• "be a referee modu ile liglerin anasını ağlatacağım oyun."
  • "twitter geyiklerine göre oyun o kadar gerçekçi ki, liverpool'u seçip yenildiğinizde sistem otomatik olarak liverpool'un tarihinden bahsetmeye başlıyor."
  • "bilmiyorum başka oyuncularda da var mı ama man utd ile arsenal deplasmanına çıktığınızda van persie'yi çılgınlar gibim yuhalıyorlar. top ayağına gelir gelmez başlıyorlar, mikemmel detay."




Facebook Yorumları
  • comment image

    twitter geyiklerine göre oyun o kadar gerçekçi ki, liverpool'u seçip yenildiğinizde sistem otomatik olarak liverpool'un tarihinden bahsetmeye başlıyor.


    (deepsilence - 4 Eylül 2012 14:51)

  • comment image

    bir galatasaray'lı olarak türkiye liginin oyunda olmamasına acayip bozuldum. türkiye ligi yok en azından fenerbahçe, beşiktaş filan olsun istiyor insan. onlar da yok.

    şu 'bjk ve fb avrupa'da siklenmiyor ondan yok zaaxd' veya 'şikecileri almıyolarmış oyun xdxd' tarzı entry giren ergenlere çok pis sövüyorum. fenerbahçe'nin yaptığı şikeyle alakalı olduğunu düşünmüyorum alınmama sebebinin. galatasaray'ın halledebilip fenerbahçe ve beşiktaş'ın hallemediği lisans nedir onu da bilmiyorum zaten. çok mu zor birşey hakikaten?

    ligimizin iyice kalite değeri düştü. yerlerdeyiz. lig olarak siklenmiyoruz. takım olarak değil. sinirlendim yine amına koyim.


    (jason305 - 7 Eylül 2012 15:10)

  • comment image

    gelen sorular üzerine ultimate team ile ilgili birkaç şey yazayım istedim. öncelikle ps3 için konuştuğumu belirteyim.

    fifa oyununu muhteşem yapan en önemli özelliklerinden birisi de özellikle çevrimiçi oyundaki çeşitlilik diyebiliriz. temel olarak üç büyük çevrimiçi oyun modu var. kendi oluşturduğumuz ve geliştirdiğimiz oyuncumuzu kullanarak oynadığımız bir çevrimiçi modu var ve bir de normal oyundaki takımları seçerek karşılıklı maçlar yapılan çevrimiçi mod var. bunların ayrıntıları bir başka girinin konusu.

    ultimate team ise, ister çevrimiçi ister çevrimdışı oynanabilen, ama en çok zevkin çevrimiçi oynarken alındığı bir oyun modu. kendisine kısaca fut deniyor, yani fifa ultimate team. fut oynamak için bu bölümü ilk açtığımızda oldukça güçsüz oyunculardan kurulu bir takım veriliyor elimize. eski pes'lerdeki master league modu gibi düşünülebilir buraya kadar. çünkü neticede amaç bu takımı zaman içinde geliştirip kendi "ultimate team"imizi kurmak.

    fut bölümündeki oyuncular; özellik ve ortalama puanlarına göre (yani overall rating) bronz, gümüş veya altın oyuncular olarak üçe ayrılıyor. 64 ve aşağısı bronz, 65-74 gümüş, 75 ve üstü ise altın oyuncular oluyor. her oyuncuyu bir kart olarak görüyoruz ekranda. bronz kart, gümüş kart gibi. neyse işte fut'u ilk açtığımızda tamamen bronz kartlardan oluşan bir takımımız oluyor elimizde. bu kartlardan (oyunculardan) bazıları daha değerli olduğu için, parlak renkte oluyor ve bunlara "rare" kartlar deniyor.

    oyunu ister çevrimdışı, ister çevrimiçi oynayarak her maç sonunda belli bir miktar coin kazanıyoruz. ne kadar kazandığımız ise maçtaki istatistiklerimize, skora ve önceki çevrimiçi maçları yarıda bırakma / tamamlamama oranına göre değişiyor. (buraya bir parantez; normalde esas olarak sadece eleme usülü turnuvalar vardı ama bu sene fut 13 için farklı maç çeşitleri de olacakmış. tıpkı klasik kafa kafaya çevrimiçi oyun modunda olduğu gibi sezon sistemi geliyormuş, neyse.) katıldığımız turnuvayı kazanırsak da, turnuvanın tipine göre belli bir miktar daha ödül kazanıyoruz. yalnız bu turnuvalar oldukça dinamik, her hafta yeni turnuvalar ekleniyor ve her turnuvanın belli katılım koşulları oluyor. mesela takım kimyası 70 üstünde olanlar katılabilir veya tüm takımı ingiltere ligindeki oyunculardan oluşanlar katılabilir gibi. ve zaman zaman coin dışında ödüller de verildiği oluyor turnuva galiplerine.

