)

patience albümünden güzel bir george michael şarkısı.

'cause you're beautiful (like no other)
'cause you're beautiful (maybe tonight, they'll see you tonight)

beautiful .... beautiful

and it's no good waiting by the window
it's no good waiting for the sun
please believe me, the things you dream of
they don't fall in the laps of no-one

and it's no good . . . waiting, waiting
and it's no good . . . waiting

you've got to go to the city

always the same
always the same dreams yeah yeah
always the same (yes you're movin' up)

well you've got to think of something
'cause your job pays you nothing
but you've got the things god gave you
so the music may yet be your saviour

got to be a way, some way
got to be some way to make your way to the light (all the girls say)
got to be some way, today, today, maybe tonight, maybe tonight

and it's always the same . . .
always the same dreams yeah yeah
always the same (yes you're movin' up)

you're beautiful, you are, and you know it
you're wasted here, you're a star
in this small town of hand-me-downs who don't even know it

sometimes it brings you down
sometimes it eats you up
sometimes you think that your head's going to blow
it doesn't get better . . .

don't you know, you've got to go to the city
you've got to reach the other side of the glass
i think you'll make it in the city baby
i think you know that you are more than just
some fucked up piece of ass

got to be a way, some way
got to be some way to make your way to the light (all the boys say)
got to be some way, today, today, maybe tonight,
they'll see you tonight

and it's always the same
a lways the same
always the same dreams yeah yeah
always the same (yes you're movin' up)

cause you're beautiful (like no other)
cause you're beautiful (take me, make me)
cause you're beautiful (maybe tonight, they'll see you tonight)

beautiful .... beautiful

and it's no good waiting by the window
it's no good waiting for the sun
please believe me, the things you dream of
they don't fall in the laps of no-one

and it's no good . . . waiting, waiting
and it's no good . . . waiting

you've got to go to the city
you've got to go to the city,
they're going to find you there

'cause you're beautiful
'cause you're beautiful

sometimes it brings you down
sometimes it eats you up
sometimes you think that your head's going to blow and
it doesn't get better . . .

don't you know, you've got to go to the city
you've got to reach the other side of the glass
i think you'll make it in the city baby
i think you know that you are more than just
some fucked up piece of ass

more than just ...

sid you've got to think of something
'cause your job pays you nothing
but you've got the things god gave you
so the music may yet be your saviour

do you want a saviour, saviour
say that you do,
you know you're wasted here, wasted here
and there ain't no miracles happening any time soon ...

(johnmalkow - 24 Haziran 2008 07:32)

fareli köyün kavalcısı oldugum zamanlarda, izimden gelen ögrenciler arasında sivrilen hayali garson. uzak bir ispanyol kentinde, elimde bir bira, kül tablasında söndürülmemiş bir sigarayla rastlayıp, "camarera por favor" diye çıgırmak isterdim ben bu insana. ama biliyorum mümkün değil bu, niyesi yok, içime öyle doğdu bir kere. sitem etse de bana, kurtuluşu yok bu sıçtığımın şehrinde ikamet etmekten başka. kimbilir belki bir cuma akşamı evinden çıkıp iki adım aşağı yürür, tahta masalı o mekanda görüşürüz. ben belli belirsiz bir şeyler anlatırım kendimden, o kızının ismini değiştirir kafasında. arka fonda kayıp giden yıldızlar, iki şişe bira ve inceden akıp giden zaman olur. bakarsın değişen hayat felsefesinin etkilerini görürüz sayın öğrencim, bambaşka bir şekilde otururuz tahta masalı mekana. ne demiştin "amor fati". haydi rastgele.

(irreducible - 7 Temmuz 2008 23:14)

soygun filmlerini ve 60lı yılları seviyosanız hoşunuza gidecek olan filmdir. konu elmaslar. blood diamond'da elmas ticaretini afrika gözüyle izlemiştik, bu filmde ise elmasın afrikadan yola çıkıp alıcı şirketlere ulaşmasından sonraki maceralarını izliyoruz. 1-2 ufak tefek -flaw- (diyelim, kelime oyunlu cin bir gönderme yapalım burda) dışında gayet inandırıcı bir senaryosu var filmin. müzikler güzel (özellikle take five'ın çaldığı sahneler çok hoş). filmde michael cane ve demi moore dışında joss ackland,lambert wilsonve nathaniel parker (stardust'ta tristan'ın babasını oynuyordu) var tanıdık simalar olarak. dediğim gibi soygun filmi sevenler izlesin, beğeniceksiniz.

