Çıkış Tarihi     : 14 Kasım 2003 Cuma, Yapım Yılı : 2003
Türü                : Aksiyon
Taglar             : Devam filmi,playstation 2,nintendo gamecube
Ülke                : Japan
Yapımcı          :  Dimps Corporation
Senarist          : Akira Toriyama (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Tiffany Vollmer (IMDB), Sonny Strait (IMDB)(ekşi), John Burgmeier (IMDB), Christopher Sabat (IMDB)(ekşi), Justin Cook (IMDB), Sean Schemmel (IMDB), Meredith McCoy (IMDB), Chuck Huber (IMDB)(ekşi), Jeremy Inman (IMDB), Kyle Hebert (IMDB), Kent Williams (IMDB), Linda Young (IMDB), Stephanie Nadolny (IMDB), Lane Pianta (IMDB), Chris Rager (IMDB), Eric Vale (IMDB), Dameon Clarke (IMDB), Chris Forbis (IMDB), Phil Parsons (IMDB), Brice Armstrong (IMDB), Rick Robertson (IMDB)

Dragon Ball Z: Budokai 2 ' Oyununun Konusu :
İlk Süper Polisler filminden birkaç yıl sonra geçen hikayede, polis memurları, Fred Savage'ı ölümüne yol açan bir yolculuğa çıkardıktan sonra Spurbury Polis Departmanından kovulmuşlardır. Mac, bir gün eski patronu Kaptan O'Hagen'dan, ekibi toplamak ve Kanada'da bir balık avına çıkmak için bir telefon alır. Ekip, Kanada'ya vardığında O'Hagen'ın Vermont Valisi Jessman'la bir toplantı yapma niyetinde olduğunu anlar. Jessman'ın söylediğine göre yakın zamanda yapılan bir arazi araştırması sırasında, Kanada’daki bir arazinin aslında ABD’nin toprağı olduğu ortaya çıkar ve valinin bu bölgeyi Kanada Kraliyet Polisi'nden devralmak için bir polis departmanı kurması gerektiği söylenir. Vali bu eski polis grubuna bu görevi teklif eder ve eğer başarılı olurlarsa yine eskisi gibi gerçek polisler olacaklarına söz verir. Ama böyle bir ekibin başarılı olması resmen bir mucize gerektirir.


  • "bölüm adı olarak oynamakta olan bölümün sonunu seçen manyak seri. lan bu bile değil; bildiğin hayvanlık... manyak mıydınız lan?..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    son goku'nun büyümesi dragon ball z'de gerçekleşmez. dragon ball'un türkiyede yayınlanmayan bölümlerinde goku büyüyüp, chi chi ile evlenmiştir. z'de ise bu evlilikten dört yıl sonrasını görürüz... goku ve chi chi'nin bir oğlu olmuştur. goku, ona büyükbabasının adı olan gohan* adını vermiştir. ilk serideki gibi goku'nun komik maceralarını anlatmak yerine, gerçek kimliğine dair detaylar veriyor. şiddetin de dozu artıyor. toriyama bu seride başrolü goku yerine gohan'a vermeyi tercih etse de hayranların infiali üzerine yeniden goku'ya dönüyor. zaten gohan tam bir mal.

    --- spoiler ---

    fakat gohan'ın; yarı insan yarı saiyajin olması, onun daha güçlü olmasına sebep oluyor.

    ---
    spoiler ---

    türkiye'de de yayınlayın lan artık şunu!

    (bkz: kamehameha)
    (bkz: kaioken)
    (bkz: genki dama)
    (bkz: saiyan) saiyajin
    (bkz: super saiyan) suupaa saiyajin


    (gattsu - 28 Kasım 2008 23:33)

  • comment image

    2 formda karşınıza çıkabilecek anime:
    a)dizi bölümleri:
    karakterler onlarca bölüm süresince dövüşürler; şu karakter ölür,bu karakter dirilir uzar gider. dragon ball'da yakalanmaya çalışılmış esprili hava neredeyse hiç hissedilmez. saf vurdukırdı izleyicilerini memnun edebilir ancak.
    b)filmler (ova,oav,movie):
    dizi bölümlerinden kesinlikle daha güzeldirler(hala vurdukırdı'dır konsept dikkatinizi çekerim),süreleri de 45 dakikayla 70 dakika arası değişir.(sanırım 13 tane var filmlerden)

