Facebook Yorumları
  • comment image

    bir 2010 doris dörrie filmi.

    uçan süpürge kadın filmleri festivali kapsamında izlediğim filmle ilgili şöyle demişler: "almanya sinemasının en üretken yönetmenlerinden doris dörrie, kiraz çiçekleriyle ustaca estirdiği uzakdoğu rüzgarının etkisi henüz geçmemişken, bu kez son filmi kadın berberi (the hairdresser, 2010) ile beden politikalarına eğiliyor. kadın bedeni üzerindeki iktidarı sorgulamamızı isteyen film, ‘güzellik’ sektörünün kalıplarına uymadığı için iş bulamayan obez kuaför kathi’nin öyküsünü anlatıyor."

    ben de berliner bir arkadaşa şöyle demişim: "eğlenceliydi. haa şimdi niye bütün bunları anlatıyorum sana, çünkü berlin'de geçiyordu film. çok anlatmayım belki izlemek istersin. 150 kiloluk kuaför bir teyze avrupaî sıkıcılığındaki bireysel ve 'yalnız' yaşamını, küçük hedefler koyarak aşmaya çalışıyor. bu arayışlar sırasında bitakım tesadüfler sonucu hayatı hem dibe batıyor, ama daha çok tatmadığı sıcaklığı mecburi evine aldığı 10a yakın vietnamlı göçmende buluyor. umutlu bir film, tavsiye ederim."

    teyzenin çok şık lafları ve mesajları da filmleri güzelleştiren başka unsurlardandı:

    kendisine kredi vermeyen ama kocasının teminatı olup olmadığını sorarak son bir şans verdiğini zanneden bankacıya: "bu soruyu bir erkeğe, karının teminatı var mı diye sorar mıydın"

    beyazlı siyahlı saçları olan iş bulma kurumundaki bir memur teyzeye: "beyaz saçlar, karakteri ön plana çıkartır. ama sadece erkeklerde."

    teyzenin kendine ve başkalarına saçma sapan rengarenk saçlar yaparken yüzü öyle güzel gülüyor ve yaptığını öyle beğeniyordu ki, estetik anlayışımı bir gözden geçiresim geldi. iş ilanı verip kuaför arayan, ama teyzenin koca kasasını görünce kararını değiştirip ona "unser beruf ist ein ästhetischer. und sie sind nicht ästhetisch." (bizim işimiz bir estetik işidir. ve sen estetik değilsin.) diyen mekan sahibi de bu minvalde sorgulatıyor insana.

    ve daha niceleri...

    fragman için:
    http://www.collinafilm.de/…e-hairdresser/index.html


    (bulut83 - 9 Mayıs 2011 23:16)

  • comment image

    girdigim bir kitapcıda, indirime girmis dvd bölumünde, kapağındaki sarışın, kilolu, kesinlikle renkli ve kendine güvenli duran başrol oyuncusunu görünce almaya karar verdiğim filmdir. sıradışı kadınlar olarak niteleyebileceğimiz ama aslında bizlerden biri olan, aramızdan birileri olabilecek kadınların yazdığı, yönettiği, kostüm dizaynını yaptığı, baş rolde ve yan rollerde oynadığı ; kadınların ince zekası ve yasam sevinci ile dolu, cok sevimli bir film olmuş "die friseuse".
    keske bu renkli, hayatı ve bedenlerimizi oldukları gibi, sisirmeden, manupüle etmeden ekrana yansıtan, kücük bütceli, kücük kadrolu, sevimli filmerden daha fazla olsa, olabilse. ve bizler daha fazla takdir edebilsek bu doğallıkta hazırlanan sinemayı.

    --- spoiler ---

    sevgili kathi,

    bir daha o kadar sıkıntı stres yapma kendine, icine atmaktan, herkese güçlü gözükmeye çalşmaktan, kızına bir şey hissettirmemeye çalışmaktan hasta oldun vallahi. cok yol yok, ucak biletleri de ucuz, gel gidelim türkiye' ye bir değişiklik olur, hava alırsın. vietnam sarmasından daha güzel bizim sarmalar, dolmalar. ben sana elcağzımla kısır, börek yaparım. hem hersey bir demlik, balkonda icilecek iki cam bardakta cayla daha güzel gözükür. galiba ben de biraz efkarlanmışım bu ara. iyisi mi ben seni arayayım, berlin' de bir kafede bulusalım. türkiye isini sonra düsünürüz. annemlerde yatacak yer var merak etme.
    kankamsın bundan sonra.

    ciao.

    ---
    spoiler ---


    (ririn - 2 Şubat 2012 00:18)

Yorum Kaynak Link : die friseuse