Oyuncular
  • "scorpions un en güzel parçalarından biriyken şarkıyla ilgili sadece bir iki entry girilmiş olması pek şaşırtıcı.dinleyiniz efendim.nokta"
  • "scorpions'un son 25 yıldaki en iyi şarkısı. son 25 yıl diyorum. çünkü ortada bir efsane şarkı var.(bkz: still loving you)"
  • ""pay for my chemotherapy." *"
  • "(bkz: az bilinen efsane duyarlar) üyelerinin izlememesi gereken mükemmel bir stand-up gösterisi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    scorpions'un son albümü olan humaity hour 1'in harika son parçası. 1970'lerden gelen ses de aynı duygu da.

    humanity
    auf wiedersehen it's time to say goodbye
    the party's over as the last good dies and angel cries

    humanity,
    it's au revoir to your insanity
    you sold your soul to feed your melodies, your fantasies and lies

    you are a drop in the rain,
    just a number not a name
    you won't see it
    you don't believe it
    at the end of the day
    you are a needle in the hay
    you signed and sealed it
    and now you gotta deal with it

    humanity humanity
    good bye

    be on your way
    adios amigo
    there's a price to pay
    for all the idiotistic games you played
    the world you made is gone

    you are a drop in the rain,
    just a number not a name
    you won't see it
    you don't believe it
    at the end of the day
    you are a needle in the hay
    you signed and sealed it
    and now you gotta deal with it

    humanity humanity
    good bye

    in your eyes
    i'm staring at the end of time
    nothing can change us
    noone can save us from ourselves

    you are a drop in the rain,
    just a number not a name
    you won't see it
    you don't believe it
    at the end of the day
    you are a needle in the hay
    you signed and sealed it
    and now you gotta deal with it

    humanity humanity
    good bye


    (ortmen - 16 Mayıs 2007 09:01)

  • comment image

    wind of change ile büyümüş bünyeleri çooooooook uzaklara götüren bi scorpions şarkısı. yazık ki dinlememişim, denk gelmemiş bu vakte kadar.

    "humanitiiiiiiiiiiii" derken, ben tee kaç sene önceye gidiyorum. at kuyruklu bi kız çocuğu var. basketbol oynamaya gidip gelirken kulağındaki volkmenle dinliyor bunu. arkadaşları da... ingilizce çok yeni bir dil onun için, ama bi arkadaşı ingilizcesini yazıyor, sonra oturup çeviriyor onları.

    moskova'da hissediyor kendisini. oldu canım o, baksana dinliyor, politik bi görüşü var, ingilizceyi sözlüklerle de olsa çözebiliyor. fen lisesi sınavları var önünde, ama halledebilir o.

    hallediyor da nitekim. değişim rüzgarları denen şeyin ne olduğunu idrak ediyor yavaş yavaş.

    çok yıllar sonra bi gün, msnden geliyor: "bunu dinlemiş miydin?"

    - çok severim, dinlemiş olmalıyım.

    + bi dinle bunu.

    ...

    hümanitiiiii diyor ses, çok tanıdık bi ses. yıllar öncesine gidiyor işte. çok özlüyor, çok dinliyor. sonra oturup bunları yazıyor. *


    (yokoylebisevgili - 28 Eylül 2008 19:54)

  • comment image

    artık müzik hayatına veda etmeye hazırlanan scorpionsın en aşmış şarkısıdır kanımca. özellikle adios amigo sözünü söylerken içimi parçalar. insanlığın kayboluşunun ölüme koşanın bir bedenle sınırlı kalmadığını, gözümüzü kapattığımız zaman birer birer gidenlerin toplumları oluşturduğunu ve bunları görmezden gelmenin üzerine yazılmış onca kitap şiir yapılmış onca felsefenin bile bunun yanında hiç kaldığını hatta bu yapıtların bile insanlığın ruhunun satıldığını söylemekte ve bunu bütün sözlerden daha güzel dile getirmektedir. dünyanın bir yerlerinde kanayan yaralar olduğuna inanmamaya devam ettiğimizi ve günün sonunda uyuşturucu -bu uyuşturan her şey olabilir tv bile- iğnesiyle kendimizi uyuttuğumuzu dile getirir. aptalca hareketlerimizle kendimizi dünyamızı tükettiğimizi mahvettiğimizi söyler umutsuzca. yine umutsuzca bu şarkılarını söylerken bizi bizden kurtarması gereken bir kurtarıcıyı ister ama superman istemez bir destan kahramanı dilemez peygamber gelsin demez çünkü onlar da insandır. insanlığı "insan" olmayan birilerinin kurtarmasını diler. ve bunun olmayacağını bildiği için belki de en sonda "humanity, good bye" der. ingilizce, fransızca, almanca ve ispanyolca sözlerin yani dünyanın en egemen ülkelerinin, sömürgeyi zirveye çıkarmış milletlerin kelimelerinden yapması ince bir göndermeyle sınırlı kalıyor gibi görünse de, her üç dilde de -isp, alm ve fr.- iki kelime kullansa da vermek istediği mesajı iki kelimeyle vermektedir.

    ayrıca nedense bu şarkı dinlerken aklıma queen ve freddie mercury gelmektedir sanki o söylemiştir. belki de freddieden bu şarkıyı duymak istediğimdendir.