    -ben dbz delisi olacağım diyen arkadaşlar aşağıdaki kısmı okumasın,okursa da "neden yazdın ben senin bızını mırkıyim" diye mesaj atmasın zira 6 sene kung fu yaptım kalbinizi kırarım.

    dbz filmleri genelde aşağıdaki şablona ufak oynamalarla da olsa uyarlar:
    1) çok ama çok güçlü bir kötü gelip tüm karakterleri döver. (krilin illa dayak yemelidir,dikkatinizi çekerim bu hususa)
    2)iş artık son goku'ya kalmıştır;son goku içinse olası 3 ihtimal vardır:
    a) içinde saklı muhteşem gücü keşfeder.
    ya da
    b) dayak yemiş arkadaşlarından,doğadan özümsediği enerjiyi kullanır.
    veya
    c) a ve b

    ve tabi ki sonuçta kötü adamı yenilgiye uğratır. dayaktan paçavraya dönmüş arkadailarımızı iyileştirmek içinse sihirli bir formül bulmuştur akira toriyama: yara katsayılarını sıfırlayan sihirli 1 fasulye* işlerini görecektir.


    (beren - 30 Kasım 2002 12:04)

  • comment image

    153 bölümlük dragon ball'un devamı* niteliğinde olan 291* bölümlük mükemmel* anime.

    sevgili anime izleyicisi;

    muhtemelen dragon ball serisini seyrettin, çok beğendin, çok güldün, çok eğlendin ve "acaba dragon ball z'e başlasam mı" diye düşünüyorsun. karşına "pembe diziden beter", heceleye heceleye seyretmeyin diye yırtınanlar çıkabilir. aldırma. önce beni bir dinle, sonra yine kararını tabii ki kendin verirsin.

    öncelikle, "içindeki saklı gücü keşfetme" olayından bahsedelim. bir defa 291 bölümlük seri boyunca goku hiçbir zaman saklı güç falan keşfetmemiştir. sürekli çalışarak, çeşitli dövüş ustalarından* eğitim alarak, 100 kat fazla yerçekimi olan ortamlarda kendini eğiterek gitgide güçlenir. dövüştüğü zaman "hooop hadi saklı gücümü çıkarayım" diye bir dövüşü olmadı, goku'nun. frieza tarafından piccolo ağır yaralanıp, kuririn öldürülünce kızgınlığının bir sonucu olarak super saiyan olmuştu, o kadar. (şimdi super saiyan efsanesi bilindiğinde, olayın içyüzü daha rahat anlaşılabilir. fazla uzatmamak için o konuya girmiyorum.)

    he saklı güç olayı kimde var, goku'nun oğlu gohan'da var. o da en ümitsiz anlarda kontrolsüz bir şekilde kısa bir patlama şeklinde vuku buluyordu. gohan'ın tam olarak içindeki saklı gücü çıkarması* cell ile olan dövüşündeydi. yani dragon ball z'te "vah arkadaşım dayak yedi, gaza geldim, dur şu adamı döveyim" gibi bir olay yok. o yüzden yok efendim "goku, içindeki gücü keşfeder", "goku kötü adamı döver" diyenler bu anime'yi nereleriyle seyretmiş, merak konusu.

    diğer taraftan, bu anime'nin kurgusu "kötü adam gelir, son goku kötü adamı döver" kadar basit ve sıradan bir temel üzerine oturtulmamıştır. frieza'ya karşı goku'ya sıra gelene kadar bakın bakalım kaç kişi dövüşmüş: nail, piccolo, kuririn, gohan, vegeta.

    anime boyunca goku'nun da elinden bir şey gelmediği anlar defalarca kez vuku bulmuştur. cell'e karşı bir şey yapamamıştır, mesela. cell'i gohan alt etmiştir. buu'ya karşı bir şey yapılamayıp fusion olayına girişilmiştir, mesela. lütfen. önemli şeyler, bunlar.