    kazandığımız coin'leri kullanarak daha kuvvetli bir takım yapıyoruz zaman içinde. yalnız sadece kuvvetli oyuncuları yan yana koyarak çok kuvvetli takımlar yapmak mümkün olmuyor. çünkü fut'ta, yan yana oynattığımız oyuncuların birbiriyle uyumu, yani kimyası da son derece önemli. her oyuncunun takımdaki kimyası, 9 üzerinden değerlendirilen bir puanlama sistemiyle belirleniyor. yanında oynattığımız oyuncularla gerçek hayatta aynı takımda, aynı ligde olmalarına veya aynı ülkenin vatandaşı olmalarına göre kimya puanı ortaya çıkıyor. ne kadar uyum sağlanırsa puan o kadar yüksek oluyor. amaç ilk 11'deki her oyuncuyu 9 kimya puanıyla oynatabilmek. ama kimyayı etkileyen bir başka faktör de, oyuncu kartının ait olduğu dizilim, yani formasyon; 4-3-3 veya 4-1-2-1-2 gibi. her oyuncunun her tür dizilime uyumlu kartları oyunda mevcut ve biz kendi takımımızı hangi dizilimde oynatıyorsak, oyuncularımızın da bu dizilime uyumlu olması önemli. yoksa kimya puanları düşüyor sonuçta. ayrıca oyuncunun oynadığı mevki de etkili. mesela bazı formasyonlarda st pozisyonunda forvetlerimiz varken, bazılarında cf pozisyonunda forvetlerimiz olabiliyor. veya cam - cdm - cm gibi çeşitli orta saha oyuncu pozisyonları da olabiliyor. bunlara da dikkat etmek gerek. tabi takıma teknik direktör olarak koyacağımız hocanın da, uyumlu olduğu dizilim ve vatandaşı olduğu ülke de toplam kimyayı etkiliyor. uygun kimyayla her oyuncunun en iyisini bulmak ve ortalama fiyatlarını görmek için internette güzel bir site var; http://ultimatedb.nl/. ayrıca oyunun veri bankasındaki oyuncuları kullanarak nasıl bir takım oluşturursak herkesin kimya puanları kaç olur baştan görmek istersek kullanabileceğimiz bir güzel site daha var; http://www.futhead.com/. özellikle futhead'in pek çok başka işlevsel özelliği de var, fut oynayan herkesin yararlanması gereken bir site olduğunu düşünüyorum. özellikle merak edilen oyuncuların tüm ayrıntılı özelliklerini kafa kafaya kıyaslama işlevi bile başlı başına bu siteyi çok önemli yapıyor :)

    neticede amaç, birbirine uyumlu ve mümkün olduğunca kuvvetli oyunculardan oluşan bir takım kurmak. bunun için de haliyle coin'lere ihtiyaç var. sadece yeni oyuncular almak için değil, aynı zamanda elimizdeki oyunculara kontrat yapmak için; sakatlanırlarsa iyileşmeleri için vs. de kullanılıyor coin'ler. ama ultimate team'i bağımlılık yapacak kadar güzel kılan en önemli özelliklerinden biri burada devreye giriyor; trading.

    oyunda satın alınabilen şeyleri doğrudan satın alacağımız, sabit fiyatlı bir sistem yok. yani şu kadar coin kazanayım, şu adamı alayım diyemiyorsunuz. her şey fut marketi denen pazardan ve çoğunlukla açık arttırma usülüyle satın alınıyor diyebiliriz. bu markette hem oyuncular, hem sakatlanırlarsa iyileştirmek için kullanılacak iyileşme kartları, hem kontratlarını arttıracak kartlar, ayrıca oyuncunun uyumlu olduğu dizilimi ve oyundaki pozisyonunu değiştirecek kartlar gibi her şey bulunabiliyor.

