başrolde rome'dan tanıyıp sevdiğimiz ray stevensonvar. müzik seçimlerini çok başarılı buldum. zaten kendisini kelt savaşçısı olarak adlandıran adamın hikayesini anlatırken onların müziklerini kullanmamak aptallık olurdu. oyuncular iyi, hikaye de güzel kısacası izlenilecek bir film. hee bir de sık gözükmeseler de val kilmer ile christopher walken da yer alıyor filmde.

(phoera - 2 Mayıs 2011 16:20)

müthiş bir film. aksiyon ya da mafya filmi deyip filmi sınıflandırmak istemiyorum, mutlaka seyredilmesi gerekiyor. val kilmer'i görmek de güzel. ray stevenson gayet iyi performans sergilemiş.

(msecure - 13 Mayıs 2011 20:31)

bir yorumda "best true life crime caper since goodfellas" yazdığı için büyük bir beklentiyle izledim. haliyle goodfellas odaklı bir tatmin vermedi. çünkü ister istemez goodfellas'la karşılaştırma ihtiyacı hissettim. özellikle karikatürize edilmiş bir gangster karakteri görmeyi ısrarla bekledim. vinnie jones'un birden yırtık dondan fırlar gibi çıkması beni heyecanlandırdı ve gözüktüğü her sahnede istemsizce sırıttım ama vinnie kardeşimizin akılda kalıcı bir sahnesi ya da repliği bile yoktu. ama dediğim gibi tüm bu hayalkırıklığı gibi gözüken cümlelerim, benim filmi goodfellas'la karşılaştırarak izlemem oldu. eğer bunu gözardı edecek olursam, çok başarılı bir gerçek hikaye uyarlaması. sadece danny greene'nin haddinden fazla iyi gösterilmiş olması bir handikap sayılır ki bunu diyerek yine goodfellas'ı işin içine sokmuş oluyorum. zira scorsese filmlerinde iyi ve kötü ayrımı tam olarak yoktur. ama bu filmde irlandalılar iyi insanlar, italyanlar (biri hariç) kötü insanlar olarak resmedilmiş. o da biraz, gerçek bir hikaye olmasına rağmen gerçeklik duygusunu yitirmeye sebep oluyor. en azından bende öyle oldu. sonuç olarak, crime movie severseniz, izleyin. pişman olmazsınız.

(peder zickler - 15 Mayıs 2011 16:45)

güzel....
ama çok daha güzel olabilme, scorsese lezzetinde bir başyapıt olma şansını kaçırmış izlenesi film....

(pam - 17 Mayıs 2011 22:42)

akıcı anlatılmış biyografi ve sürükleyici bir mafya filmi.

(devourthedamned - 22 Mayıs 2011 10:55)

2011 yılı mahsulü jonathan hensleigh tarafından yönetilmiş olan abd yapımı bir film. bulletproof gangster olarak da bilinir.

cleveland'da 1970'lerde yaşamış olan danny greene'in hayat hikayesinden kesitler sunan film her yönüyle ilaç gibi. goodfellas, scarface, the godfather tadındaki filmleri özlediyseniz, reçeteye yazılması gereken isim kesinlikle kill the irishman.

dahası için...

(uzuntu - 2 Haziran 2011 17:57)

müzikleri, diyalogları yerli yerinde olan film. dekorasyona diyecek söz yok zaten. sonuçta 70'ler de geçen bir film yapmak kolay değil.

(kurba kermit - 14 Haziran 2011 08:47)

bombalar, silahlar, suikastlar ve yumrukların hiç susmadan etkileyici şekilde konuştuğu, iyi sahnelerle dolu, kendini her daim izlettirebilecek bir mafya filmi. cesur bir irlandalının suçla örülü ölümsüz hayat hikayesi.

(sethplay - 16 Haziran 2011 22:44)

christopher walken'lı sahnelerin şahane olduğu film. 8/10

bu arada altyazısı iyi seçilmeli yoksa arada bazı espriler kaybolabilir.

(pluto the planet - 26 Haziran 2011 01:42)

donnie brasco tadında bir film. donnie brasco'dan beri böyle hoşuma giden mafya öyküsü görmemiştim açıkçası. izlenmeli, izletilmeli.

--- spoiler ---
irish man de harbi irish man bu arada. resmen italyan mafyası tokatlıyor lan filmde adam. ciddi tokatlıyor ama... ağzını kırarcasına çata çuta diye...
--- spoiler ---

(anarco poeta - 28 Haziran 2011 23:17)

ray stevenson 'ın danny greene rölüne cuk diye oturduğu kaliteli bir film olmuş.

