• "2018 yapımı netflix belgeseli. adderall ve türü ilaçların kullanımı hakkındaymış."




Facebook Yorumları
  • comment image

    son derece tarafsızca hazırlanmış olduğunu hissettiğim belgeseldir. pek çok uzmanın yorumu yanı sıra,kullanan kişilerin hayat hikayeleri ve ilaç ile birlikte bir nevi " before-after" tadında önümüze sunulduğu harika bir çalışma.çok uzun yıllardır farklı bir kategoride olan fakat benzer amaçlara yakın sebeplerle ilaç kullanan biriyim ve izlerken bir bağ kurmamak imkansız oldu.adderall başlığında ortaya çıkıp, tüm benzer ilaçları sorgulayan bir belgesel olduğu çok aşikar. ilaç bağımlılığı ve günümüzde artan rekabet dünyasını daha iyi anlamak için kesinlikle izlenilmeli.


    (masterofhiciv - 20 Mart 2018 14:27)

  • comment image

    belgesel ilaçları övüyor. rekabet ve hırs dünyasında yaşıyoruz ve herkes bu dünyada hayatta kalmaya çalışıyor. bu noktada insanların anlamadığı şey “bağımlılık” mevzusu. nedense bağımlı olma durumu insanlara hafif bir kusur gibi geliyor. bağımlılık diyoruz arkadaşım. yani bir zaman sonra bu ilacı almayınca
    1. belki sıçamayacaksın
    2. belki sevişemeyeceksin
    3. koku duygun kaybolacak
    4. ilaç olmayınca mala bağlayacaksın...

    “eeee hep o zaman bu ilacı alırım ki ben” mevzusuna geliyoruz. sorun şu ki her zaman ilacını bulamayabilirsin. zaten birçok ülkede satışı yasak. ona benzeyen bir haltlar alırsın onlar da seni daha üst seviyede uyuşturuculara bağımlı yapıyor. hadi gerçekten ilaca her türlü erişebiliyorsun diyelim o zaman da şu mesele ortaya çıkıyor. sen içtikçe ilaç seni kesmiyor ve manyağa bağlıyorsun. dozajı arttırmaya başlıyorsun. 5mg ile başlamıştın, sonra 10 oldu sonra 70 vs. aldıkça alıyorsun kesmiyor. kesmedikçe arayışlara girip eroin falan sıçtın yani...

    bakın arkadaşım ben ilaç karşıtı değilim. ben “bağımlılık” olayına karşıyım. bu belgeselde bağımlılık durumu güzel işlenmemiş hatta sanki adderall reklamı. yapmayın, etmeyin...


    (ayiyasamaratansomonbaligi - 23 Mart 2018 19:41)

  • comment image

    ilk 35 dakikası istisnasız adderall'in performans arttırıcı olduğunun vurgulanıp durduğu kafa karıştırıcı bir netflix şeysi. hatta bu yarıda bir yerlerde de "performans sorunlu çocuklarının performansının arttırılması" (dehbi kastediyor) için kullanıldığı söyleniyor. sonra aralarda bir yerlerde bu ilaçların dehb olanlar için uyarıcı nitelik taşımadığı bir iki lafın arasında sıkıştırılmış kalmış, cımbızla seçiyorsun, bildiğim için özel olarak aradım ve buldum, varmış meğer.

    belgeselde çok sık bir şekilde uyuşturucu ve uyarıcı kavramları birbirine karışıyor. sonra metilfenidat da bunlara karışıyor.

    dehb olsanız (ki öyleyim ama ilaç almıyorum) kendinizi eroin alıyormuş suçlu hissedeceğiniz bir süper yapım. dahası eğitim sisteminin ve çalışma sisteminin bozukluğuna ayak uydurmak için metilfenidat kullanmak zorunda kalacak dehb'li çocukların annelerini çocuklara zehir veriyormuş hissi ile vazgeçirecek süper über tarafsız bir belgesel. sonra çocuk dehb gibi bir karmaşa ile baş başa kalınca, işler boka sarınca gelsin 7 yaşında çocukta prozac kullanarak düştüğü depresyondan çıkarma çalışmaları.

    ilaç istismarı kötü, film bunu vurguluyor ama ne pahasına? ilaçtan korkarak ilaç vermemek de o kadar kötü. bu konuda belgeseli çok tarafsız bulmadım, kafa karıştırmaktan ibaret kalan bir şey olmuş.