    (hayaletgemisi - 14 Eylül 2010 17:59)

  • comment image

    sınırları olmayan ricky gervais gösterisi. bu yüzden ona buna duyar kasanlar izlemesin mümkünse. mizahta bile sınırlarımız olacaksa neyde olmayacak allah aşkına?

    gösteriden aklımda kalan 3 bölüm oldu ve bu bölümleri yazmak istiyorum. birincisi ricky gervais'in çocuk yapmama nedenlerini açıkladığı kısımlar.

    --- spoiler ---

    "niye çocuğunuz yok?" çok garip bir soru değil mi? niye çocuğum yokmuş! asıl insanlara "niye çocuğunuz var?" diye sorsana. çocuk yapmamak bencilceymiş. hiçbir şekilde var olmayan birini dünyaya getirmemek nasıl bencilce olsun? hayalet fetüsler tek sıra olmuş beklerken "doğmak istiyoruz!" demiyorlar ya! çocuk yapmamamın üç sebebi var. bu üç ana sebebi sizlerle paylaşacağım.

    birincisi milyonlarca var! dünyada nüfus fazlalığı var. kimse "rick çocuk yapmıyor elde çocuk kalmadı siktir ya." demiyor.

    ikincisi çocuklar beleşçidir öyle değil mi? daha ilk günden hep kendilerini düşünürler. "besle beni. giydir beni. kemoterapi masrafımı öde." benim derdim değil evlat. yapacak bir şey yok, kader. batı dünyasında ortalama bir aile bir çocuk için 200.000 dolar harcıyor. parayı geri de vermiyorlar. minnettar değiller. "iyi ki beni doğurdunuz." yerine "doğmak istemiyordum!" derler. süper bir işe girseler bile ki giremezler o parayı geri vermezler. seni huzur evine yatırırlar.

    üçüncüsü de hep onu düşünür çok endişelenirdim. şu an sadece bir kedim var onu bile çok düşünüyorum. kaçmasın diye evden çıkarken kapıyı üç kez kontrol ediyorum. her odaya su ve mama koyuyorum ki kapı kapanırsa 20 dakika aç kalmasın. insan bebek mi? tanrım! insan hayatının sorumluluğu! o korkunç beşik dönemini sağ salim atlatsa bile bebekken koşarken kafası antika sehpalara gelebilir. sivri köşelerine sünger koymam lazım ki koşarken kafasını yarıp ölmesin.

    evlat edinmeyi aklımdan geçirdim. üçüncü dünya ülkelerinden. üç sorunu da çözüyor çünkü öyle değil mi?

    birincisi nüfus fazlalığı sorununu kötüleştirmiş olmam. var olan sorunu hafifletirim. kendi suçu olmaksızın inanılmaz yoksul doğan bir çocuk. ben olmasam ölür yani hayatını kurtarabilirim. onu iyi yetiştirebilirim.

    ikincisi minnettar olur değil mi? borcunu ödemek ister. hele bir de köyündeki diğer çocukların o kadar şanslı olmadığını oradan kurtulamadıklarını söylersem.

    üçüncüsü de eğer bu çocuk kafasını çarpıp ölürse çocuk esirgeme kurumundan gelenler "çocuk sizin mi?" diye sorduğunda "bana benziyor mu?" derim.

    ---
    spoiler ---

    ikincisi tanımadığı insanların çocukları hakkında söyledikleri ki harfiyen katılıyorum.

    --- spoiler ---

    çocuğum olmamasına rağmen insanlar kendi çocuklarını gösteriyor. sanki sikimde. bazen meşgul oluyorum, çalışıyorum, dizi veya film setinde falan oluyorum. stresliyim. prodüktör veya yönetmenim. tek bir günlük biri geliyor tek cümlesi olan bir figüran. kendisini tanıtıyor.
    "memnun oldum. bir saniye."
    "meşgul müsünüz?"
    "evet epey."
    "hafta sonu çalışıyor musunuz?"
    "çekim yapmıyoruz ama düzenlemeler var."
    "benim ufaklığı bale dersine götüreceğim."
    "ne güzel."
    "evet 8 yaşında. fotoğrafı var."
    "ya... kayıp olursa falan gösterirsin. ormanda görürsem haber veririm."
    tüm o kibarlıkları yapman gerekiyor. uzun olmalı. kısa tutarsan garip oluyor. anlıyorlar.

    ---
    spoiler ---

    üçüncüsü gösterinin sonunda verdiği mesaj. bu mesajı hayat mottonuz olarak belirlemekte fayda var.

    --- spoiler ---

    hepimiz öleceğiz. hayattayken gülmeliyiz. zor zamanlarda bile gülebilirseniz size hiçbir şey olmaz. ağabeyim bob ile tek bir kuralımız vardı o da şuydu. aklına komik bir şey gelirse söylemek zorundasın. önemli olan yarışmak. belki sonu iyi biter belki de kötü. ama söylemek zorundasın. son sözlerimi söylerken bu dediğimi unutmayın.

    ---
    spoiler ---


    (halitkin - 25 Mart 2018 21:00)

  • comment image

    "denizden babam çıksa yerim" misali "ricky gervais ne yapsa izlerim" diyen biriyim ve keyifle izlediğim bir stand up oldu. çin'de köpeklere yapılanları anlattığı kısımda hüzünlendim ama bunun dışında bol bol güldüm. ellerine sağlık ricky reyis.


    (gok yeleli bozkurtun avukati - 25 Mart 2018 21:11)

Yorum Kaynak Link : humanity