--- spoiler ---

muhabir: her seferinde hayatta kalıyor oluşunuzu nasıl yorumluyorsunuz?
danny: ben tanrı'nın lütfunu omuzlarında taşıyan irlandalı bir katolik'im. tanrı istemedikçe bir yere gitmeye niyetim yok.

(bkz: öldürmeyen allah öldürmüyor)
--- spoiler ---

(es se - 4 Temmuz 2011 16:21)

kesinlikle izlenilmesi gereken gerçek hikayeden esinlenilmiş film. yeterli değerin verilmediğine üzüldüm doğrusu övgüyü sonuna dek hakediyor. bilhassa o gayda ve mızıka sesleri insanı alıp götürüyor. filmin sonunda irlandalı'nın cesaret ve özgüven duygusuna aşık olmamak elde değil. ayrıca o nasıl bir final sahnesi hocular. parmaklarımı ısırdım.

(patlak fermuar - 30 Temmuz 2011 01:18)

harika filmlerden biri daha. iyi ki gece başlığı görmüşüm ve "dur lan bi izleyim" demişim. oyunculuklar da iyi, kadro da iyi. yine the sopranos'tan ve goodfellas'tan birileri var.

filmin sonunu tahmin etmiştim bu arada..

(muhammed kutalmis - 30 Temmuz 2011 04:07)

başarılı buldugum filmdir kendileri. alışılageldik senaryo; bir adam gelir ve mafyayı dağıtmaya çalışır. filmi farklı kılan danny greene adlı adamın hayatının aynası olması. based on true story olayları yani.

şimdi bunu izledim ya yakın gelecekte the godfather izleyebilirim, tuhaf şekilde tetikledi beni.

birde eski amerikan araçlarını seviyorsanız kesin izleyin bu filmi. birbirinden güzel cadillaclar resmen gözümüze sokulmuş durumda. biri patlıyor diğeri geliyor durduramıyoruz efendim...

(seni sevenleri bir kere uzdun - 9 Ağustos 2011 02:00)

danny greene'in biyografisine bakıldığında, tek eksik yanı greene'in hayvan sevgisine yeterince gönderme yapılmamış olması. lakin aşmış bir film.

(mago de oz - 7 Eylül 2011 00:34)

içimizdeki irlandalıları sevdiren filmdir. içinizdeki irlandalı olmak istedim. ne güzel insanlarmış. güzel güzel inanırlarmış insanlara, hayata ve cesurca yaşamaya.
cesur fikirler var içerde.
beni öldürmek istiyorsanız evim hemen burda. şu pubda da içerim der adamım bir yerlerde.
cesur adamları sevmek lazım. yavşak ve korkaklardan gına geldi şu hayatta.

(vifend - 1 Şubat 2012 23:39)

nedense jack london tarzına benzettiğim hikayesiyle,-ki gerçek bir hikaye anlatıyor- finaldeki gerçek danny görüntüleriyle de beni etkileyen film.

(get the money - 17 Nisan 2012 16:59)

bir irlandalı'nın sadece bir irlandalı olmadığını anlatan film.

--- spoiler ---

irlandalı’yı öldürmek için birkaç havai fişekten çok daha fazlası gerekir! irlandalı hakkında şöyle denirdi: “o pek sık rastlanan biri değildir.”

kendine pek güveni olmayan irlandalı, lise terk. fakat herkes ona güveniyor, milletin işi gücü irlandalıya güvenmek, onu reyiz’lendirmek. çünkü adamımız ayrişmen; işinde gücünde, ekmeğinde mushafında bi’ delikanlı.

bizim irlandalı filozof işçimiz, bağlı bulunduğu işkolundaki sendika başkanına kafa tutuyor. ama öyle böyle değil , bizim irlandalı hâlâ işçi bu arada.

olanlar oluyor ve bizim irlandalı’nın aslında tipik bir kadir inanır olduğunu anlıyoruz. resmen elini kolunu sallayarak, bağlı bulunduğu işkolunun sendika başkanını babası gibi tokatlıyor. babası gibi dövüyor başkanı. bu da izleyiciyi oldukça güldürüyor.

“damak zevklerinin bahsi geçmişken bay macleish, siz iskoçyalıydınız değil mi? isterseniz sakatat yahnisi'nden konuşalım. sakatat yahnisi, çeşnili domuz yağının kuzu kalın bağırsağına doldurulmuş halidir. belki patates yiyen olabilirim bay macleish, ama ben koyunun götünden çıkan yağları yemem.” alın size mükemmel bir atar, harikulade bir gider.

irlandalı reyiz en ufak bir sinirlendirmeye dahi gelmiyor. anında basıyor tokatı, anında basıyor yumruğu. acıtıyor. çok acıtıyor alemi. atarlanmaktan başka çaresi yokmuş gibi ruhunun. üzerindeki kan, her daim düşmanının kanı.