(venus - 3 Ağustos 2008 02:26)

demi moore, dünyanın en büyük elmas şirketinde çalışmaktadır. ancak, muhtemelen kadın olma sebebiyle, terfi ettirilmez. onun hak ettiği mevkilere başkaları getirilir.

michael caine, sıradan bir temizlikçi görünümündedir. ancak daha sonra bir intikam peşinde şirkete yaptıkları şaşırtıcı olur. intikam planına miss quinn'i de (demi moore) alet eder.

--- spoiler ---

hademe, miss quinn'in şifreyi vermesi ile elmasları soyar. anlaşmaları bir termosluk elmas soymaktı. ama hademe bütün kasadaki elmasları soyar. bütün kasayı nasıl boşalttığı filmin sonuna kadar gösterilmez. bu esnada 2 ton elması, o yaşlı başlı haliyle naısl boşalttığı konusunda şöyle bir fikir bulmuştum: şimdi bu adam hademe ya. elektrikli süpürge almıştır eline. süpürgeyi böyle elmaslara doğru gezdirir. bütün elmasları makineye çeker. süpersonik bir zekiyim allahım.

--- spoiler ---

(muhabirkedi - 11 Mart 2009 08:45)

an itibariyle kanal d de yayinlaniyor. izlenilesi bir film gibi duruyor.

(are u guys arab or what - 18 Ağustos 2009 23:47)

genelde kozmetik ürünleri reklamlarında bolca kullanılan bir kelime^*

(clarice starling - 16 Ocak 2003 13:51)

the neighbourhoodun mükemmel şarkısı. sevdiğim kıza şarkı yazsaydım sözleri bu olurdu heralde.
lanet olsun yaşanmışlıklar.

(pyloge - 25 Ocak 2014 22:20)

ne zaman duysam aklıma zeyna'yı oynayan lucy lawless'ı getiren ecnebice sözcük.

(makineli tabanca mitralyoz - 12 Şubat 2014 13:00)

verilen her şeyi alıp karşınızdaki insan için giderek mükemmelleştiğinizi, onu dinlediğinizi, dinlediğinizde durmak yerine dinlediklerinize katkıda bulunduğunuzu ve bunun giderek sizi mükemmelleştirdiğini düşünün. bence the neighbourhood'un şarkısı bunu anlatıyor. dinlediğimde aklıma kendim geliyorum resmen. bence şarkının en manidar kısmı "the only flaw - you are flawless / but i just can't wait for love to destroy us" ile nakaratı.

sözler de şöyle:

she planned ahead for a year, he said, "let's play it by ear."
she didn't want him to run, he didn't want her to fear
nobody said it'd be easy, they knew it was rough
but, tough luck

i fell in love today,
there aren't any words that you can say
that could ever get my mind to change
she's enough for me, she's in love with me

you're a doll, you are flawless
but i just can't wait for love to destroy us
i just can't wait for love
the only flaw – you are flawless
but i just can't wait for love to destroy us
i just can't wait for love

so, she put his heart in a bag, he wouldn't ask for it back
he didn't want her to cry, she didn't want to be sad
she said, "you better not leave me."
this shit'll be fucked for days and weeks and months, but...

add it all up, i can find it
the problem with love is i'm blinded by
it rattles my lungs, but my mind is
tangled between your little flaws
your flaws, your flaws, your flaws

wait for love, i won't wait for love
wait for love, i won't wait for love
wait for love

(angels have the delorean - 13 Haziran 2014 04:44)

nicki minaj remixiyle daha da güzelleşmiş beyoncé şarkısı. albümünün yeni single'ı bu olacak.

edit: biraz daha dinledim de gerçekten mükemmel olmuş. flawless'ı albümde ilk dinlediğimde nefret etmiştim, zaman geçtikçe sevdim şimdi bu remixle de resmen taptım. doğru oynamalarla resmen sınıf atlamış şarkı. tam single olabilecek bir hale bürünmüş. beyonce daha çok rap yapsın ayrıca, sözler müthiş. boşanmak üzere olduğu eşine baya gönderme var. -favorim jay-z'nin drake ile yaptığı düete göndermesi, gerçekten dahiyane-

nicki minaj'ın verseüne de değinmeden geçemeyeceğim. monster'dan sonraki en beğendiğim verseü bu oldu. anaconda'yı boşuna ertelememiş yani. millet rihanna'yı ve iggy azalea'yı övedursun beyonce ve nicki kendi kulvarlarının kraliçeleri, bir kez daha bu şarkıyla bunu kanıtladılar.

