sinirden^*, sıkıntıdan^* ve ohannes dedirten olaylar bütünü yüzünden gülme krizine sokan, " nasıl hem ^*gerilip hem gülebilirim? " sorusuna tam olarak (?) kar$ılık veren ^* bir film.

(kirmizi baslikli kiz - 1 Aralık 2006 16:42)

izlerken
- kim bunlar?
- e napıyolar şimdi orda, olay ne?
- niye ki bu?
- nereden çıktı şimdi ne alaka?
- şair burada kime sesleniyor?
- e yeter ölecekseniz ölün, bu ne ya!
- eee? sonuç?
gibi efektler sergilemenin kaçınılmaz olduğu filmdir.
"- zzz..." efektinin listedeki yokluğu tamamen, kişisel izleme inadımdan ve "lan dur izleyim bi'şey çıkar bi'yerlerden belki..." iyimserliğimden kaynaklanmaktadır.
çıkmıyor efendim. filmi kapatıp, altında bulunduğunuz battaniyeye güzeeelce bi sarılıp horul horul uyuyabilirsiniz. gönül rahatlığıyla.

(dagny taggart - 2 Aralık 2006 12:02)

amerika'dan önce izleme şansını^* yakaladığımız ender filmlerden, zira apple "in theatres: may 18th, 2007" diyor. o değil de neden bu tip filmleri daha önce gösterime sokuyoruz da asıl istediklerimiz daha geç gösterime giriyor anlamak mümkün değil...
(bkz: http://www.apple.com/trailers/)

ayrıca;
(bkz: bakiniza soru isareti koyamamak) misal; (bkz: şans derken?)

(sargonnas - 13 Nisan 2007 11:59)

kanlı sahnelerin ardından seyirciye bir nefes aldırmak için araya komik(veya trajikomik) sahnelerininde oldukça hoş serpiştirildiği hoş vakit geçirten eğlencelik bir film. öncelikle gerilim ve komedi öğelerinin tezatlığı her hangi bir yadırgamaya meyil vermeden filmin içine monte edilmiş olması film açısından bir artı. tabi filmin uçuk senaryosu ve araya güldümek için sokuşturulan her halinden absurdluk akan durumları gözardı edebilrdiğimiz süresince bu yadırgamamayı yaşıyoruz. yoksa bir nebze de olsa karakterlerin içinde yollarını bulmaya çalıştıkları dünyaya girince "yok artık mına koyayım" lafı istemsiz bir şekilde ağzımından kaçıyor.

--- spoiler ---

grup çalışmasını geliştirmek üzere paintball oynamaya giden silah teknolojisi geliştirme ve pazarlama çalışanları kendilerini hiç de beklemedikleri bir insan avının içinde buluyorlar. ama başta da dediğimiz gibi film bunu o kadar da sağlam referanslara bağlamakta ve seyirciye inandırıcılık aşılamakta oldukça yetersiz, şahsen ben içinde bulundukları duruma 3 karakterin kendi bakış açılarıyla film içinde kısa filmler şeklinde getirmiş oldukları öykülendirmelerden kesinlikle madde bağımlısı dostumuzunkini daha bir tutmuştum ama sanırmsam o zamanda filmin türü gerilim komedinden başka bir yöne kayıyordu.

--- spoiler ---

nitekim boş bir anında fazla bir beklenti olmadan izledindiğinde hoş vakit geçirten izle geç filmlerin en bi kült!? örneklerinden.

(ronin xxx - 25 Nisan 2007 20:07)

korkunç komik bir film

(blonderedhead - 23 Ağustos 2007 21:53)

son zamanlarda izledigim en komik beni gulmekten yaran bir film. magic mushroom yeyip ormanin icinde aradan cikan adamin tripleri de gorulmeye deger.

(fobix - 2 Kasım 2007 13:21)

imdb'ye bakıldığında türü korku/komedi/gerilim olarak geçiyor. bunlardan hangi ikisini ele alırsanız alın film elde kalır. korku/komedi desek yapılan 2 boktan espriden (mesela geğirmek) başka bir şey yok. korku/gerilim desek bir sürü mantık hatası var (komedi olsaydı bilerek yapmışlar denebilirdi). shaun of the dead 10 defa izlenir ama bu film 2 .defa izlenmez.

(oziloz - 28 Nisan 2008 03:43)

vakit kaybı bir film. oyunculuklar (özellikle de takımın lideri konumundaki adamı oynayan kişi) berbattı. senaryo ve diyaloglar felaketti. ne güldüm ne de gerildim. bari birkaç düzgün sevişme sahnesi falan koysalarmış.

yönetmenlikle ilgilenenler 'bir film nasıl çekilmemelidir'i görmek için izleyebilir gerçi.

(cugy - 5 Ocak 2009 02:49)

abigor’un orkblut the retaliation albümünün son $arkısı.

not a senseless life - but extinguished now
this is the long awaited end

not pain - a sort of harmoney i feel
as i look back - staring at my body
lifeless - but not without bearing
realizing that the mission is done

as i leave the earth i'm not alone
all the brave warriors who fought on my side
fly with me to our last place of rest

is it the silvery shine of the moon that surrounds us
or is it the path to the halls of eternal glory

never thought to be so calm
as my soul leaves this dimension forever
never to return
but wrapped in knowledge we found fulfillment

forever...

(uco - 28 Ağustos 2002 13:54)

(bkz: blade of darkness)

(zunta - 24 Temmuz 2003 19:42)

ing. ayrilma, ayirma, ilişiğini kesme, işten çikarma.

