numb3rs üçüncü sezon on beşinci bölümünün adı.

(meth - 8 Şubat 2012 19:03)

başrollerinde jake gyllenhaal, michael peña ve anna kendrick'in rol aldığı polis belgeseli tadında bir film.

ilk bakışta göze çarpan tek detay var. dazlak jake!

(m murphy - 7 Mayıs 2012 10:28)

la'in illegal hayatını nasıl anlatacaklarını merak ettiğim film, umarım hayal kırıklığı olmaz.

(trece - 23 Ağustos 2012 17:51)

türkçesi tehlikeli takip olan film gene iş başında birileri.^*

(roy mustang - 4 Eylül 2012 15:03)

'90’lı yıllara gelindiğinde özellikle yeni nesil izleyicilerin beklentilerinde köklü değişiklikler yaşanmıştı. artık seyirci -gördüklerinin kurmaca olduğunu bilmesine rağmen- gerçek bir olayı izlediğine inandırılmak istiyordu. özellikle buluntu görüntü üzerine kurulan ve 70’lerin korku filmlerinin “gerçek bir olaydan esinlenilmiştir” ibaresini kendilerine milyon dolarlar kazandırtacak pazarlama stratejileri gereğince “şu an gerçek görüntüler izlemektesiniz”e dönüştüren yeni nesil korku filmleri, seyircilere istediklerini verme konusunda büyük bir ustalık sergiliyorlardı.'

http://biletsiz.com/end-of-watch

(iste oyle bir sey - 21 Eylül 2012 12:55)

genelde bi filmi eleştirirken en çok sarıldığım nokta "senaryo çok iyi ama çekimler bok gibi olm o ne öyle" filan olur. bu filmi eleştirirken tersini uygulayacağım. zira senaryo beklentinin çok çok altında. çok çok derken, nasıl desem, bayaa sığ bir senaryo var ortada. iyi adamlar, kötü adamlar, iyi adamlarla kötü adamlar karşılaşır, ve son. mutlu son mu mutsuz son mu onu söylemeyeceğim tabi. lakin o kadar iyi oyunculuğa, o kadar iyi yönetmenliğe hiç yakışmayan bi senaryoydu.

haa gelelim çekimlere. amatör kamera çekimleri, evet, yorucu olabiliyor; fakat çok değişik bir hava katmış filme. en azından çekimler anlamında klişeden kaçılmış. takip sahnelerindeki ve gerilimli sessizli sahnelerdeki çekimler de oldukça başarılı.

lakin bir filmi film yapan en önemli unsur bence senaryodur. bunu çok net görebiliyoruz bu filmde. senaryo yok, iyi yönetmenlik ve iyi oyunculuk da bir yere kadar. kısacası olmamış diyor ve imdb ağzıyla konuşacağısak 6,5 veriyoruz.

özet: beklentiyi alçaltıp gidin illa gidecekseniz. ki bence gitmeyin, dvd'si çıkınca onu edinin.

(dacederki - 23 Eylül 2012 22:31)

iki arkadaşın dostluğunu amerikan sinemasından beklenmeyecek derecede samimi anlatabilmiş bir film.
özellikle filmin ilk yarısı çok uzun geldi ancak ilerleyen dakikalarda artan aksiyon sayesinde sıkılmadan izledim.
bunun yanında özellikle kötü adamların sayısı çok az ve hiç de sair aksiyon filmlerinde gibi insanı çileden çıkaracak cinste sinir bozucu değiller.
öyle o kadar korkutmuyorlar yani. o yüzden filmin sonunun nasıl gelişeceğini tahmin etmek çok da zor olmuyor.
ve beklediğiniz gibi bir sonla nihayete eriyor film.

yine de arkadaşlık ilişkisini izlemek için bile vakit ayırmaya değer.

(hadrianapolis - 25 Eylül 2012 00:46)

southland bu bildiğin. southland the movie.