(bkz: sözlerini de yazayım tam olsun)

[ıntro: beyoncé]
dum-da-de-da
do, do, do, do, do, do
(coming down, dripping candy on the ground)

[verse 1: beyoncé]
ıt stay yoncé, oh yoncé in that lingerie
on that chardonnay, it's gonna touch down like a runway
ı'm texas forever like bun b, and ı'm redboned yo
ı'm really rit like donjae, ı'm camo in here yo
these thots can't clock me nowadays
you wish ı was your pound cake
boy you know ı look good as fuck
you wish ı was your babymomma
want me to come around and give you good karma, but no
we escalate, up in this bitch like elevators
of course sometimes shit go down
when it's a billion dollars on an elevator
of course sometimes shit go down
when it's a billion dollars on an elevator
(ha, ha, god damn, god damn, god damn)

[bridge 1: beyoncé]
momma taught me good home training
my daddy taught me how to love my haters
my sister taught me ı should speak my mind
my man made me feel so god damn fine (ı'm flawless!)

[hook: beyoncé]
you wake up, flawless
post up, flawless
ridin' round in it, flawless
flossin' on that, flawless
this diamond, flawless
my diamond, flawless
this rock, flawless
my roc, flawless
ı woke up like this, ı woke up like this
we flawless, ladies tell 'em
ı woke up like this, ı woke up like this
we flawless, ladies tell 'em
say "ı look so good tonight"
god damn, god damn
say "ı look so good tonight"
god damn, god damn, god damn

[bridge 2: beyoncé]
ı wake up looking this good
and ı wouldn’t change it if ı could
(ıf ı could, if ı, if ı, could)
and you can say what you want
ı’m the shit (what you want ı’m the shit)
ı’m the shit, ı’m the shit, ı’m the shit
ı want everyone to feel like this, tonight
god damn, god damn, god damn

[ınterlude: outkast]

[verse 2: nicki minaj (beyonce)]
(onika...)
looking trinidadian, japanese and ındian
got malaysian, got that yaki, that wavy brazilian
(them bitches thirsty, ı’m hungarian
nicki, bey, be eatin’ diamond fangs, barbarian, ah)
yo, like mj doctor, they killing me
propofol, ı know they hope ı fall
but tell ‘em winning is my motherfuckin’ protocol
‘cause ı score before ı ever throw the ball
these bitches washed up and ain’t no fuckin’ soap involved, uh
this every hood nigga dream, fantasizing about nicki and bey
curved valicious, pussy served delicious
mayday mayday, earth to bitches
slap these hoes on they ass like we birthing bitches, uh
the queen of rap, slayin with queen bey
ıf you ain’t on the team, you playin’ for team d
‘cause we a-listers, we paid sisters
this watch right here done faced blizzards
ı confess, ı woke up like this
all this drank in my cup like this
all this ass on that flawless dick
ınstagram another flawless pic
flawless city with these flawless titties
ı got all these hundreds, you got all them fifties
ı’m with some flawless bitches because they be mobbin’ pretty
‘cause niggas love bad bitches that be on they grizzly
throw that ass back ı be on my frisbee
princess cut diamonds on my disney
he want monster nicki in sri lanka
ı told ‘em meet me at the trump, ıvanka
ı said come here let me show you how this cookie tastes
this that year, nigga eat the cookie face

(roc, roc, roc)

(brooklyn carter - 3 Ağustos 2014 15:55)

nicki minaj remixi biraz daha loop'ta kalırsa bana aklımı yitirtecek queen b eseri. girlpower adına!

http://flawless.beyonce.com/

(emmeline - 4 Ağustos 2014 15:13)

şarkının bir de chimamanda ngozi adichie ile beyonce'un düet yaptığı versiyonu var ki, dinlemeye başlayana kadar, bir beyonce şarkısının sözlerinin insanı bu kadar düşünmeye sevk edebileceğini bilmiyordum. 2 gündür loopa aldım ve dinleyip duruyorum.

we teach girls to shrink themselves, to make themselves smaller
we say to girls: "you can have ambition, but not too much
you should aim to be successful, but not too successful
otherwise, you will threaten the man"
because ı am female, ı am expected to aspire to marriage
ı am expected to make my life choices
always keeping in mind that marriage is the most important
now, marriage can be a source of joy and love and mutual support
but why do we teach girls to aspire to marriage
and we don't teach boys the same?
we raise girls to see each other as competitors
not for jobs or for accomplishments, which ı think can be a good thing
but for the attention of men
we teach girls that they cannot be sexual beings in the way that boys are
feminist: a person who believes in the social
political, and economic equality of the sexes

(angelfake - 5 Eylül 2014 10:37)

nicki minaj'lı versiyonundan çok bu versiyonunu sevdiğim ve bu hususta yalnız olduğumu düşündüğüm beyonce şarkısı.

beyonce'nin şarkıları beni çok yorsa da, pek sevmesem de bunu sevdim valla. tebrikler şeker.

