Süre                : 1 Saat 47 dakika
Çıkış Tarihi     : 18 Ocak 1991 Cuma, Yapım Yılı : 1991
Türü                : Macera,Drama
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Walt Disney Pictures , Silver Screen Partners IV , Hybrid Productions Inc.
Yönetmen       : Randal Kleiser (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jack London (IMDB)(ekşi),Jeanne Rosenberg (IMDB)(ekşi),Nick Thiel (IMDB)(ekşi),David Fallon (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Klaus Maria Brandauer (IMDB)(ekşi), Ethan Hawke (IMDB), Seymour Cassel (IMDB), Susan Hogan (IMDB)(ekşi), James Remar (IMDB)(ekşi), Bill Moseley (IMDB), Bart the Bear (IMDB)(ekşi)

White Fang (~ Beyaz dis) ' Filminin Konusu :
Jack, babasının daha önceden keşfettiği altın madenini bulmak için Yukon'a gelir. Doğduğundan beri şehirde yaşayan genç çocuk, soğuk yaban hayatına alışık olmasa da ayak uydurabileceğine inanmaktadır ve babasının mektubunu da yanına alarak onun eski arkadaşı Alex Larson'u bulur, kendisini madene götürmesini ister. Yaşlı Alex, madende altın olduğuna inanmaz ve genç çocuğu madene götürmek istemez. Zira uzun, karlı bir dağ tırmanışıyla gidilen madenin yolunda aç gezen kurtlar da vardır ve Alex, Jack'in tüm bunları kaldıramayacak kadar zayıf olduğunu düşünmektedir. Genç çocuğun ısrarları sonucunda, onu madene götürmeyi kabul eden Alex vakit kaybetmeden yola çıkar. Yolda yaşanan terslikler, ikilinin planlarını altüst eder ve Alex ile Jack, sonrasında ayrılmak üzere şehir merkezine gitmek zorunda kalırlar. Ancak, Alex ve Jack pek de tesadüfi olmayan bir yolla tekrar buluşur ve Alex, genç çocuğu bu sefer madene götürmeyi kabul eder. Bu sırada başkaları tarafından ormanda tuzağa takılmış kırma bir yavru bulunur. Adını Beyaz Diş koydukları bu hayvan, kurt ve köpek çiftleşmesinden meydana gelmiştir. Ticaret yapan bir grup insan tarafından sahiplenilen bu yavru, Jack'i derinden etkiler. Beyaz Diş'i aklından çıkaramayan Jack, onun sayesinde dostluğu, güveni ve sevgiyi keşfedecektir.


  • "jack london ustad bu romanindada siyah inci deki gibi bir hayvanin gozunden anlatmistir dunyayi.."
  • "bir zamanlar kadıköy anadolu lisesi orta 1 sınıfında okutulan kitap. ders kitabı diye otomatikman iirenirdi herkes. yazık."
  • "olayları bir hayvanın gözünden anlatması ve bunun okura katacağı vizyon nedeniyle dahi okunması gerekli olan kısa roman."
  • "ortaokulda okudugumuz ve sinifca hic bir sey anla(ya)madigimiz icin nefret ettigimiz, yaklasik 1 yil kadar once tekrar okudugumda ise oldukca etkilendigim bir jack london eseri."
  • "çocuk kitabı diye küçümsenmemesi gereken, hem natüralist hem de varoluşçu bir romandır.aynı zaman da bisikletimin adıdır."
  • "jack london'un martin eden'den daha iyi olan kitabıdır, romanda anlatılan beyaz diş isimli kurdun hayatı, insan hayatıyla benzeşmektedir."
  • "bir kurdun, köpeğin, başka bir canlının gözünden hayatı ilk defa görmemi sağlamış bir hikayedir, küçük-büyük her yaştaki insana anlatacak çok şeyi vardır içinde."
  • "jack london un bir romani."
  • "baya eski ve cok guzel bir film . jack london'in romanindan esinlenmis , eski olmasina ragmen harika cekimleri var."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bir zamanlar kadıköy anadolu lisesi orta 1 sınıfında okutulan kitap. ders kitabı diye otomatikman iirenirdi herkes. yazık.


    (dikakana bey - 13 Temmuz 2002 02:05)

  • comment image

    "oysa beyaz diş, tanrıların dilinden anlamıyordu ve bildiği tek öğrenme yolu deneyimden geçiyordu. herhangi bir yasa ile çatışmadıkları sürece kendi doğal dürtülerine göre yaşıyordu o. böyle çatışmalar bir kaç kez tekrarlanınca yasayı öğreniyor ve sonrasında ona uymaya özen gösteriyordu…"


    (keyfus gicirus - 12 Nisan 2011 19:34)

  • comment image

    ilk olarak outing dergisinde yayinlanan ve 1906 yilinda kitap haline getirilen eser. olaylar kanada'da gecer. (bkz: yukon)

    bir cok kez sinemaya da uyarlanmis, en akilda kalani ise 1991 yilinda disney'in yaptigi ve o zamanlar sumuklu bir cocuk olan ethan hawke'in basrol oynadigi versiyondur.