    dragon ball ile kıyaslandığında güldürü öğeleri pek sık değildir, evet. dragon ball daha komik bir animedir. doğru. zaten dragon ball z daha çok drama öğeleri içeren bir yapıt. rakipler daha ciddi. dragon ball'da kıçına sopa giren ninja murasaki gibi rakipler varken, dragon ball z'te karşısına çıkanı acımasızca öldüren frieza var, cell var, buu var. tabii, yine de dragon ball z'te de güldürü öğeleri mevcut. muten roshi'nin sapıklığından bir şey kaybetmemesi, goku'nun hâlâ saf olması gibi.

    dövüşler uzun sürüyor, her seferinde daha güçlü bir rakip geliyor. tamam, doğru da olayın işlenişi, kurgusu öyle bir ayarlanmış ki severek izliyorsunuz. cell'in trunks'ın zaman makinesiyle gelecekten gelerek mükemmel formuna ulaşmasının işlenişi zaten kendine hayran bırakıyor, sizi. akira toriyama'yı da unutmamak lazım tabii, burda.

    aslında tüm olay bu animenin kurgusunu, yapısını ve işleyişini özümseyebilmekte yatıyor. bunu başarabildiğiniz vakit olayın "güm pat çat, kötü adam geldi, ohuş, hadi gücümü salıp döveyim" olayı olmadığını anlıyorsunuz. ben dokuz sezonluk serinin ilk sekiz sezonu nasıl geçti anlamadım -ki öyle dizi, sinema, animasyon vesaire takipçisi bir insan bile değilken-. ama dragon ball'u o kadar sevdim ki dragon ball z'i de izlemek istedim, haliyle. ve pişman olmadım, izlediğime. pişman olduğum şey bugüne kadar bu mükemmel yapıtı izlememiş olmam idi.

    kısacası dragon ball z o kadar fevkalade bir animedir ki benim gibi üşengeçliğin dibine vurmuş bir adama bile bir karakter hakkında bu kadar uzun bir şey yazdırabiliyor.


    (ali cengiz - 6 Şubat 2011 05:03)

  • comment image

    dragon ball kadar içinde komedi unsurları barındırmasa da dövüşleriyle bir farklılık yaratmıştı. saiyan ırkının süper saiyan formunda sarışına dönmeleri karizmalarına karizma katıyordu. dövüşleri uzun ama kaliteli ve oldukça şiddetliydi. burada en çok komedi barındıran unsurlar tanrılarla yaşanan dialoglar ve durumlarda ortaya çıkıyordu hep.


    (blue magic - 7 Mart 2012 22:19)

  • comment image

    dragon ball ve one piece'ten sonra en sevdiğim shounen'dir. ikinci sırada olmasının sebebi de baştan kurgulanmadığı için oluşan tutarsızlıklar. yine de bu efsane olduğu gerçeğini değiştirmez. peki nedir bu tutarsızlıklar?

    --- spoiler ---

    en başta güçlü bir rakip gerekiyordur ve bu rakip vegeta'dır. vegeta evrenin en güçlü dövüşçüleri olan saiya-jin'lerin prensidir ve çok güçlüdür. hatta o kadar güçlüdür ki tek bir kikou'yla gezegen yok edebilmektedir (buraya sonra döneceğim). gelgelelim goku, vegeta'yı yener. bu kez daha güçlü bir rakip gerekmektedir ve öğreniriz ki meğer vegeta, furiiza (freezer) adında evrenin en güçlü adamının emrinde çalışan bir savaşçıymış. halbuki hikayenin başında saiya-jin'ler kendileri adına gezegenleri ele geçirip, satan bir ırk olarak anlatılıyordu. bu birinci fire. ikinci ve üçüncü firelerse furiiza yenildiğinde ortaya çıkıyor. goku ve furiiza'nın dövüşünden sonra namekku-sei yok olacaktır ve goku orayı terk edemezse ölecek diye gerilim verir toriyama reis. buraya sonra döneceğim dediğim olayda, vegeta mekiğinden dışarı çıkarak gezegeni yok etmişti. yani saiya-jin'ler dış uzayda da yaşayabiliyordu. bu ikinci fire oluyor. üçüncüsüyse yine daha güçlü bir karakter gelmesi gerektiği için ortaya çıkan korudo daiou (cold daiou/general cold) yani furiiza'nın babasıyla olur. evrenin en güçlüsü furiiza, birden babasının etekleri (babasının etekleri?) altına saklanan bir karakter oluverir. yine bir diğer hataysa cell oyunlarında vuku bulur. gaza gelen gohan, seru'yu (cell) sikertir ve belden yukarısını tamamen yok eder. buna rağmen seru kendisini yenileyerek dövüşmeye devam eder. en sonundaysa goku kendini feda ederek seru'yu yok eder. ama toriyama reis burada da eşeğin amına su kaçırarak ceru'yu geri getirir. gerekçe olarak da kendini yenilemesini sağlayan beyin hücresinin mucizevi bir şekilde -öeehh- patlamadan zarar görmemesini gösterir. biz de "madem iş beyinde bitiyordu, o zaman gohan beynini patlattığında nasıl rejenere oldu bu it oğlu it?" diye sorarız, ama cevap veren olmaz.