(wpi - 24 Temmuz 2003 20:26)

ımdb ve ekşi notlarını / yorumlarını sallamayın film iyi film, severance. ingilizlerin korku komedi hatta kafadan politik korku (politik olan korkunçtur mudur?) filmi. amerikan zaz geyiklerinden iki adım önde. korku filmleriyle dalga geçerken beri yandan da sırp kasapları ve silah ticareti yönünden gelen araçları kolluyor ve bunu yaparken insanı başarılı biçimde geriyor. insanı tabi, hostel filmiyle pizza yiyenleri değil (bkz: leş yiyesiler). daha ne olsun. hayatınızda kaç kez birin içinde üçü buldunuz. çalım:

a: silah satan çok uluslu bir şirketin çalışanları sırbistan (oha) sınırındaki dağ oteline haftasonu eğitimine gider. yollarına ağaç devrilir, otele yürüyerek varırlar. adres yanlış olduğundan karşılarına izbe bir akıl hastahanesi / hapishane (nası koydum fuko'yu!) çıkar. buraya kaçmak üzere yerleşirler. mekan buram buram korku filmi seti korkmaktadır.

sonra işte bir takım adamlar, adamcıklar, burası önemli: eski sırp faşistleri ingiliz silah sanayinin "emekçilerini" haklamaya başlar, baltaylan ve bıçaklan. shotgun'a kadar yolu var tabi. kurbanlar komikler filan... ölüyorlar ama ciddi ciddi. filmin içinde, yerli yerinde bir sürü minik "komik" ve politik gönderme var. yani çorapların olduğu çekmeciye açtığınızda karşınıza havlular çıkmıyor.

misal, ömer seyfettin okumamış iki arkadaş, kafası kesilen birinin iki dakika da olsa hayatta kalabildiği ve kesik gövdesini tatlı tatlı seyredebildiği konusunda geyik deviriyorlar. sonra içlerinden birinin kafası kesiliyor, kamera kesilen kafanın açısından gövdeyi gösteriyor. hani "kafası kesilse bile insan bir iki dakka yaşar" hesabı. kafası kesilen arkadaş tezini ispatlamanın sevinciyle nü-tebessüm hakkın rahmetine kavuşuyor, toprağı bol olsun.

bizimkiler azala azala kaçıyorlar. en sonunda içlerinden ikisi sırp kasaplarını tüketip sucuk olmadan hayatta kalmayı başarıyorlar.

hesabı isteyip kalkalım canım: yani, sırplara sattığımız silahlar dötümüzde patladı mı, dağ başındaki şirket etkinliklerine niye katılmamak lazım, şirketlerden ve doğadan neden korkmalıyız, şehirli olmanın temel faydaları, saçlarımı sarıya boyatsam hayatta kalır mıyım, mantar yiyip kafayı güzelleştirsem hayatta kalır mıyım, hatta hayatta kalmak ne s*k*me yarar gibi evetli-hayırlı cevaplarla süslenebilecek bir soru kağıdına sahip naciz film amerikan suluğunu ingiliz soğukluğuna tercih eden benim gibi hıyarlar için kanlı incili kaftan, başını vermeyen şehit, ebemin örekesi... :ç

gecenin saçmalığı: hiç kötü ingiliz komedisi izlemedim hayatımda, az ama öz çekiyorlar.

(cecom - 20 Ekim 2013 21:55)

dead can dance'in oldukça güzel , 1987 tarihli the serpent's egg albümünden bir eseri.

dinlemek isteyenlere : http://www.youtube.com/watch?v=unhfa9onpbe

(yalnizlik profesoru - 17 Haziran 2014 09:57)

bir masaüstü frp oyunu vesilesiyle ilk kez karşılaştığım 2003 yılından beri ne zaman dinlesem elimden tutup gizli diyarlara uçuran, bilmediğim toprakların üstünde süzülürken mihmandarlık eden, bazen de gitmek için can atan ben sarsağı olduğum yere kilitleyen ve içeri bir katre güneş ışığı girmesine bile izin vermeyen; derin, sakin ve kavi dead can dance eseri..

severance,
the birds of leaving call to us,
yet here we stand
endowed with the fear of flight.

overland
the winds of change consume the land,
while we remain
ın the shadow of summers now past.

when all the leaves
have fallen and turned to dust,
will we remain
entrenched within our ways.

ındifference,
the plague that moves throughout this land
omen signs
ın the shapes of things to come.

(fısıltıyla, 2 defa)
tomorrow's child is the only child.

--------
1989 canlı performans:
http://www.youtube.com/watch?v=uje9ks3bbmm

2005 canlı performans:
http://www.youtube.com/watch?v=zuxsv_4_2bs

yıllar geçiyor, ihtiyarlıyor insanlar ama şarkının hissiyatında mündemiç olan derin hüzne müstenid o boşluk-kayıtsızlık duygusu sabit.. solist ihtiyarlıyor, sahneler değişiyor, ses geçen yıllara yenik ve titriyor fena halde, alkışlayanlar da değişiyor bu 16 yıl boyunca ama o dipsiz hal aynıyla yaşıyor.. sürüyor şarkı, bitti sanılan ve sesin kesilip ışığın kapandığı o an aslında hikayenin başladığı noktadır ki sanırım bu eseri ben aciz için bu kadar kıymetli yapan da tam olarak bu..

(sahlanankoc - 25 Temmuz 2014 09:44)

türkçe'deki kıdem tazminatına denk düşen terim. genellikle severance payment ya da severance allowance olarak kullanılır

(mikaella muller - 19 Ocak 2005 20:14)

daysend ın 2003 de çıkardıkları ilk ve şimdilik son albümleridir.
track list :

born is the enemy
ignorance of bliss
the blood of angels
countdown
prism of you
end of days
severance day
sellout
september
beggars with knife
sibling

ayrıca albümün en sağlam parçası born is the enemy dir.

(ortmen - 24 Ocak 2006 09:23)