    (mouse sanitary pad - 15 Nisan 2011 03:25)

  • comment image

    olayları bir hayvanın gözünden anlatması ve bunun okura katacağı vizyon nedeniyle dahi okunması gerekli olan kısa roman.


    (kamuvicdani - 1 Haziran 2011 18:55)

  • comment image

    jack london ’un insanın kalbine işleyen mükemmel eseri. birdefa kitabın konuya girişi bile öyle mükemmeldir ki, biz aslında farklı bir hikaye okuyacağımızı zannederken london bizi bambaşka yerlere sürükler. çünkü london beyaz diş’i daha iyi kavrayabilmemiz, sevebilmemiz ve herşeyden önemlisi onu daha fazla anlayabilmemiz için ondan öncesini de göstererek onun doğumuna bizleri şahit eder. böylelikle bir yavrunun en korunmasız en saf olduğu dönemden itibaren tanırız biz onu. london burada öyle büyük bir etki bırakır ki, sanki kendi çocuğumuzmuşcasına gözlemler, beyaz diş yanlış birşey yaptığında bile hep bunun nedenini anlamak ister ve hep haklı olduğu birşeyler olduğunu düşünürüz. son derece akıcı bir biçimde anlatılan büyük bir eserdir london’un white fang’ ı, özellikle eleştirilerin bu yönden gelmesini bir türlü anlayamıyorum, akıcı ve basit dil kullanımı insanın algısına daha iyi işlerken neden kimileri bunu eleştirir bilmem. bunca acı yaşamış bir hayvanın sert ve kırılmaz yapısını sevgi gördükten sonra açması ve sahibine kendini adaması, aslında onun hayatta tek istediği şeyin sevgi olduğunun anlaşılması ve bunu izleyiciye duygu bütünlüğünü bozmadan aktarabilmek. gerçekten çok başarılı.

    kitabın sonu ile ilgili ince bir detayı da aktarmak istiyorum, daha doğrusu benim öyle olduğunu düşündüğüm london’un ince detayını;

    --- spoiler ---

    hikayenin sonunda adını şimdi hatırlayamadığım (sanırım jim hall ) bir adam hapisten kaçar. beyaz diş’in kaldığı evin sahibinin babası olan yargıç ile yılların verdiği hesabı kapatmak için gizlice adamı öldürmek için eve girdiğinde beyaz diş hall'ın üzerine atlar ve ağır yaralanır ama adamı da öldürür. ev ahalisi tarafından o güne kadar tam not alamayan ve tedirginlik yaratan beyaz diş bu hareketinden sonra kutsal kurt olarak anılır.
    london’un burda verdiği mesajın şu olduğunu düşünüyorum; kitabın sonlarına doğru london 1 sayfayı da jim hall için ayırmış ve onun neler yaşadığının kısa özetini anlatmıştır, bu yaşanmışlıklara bakıldığında jim hall ile beyaz diş’in hayatları birbirlerine oldukça benzemektedir. yani jim hall’ın hayatı beyaz diş’in hayatının olumsuz hali ile sonlanan tarafıdır. jim hall’ın hayatında beyaz diş’te olduğu gibi ona sevgi verecek kimse çıkmamıştır.

    ---
    spoiler ---


    (buyuk beyaz megolodon - 18 Kasım 2011 20:00)

  • comment image

    zamanında lise 1'de edebiyat hocamız "evinizden kitap getirin" dediğine ben bunu getirmiştim de kadın beğenmemişti "orta okul seviyesinde ama napalım" diye. o zaman da sinir olmuştum. "bana bak kadın, sen koskoca jack london'a orta okul seviyesinde diyemezsin" diyemedim içimde kaldı yıllardır. jules verne'i de ilkokul çocuklarına yakıştıran zihniyet işte bu.


    (sambalici - 20 Kasım 2011 05:17)

  • comment image

    günümüz öğrencileri tarafından genelde ön yargıyla yaklaşılan ve okunmak istenmeyen bir jack london eseridir. sebebi ise gayet basit... hayata bakış açıları facebook'taki beğen - yorum yap - paylaş ekseninde olduğu için bırakın bir hayvanın gözünden insanlığa bakmayı, insan olarak bile etraflarına bakmak istememektedirler.
    ece temelkuran'dan pek haz etmem ama kendisine ait "facebook'un gençleri aptallaştırdığına" dair görüşü giderek benimsemeye başlıyorum sanırım.


