• "trump 'a hayran olmamı sağlayan belgesel.kişiliği belki harika değil ama hayallerini gerçekleştirmesi muazzam. dünya üzerindeki tüm trump belgesellerini baştan sona izleyesim var."




Facebook Yorumları
  • comment image

    donald trump'ın başkanlığa giden yoldaki çalkantılı iş ve özel hayatını, çevresindekilerin anlatımıyla, sunan bir netflix belgesel tv serisi. ilk sezon 4 bölümden ibaret. gerçekten ilginç bir kişilik. akıcı bir anlatım var, önerebilirim.

    --- spoiler ---

    4. bölümde bahsedilen yeni haberdar olduğum yüzyılın rezil edilmesini de izleyebilirsiniz. özetle 2011 yılında trump'ın basına çıkıp sürekli obama'nın doğum sertifikasını yayınlayıp amerika doğumlu olduğunu ispatlamasını istemiş ve aşağıdaki video daki şekilde cevabını almıştır.

    https://youtu.be/hhckzcxdrka

    ---
    spoiler ---


    (hadoop - 31 Mart 2018 17:15)

  • comment image

    rezalet bir altyazı ile netflix'te yer alan belgesel. çeviren arkadaş anlamadığı yerleri sallamış, bazı yerleri de hic çevirmemiş.

    bunun dışında belgesel güzel. wild wild country kadar ilgi çekici olmasa da iyi bir tarihi derleme olmuş. 10 üzerinden 7.

    (bkz: roy cohn/@saladze)


    (saladze - 1 Nisan 2018 16:52)

  • comment image

    trump 'a hayran olmamı sağlayan belgesel.

    kişiliği belki harika değil ama hayallerini gerçekleştirmesi muazzam. dünya üzerindeki tüm trump belgesellerini baştan sona izleyesim var.


    (bertarafizm - 7 Eylül 2018 03:25)

  • comment image

    4 bölümlük netflix belgeseli. yaklaşık 1 saatlik 4 bölümden oluşuyor. bölümlerin her biri hayatının bir alanına odaklanmış. bölümler şöyle:
    1) manhattan, ilk büyük emlak işi,
    2) kumarbaz: kumarhaneler zinciri kurmaya başladığı zamanlar,
    3) yurttaş trump: hayata nasıl baktığı, sözde değerleri,
    4) politika: politikaya girişi.

    belgeselde trump’ın nasıl bir insan olduğu, emlak imparatorluğundan amerika birleşik devletleri başkanlığı'na giden yolda neyi nasıl yaptığı beklediğim kadar olmasa da oldukça açık anlatılmış. mutlaka izlemenizi tavsiye ederim, ben biraz geç kaldım gerçi.