    ---
    spoiler ---

    bir-iki sıçış daha olabilir, aklıma bu kadarı geldi. ama her şeye rağmen izlemekten çok keyif aldığım bir animeydi. keşke gohan'ın okul hayatına daha fazla değinilseydi de diyorum içten içe. çünkü dragon ball tadını o bölümlerde yakalayabilmek mümkündü. goten'in gelişimi, gohan'ın evliliği daha detaylı anlatılsa ben seve seve izlerdim. dragon ball gt gibi bir rezalet yerine, böyle bir spin-off'u tercih ederdim. her şey mi canım evreni kurtarmak?


    (gattsu - 31 Mayıs 2012 05:34)

  • comment image

    ilk dragon ball serisinin yanına bile yaklaşamayan seri. inatla devam ediyorum izlemeye, ama sabrımın sonuna gelmek üzereyim sanırım.

    mizahi öğelerin yokolmuş olması bişey. ama daha önemli bir detay olarak ilk serideki o macera havası (her bölümde ortaya çıkan farklı tipler, değişik değişik mekanlar, orjinal olaylar) yerini aynı adamların hep aynı şekilde dövüşüp durmasına bırakmış. ilk bölümler goku'nun öbür dünyadaki yaşadıkları olsun, gohan'ın evden kaçtığında kimsesiz çocuklarla macerası olan bölüm falan ümitlendirmedi değil aslında ama o kadarmış. sanırım bu heyecanı anca 10 bölümde bir yaşayacağız, gerisi düz kavga dövüş.

    hayır, iki karakterin 10 bölüm dövüşmesine falan lafım yok, zira ilk serideki dövüş turnuvası bölümleri bence serinin zirve yaptığı noktaydı ama burda olay o da değil. dövüşler feci derecede sıkıcı ve karakterlerin tripleri çok anlamsız ve dengesiz.

    mesela her bölüm mutlaka ama mutlaka biri diğerine atarlanıp "eeh yeter lan" diyerek patlayan ışınlar atıyor. sonra "kesin ölmüştür" diye gülümsüyor. ardından bulutlar dağıldığında karşıdakinin hiçbişey olmamış gibi olduğu yerde durduğunu görünce "imposibıl!!!" diye afallıyor. kimi seferinde de bonus olarak "ben ömrümde böyle şey görmedim!" diye de ekleştiriyor. ulan ne ömrü, 2 bölüm önce görmüştün işte. yahu 1 tamam, 2 tamam, hadi 3 de tamam ama elli sefer de aynı şey olmaz ki.


    (epic - 6 Eylül 2013 15:06)

  • comment image

    bir de bu dragon ball z'yi biraz olsun kafanızda daha enteresan hâle getirmek isterseniz bir de şöyle izlemeyi deneyin:

    goku, aslında kötü (evil anlamında) bir karakterdir, başından beri, ama bize sürekli iyi diye yutturulmaya çalışılmaktadır. özellikle birazcık düşündüğünüzde bikaç kırılma noktası vardır ki, bu fikir düşününce hiç de mantıklı gelmiyor değil: düşünün ki bir dövüş sanatçısı, ve bu adamın dünyadaki (hatta evrendeki) tek derdi, "tek" olmak. en güçlü savaşçı olmak. ve sadece ve sadece bu amaç için çalışmaktan başka hiçbir halt yememek.. briincisi dövüş ustası olmak ya da o yolda ilerlemenin arkasında hiçbir zaman böyle sikko bi amaç yoktur, bu apayrı bi' konu zaten. ama öte yandan goku bundan başka hiçbir şey yapmamaktadır?