    (lostdiary - 26 Mart 2012 21:49)

  • comment image

    çocuk kitabı diye küçümsenmemesi gereken, hem natüralist hem de varoluşçu bir romandır.

    aynı zaman da bisikletimin adıdır.


    (frombillericay - 29 Nisan 2012 10:17)

  • comment image

    orijinalnde hiç bulunmayan öğeler eklenmiş 1991 tarihli bir sinema filmi uyarlaması da bulunan bir jack london romanıdır.
    filmin romandan sadece esinlendiğini, jack london'un edebi başyapıtına hiç yakışmayan bir yüzeysellikte kaldığını özellikle belirtmek gerek. ama bu durumuyla bile kabul etsek rahatsız eden yanları arasında şunlar var:
    - filmin başlarında ayı ile köpeği karşı karşıya getiren bir sahne var ki trajikomik. (hiç bir kurdun ya da köpeğin tek başına bir ayıya kafa tutabilmesi mümkün değildir.)
    - beyaz diş'in ölümcül kavgasını yukon'daki altına hücum döneminde varolmayan bir amerikan staffordshire terrier ile (ki romanda bu bir bulldog'dur) yapıyor olması.
    - birbirine benzemeyen birden çok köpeğin beyaz diş olarak sunulması
    - köpeğin lassie benzeri sürekli gereksiz kahramanlıklar yapması
    - aslında beğendiğim ethan hawke'ın henüz olgunlaşmamış oyunculuğu


    (andrew - 28 Ekim 2012 21:57)

  • comment image

    sevginin gücünü, hayatın acımasızlığını bir kurdun gözüyle aktaran jack london hikâyesi.

    --- spoiler ---

    kitabın genel olarak anlatım gücüne bakıldığında sonunun yalın olduğu görülüyor. beklediğim son olmadığı için böyle düşünüyor olabilirim. zira beyaz diş'in sevdiği, bağlı olduğu biri için ölecekken neler hissedeceğini oldukça merak etmiştim. bu, sevgiyi bir daha hissedemeyecek olması ona neler düşündürecekti? aynı zamanda sahibi scott'un da bu ölümün ardından neler söyleyeceği de önemliydi. beyaz diş'i neredeyse ölecekken gördüğünde "zavallı şeytan, işi bitmiş" deyip onu okşamakla yetindi. bu, insanların sevgiye gereken önemi vermediğini düşündürdü bana. daha fazlasını bekledim, beyaz diş'i bırakıp gitmek yerine gemiye aldığında hissettiği sevgiden fazlasını.

    evet, jim hall ve beyaz diş birbirine benziyordu. ikisi de toplumun kötülük akan ellerinden geçmişti fakat sonlarını farklı kılan bir şey vardı, biri o ellerden kurtulamadı. beyaz diş ölmeden önce sevgiyi öğrenmişti, hissetmişti ve bu sayede yaşamaya devam ediyordu. öteki türlü güzel smith'in elinde ölüp gidecekti. jim hall ise sevgiyi öğrenemediği için ölmüştü. insanlar, onu yanlış şekillendirmişti.

    şöyle bir temennim olacak: umarım hepimiz bir gün, mutlu olduğumuzu anlamayacak kadar mutlu oluruz.

    ---
    spoiler ---

    türkiye iş bankası kültür yayınları'ndan çıkan levent cinemre çevirisiyle okumuştum, gözüme takılan birkaç ufak hata dışında gayet güzel bir çeviri ve düzenlemeye sahipti bu basım.* okumak isteyenler için bu çeviriyi tavsiye ederim.


    (zebercetinbiyigi - 2 Aralık 2013 01:55)

  • comment image

    az önce bitirdiğim kitap. bu yaşa kadar neden okumadım bilinmez ama 20'li yaşlarda okuması gerek. hayata dair asla vazgeçemeliyiz tarzı bir mesaj versede kim öyle bir arkadaş istemez ki kendine?

    kitap müthiş bir gözlem yeteneğine sahip biri tarafından yazıldığı izlenimi veriyor.


    (schopenhauer - 14 Ocak 2014 17:44)

  • comment image

    orta okul yıllarımda okuduğum, o dönemde en çok sevdiğim roman. jack london'ın alaska dolaylarında dörtte bir köpek dörtte üç kurt olan muhteşem yaratığın doğumundan itibaren başından geçenleri anlattığı kitabı. aynı zamanda kurdumuzun - eh kurt demek lazım, yiğidin hakkı meselesi - da adı.