ihanete uğrayan bir irlandalı, yaptığı iş ne kadar sakat da olsa hapse düşmez. anında yırtar ve başka işler aramaya başlar. irade maksimumdur. bunu zaten braveheart filmindeki irlandalı kardeşlerimizden biliyoruz. sendika başkanlığından sonra büyük iş olarak sırada şimdi de “çöp taşıma” işi var. tek problemimiz ise; “çöp taşıma” hakkında hiçbir şey bilmiyor oluşumuz. bu büyük sıkıntı sayesinde bir reyiz’i daha filme dahil ediyoruz; cleveland’ın eski altın eldiven şampiyonu, yarı litvanyalı, yarı irlandalı olan, onuncu sınıftan beri barların çöplerini boşaltan birisi: keith ritson.

bizim irlandalı reyiz, adam gibi adam, her türlü geyiği yapabiliyor ve sözünü tutmayan herkese karşı da sonsuz şiddet çerçevesinde atarlı. sıra başkalarına geliyor. saygı duyduğu birkaç babalık ve moruk, işlerini doğru düzgün yapamayıp, bir de bizim irlandalı reyiz’in üzerine atmasınlar mı, film artık koptu kopacak sayın izleyici. tipik bir kelt savaşçısı olan irlandalı, artık her şeyi gurur yapmaya başlıyor. filmde kullanılan onca çılgın araba kadar bu mafya senaryosu da on numero.
işte o an. intikam. intikam.

“bir yunanın keçiyi sikmesiyle ortaya çıkmış; kıçı kıllı, kaypak italyan çetesi, asil irlandalı gruptan güç bela kazanılmış parayı haraç almak istiyor. nasıl, iyi anlamış mıyım? uzun süredir beni sömürüyordunuz. irlandalı artık kendi işini yapacak.” irlandalı reyizimiz incici olduğunu tamamen ispatlıyor.

tövbe estağfurullah tövbe, inanması pek güç ama, nasıl desem, irlandalı’yı öldürmek için hemen hemen her şey denendi. meselam komple ahşaptan yapılmış güzelim evini dinamitle uçurdular, irlandalı’nın burnu bile kanamadı. “filmin başrol oyuncusu lan işte, anlayın artık,” diyen senariste sevgilerle…

şeytanın aklına gelen bizim irlandalı’nın başına geliyor ve tüm ahali, yani cemaat örgütleniyor. geriye ne mi kalıyor, hemen hemen hiçbir şey. 1976 yazında cleveland’da 36 bomba patlıyor ve hiçbiri de boşa değil. irlandalı’nın savaşı ulusal ilgi haline geliyor, artık tüm dünya onu izliyor vesselam.

çok acayip, manyak bi’ herif geliyor sete. direkt yardırıyor ortalığı. sanırım adı: robert davi. psikopatın önde gideni, koşturanı, dripling yapanı. bu bahsettiğim karanlık reyiz, irlandalı’nın çetesini bir bir indiriyor, ama komik ama trajik, tek tek indiriyor. çetedeki sarışını indirirken koca köprüyü yıktı ayılar.

danny reyiz ağlıyor. o ki irlandalı. şans tanrısının en çok yardım ettiği ülkenin savaşçısı. hatunu ona tüm olup bitenlerden sonra, “seni seviyorum,” diyebiliyor hâlâ, o da hiç durmuyor, hiç düşünmüyor ve ağlıyor da ağlıyor.

“danny greene cinayeti doğrudan 27 mafya elemanının tutuklanmasına ve cleveland’da organize suçun çökmesine yol açtı. cleveland mafyası bir daha toparlanamadı.”

irlandalı'yı en son kanat takmış uçarken görüyoruz.

--- spoiler ---

(saykoblack - 30 Temmuz 2012 02:02)

--- spoiler ---
güzel film ama çok büyük beklenti ile izlemeyin derim. temposu akıcı, sıkmıyor, üstelik gerçek bir hikayeden uyarlanmış, sonunu da zaten az çok tahmin ediyorsunuz. the sopranos hoşunuza gittiyse bunu da seversiniz ancak oradaki kadar kadın bu filmde yok, şaşırmayın.

hani böyle sevgiliyle değil de insan yalnız başına kaldığında izlenecek filmlerden diyorum.

--- spoiler ---

(aegeus - 6 Aralık 2012 00:23)

--- spoiler ---

danny greene'in çocuklarla konuştuktan sonra arabaların arasında patlayarak öldüğü sahnede arkada çalan müzik muhteşemdir. sahnenin değerine değer katmıştır. ilgili sahnenin tamamı;

http://www.youtube.com/watch?v=0rmceg0bqow

müziği için;

(bkz: bonny portmore)^*

--- spoiler ---

(eksibok - 11 Mart 2013 19:48)