şaka gibi bir film projesi. kurgu ürünü bile olsa, pkk üyesi bir karakterin getirildiği yere inanmak mümkün değil, en azından benim için. çözümlemesini asla yapamayacakları bir örgütle karşı karşıya kalıyorlarmış, yazık onlara (!)

(kahlan amnell - 19 Ağustos 2008 14:07)

lanet olsun herşeyin bokunu çıkarmaya şeklinde bir cümleyle karşılık verilecek cümledir.

(naturevariant - 19 Ağustos 2008 17:12)

(bkz: atom fizigine ve profesorluge lanet olsun)

(cosmicstring - 19 Ağustos 2008 19:06)

hala ülke gerçeklerinin kurtlar vadisi tarafından if$a edildiğini sanan, "hele bi anlatın da neymi$ bu pkk öğrenelim" diyebilen ki$ileri hayal kırıklığına uğratacağını dü$ündüğüm film

(nedor - 18 Ekim 2008 21:37)

filminin fragmanını izleyen her kurtlar vadisi severin koşa koşa gideceğini söyleyebileceğimiz yapım.

lenin ve marx posterlerinin altında kravatsız elbise giymiş sakallı bir kimseyi elinde tesbihle ancak pana film devrime gönderir. kurtlar vadisi pusu izleyiciside komedi diye ancak böyle bir filme gider. katıla katıla güler.

(ahmet hitchcock - 25 Kasım 2008 12:22)

kurtlar vadisi pusu'nun devamlılığına zeval getirmeden nasıl bir senaryo yazılıp çekilmiş olduğunu deli gibi merak ediyorum. hani bu üç oyuncu; üç farklı karakterle, üç farklı isimle, farklı bir filmde oynayıp kurtlar vadisi pusu'nun ekmeğini yemeye çalışsalar anlarım. dizi bittikten sonra "işte diziden sonraki muro, çeto ve yıldırım" konseptli bir film çevrilse onu da anlarım (kurtlar vadisi bittikten sonra çekilen kurtlar vadisi ırak filmi gibi mesela). ama halihazırda kurtlar vadisi pusu'da kendilerine yazılmış belirli bir senaryoyu oynarken, belirli bir olay örgüsü içinde yer alırken, aynı anda aynı karakterlerle tamamen farklı bir senaryo, farklı bir olay örgüsü içinde yer aldıkları bir filmde oynamaları nasıl olacak?

kurtlar vadisi pusu'nun son bölümünden gördüğümüz kadarıyla bu üçlü; iskender büyük'ün "sizi milletvekili yapacam" vaadine kanarak anlaşma yapıp düzmece delillerle paşa cinayetini üstlendiler ve tam düzmece tatbikat esnasında da polat alemdar'ın baskını ile ele geçirildiler. şu üçlü polat alemdar'ın elinde. oysa film fragmanlarında görüyoruz ki barlarda pavyonlarda geziyorlar, eğleniyorlar. iyi de nasıl oluyor? dizi seyircisi olarak bu ikisini nasıl bağdaştıracağız? saçma olmayacak mı?

içimden bir ses, filmin vizyona giriş tarihi olan 5 aralık cuma gününden önce, 4 aralık perşembe günü yayınlanacak olan kurtlar vadisi pusu'da, bu üç karakterin senaryo gereği filmin başlangıç noktasına getirilip bırakılacağını, filmin senaryodaki süresi boyunca (diyelim ki film 15 günlük bir süreci anlatıyor) bu üçlünün ortalıkta olmayacağını, bu sürenin sonunda da filmin bittiği noktadan diziye geri döneceklerini söylüyor. yani senaryo icabı polat, bu üçlüyü filmdeki barlara pavyonlara falan gönderiyor, orada şu şu görevi yapın, şunları araştırın, şu kızları bulun sorgulayın, sonra da gelin falan diyor. bir yandan dizi normal akışında devam ederken, aynı anda muro'nun o görevi nasıl yaptığını da filmden görüyoruz.

başka türlü mantıklı bir şekilde bağdaştıramıyorum ben diziyle filmi. bu düşüncem bile yeterince saçma, ama eğer bu şekilde değilse çok daha saçma olacak kanaatimce.

(kibritsuyu - 28 Kasım 2008 13:13)

afişteki tipleri metroda her gördüğümde gülümsememe sebep olan film.

ama yine de parama ve iki saatime kıyamayacağım sanırım.

(indolento - 6 Aralık 2008 01:41)

yer: abuk sabuk bir yer
kişiler: abuk ile sabuk
konu: acayip profesyonel film eleştirisi

a: abi arog kötüymüş diyolar
s: kötü, berbat yaw! olmamış hiç!
a: sen gittin mi?
s: yok bi arkadaş anlattı.
a: haa.
s: muro daha komik şerefsizim.
a: haa, muroya gittin mi sen? beraber gideriz demiştik.
s: yok gitmedim. bi arkadaş anlattı.

(bkz: bayılıyorum insanımıza)

(bika - 11 Aralık 2008 20:36)

fragmani dahi benim icin bir nevi doz asimiydi.

