ildefonso falcones adlı yazarın 14. yüzyıl ispanyasında yaşanan derebeylik acımasızlığını ve zulmünü konu alan, bizi buruk bir yasak aşka da şahit eden çok dokunaklı ve bence çok iyi kurgulanmış hüzünlü bir kitap.

(black winter day - 6 Nisan 2011 03:39)

zaman zaman victor hugonun sefillerini anımsatan olay örgüsü yaşatan kitap. yazar sağlam bir tarihsel araştırma yapmış . barselona, kent yaşamı, köylü ve asiller arasındaki ilişkiler, adetler, toplumsal sınıflar, roman kurgusu içinde yedirilmiş. farklı bir tarih okumak isteyen, ortaçağa bir zaman yolculuğu yapmak isteyen kaçırmasın derim.

(kenan m - 8 Ağustos 2011 09:57)

ildefonso falcones önünde saygıyla eğilmek için bir neden daha bu kitap.

türkçeye deniz katedrali adı ile çevrilmiş ve pegasus yayınlarından çıkmıştır. çok nadiren bunu yapsam da dil açısından zorlayıcı olduğunu ve müthiş bir berraklıkla çevrildiğini de söylemek isterim. bu sebeple çevirmeni de belirtelim pınar gökpar.

yazarın bir başka şaheseri için baknz; fatımanın eli.

(kuzularin essizligi - 26 Haziran 2015 12:14)

netflix'te yayınlanmış bir dizi. yengem izliyor şu an ve çok beğendi, benim kişisel yorumum yok.

(nerminator - 3 Eylül 2018 11:35)

harika bir netflix dizisidir. la casa del papel tutunca ispanya’dan ikinci diziyi de almışlar.

kitabından haberim yoktu bugüne kadar. hikaye o kadar güzel ki kitabını da mutlaka okuyacağım.

(magracer - 3 Eylül 2018 17:37)

henüz ilk bölümdeyim ve beğendim diyebilirim. kurgusal anlamda ufak kopukluklar olsa da gayet vurucu bir ilk bölümdü. öyle ki birinci bölüm, "zengin, soylu, lord, derebeyi" olarak adlandırılan orospu çocuğu zümrenin ölümü ne kadar hak ettiğini tarihsel anlamda özetlemiş adeta. dizinin nasıl ilerleyeceğini de çok merak ediyorum açıkçası. diğer bölümleri de indirdim, izledikçe eklerim artık.

(saintly - 9 Eylül 2018 12:38)

sadece derebeylik acımasızlığı, toplumsal sınıflar arasındaki ayrımla sınırlı kalmayan, 14.yüzyıl ispanyası'na ilişkin pek çok konuda son derece isabetli izlenimler sunan bir dizi olmuş. aragon ve mallorca krallıkları arasındaki çatışmalar, derebeyler-merkezi yönetim-kilise ilişkisi, dönemin yasaları, ticaret ve hukuk sistemine ait detaylar, özellikle de kilise ve engizisyonun zayıflamaya başlayan gücü çok tutarlı ve keyifli bir şekilde aktarılmış. ortaçağ ispanyası'nda yaşayan yahudilerin durumunu da belgesel kıvamında izlemek mümkün. bence ispanyollar bu dizi işini artık öğrendi. darısı çukur gibi 5. sınıf prodüksiyonlara imza atan türk dizi sektörünün başına diyelim.

(faggot - 16 Eylül 2018 16:40)

kimi zaman ''ortaçağda portakal yemek başkadır'' tadında, yer yer dönemin serf-köle-derebeyi gibi sosyal tabakaları arasındaki sınıf mücadelesini anlatan pasajlarla karşılaşılan hispanik yapımı netflix dizisi. hristyan ikonografisi ve katedral güncesi diziyi kilise eksenine doğru kaydırsa da, o bildiğimiz sıkıcı monastik yaşam ve ruhban sınıfının egoları burada pek karşımıza dikilmiyor. akışta zaman zaman kopukluklar olsa da ortaçağ kent yaşamı, mimarisi ve ikonografisine ilgisi olan biri olarak benim hoşuma gitti. fakat ortaçağa dair yapımların hemen hepsinde bu dönemi tamamıyla hastalık, işkence ve pislik içerisinde bir yaşam olarak izleyiciye sunmak ezberden başka bir şey değil. gerçek ortaçağ bu değil, şu ezberi bozun artık. farklı kitap ve kaynaklar araştırın da ''tamam olmuş, olay budur.'' diyelim. en azından ben izlediğim ilk 3 bölümde bu ezberden farklı bir şey görmedim. buna rağmen genel hatlarıyla başarılı ve izlenilmeyi hak eden bir yapım. ispanyolların yaptığı izleniyor gerçekten.

(seritatil - 17 Eylül 2018 04:07)

arnau rolünde mahsun kırmızıgül'ü izlediğimiz dizi. bir de beğenmiyorsunuz adamı. ispanyol dizilerine star olmuş.

(hepinizigrencsiniz - 23 Eylül 2018 03:05)

kusurları olmakla birlikte izlenebilir bir dizi. tarihi atmosferi mekan ve kostüm olarak yansıtmak yanında geleneksel dönemin localar, inisiyasyon vb. kurum ve adetlerini sade bir şekilde hayata geçirerek atmosferin daha canlı kılınması da bir başarı olarak kaydedilmeli.

diğer bir başarısı yahudi, müslüman ya da hıristiyan ayırdetmeden 'nasıl bir dindarlık' sorusunu da cevaplamaya çalışmıştır abimiz. cevabı da güzeldir kanaatimce.

lakin benim dikkatimi çeken husus başka. sadah rolünde oynayan josep maria pou klasik hikâye gelişiminde rehber/ bilge adam rolünde adeta döktürmüştür.

peki sadah'ın anlam ve önemi nedir? efendim kendisi engizisyondan kurtulmak için önce yahudi sonra da hristiyan görünmek zorunda kalan bilge bir müslümandır.

abimizin müslüman olduğunu anlamak için biraz sabretmek gerekir. abimizin müslümanlığı dizide her birinde daha güçlü olmak kaydıyla üç sahnede kararında diyaloglarla verilmektedir.

diziyi izleyenler ya da izleyecek olanlar rahatlıkla hak verir ki hiç göze sokmadan, incelikli bir şekilde müslüman kimdir sorusuna harikulade cevap vermiştir.

maalesef bu mahareti türkiye'de benim diyen islamcı, 'artık biz de dünya çapında prodüksiyonlar yapıyoruz' diyen güya müslüman yönetmen, senarist, yapımcı gösteremez. çünkü incelik bir kültürdür, parayla ihaleyle satın alınamaz.

yani o güzelim diziden çıkardığın anlam bu mu diyeceksin, evet canım bu!

islam güzel ahlaktır diyen bir peygamberin ümmeti için gayetle güzel bir örnek kanaatimce.

(usuyitik - 24 Eylül 2018 12:46)