    (piknik - 11 Haziran 2004 17:26)

  • comment image

    bir kurdun, köpeğin, başka bir canlının gözünden hayatı ilk defa görmemi sağlamış bir hikayedir, küçük-büyük her yaştaki insana anlatacak çok şeyi vardır içinde.


    (yunique - 14 Ağustos 2004 22:59)

  • comment image

    baya eski ve cok guzel bir film . jack london'in romanindan esinlenmis , eski olmasina ragmen harika cekimleri var.


    (jander - 7 Eylül 2001 10:46)

  • comment image

    annesi kiche adlı bir kurt-köpek melezi, babası ise safkan kurt olan, evcillikle vahşilik arasında gidip gelen, tapılası bir hayvanın hayatını onun gözünden anlatan, ortaokul yıllarında paragraf paragraf ezberleyene kadar okuduğum, her seferinde yavruyken white fang'e eziyet eden kamptaki diğer yavru köpeklerin lideri lip-lipin ölümünden ben intikam almışım gibi zevk duyduğum, köpek dövüşünden tiksindiren, matt adlı karaktere taptıran jack london romanı
    romanda bembeyaz köpek dişleri sebebiyle ana karaktere white fang adı verilir (aklımda doğru kaldıysa kızılderililer vabam vabiska ippittah gibi bişey diyodu, çeviri olarak da bakın köpek dişleri bembeyaz yazıyodu)
    ayrıca:
    (bkz: call of the wild)


    (nekio - 29 Ağustos 2005 17:38)

  • comment image

    jack london'in hayatini bilmeyen, yasama bakis acisini anlamaya gerek duymayanlar tarafindan cok allegorik bulunmus, insan dogasi uzerine karamsar bir deneme olarak algilanmistir. oysa white fang (beyaz dis) icin insan irki cevresinin bir parcasidir. jack london'in basarisi dunyayi beyaz disin gozunden gorundugu sekliyle anlatmadaki basarisidir. kitabi yazdigi zamanlardaki genetik, evrim ve bilissel bilimlerin durumunu dusununce yaptigi onlarca hata hosgorulebilir. degil hayvanlarin insanlarin bile cogu zaman otomatik bir bicimde verdigi pek cok tepkiyi, yari otomatik pek cok davranisi bilincli secimlermis gibi anlatir jack london. hakkini yememek lazim, beyaz disin icgudulerini nasil kullandigini aslinda cok iyi gosterir. mesele evcil hayvan turlerindeki sanki icguduselmis gibi duran insanin etrafinda bulunma arzusunu kurdun ormandan inip ilk olarak ates yakicinin yaninda oturmasina baglayarak aslinda o dortte birlik kopek kaninin nasil da beyaz disin icgudusel tepkilerini sekillendirdigini, kimi zaman sasirttigini kimi zaman da zararina isler cevirdigini cok iyi anlatir.

    yine de onca sene beynin isleyisi uzerine okuyup calistiktan sonra, az bucuk memeli beyni uzerine murekkep yaladiktan sonra insan beyaz dise atfedilen bilincli secimler yapma yeteneginin nasil da romani aslinda masala cevirdigini gormekten kendini alamiyor. ilk okudugumda beni buyuleyen kitap simdi okudugumda ayni etkisini gostermese de 20 yy amerikan edebiyatinin en orjinal ve bence en keyifli parcalarindan birisi olmaya devam edecek. aslinda bir bakima jack london'in hayvanlar uzerine yazdigi o kadar cok sey var ki, kanada ve alaska'da cesitli nedenlerle (kurk avciligi, postacilik, altin sevdasi vs) yasamis 19 yy sonu 20 yy basi insanlarinin kopeklerle iliskisinin pek de insan hayvan iliskisi gibi degil de yoldaslik iliskisi gibi oldugunu hissetmemek olanaksiz. bir tek sevginin katiksizi'nda kopek kahramanimiz kar yuzu gormuyordu...ama bence insanla kopek arasindaki iliskiyi anlatan harikulade bir romandi.

    kisaca, beyaz dis guzel bir kitaptir. jack london'in dolambacsiz hilesiz hurdasiz dili okuyana zevk verir. ve anlattigi zamanlar insanlar ve olaylari dusununce jack london'in duru anlatimi karakteristik bir usluptan ziyade bilincli bir tercih gibi gozukur insanin gozune, sanki yari kurt yari kopek bir roman kahramani baska bir anlatimla hikaye edilemez gibi hisseder insan.


    (pangaean - 29 Ağustos 2005 18:47)

Yorum Kaynak Link : white fang