    (kici kokan maymun - 26 Mart 2018 18:13)

  • comment image

    uzun metraj adderall reklamı yazacakken yanlışlıkla belgesel yazmışlar. adamlar resmen birbuçuk saat ampfethamine reklamı yapmış. linç edilmemek için de gerçekten adhsden muzdarip olup, bu ilaçları kullanması gereken insanlar üzerinden duygu sömürüsü yapmışlar. cidden iğrençlik!


    (hain tirtil - 27 Mart 2018 01:19)

  • comment image

    belgesel boyunca 'uyarıcıların zararları' kısmını beklememe rağmen, sanırım bir defa karaciğeri cümle içinde kullandıklarına rastlayabildim. belgesel sonunda aldığım mesaj, '' lise öğrencisiysen üniversiteyi kazanana kadar, üniversite öğrencisiysen, işe başlayana kadar, işe başladıysan terfi alana kadar, sporcuysan yaşın geçene kadar kullan sonra bırak'' oldu.

    çocuğuma horoyin mi verdim diye ağlayan anneler ve dehb si olmamasına rağmen amerika'nın öss'si sat'a hazırlanmak için bu uyarıcı maddeleri kullananları 'sistem adaletsiz, özel ders alacak parası olmayan öğrenciler adderall kullanıyor' diye eşitsiz gelişime göz kırpan bir takım uzmanlar arasında uyarıcıların zararları başlığı ha geldi ha gelecek diye beklerken bitti belgesel.

    depresyona bağlı dikkat eksikliği tanısı konmuş ve ne depresyonu ne de dikkat eksikliği tedavi edilmiş biri olarak, iki durum için de ilaç kullanıyorum. dikkatimi çeken şey ise artık eczaneden 'uyarıcı'mı talep ederken, depodan ya da bilmem nerelerden temin edilmesi için günlerce beklemek yerine ilaca hemen erişebilmem oldu. sanırım iki yıl oldu bu ilaç ile tanışalı, son birkaç aydır farklı farklı eczanelere gitmeme rağmen hemen hepsinin ilacı artık dolaplarında bulundurduğunu fark ettim. nedeni ise kullanımının artması ve eskiye nazaran daha fazla reçete edilmesi imiş. sanıyorum birkaç yıla tastamam bu belgeselde gördüğümüz annelere, uzmanlara ve birbirine ilaç satan öğrencilere rastlarız.


    (behelit - 28 Mart 2018 19:32)

  • comment image

    sonuna kadar izlenmesi gereken belgesel. yarısında buraya entry girmeye başlarsınız yanlış yorumlarsınız. evet, başlarda ve ortalarda söz konusu haplara bi' özendirme olduğu doğru. hayatında bir kere bile herhangi bir hap kullanmamış beni bile bi' düşündürmedi değil ama sonlara yaklaştıkça deneyimlerini anlatan çoğu kişi buzdağının görünmeyen kısmından bahsediyor.

    örneğin siyahi küçük çocuk, adderall'ın derslerine konsantre olmasını sağlamasına ve annesinin kullan baskısına rağmen baş ağrısı yaptığı için kesinlikle kullanmak istemediğini ve tatil günlerinde asla almadığını söylüyor. ressam genç yan etkilerini çok iyi bildiği için çocuğum olsa kesinlikle kullandırmazdım gibi bir itirafta bulunuyor. liseli genç kız okul biter bitmez bırakacağından, siyahi menejer de işlerin düzene girmesi halinde kullanmayacağını söylüyor.

    hal böyleyken adderall ya da ritalin virali deyip geçmek pek mantıklı değil. bence iyi belgesel.