    --- spoiler ---

    dünya'nın ya da evrenin "tek" hâkimi olma fikri, goku'nun tanıştığı bütün villain'larda vardır, piccolo, dünyanın hakimi olmak için debelenmektedir, kezâ frieza benzer şekilde, vegeta, ölümsüzlük diye çırpınmış durmuştur, ya da o diğer büyücü falan. ve fakat goku, tüm bu düşmanları alt edip, kimisini de kendi safhına çekip iyi karakter yaparken, aslında gittikçe kendisi kötü ve bir o kadar da bencil bir karaktere dönüşmektedir.

    dragon ball z'nin sonunu düşünün bir de: goku'nun majinbuu'nun reenkarne olmuş hâlini, buu'yu eğitmek üzere tüm ailesine ve dostlarına siktiri çektiği yer yani. niye öyle bişey yaptı? ne dünyada ne de evrende kendisine karşı koyabilecek tek bir düşman kalmamışken? aslında tüm derdi, kendisinin daha çok güçlenmesi için bir bahane bulmasıydı ve o bahaneyi de (buu'yu çalıştırıp daha güçlü yapmak) çok güzel bulmuş oldu. böylelikle kendi bencil emellerini devam ettirebilecekti. daha önce bu bencil emellerini başkaları üzerinde de kullandı, kendi oğlu gohan vegeta, trunks vs., ama artık onlar da konuya uyandılar ve birer birer vazgeçtiler.

    gel gelelim goku'nun gohan ve diğerleri için yaptıklarına ve yapmadıklarına: senin en yakın müttefikin, oğlun ve de arkadaşın (piccolo, gohan ve kuririn yani) freeza diye hem evrenin neredeyse tamamına sahip, hem de saçmasapan bir şekilde çok güçlü bir adama veya onun adamlarına karşı amansız bir savaş vermekte, ve sen de bu zor durumun sonuna kadar farkındasın. ve buna rağmen nasıl bir umarsızlıkla güya onlara yardım için gittiğin ve yanında götürdüğün onca senzu fasülyesini sırf güçlenmek adına kendi kendini yaralayıp yaralayıp iyileştirmek için kullanırsın? orada kendi oğlun bitkisel hayata girmiş, senin yaptığına bak, götürdüğün 10'larca fasülyeden geriye sadece 3 tane bırakmak nasıl bir manyaklıktır? bu kadar bencil olunur mu lan? evet olunur! ancak kötü bir karakter bu denli bencil olabilir. dikkat ettiyseniz goku'nun hiçbir zaman evrendeki büyük bir tehdidi, vs.'yi ortadan kaldırmak gibi bir amacı, ya da niyeti yoktur. onu tek heyecanlandıran şey, onlarla yapacağı dövüştür, çünkü kendisi de emindir ki bu dövüşü öyle veya böyle bir şekilde yenecektir. yoksa insan yenilgiye uğrayacağını bile bile neden adam pataklamaya gitsin, di mi.. tamamen kişisel tatmindir. kimseye yardıma gitmemektedir oraya.

    hadi onu geçtim, bu dende denen sıpanın saklı gücü (iyileştirmesi) ortaya çıktıktan sonra kendisi savaş alanındaki herkese teker teker yardım etmiştir, fakat goku'ya elini bile sürmemektedir? goku'yla dizinin sonlarında dünyanın yeni tanrısı olana kadar neredeyse bir kez bile karşılaşmamıştır? neden? çünkü kesinlikle o saga'nın en iyi karakteri olarak kabul edilebilecek dende, (ki bence bu sayede sonradan tanrılık mertebesine yükselebilmiştir) aslında goku gibi bir kötülükle kesinlikle karşılaşmak bile istememektedir. o goku'nun ne kadar kötü bir adam, ve kendi oğlunu kazanmasının mümkün bile olmadığı savaşlarda savaştıracak kadar rezâlet bir baba olduğunun farkında olan birisi olarak hep gohan'ın tarafındadır. her tür kötülüğü görmüştür, kardeşini gözünün önünde katleden freeza'nın yanından uçarak geçip gitmiştir meselâ korkusuzca, ya da kendi ırkından koskoca bir kabileyi tek başına yok eden vegeta'yı bile iyileştirmiştir, ama goku'ya tahammülü yoktur.