(art bastard - 23 Kasım 2012 12:41)

bu david ayer yonetmesin hep yazsin aq. ya film kotu degil, cekimlerin biraz yormasi disinda gayet zevkli. ama tam olduramamış işte ayer abim

(guts - 26 Kasım 2012 03:49)

amatör çekimleri gerçekçiliğe oturtmak için hem polisin hem de çete üyelerinin sürekli kamera kullanması gibi bir saçmalığa başvurulması dışında hakikate yakın gibi izlenen bir polis belgeseli. karikatürize iyi-kötü ayrımı ve saniye başına 8 fuck'lı konuşmaları da oldukça alışıldık.

--- spoiler ---

brian yerde yaralı yatarken arkasında çete üyeleri biten mike'ın yaşadığı 'sonum geldi' hissiyatı çok gerçekti.

--- spoiler ---

(ed gein jr - 30 Kasım 2012 00:03)

jake gyllenhaal'ın diğer kel kafalı filmi^* gibi çıkacak diye beklerken uzun metrajlı lapd reklamı çıktı.

(tequila - 24 Aralık 2012 12:08)

baya baya sıkı bir film. amatör kamera çekimli filmlerden pek hazetmesem de, bu filmdeki çekimler beni hiç rahatsız etmedi. aksine gerçekçiliği fazlasıyla körüklediğini düşünüyorum. bir cehennem silahı hastası olarak, güncel ve sert bir cehennem silahı versiyonu izler gibi hissettim. oyuncular da çok iyi. zaten jake gyllenhaal hep iyidir ama michael peña da fazlasıyla iyi oynuyor. başta bu herif ne alaka desem de, sonradan dediğime pişman oldum.

boş evde dolaşıp parçalanmış tipleri buldukları sahne, en baba gerilim filmine taş çıkartır. bir de manasız bir detay ama zavala'nın eşi hem fizik hem de ses olarak özgü namal'ın meksikalı versiyonu gibi...

kısacası izleyin.

(prorroga - 6 Ocak 2013 23:02)

malumunuz filmin yönetmeni david ayer. "hele kerataya neler de biliyormuş" dedirten amatör ve bir o kadar harekletli çekimler ile bezemiş filmini. yalnız biz bu tekniğin tadını rec'de almıştık. doyduk bu tekniğe. sen daha niye heves edersin de yersiz temeller üzerinden bu çekimin bokunu çıkartırsın anlamadım.

--- spoiler ---

hadi tamam polis memuru brian'ın eline bi tane kamera tutuşturdun. "bi ödev aldım onu vermeye çalışıyorum" gibi yarı şaka yarı tırt bir bahane ile yedirmeye çalıştın bize bu tekniği sesimizi çıkartmadık. yetmedi ortağıyla beraber birer tane de yakalarına iliştirdin. ona da ses etmedik. e be olm, çete üyesi meksikalı kız bir elinde tüfekle duvarları delerken diğer elinde tuttuğu kamera ne mına koyiim ya? o kızın ne işi olur kamera ile o esnada? bu niye şimdi?

e ne oluyor haliyle? bi yerde tıkanıyorsun, üçüncü bir şahsın olmadığı ortamlarda çekim işlerini hayaletler üstlenmediğine göre "şu an bu görüntüler hangi kameradan geliyor?" diye sorduruyorsun izleyiciye. ha çok mu berbat olmuş? olmamış ama dayanağı yok, havada kalıyor.

bir de kan kardeşlikten öteye birbirlerini sikecek kadar çok seven bu iki polisin aralarındaki ilişkinin sınırlarını çözemedim ben. arkadaş bunlar nasıl diyalog, nasıl laflar? bu dosluğu cinayet bitirir ancak.

- hey brian. sana ne söyleyeceğim biliyor musun yerrak kafalı?
+ biliyorum tabi tipine attırdığımının çocuğu. ahı ahı. şaka lan söyle hadi?
- tam bir şerefsizsin. ama seni seviyorum piç, bunu da biliyorsun.
+ biliyorum adamım. biliyorum götüne kaydığım, bilmez miyim hiç.
- ne oldu manita işleri. eti ete çarptın mı lan?
+ ananı sikmek nasip olmasın ki bu sefer ki çok farklı olm. bu sefer ki lanet olası bambaşka.
- oooovv. seni hiç böyle görmemiştim kahrolası puşt. anlat bakalım heyecanlandım?
+ bunu gerçekten seviyorum. bazen bi güzel siksem mi diye kendime soruyorum. bu sevgi beni boğuyor adamım. kahrolası ızdırabım..
- bak brian. babaannem bana hep ne derdi biliyor musun?
+ babaanneni hoplatırım lan senin, baydı muhabbet 14. caddeye doğru sür hadi arabayı.
- ah adamım. gerçek bir orospu çocuğusun. seni karımla tanıştıracağım göreceksin. bunu yapacağım..