    (hersey olur - 10 Nisan 2018 19:04)

  • comment image

    ilaçları ve ilaç sektörünü yereceğini düşündüm, fakat belgesel boyunca adderall ve türevleri tüm ilaçlar övüldü. nasıl belgesel bu anlamadım gerçekten. belgeselin başında bu tarz uyarıcı ilaçları alan çeşitli yaşlarda ve meslek gruplarında insanlar var. ilaca şöyle başladım, şu yüzden kullandım, böyle iyi geldi, notlarım yükseldi falan diye devam ediyorlar. öncelikle ilaçların iyi taraflarını gösterip sonunda neler yaptığına dair bir şeyler anlatacaklar zannettim. mesela böbreğimin biri alındı, kaslarım eridi, etrafımda arkadaşlarım kalmadı, çok şiddetli baş ağrıları geçiyorum, bu yüzden işsiz kaldım falan diyecekler sandım, ama maşallah herkes mutlu, herkes başarılı. belgesel yanlışlıkla çekilmiş gibi.


    (yoruichi - 9 Mayıs 2018 22:12)

  • comment image

    adderall, ritalin ve concerta türevi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (ecnebi adıyla adhd) tedavisinde kullanılan, uyarıcı ilaçları konu alan belgesel.

    eski kullanıcılarından biri olarak söyleyeyim bu ilaçlar türkiye'de kırmızı reçeteli ilaçlardır. yani heyet raporu olmadan, belli testleri geçmeden alamazsınız. (efor testine girdiğimi, kardiyolog tarafından incelendiğimi ve ekg çekildiğimi hatırlıyorum) ha heyet raporu almak ve psikiyatristi kandırmak çok mu zor derseniz, orası muamma.

    lise çağlarımda notlarımın düşük olması, masa başında 5dk dan fazla oturamamam, hiç bir şekilde derslerime odaklanamamam, ben farkında olmasam bile öğretmenlerimin derste derse odaklanmadığımı söylemeleri üzerine, psikiyatriye gitmemle bu ilaçlarla tanışmış oldum.

    öncelikle şunu belirtmeliyim ki teşhisimin koyulması inanılmaz hızlı oldu. sanki google'lamışım gibi psikiyatrist "evet sende dikkat eksikliği var" diyip ritaline başladı.

    ritalinle başladım, concerta ile devam ettim. aralarındaki tek fark concerta yavaş salınımlı bir ilaç. sabah içiyorsunuz, tüm gün kesiyor. ritalin ise gün boyu bir kaç kez içmeniz (tedavi boyutunuza göre mg'ları değişiyor) gereken bir ilaç.

    yaklaşık 1 yıl kullandığımı hatırlıyorum. daha sonra yan etkileri yüzünden bırakmak istedim ve ailem kabul etti.
    işe yarıyor mu? (bkz: hem de ne) kesinlikle derslere daha çok odaklanabiliyordum, artık 4-5 saat masadan kalkmadan odaklı bir şekilde ders çalışabiliyordum. fakat benim bırakma sebebim yan etkileriydi. özellikle çarpıntı ve ilacın etkisi geçtiğinde hissettiğiniz çöküntü hissi tarif edilemez. ayrıca artık kişiliğimin değişmeye başladığını da hissediyordum. (belgeselde sanatçı çocuğun bahsettiği gibi) ilaç kullanmaya başlamadan önceki ben ile ilaçlı ben arasında çok fark vardı. artık daha çok somurtuyordum. daha sinirliydim. ders çalışmak için enerjim vardı ama koşmak için enerjim yoktu. gülmek için enerjim yoktu mesela.
    ilacı bırakmak istediğimi söyledim ve yaz başlangıcında bıraktım. bir daha da devam etmedim. ailem de olumlu karşıladı. çünkü düşünün çocuğunuz üniversite sınavına hazırlanıyor ve sabah okula gidip öğleden sonra dershaneye gidiyor. akşam eve geldiğinde ise somurtmaktan başka bir şey yapmıyor. sanırım ailem de bu durumdan çok mutlu değildi.

