La porta rossa ' Dizisinin Konusu : Ben (Viggo Mortensen) ve Leslie (Trin Miller) 6 çocuklarıyla birlikte şehirlerden ve insanlıktan uzak, ormanlık bir bölgede yaşamaktadır. Ben, özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nin politikalarına ve toplumsal normlara karşıdır. Çocuklarına zorlu doğa şartlarında hayatta kalabilmek için her türlü eğitimi vermişlerdir. Ancak herhangi bir resmi eğitimleri bulunmamaktadır. Bipolar olan Leslie'nin hastaneye yatırılmaya mecbur kalması, sonra da intiharıyla tüm düzenleri alt üst olur. Leslie'nin zengin ve muhafazakar babası Jack (Frank Langella) kızının Hıristiyan töreniyle gömülmesi için ısrarcı olduğunda Ben ve çocukları, Leslie'ye kendi istediği şekilde son görevlerini yapabilmek için, çocukların hiç alışık olmadığı bir dünyada zorlu bir mücadeleye başlayacaktır.
Rocco Schiavone(2016)(8,0-350)
L'ispettore Coliandro(2006)(8,0-384)
Maltese - Il Romanzo del Commissario(2017)(7,8-269)
Il cacciatore(2018)(7,7-131)
L'allieva(2016)(7,4-71)
Non uccidere(2015)(7,3-191)
I bastardi di Pizzofalcone(2017)(7,0-121)
çok zor bir şiiri ya da liriği orijinal anlamına uygun çevirmek ama hayal gücünüzü kullanın. savaş karşıtı yazılmış en iyi şiirlerden birisi aşağıdaki, fabrizio de andre şarkısı:la guerra di pieropiero’nun (peter) savaşı dormi sepolto in un campo di granobir buğday tarlasında gömülmüş uyursunnon è la rosa non è il tulipanone gül, ne de laleche ti fan veglia dall'ombra dei fossiçukurların gölgesinde bekçilik edenma sono mille papaveri rossiama 1000 kırmızı gelincik varlungo le sponde del mio torrentekıyıları boyunca girdaplı nehriminvoglio che scendano i lucci argentatigümüş ışıkların sönmesini istiyorum non più i cadaveri dei soldatidaha fazla asker cesedi olmasınportati in braccio dalla correnteakıntının kolunda (kanadında) taşınan così dicevi ed era invernokış olduğunu söylemiştine come gli altri verso l'infernocehenneme yönelmiş diğerleri gibi te ne vai triste come chi devegidiyorsun, buna mecbur kalan biri gibi üzgün il vento ti sputa in faccia la neverüzgar yüzüne kar serpeler fermati piedro , fermati adessodurdular piero, şimdi durdularlascia che il vento ti passi un po' addossorüzgarın biraz üstünden geçmesine izin ver dei morti in battaglia ti porti la vocesavaşın içine ölülerin sesini taşıyorsun chi diede la vita ebbe in cambio una crocebir hac uğruna hayatlarını verenlerinma tu no lo udisti e il tempo passavaama sen bunu duymadın ve zaman geçti gitticon le stagioni a passo di giavamevsimlerle (….?)ed arrivasti a varcar la frontierasınırı kaçak olarak geçmek için ulaşmıştınin un bel giorno di primaverailkbaharın güzel bir gününde e mentre marciavi con l'anima in spalleve omuzlarının üstündeki ruhla yürürken vedesti un uomo in fondo alla vallevadinin aşağısında bir adam görmüştün che aveva il tuo stesso identico umoreseninle aynı ruh halinde olanma la divisa di un altro coloreama başka renkte bir üniforma ilesparagli piero , sparagli oravur onu piero, şimdi vur onue dopo un colpo sparagli ancorave bir kurşundan sonra hala vurmaya devam et fino a che tu non lo vedrai esangueonu kandan (?) görmeyene kadar cadere in terra a coprire il suo sanguekanıyla kaplamak için dünyaya gelmek (sanki dünyaya geliş amacı kanıyla toprağı sulamak)e se gli sparo in fronte o nel cuorekeşke onu alnından veya kalbinden vursaydım soltanto il tempo avrà per morireölmesi için sadece zamana ihtiyaç olacak ma il tempo a me resterà per vedereama benim görmek için zamanım olacakvedere gli occhi di un uomo che muoreölen bir adamın gözlerine bakmak içine mentre gli usi questa premura(sen) bu nezaketi gösteriyorken quello si volta , ti vede e ha paurao döner, seni görür ve korkar ed imbracciata l'artiglieriave o ağır silahları ateşlediğinde( …?) non ti ricambia la cortesiasenin kadar nazik olmaz cadesti in terra senza un lamentobir ah bile demeden yere düşersin e ti accorgesti in un solo momentove sadece bir anda anlarsın che il tempo non ti sarebbe bastatozamanın sana yetmeyeceğinia chiedere perdono per ogni peccatoher bir günahının affedilmesini istemek için cadesti in terra senza un lamentobir iç çekemeden yere düşersin e ti accorgesti in un solo momentove sadece bir anda anlarsın che la tua vita finiva quel giornoo gün hayatının sona erdiğini e non ci sarebbe stato un ritornove geri dönüşün olmadığını ninetta mia crepare di maggiobenim ninettamı (porselenimi?) mayısta kırmak ci vuole tanto troppo coraggioçok çok fazla cesaret isterninetta bella dritto all'infernogüzel ninetta cehenneme doğru avrei preferito andarci in invernokışın gitmeyi tercih ederdim e mentre il grano ti stava a sentireve tohum (tahıl) seni duymak için yanında dururken dentro alle mani stringevi un fucileellerinde bir tüfek tutuyordun dentro alla bocca stringevi paroleağzının içinde kelimeleri tutuyordun troppo gelate per sciogliersi al solegüneşin altında erimek için çok fazla donmuşlardormi sepolto in un campo di granobir buğday tarlasında gömülmüş uyuyorsunnon è la rosa non è il tulipanone gül, ne de lale che ti fan veglia dall'ombra dei fossiçukurların gölgesine bekçilik edenma sono mille papaveri rossiama 1000 kırmızı gelincik
(auro - 12 Haziran 2007 01:12)
Yorum Kaynak Link : la guerra di piero