--- spoiler ---

film bittikten sonra tüm bu yakalanmak istenen duygunun daha gerçekci ve sağlam olanını harsh times'da izlemiştim ben diye aklımdan geçirmiştim. şimdi filmin detaylarına baktım da meğer o filmin yazarı da yönetmen david ayer'miş. ilginç, bu adamın dostluk bağları ile bir takıntısı var ama çözemedim.

daha önce söylendiği gibi; yazmaya devam david, ama çekim işini bırak da başkaları yapsın.

(zat - 8 Ocak 2013 04:40)

klişelerle dolu, sonu önceden tahmin edilebilir olmasına rağmen yine de çok güzel bir film olmuş.. ufak çaplı bir kahramanlık öyküsü diyebilirim.. izleyin, sıkılmazsınız...

(31 - 8 Ocak 2013 15:50)

izlemeye değer amerikan polis teşkilatını anlatan aksiyon filmi. ayrıca bir şey belirtmem gerek müzikleri ve çekimi orijinal olmuş aksiyon filmlerine göre. öyle patlamalı, aşırı abartı yok mesela. artı maynard'a selam çakılmış puscifer ile. bu da bir artı aldı benden.

--- spoiler ---

çekimler ve yönetmenlik konusunda belirtmem gerekeni böyle açık açık yazayım ; von hauser'in gözüne bıçak sokulduktan sonra öyle diz çöküp bekliyor oluşu, el kamerasının kullanılması ve kendi aralarındaki samimi (gerçek hayatta olan) muhabbetleri çok beğendim. david'in dövmeli polis arnold'lu filmini beklemekteyiz.
--- spoiler ---

(maynard james keenan - 9 Ocak 2013 11:48)

takip sanatı konusunda aşmış bir film. öyle twitter'den cem yılmaz'ı takip etmeye benzemiyor bu olay. siz hiç parçalanmış cesetlerle evlerinde oturan insanları duydunuz mu? işte duymadıysanız size büyük fırsat.

--- spoiler ---

yer altı edebiyatı yaparak başlıyor film: “ben bir polisim. seni tutuklamak için burada bulunuyorum. yasayı çiğnedin. yasayı ben yapmadım. hatta bazen yasayla aynı fikirde olmayabilirim, fakat onu uygulayacağım. iyi niyetimi kazanmak için ne kadar tatlı söz söylersen söyle hiçbir şey beni, seni gri duvarlı çelik kafese koymamı engelleyemeyecek. eğer kaçak olursan, seni kovalarım. benimle dövüşmeye yeltenirsen, seninle dövüşürüm. eğer bana ateş etmeye kalkışırsan, karşılık veririm. yasa gereği, öylece çekip gitmem söz konusu değil. ben bir sonucum. ben ödenmemiş faturayım. ben bir rozeti ve silahı olan kaderim. rozetimin altında tıpkı seninki gibi bir kalbim var. ben de kanar, düşünür ve severim. ve evet, öldürülebilirim. tek kişi gibi görünsem de tıpkı benim gibi binlerce erkek ve kız kardeşim var. benim uğruma hayatlarını ortaya koyarlar. tıpkı benim onlara yaptığım gibi. hep bir aradayızdır. ince mavi çizgi. avı avcılardan koruruz. iyiyi ise kötülerden. biz polisiz.”

herhangi sakat bir durumda, kötü adamların önden saldırdığını, emniyetin ise arkadan yaklaştığını öğreniyoruz. yalnız tamam da filmdeki kadın polisler şöyle konuşuyorlar: “asıl sen siktir git. senin de aynaya baktığında diğerleri gibi karşında gangster bir kaşar gördüğüne eminim. artık şu kıçını kırıp otursana sen. sana söylenileni yerine getirsene, kuklacan.” bunca laf sadece bir sahnede yaşanıyor. filmi biraz daha izlersem kendi polisimize şükredeceğim gibi gözüküyor. bu adamlar olayı aşmış. suçlulardan daha suçlu olabilirler her an. ve her an her şey olabilirler.