(slagathor - 13 Ekim 2014 02:23)

"feminist: a person who believes in the social, political, and economic equality of the sexes" şeklinde feminizmin tanımı mis gibi yapılıyorken, aynı zamanda kadının tam anlamıyla metalaştırıldığı, göt meme şeklinde ifade edildiği klasik "east coast rap" modeli çeşitli videolarında bu tanımın ve ideolojinin tam anlamıyla zıttı profil çizmesini çözemediğim ve kendisine yakıştırmadığım beyoncenin fena beğendiğim şarkısıdır. bi de nicki varsa ben varım sözlük.

(pyrogaia - 11 Kasım 2014 13:48)

beyonce'nin buram buram feminizm kokan şarkısı.

sözler, şarkı güzel eyvallah sevdim de.

ama bana tonlarca estetik ameliyat olup "hadi hep beraber 'ben kusursuz uyanıyorum' diyoruz." demek açıkçası ikiyüzlülük gibi geliyor.

beyonce'de en basitinden burun düzeltme, liposuction ve silikon meme estetiği var. hadi ama beyonce "i woke up like this"miş. cilt tonunu bile açtırdın!

nicki minaj'da ise ünlü olmasını sağlayan poposu bile silikon. (bkz: nicki minaj/@princess sparkle)

bu aynı tonlarca estetik yaptırdı diye heidi montag'a bi ton laf eden shameless'ın fiona'sı emmy rossum ve jewel işi gibi. bkz

halbuki güya doğal olduğu için dişlerini yaptırmayan jewel'in silikonları şu an korkunç durumda sarkmış, emmy rossum da son icloud hack patlamasında doktor muayenesinde liposuction ve brazilian but lift uygulaması geçirmek üzere fotoları çekilmiş bulundu. 1, 2.

yani. azıcık ikiyüzlü olmayın gözünüzü seveyim!!

feministteniz, doğal, en azından estetiksiz olmaya çalışın dahası da insanları doğallığa yönlendirir, estetiğe karşı uyarırken kabak gibi estetikli halinizle ötmeyin! ikiyüzlüler!!!

en azından insanlar heidi montag'ın yapma bebek olduğunu biliyor ama beyonce'nin suratının ve vücudunun, jewel'in memelerinin, emmy'nin götünün doğal olduğunu sanarak kusursuz hissetmek için kusursuz olmak gerektiğini ve kendi dışında herkesin kusursuz olduğunu sanıyor.

heidi montag ne kadar yanlış bir figürse, siz ondan daha da yanlış bir figürsünüz.

feminizm yanlısıyız diye geçinirler sonra, peh.

şarkı muhteşem, ona lafım yok.

i woke up like this! goddamn goddamn!

(bkz: pretty hurts/@princess sparkle)

(princess sparkle - 13 Ocak 2015 13:43)

ing. kusursuz, mukemmel, hatasiz

(poison - 2 Kasım 2001 00:03)

cnbc-e'de "sinemada dvd keyfi" kuşağında gösterilen etkileyici film.

--- spoiler ---
robert de niro analyze this'in ardından yer aldığı bu filmde, komşusunu mafyadan kurtarmaya çalışırken felç geçiren güvenlik görevlisini, philip seymour hoffman ise ona konuşmasını rahatlatmak için müzik dersleri veren transeksüel komşusunu canlandırıyor. eşcinsellik, tango, para, mafya, her şey var bu filmde...
--- spoiler ---

(gez goz arpacik - 7 Haziran 2006 09:11)

robert de niro'ya niyet philip seymour hoffman'a kısmet bir filmmiş doğrusu. (bkz: philip seymour hoffman/@axellennox) oyuncuların ağırlığıyla film biraz bir şeye benzemiş. batman katili kötü yönetmen olarak ün yapan joel schumacher değil de başka bir yönetmen yönetse "flawless" olabilirdi. ayrıca bütün eşcinseller gösteriş meraklısı seksomanyak gerzekler olarak gösterilmeyebilirdi.

(axellennox - 1 Eylül 2006 00:59)