(kanzuk - 11 Aralık 2008 21:41)

filmi gittik izledik (kurtlar vadisini tek bölüm tam izlemişliğim yok ama youtube'dan muro, çeto ve yıldırım'ı tanıyordum, özellikle http://www.youtube.com/watch?v=4adgxxqfn1m efsanevi), memnun kaldık. filmde adam sandler havası var, ben onu da seviyorum. gittiği her filmi başyapıt sanan sinema izleyicisi değilim. çapında güzel bir film. oyunculuklar çok başarılı. ama biraz aceleye getirilmiş gibi duruyor. birkaç kez daha senaryonun üstünden geçilseymiş keşke, biraz olgunlaşmasına ihtiyaç var gibime geldi izlerken. bazen fasulye kadar absürt oluyor, bazen recep ivedik'leşiyor, bazen kutsal damacana gibi şuursuzluklarda yüzüyor. biraz ortaya karışık bir şey olmuş. herkesi yakalamaya çalışmış; mesaj kaygılı repliklerden tutun da tekrarlayan sekanslara kadar ne kadar film klişesi varsa içine yığılmış. fakat karakterler çok başarılı. helal olsun yani yaratıcılarına, oyuncular harikalıklarını filmde de göstermişler. keyifle izliyorsun. "devrimci böyle olmaz, gün gelecek taşaklarınızı biz yakcaz" edebiyatı yapan sikko solcu triplerine girmeye de gerek yok. acayip eğlenceliler işte. o kadar. insanın bir şeyleri devirecek kapasiteye ulaşması için önce kendiyle dalga geçmeyi bilmesi gerek bence. muro filmiyle senin solculuğuna zeval geliyorsa zaten, bırak bu işleri derim. bunları kurtlar vadisinden söksen, spin off'unu televizyona dizi çeksen, her hafta kırıp geçirirler bence. tabii ki gülmekten öldüren, izlenmezse çok şey kaçırılacak, tekrar tekrar izlenecek bir film değil ama, o kadar kötü de değil. sıkılmadan izliyorsun. güzel olmuş.

muro, çeto ve yıldırım hakkında hiçbir fikri olmadan burun kıvıranlar için http://www.youtube.com/watch?v=oxejyfcfgjq&nr=1 videosundan yazıyorum:

*muro ile yıldırım, çeto'nun eve girişini odadan gizlice izlemektedir*
nene: ooo çeto, sen hoş gelmişsen.
çeto: hoş geldim ama, eli boş gelmedim nene. ver öpeyim elini.
nene: ne zahmet ettin çeto.
çeto: ağzımız tatlansın diye burma kadayıf aldım nene.
nene: oğlum, bu helal mi haram mı, hangi parayla aldın?
çeto: anamın yolladığıyla aldım nene. helal helal.
nene: eh, hadi. geç içeri geç, seninkiler içeride.
çeto: tamam.
muro: *çetonun enseye patlatır* anan nasıl çeto?!
çeto: başkanım.
muro: çeto, içeri girene kadar 9 kusurlu hareketten kaç tanesini yaptın?
çeto: 9 kusurlu derken başkanım?
muro: ... yıldırım arkadaş, sen say bakalım.
yıldırım: başkanım, birincisi, ezilen halkımızın elini öpmesi. madem ezilmiş, sen de ez?
muro: puh! oturun len. düzeltiyorum yıldırım, düzeltiyorum. ve düzeltmekten yılmıyorum. çünkü bu düzeltmek de devrimin bir süreci. ve korkarım ki bu süreç, ya sizin, ya da benim ömrümü yiyecek. birincisi feodal itaat kültürü. başı dik halkımızı her gördüğü otorite karşısında eğilmeye itmiştir.
çeto: yıldırım'ın nenesinin nesi otorite başkanım?
muro: ... manevi otorite. küçükken en çok kimden dayak yedin çeto?
çeto: nenemden.
muro: al buyur işte. feodal kalıntıların seni gün gün eritmeye devam ediyor. ikincisi tatlı getirmişsin. bu subjektif bir ajanlıktır.
çeto: başkanım dedim ki tatlı yiyelim tatlı konuşalım.
muro: evet, bu iyi niyetli bir davranış bunu affediyorum. peki, devrimci yalan söyler mi?
çeto: büyük lider lenin rusları kandırmadı mı başkanım?
muro: ne dedi? "para anamdan geldi helaldir" mi dedi? terbiyesiz... cevizli mi fıstıklı mı?
çeto: lenin mi annesi mi başkanım?
muro: kadayıf diyorum çeto kadayıf. şekerim yerlerde nalet olsun.
yıldırım: nene! kadayıfı yetiştir! başkanımın şekeri düşmüş!
nene: patlamasın geliyor.
muro: içimdeki insan sevgisi olmasa şu neneyi boğazlıyacam ama...
(...)

sdlfkjdslkfdslkjfjlk lan dizide bu diyalogları bütün ciddiyetleriyle oynayan adamların filmine gidilmez mi yahu. adamlar güzel yazıyor. bıraksınlar kurtlar vadisini solucanlar vadisini falan. içlerindeki mizah ruhuna oynasınlar. devamını çeksinler (ki filmin sonundan geleceği anlaşılıyor), daha çok ve kaliteli, uzun uzun güldürsünler. bi de filmi izleyince muro'ya benzediğimi fark ettim eet sdlfjsdlfksdfkj.

(radioheadbanger - 18 Aralık 2008 02:26)