hassas bir film. oldukça tartışma yaratacak şiddette bir hassaslığa sahip. ben şahsen yangın sahnesinden sonra kilitlendim filme. oldukça başarılı çekimler. bir an kendimi ananem gibi filmi yaşarken buldum. yangın sahnesindeki dumanı ve zehri ben de teneffüs ettim.

bizim cesur ikili, yılanın kuyruğuna bastığının farkına film başladıktan bir saat sonra ancak varabiliyor. şimdi yılan dönüp onları sokacak, ama neresinden, göreceğiz! insan ticareti vakasında film semaya yükseliyor. muhtemelen senaristin asıl varmaya çalıştığı nokta burasıydı. şimdi bunun üzerinden yürüyecekler kesin. artık onlar düşünsün!

kameralar hep zoom modunda takılı kalmış gibi seyreden bu film, uzağı göremeyenler için müthiş bir fırsat. muhtemelen tüm ekipman ikinci el ve bu adamlar yevmiye usulü çalışıyorlar. şaka şaka, iyi tasarlanmış bir kamera planı bence. fps oyunlarına meraklı kişilerin özellikle haz alacağı tarzda. kurgunun içine daha bir sıkı dalıyorsunuz böylece. tabii en büyük handikap, dozu iyi ayarlamak. bi’ yerden sonra artık kamera oyuncuları neresinden çekeceğini şaşırıyor. allah şaşırtmasın. muhtemelen şöyle düşünmüşler: “biz her açıdan çekelim de kanka, sonra çekmedi demesinler!”

sürekli bir enerji içeceği içiliyor. filmin bütçesini tamamen enerji içeceğine yatırmışlar. hani bu polisler donut monut bir şeyler yiyordu, kahve içiyordu. devir değişmiş ya la. polis ofisır mike zavala filmin başlarında, “gün içerisinde 7 tane içtim,” demişti bu meretlerden. “ofisır” kelimesi de ne tırt geliyor kulağa.

polis filmleri mutlu sonla bitmez. misal bir filmde, çok uzun bir polis konvoyu gördüğünüz zaman kötü bir sona hazır olmalısınız. bir polis rozeti ne kadar soğuk ve ağırsa o kadar soğuk ve ağırdır esaslı polis filmleri de.

son olarak, aksiyon severler filmin müziklerini düşünmeden edinmeli.
--- spoiler ---

(saykoblack - 3 Şubat 2013 00:18)

çekimleri ve işleyişiyle seyirciyi karakter eden, arada gerçekleşen aksiyonlarda da bunun etkisiyle geren başarılı dramdır.

(jigsawer - 3 Mart 2013 22:48)

hayatımda izlediğim en inandırıcı ve heyecanlı takip sahnelerine sahip polisiye film. polisler arasındaki diyaloglar da güzel olunca film çok sürükleyici olmuş.

(kalaycis - 8 Ağustos 2013 17:34)

on numara film olmuş bu arkadaş ama ekşi sözlük bir siki beğenmeme timi'nin dikkatinden de kaçmamış; gerek çekimler gerek oyunculuklar gerek hikayenin ilerleyişi on numara, eğer siz de entel dantel biriyseniz gidin fransız sanat filmi izleyin, haneke izleyin, yok değil, güzel bir polisiye izleyip, güzel bir film izlemek isterseniz bu filmi es geçmeyin.

(aegeus - 8 Aralık 2013 00:06)

güzel bir film. polisiyeden çok bir kanka filmi (bkz: buddy movie), onu da belirtelim.

mesajı tersten okursanız kahramanlığa övgüden çok "akıllı olmayana south central'da hayat yok" filmden çıkarılacak asıl ders.

--- spoiler ---

iyi polisler cennete...
vic mackey her yere
çıtır kızlar nereye
nereye de giderler?

--- spoiler ---

(ses yalitimi - 15 Haziran 2014 13:04)