    goku ise, yüzbaşı ginyu denen şebelekle yaptığı dövüşte ağır yaralanmış, ve zamanın ötesinde kalmış bir iyileşme makinesinde yavaş yavaş ve çok büyük bir keyifle iyileşmektedir. o hurda âletin toplamda 40 küsür bölüm süren iyileştirmesini dende 2 saniyede yapabilmektedir oysa ki..

    hepsi bir yana, goku, o bölümlerde herkes götünden kan gelene kadar dövüşürken n'apmaktadır? iyileşmektedir, iyileşmektedir, iyileşmektedir, iyileşmektedir, iyileşmektedir ve iyileşmektedir. ama bu artık nasıl bir iyileşmeyse, o daha da iyileşmek istemekte, en süper muhteşem %500 iyileşmek istemektedir. ??? orada öz oğlu savaşmaktadır, hatta daha önce ölüp ejder topuyla hayata dönmüş, ve dolayısıyla tekrar ölürse kendisini yeniden hayata döndürecek başka hiçbir şey kalmamış olan kuririn bile, (evet kuririn bile) amansız bir savaş vermektedir. onu da geç, piccolo, o da orada savaşmaktadır, en orada olmaması gereken adam: herif bi ölse zaten ellerinde kalan son ejder topu seti de gidecektir ve bi daha hiçbir kötü karakterin vereceği hiçbir zararı onarabilecek ne top kalıcaktır ortada ne de balon. ama bunlar gâyet önemsiz şeylerdir. en önemli olan şey kendisinin iyileşmesidir. bir an önce iyi olup frieza'yı bi güzel pataklamaktır.

    ve son olarak bu tarz hikâyelerde genellikle olan şey şudur: çok güçlü, kimsenin karşı koyamadığı bir kötü adam, genellikle hiç, ama hiç beklemediği bir yerden vurulur ve alt edilir. bu dizide ise kötü olarak gösterilen karakterler, iyi gösterilen goku'ya bunu yapmaya çalışmaktadırlar. misâl, yüzbaşı ginyu'nun adamları her ne yaparsa yapsın goku'yu bir türlü alt edememektedirler. goku, resmen onlarla kıçıyla dalga geçmiştir. ginyu ise, kendi kendisini yaralayıp sonra goku'yla vücutlarını değiştirmek gibi son derece çocuksu, ilkel, şaka gibi bir yönteme başvurarak goku'yu alt etmeyi başarmıştır.

    ---
    spoiler ---

    örnekler çoğaltılabilir. ama sözün özü, dragon ball z'yi baştan sona iyi bir karakterin kötüye dönüşmesi ve o kötü karakterin sürekli kazandığı bir hikâye olarak seyrederseniz, ortaya bir anda saçma sapan güzellikte bir hikâye çıkmış oluyor. keyfini çıkartın. unutmayın, kötü karakterlerin kazandığı güzel hikâye bulmak çok kolay değil.

    edit: sonradan aklıma geliveren başka bir örnek: goku neden bir süre sonra artık kinton bulutuna binmeyi tercih etmemektedir?
    cevap: çünkü binememektedir. (bkz: #13896299)


    (cigan - 9 Haziran 2014 19:17)

  • comment image

    çocukken uyduda tv polonia diye bir kanal vardı. dört beş bölüm ardı ardına dragon ball z yayınlardı. yayında çift ses vardı. arkadan kısık bir japon sesi, üstüne lehçe dublaj, altta da ingilizce altyazı. kardeşimle oturur saatlerce izlerdik. sabahki yayının akşamda tekrarı olurdu. öyle bi manyaklıktı işte bizimkisi.

    294 bölümden oluşan anime.


    (edardstark - 27 Ağustos 2014 14:30)

  • comment image

    dragonball serisinin pembe diziden beter bolumleri. songoku nun ve digerlerinin buyumus halleri vardir bu bolumlerde. yaklasik 250 bolumdur, ve de bazi dovusler 10 bolumden fazla surer. her seferinde daha guclu biri gelir ve de songoku gelenleri dover.


    (jander - 30 Ocak 2002 13:18)

Yorum Kaynak Link : dragon ball z