    sadede yani belgesele gelirsek, evet başlarda adderall virali gibiydi herkes olumlu taraflarından bahsediyordu. ama nedense bu bana yukardaki entryler'de yazılanlar kadar kötü gelmedi. çünkü gerçeği biliyorum. ben de kullandım. ilaçlar işe yarıyor. ve belgeselde söylenenler yalan değil. abartılmış da değil. bunlar gerçek. e belgeselin devanımda yan etkilerinden de bahsediliyor. bu ilaçları kullananlardan kimse de kullanmaya devam edeceğim demiyor. herkes bırakmak istiyor. kendimi onlar yerine koyabiliyorum ve onlarla aynı hissediyorum.

    kısacası ben eski hapçılardan olarak *belgeseli beğendim sözlük.


    (siyahkirmiziadam - 2 Haziran 2018 04:15)

  • comment image

    adderall reklamı olarak nitelendirilmiş dehb tedavisini ve tedavide kullanılan ilaçları anlatan belgesel..

    --- spoiler ---

    öncelikle ilaçların iyi taraflarını gösterip sonunda neler yaptığına dair bir şeyler anlatacaklar zannettim. mesela böbreğimin biri alındı, kaslarım eridi, etrafımda arkadaşlarım kalmadı, çok şiddetli baş ağrıları geçiyorum, bu yüzden işsiz kaldım falan diyecekler sandım, ama maşallah herkes mutlu, herkes başarılı. belgesel yanlışlıkla çekilmiş gibi

    ---
    spoiler ---

    adamlardaki mantığa bak belgesel çekiyorsan bok atacaksın.

    bu ilaçları kullanıp "kaslarım eridi arkadaşım kalmadı" diyen birisini gördün mü hiç. yok.
    sen kullandin ve belgeselde bahsi geçmeyen şeyler mi yaşadın. yaşadıysan belirt, arat senle aynısını yaşayan vardır değil mi? değil çünkü niye zahmete giresin ki bok at hemen.

    belgesel durumu eleştirel olarak mı anlatmış yoksa reklam mı yapmış. hangi gercekleri ortaya koymuş bir bakalım..

    -bu ilaçlara rekabet kültüründe hasta olmayanlar tarafından bile başvuruluyor.
    -ilacı kullanmayan bir kişi cevresinde bu ilaç sayesinde daha sıkı ve daha mutlu çalışanlarla rekabet etmek için ilacı kullanmaya itiliyor.

    +şimdi burada sorun ilacın kişiyi daha sıkı çalışmasını sağlaması veya çalışırken mutlu olmasını sağlaması mı,kişinin çalışmak ve çalışırken mutlu olabilmek için yoksa buna itilmesi mi?

    +"amk belgeseli bu ilaç sayesinde işsiz kaldım diyenleri gösterin." ne kadar mantıksız demi, zaten eleştirilen kısım, insanlar sevdikleri işleri yapamiyorlar ve bunun doğal reaksiyonu o işi yaparken mutsuz olmak ve o işi doğru düzgün yapamamak. bu ilaç yapay bi şekilde durumu törpülüyor. aslında sevmediğin işi seviyormuş gibi yapabilmeni sağlıyor. belgeselse ama bu ne kadar doğruyu anlatmaya calışıyor.

    sırf ekşici "bu ilaci kullanıp işsiz kalanları göstörön aq" diyecek diye yalan yanlış anlatsın değil mi, alıştığınız istediğiniz bu çünkü.

    neyse devam..

    -dünyanın genel olarak insanin dikkat süresini kısaltacak şekilde dizayn edilmesi.

    +kısaltılan filmlerden bir dakikalık videolara oradan 7 saniyelik vine lara kadar. kalın kitaplardan ince özetlere internette okunan sayfalardan 140, 280 karakterle düşüşe kadar. hepsi dikkat süremizin kısalmasıyla ya neden olarak ya sonuç olarak ilintili.

    -ilaç sektörü bu alandan ciddi kar elde ediyor.
    -eğitimde daha az ses çıkaran verilen ödevleri yapan öğrenciler, ailelerin ve eğitmenlerin işine geliyor.

