• "yönetmeninin kariyerinde çektiği iki film vardır. biri igby goes down, öteki 17 again.kötü kariyer tercihleri üzüyor beni."
  • "(bkz: reverse darwinism)"
  • "yıllardır dinlemediğim badly drawn boy'un the hour of the bewilderbeast albümünü dinleme isteği uyandırmıştır."
  • "cilekli otanazi, pijamali intihar filmi."
  • "russel (jared harris) karakterine bayildigim, yapilacak övgülerin yetersiz kalacagi film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    filmden cok karikaturu andiran, karakterlerin birbirleriyle ironik laf yapistirma yarisi yapmaktan kotu birer insan nushasi olmaktan oteye gecemedikleri, kieran culkin'in piriltisiz varliginin filmi isyandan cok zavalli zengin cocuk upper east side da yedigi onunde yemedigi ardinda yasmaktan bunalirsa nasil simarira cektigi gorsel hadise. holden ile aradaki paralellik ise olsa olsa kotu bir saka olabilir; holden kitap karakteri olmayip kanli canli bir adam olmus da olmus olsa mesela kendisini mezarinda ters cevirtebilir. (bkz: cekilmemesi gereken filmler)


    (szap - 23 Eylül 2002 06:16)

  • comment image

    aklimdan cikmayan, nasil bu kadar iyi olabilir diye dusunup durdugum, bir an once dvd'si ciksa da bastan sona izlesem, kieran culkin'in devlestigi, jeff goldblum'um karikature donustugu ve guldurdugu, komik ve neseli film. ilk defa ryan phillippe'yi dovmek istedim, rolunun hakkini vermis o da yani.


    (sleepwalker - 11 Ekim 2002 02:44)

  • comment image

    annenin (bkz: susan sarandon) kacak oglunu (bkz: kieran culkin) uzun sure sonra ilk kez bir restoranda gordugunde onu kisacik bir suzdukten sonra soguk bir sekilde 'i see you have perfected the hobo look' demesi nasil unutulur...phonynin boylesi nuktedan bir anne ile, hoboluga giris 101'in en iyi ogrencisi igby'nin bulusmasinin garip dinamigine ancak boyle iyi secilmis bir cumle tercuman olur...


    (stella - 13 Ocak 2003 18:29)

  • comment image

    başından sonuna dek the catcher in the rye ın etkilerini hissettiren , içinde bir çok ironik konuşmanın geçtiği , bill pullman ı en sonunda iyi bir rolle karşımıza kısa da olsa çıkartan , ve kesinlikle şu ana kadar izlediğim en güzel pişmanlık sahnesine sahip film . izledikten bir kaç gün sonra bile sevgili holden vari kieranın vaftiz babasıyla yaptığı konuşma hatırlanır .
    your mother is dying
    oh yeah ?
    yeah


    (jonquil - 2 Temmuz 2003 21:02)

  • comment image

    bir ny sabahinda igby'nin don't panic esliginde, belki de kisa hayatinin en kotu gununde hicbiryere yurumesi...
    filmin muzikleri, sapik karakterleri, mukemmel diyaloglari, kieran culkin'in muhtesem oyunculugu...
    neden bu yaziyi yazmak icin bu kadar beklemisim ki...
    mukemmel bir film.


    (pomad man - 12 Mart 2004 08:01)

  • comment image

    j.d. salinger kitaplarini okuyanlar bilirler amerika'da, ozellikle new england bolgesinde ne kadar ust sinif ama bozuk duzenli aileler oldugunu. lakin bu aileler cocuklarini cok kucuk yaslardan ozel okullarda cocukluklarini yasayamayacak denli ciddi egitim merkezlerinde, milyonlarca zevksiz aktiviteler -cocuklarini zevk aldigini umursamadan, zevk almalarinin sart oldugunu ve onlarin iyiligi icin oldugunu dusunerek- esliginde yetistirirler. ve bu cocukluklarini yasayamayan ve 8 ya da 9 yaslarinda william faulkner okumaya baslatilan cocuklar, ileriki yaslarinda, kendilerini yavas yavas tanimaya basladiklarinda gercekten ne istediklerini ve istediklerinden ne kadar uzakta olduklarini farkedince icinden cikilmasi zor bir depresyona girebilirler. bunlarin ornegini catcher in the rye ve franny and zooey de oldukca basarili yazilmis bir sekilde gorebiliriz. lakin franny'nin girdigi bunalimdan onu cikarmaya ugrasan abisi zooey'de bu bunalimin onlarin bir "freak" sekilde yetistirilmelerinden, ve daha 8 yasindayken incil'i ve budhha'yi okutturulmalarindan dolayi kacinilmaz oldugunu kizkardesine soyler.

    bu filmde de boyle bir aile'ye mensup igby'nin icine atildigi kaderinden kacisini goruyoruz. karakterler ve oyunculugun basarili oldugunu dusundum ben. senaryonun ise biraz kasinti oldugunu kabul ediyorum. her ne kadar bu insanlar birer viktoryan derecede guzel konusmasi gereken ironik ve zeki bireyler olarak yetistirilse de bu kadar yapay konusmalari biraz garibime gitti dogrusu. igby'nin 15 kati derecesinde zeki ve kulturlu olan holden ve zooey bile salinger'in kitaplarinda daha dogal ve inandirici konusuyorlardi acikcasi. ama bu yapay diline ragmen filme samimiyetinden dolayi isindim diyebilirim. hatta igby'nin annesinin cesedinin uzerinde aglamasi ve "uyan uyan" diye haykirmasi sahnesinde gozlerimin doldugunu da reddetmiyecegim. filmin samimiyeti ve ictenligi karakterlerin iyi yazilmis ve oynanmis olmasinda ve ne yazik ki bu tip ailelerin gercekten bu sekilde islevleri oldugunun bilincinde olmamizda yatiyor bence. ve bu mekanizmadan kacmak isteyen bir gencin new york macerasini da oldukca gercekci buldum diyebilirim. genc yaslarda yetistirilme tarzlarindan ve sorumluluklarindan dolayi kendilerini baski altinda hisseden insanlarin varoluscu bir depresyona girmelerini ve bu depresyondan kacisi aramalarini basarili bir sekilde anlatmis film. izlerken ozdeslesmemek igby'le pek de mumkun olmuyor bazen


    (ningyo - 28 Haziran 2004 21:57)

  • comment image

    casting harikasi yapim, lakin jeff goldblum ve susan sarandon'i ilk defa bir karaktere oturmus rollerde buldum. yani susan histerik hatunlari oynasaymis ya hayati boyunca, gozume bir meryl streep kadar girebilirmis. darisini hala bir kaba koyamadigim, ona rol veren yonetmenlerin hele de aksiyon stari yapanlarin zekasini sorguladigim nicolas cage'e diliyorum.

    birkac repligi sevdim, wes anderson tadina yakinlastim, sonuna kadar coktan saraptan kafayi bulmustum. kieran kardesime bu filmden sonra rol vermemisler, oturup dusunmek lazim.


    (vpr - 30 Aralık 2004 13:52)

Yorum Kaynak Link : igby goes down