    en büyük özelliği hadsizlik ve bedeli ne olursa olsun "en büyük, en çok konuşulan" olmak ve bu yolda her şeyi mübah görmek olan donald trump’ın ilk yıllarında yapılan röportajlarda hala biraz “insan” olduğu görülüyor. en azından tevazu emaresi gösterebiliyor, ya da empati. iş hayatındaki önlenemez yükselişi reagan amerika’sının her alanda yenilenme rüzgarını arkasına alarak babası olan fred trump’ın asla üzerinden risk yüklenmeyeceği emlakların alımlarıyla başlıyor. “kendine güven, inan, istersen mutlaka olur” gibi beyin zehirleyici, hayalperest ve sonu bin kişiden dokuz yüz doksanında yanılsama ve düş kırıklığına sebep olacak kişisel gelişim zırvalıklarının suyunu çıkarıyor. babanız zaten halihazırda emlak milyoneri değilse asla işlemeyecek bir formül.
    şahsım adına trump kepazelikleri ve sınır tanımaz arsızlığı hakkında az çok bilgi sahibi olduğuma inanıyordum ama bu belgesel bildiklerimin çok az olduğunu gösterdi. ilk karısı ile olan evliliği ve 3 çocuğunun doğduğu yıllar en yükselişte olduğu zamanlar. karısı da en az kendisi kadar hırslı ve çok daha disiplinli, hem iş ortağı hem sırdaşı oluyor ama aldatılmaktan ve evlilik bittikten sonra kadın değil iş ortağı olmakla itham edilmekten kaçamıyor. klişedendir: işlere sıkı sarılmasa bu kez ilgisiz ve para avcısı bir model eskisi olmakla suçlanacaktı. evliliği biterken artık amerika ekonomik durgunluk döneminde ve trump tam bu esnada kumarhane işini büyüterek (ilk kumarhanesi karısı tarafından idare ediliyor, çünkü her üçkağıtçı gibi sadece "aileye" güveniyor, tabii ki onları da harcamayacağı anlamına gelmiyor bu) atlantic city’nin en büyük kumarhanesini açmak istiyor, gelgelelim bu kez işler beklediği gibi gitmiyor ve gırtlağına dek borca batıyor, fakat şatafatlı yaşamından asla taviz vermiyor, playboyluğu elden bırakmıyor. bu arada kronik bir yalancı olarak tüm bankalar peşinde iken ve borçları ayyuka çıkmışken durumunun çok iyi olduğu yalanını göze bakarak sürekli söylüyor. (iyi politikacı olacağının sinyalini oradan alıyoruz zaten) karısını aldattığı kadınla da bir çocuğu oluyor ve bu düğünün masraflarını kumarhanesi için kredi verip geri ödemediği citibank üstlenmiş oluyor, şaka gibi ama gerçek. hayat felsefesi “benim kazanmam senin kaybetmen demek” üzerine kurulu, korkunç acımasız. ve tabii ki kapitalizmin en sevdiği değerler üzerine kurulu imparatorluğu. ilk başta reform partisinden aday olmayı düşünürken son anda çekiliyor, zaman ikibinlerin başı. george bush’un başkanlığı sona erip obama başkan olunca her ırkçı, amerika’yı amerika yapan sözde değerler savunucusu cumhuriyetçi gibi çıldırıyor. tabii korkusu istediği gibi pervasızca davranamamak kaynaklı.
    benim en ilgimi çeken ise bizim, (benim de) “çomar” dediğim insanların amerika’da bu adam başkan olması için verdikleri gaz oldu, “9 aydır işsizim, ama adamsın, başkan olmalısın” , “amerika’ nın sana ihtiyacı var” gibi akıl fikir yoksunu binlerce tweet çomarlık müessesesinin küresel yaygınlığını göstermesi açısından oldukça aydınlatıcı. belgeselde en üzerinde durulan konu donald trump’ın ilgi manyaklığı, babasının cenazesinde bile ilgiyi çekip rol çalmaya çalışıyor. en ilginç olaylardan birisi de şu, bir kadın gazeteci telefonda yeni ilişkisi hakkında konuşmak istiyor, kendisini trump’ın halka ilişkiler için tuttuğu john miller olarak tanıtıp kadınla konuşuyor ve kadın bunu farkederek konuşmayı kaydedip tüm her yere dağıtıyor, bundan bile utanmıyor trump. inanılmaz bir cringe fest. başkası adına utanmanın everest’i. barack obama’ya takık beklendiği üzere, obama’nın doğum belgesi olayı ise komedinin doruklarında…
    tüm belgeselde kişiliği ile birlikte görünüşünün, psikolojisinin, insanlığının yerlere serilmesi kademe kademe gözlenebiliyor, gençken hırslı ve başarılı genç işadamı olarak az buçuk sempatiyle karşılanabilen kişiliği şu anki haline evriliyor, parası büyürken kişiliği eriyor, belki de erimiyor, hep böyleydi ve şartlar göstermesine zemin hazırladı. bilinmez.
    belgesel “allah başımızdan eksik etsin” diyeceğimiz bir zorba ve kronik yalancının hayatta geldiği yere nasıl geldiği üzerinden ilerliyor. ama hep dediğim gibi: bu adam değil, bu adama ve benzerlerine prim verenler çok daha tehlikeli. işsiz bir redneck’in övdüğü, siyahların, eşcinsellerin, göçmenlerin düşmanı bir politikacı tabii ki kof ve popülist bir milliyetçilik, amerikancılık rüzgarından güç alıyor, ezilen ve bunun farkında olmayan insanın şakşakçılığı zorbaların her zaman en sevdiği olmuştur malum. son derece acımasız ve vicdan yoksunu: mesela en son kaşıkçı’nın lime lime kıyma edildiği vakanın açıklamasından “ tatmin oldu”. eh bize de halt yemek düşer bu durumda. belgeselde hakkında "tam bir üçkağıtçı" ifadesi kullanan insanlar var.
    ne de olsa yabancısı da değiliz bu tip insanların.
    ve bu tıynette adamlar yönettikçe dünyayla ilgili umudum kalmıyor.
    edit: sözcük ekleme.


    (snegurochka - 22 Ekim 2018 11:23)

  • comment image

    trump'ın nefis bir ruh hastası olduğunu gördüğümüz belgesel serisi.

    kendisini kendisinin halkla ilişkiler sorumlusu olarak tanıtıp bir gazeteciyle telefonda röportaj yapıp "donald'a bütün kızlar hastadır kendisi çok başarılı bir insandır ve new york'un en gözde bekarı, carla bruni bile donald için mick jagger'dan ayrıldı" diye anlatıyor. ben de bu kafadan istiyorum lan ffvjnk.

    yalnız, barack obama doğum belgesi konusunda bu dayıya öyle sağlı sollu dalmış ki, kendimi adamın yerine koyup üzüldüm.
    ben olsam, o rezaletten sonra yüz nakli yaptırır, beni kimsenin tanımayacağı bir afrika ülkesine yerleştirdim. trump ne yapmış?
    iyice hırslanıp amerikan başkanı olmuş. işte bu da trump ve benim aramdaki fark:///


    (pis sacli alsancak insani - 11 Ocak 2019 23:43)

Yorum Kaynak Link : trump an american dream