    +öncesinde durum nasılmış peki; öğrenciler veya yetişkinler baskıdan, sorumluluklarından, başarısızlıklarından kurtulmak için keyif verici maddelere sığınırlardı; alkol ve uyuşturucu çeşitleri. hatta milenyum itibariyle bu sıkıntılarla mücadele etmek için kazanılan yeni alışkanlıkların başında oyun bağımlılığı gelmeye başladı. oyunda 2 saatte yapacağı görevler ve kazanacağı eşyalar atlayacağı seviyeler ile cocuk daha mutlu hale geliyorken, neden senelerce okuyup kendini geliştirmeye zaman ayırıp bi şeylerin peşinde koşsun ki..

    +bu ilacın getirdiği ironiyse, gerçek hayatta başarılı olmak için, daha fazla odaklanma daha az uykuyla daha fazla ders calisma süresi yaratma isteğinin çıkış yolunun bu ilaçlar olması.. ama kesinlikle sebep bu ilaçlar değil, sebep rekabet kültürü. belgeselin de ortaya koyduğu bu.

    -kişinin kendinde ilacı kullanan ve kullanmayan şekilde 2 farklı benlik durumunu fark etmesi.

    +benim de üzerine düşündüğüm etkilerin başında geliyor bu. o eski ilaç kullanmayan kişiyi düşündüğünde kesinlikle aynı kişi olmadığının farkında olma hali.

    -sporcularda kullanımı ve doping testlerinde pozitif sonuç vermesi.

    +burada irdelenen ilaçları kullanmanın ahlaki boyutuyla alakalı, idmanlarda daha fazla çalışabilmek ve bu süre zarfında mutlu hissetmek hile midir? çünkü netice itibariyle bunu kullanmadan o idmanların tüm zorluklarına katlanmayı göze alan sporcu ne olacak.. bu sebeple sporcu kullanımında denetlenmesi ve doping kapsamina girmesı mantıklı olan.. belgesel de bunu ifade ediyor.

    -2. dünya savaşında askerlere veriliyor olması
    +sizi her verileni yapan bir askerden ziyade her verileni yapabilecek olan bir askere dönüştürüyor. ikisi farklı..

    -vucudun su gereksimini artırması, yeterli suyun tüketilmemesi halinde kaslarda kuruluk.

    -kilo vermek için kullanımının olması, ilaç kullanırken beslenmeye dikkat edilmemesi halinde gerçekleşen kilo kaybı..

    -alkolle kullanımının yol açabileceği kötü sonuçlar ve kotüye kullanımın denetlenmesinin zorluğu.

    -ritalin gibi uzun salınımlı olmayan türlerin çekilme yaşatması.

    -vucudun tölerans geliştirmesi sonrasında ara vererek kullanmak yerine doz artırmanın çekilme çekilme yaşatması

    -doz aşımının epilepsi nöbeti geçirmeye sebep olması

    aklıma gelenler bunlar daha sonra gelirse etklerim..

    ama sonuç olarak bakıldığında, bunların hepsi belgeselde anlatılanlar. reklam mı yapılmış.

    alkol insanın gerçeklerden kaçmasına sebep olur demek reklam mıdır?

    bu ilaç sevmediğiniz ve odaklanamadığınız işi severek ve odaklanarak yapmanızı sağlıyor dediğinde reklam yapmış mı oluyor?

    işin hasta boyutunu, hiç bir uğraşa odaklanamayan her şeyleri yarım olan insanları katmıyorum bile. hele ki "ama kullanan ve faydasını gören hastalarla duygu sömürüsü yapmışlar" demenin aptallığına hiç girmiyorum.

    ama son tahlilde, teşhis koyulmuş ve doktorun işaret ettiği dozlarla ilerleyenler için sadece bir tedavi aracıdır bu ilaçlar. bu kadar fazla kullanımının olmasının sebebi ise insanların yarattığı bu rekabetçi ortam. doğduğu andan itibaren insan bir rekabet havuzuna atılıyor. ılaçlar bunların sebebi değil, sonucu.


    (sakaci sairr - 4 Kasım 2018 15:27)

Yorum Kaynak Link : take your pills