    mesela elimizde rm pozisyonunda, 3-5-2 dizilimli bir arjen robben kartı olsun ve biz bunu 4-3-3 diziliminde sağ açıkta oynatmak istiyor olalım. bu haliyle robben'i takıma koyarsak kimya puanı oldukça düşük kalacaktır. 4-3-3 diziliminde sağ açık pozisyonu rw olarak geçtiği için robben'i öncelikle rm'den rw'ye geçirmek gerek. bunu da markette aratarak bulabileceğimiz pozisyon değiştirme kartlarıyla yapıyoruz. ayrıca da 4-3-3'e uygun olması için de marketten bir adet 4-3-3 kartı alıyoruz. bu pozisyon veya dizilim değiştirme kartları, o pozisyonun / dizilimin popülaritesine göre çok ciddi yüksek fiyatlara alıcı bulabiliyor, dikkat etmek lazım :) bu iki kartı robben üzerinde apply consumable yönergesiyle uyguluyoruz ve kimyasına katkıda bulunmuş oluyoruz. tabi etrafındaki oyuncuların en azından bir kısmının mümkünse hollandalı olmaları veya almanya liginde top koşturuyor olmaları da gerekiyor.

    market dışında bir şeyler satın alabileceğimiz tek şey, paketler denilen para tuzakları :) oyunda kazanılan coin'lerle alınabildiği gibi, gerçek para kullanılarak da alınabiliyor bu paketler. kendileri oyunun store bölümünde oluyor. bronz, gümüş veya altın paket olmalarına göre fiyatları değişiyor. paketlerin içinde; paketin özelliklerine göre genelde birkaç futbolcu olurken; bazıları kontrat kartı, bazıları iyileşme kartı, bazıları pozisyon ve dizilim kartları, bazıları koç / teknik direktör, bazıları da kulübümüz için kullanabileceğimiz gerçek takım amblemleri veya formaları veya stadları oluyor. paket alma işi tam bir risk; çünkü mesela 7500 coin harcayarak bir paket aldığımızda içinden 12 tane kart çıkıyor ve bunların 3 tanesi rare kart oluyor. hangi tip kartların rare olacağını baştan bilemiyoruz, veya paket içinden ne çıkacağı baştan belli olmuyor. ve genelde çok değerli oyuncular çıkmadığı için paketlere harcanan coin'ler çok büyük çoğunlukla boşa gidiyor. sadece her hafta, değişebilen gün ve saatlerde "happy hour" dedikleri bir uygulama devreye girip, normalde store'da bulunanlardan daha iyi içeriğe sahip bazı paketler satışa çıkıyor ve bazen bunlardan kaliteli oyuncu gelme ihtimali normalin iki katına çıkartılmış oluyor. ama yine de çok riskli. çünkü marketteki açık arttırmalarda genelde orta ve üstü seviye oyuncuların tanesi 3000 ila 5000 arasında değişen fiyatlarla alınabiliyor.

    marketten fiyat verdiğime bakılmaması lazım, çünkü fiyatlar inanılmaz değişken. haftadan haftaya değişiyor ve ciddi takip etmek gerekiyor kazık yememek için. mesela fut 12'de cristiano ronaldo ocak ayında 800-900 bin coin'lerdeyken oyunun sonlarına doğru 500-600 binlere kadar düşmüştü. tabi şansınız varsa; store'dan aldığınız paketin içinden de çıkabiliyor ronaldo. ama çok çok düşük ihtimal tabi.

    fut'u zevkli ve dinamik yapan bir başka unsur da "haftanın takımı" uygulaması; yani "team of the week"; kısaca totw. her hafta çarşamba günü, geçtiğimiz bir hafta boyunca gerçek hayatta bu oyundaki oyuncular ne yapmış, nasıl performans göstermiş bu değerlendiriliyor, ve genel bir totw oluşturuluyor. o hafta totw içine girmeyi başarmış oyuncuların, normal hallerinin dışında totw halleri denen; "in form" yani formda hallerini gösteren yeni kartları oyun içine sürülüyor. yani mesela geçen sene bir hafta, arda turan, atletico madrid formasıyla 2 gol atmıştı ve o hafta oyundaki totw içine girmişti. bu sayede normalde overall rating'i 83'ken, o hafta 86 rating'li ve bazı özellikleri normalden daha iyi olan bir arda turan kartı çıktı ortaya. işte her hafta 18 yeni oyuncu, bu şekilde normallerinden daha kaliteli halleriyle ortaya çıkıyor ve bu oyuncuları sadece paketlerden ve sadece o hafta içinde bulabiliyorsunuz. paketlerden bu oyuncuları elde eden şanslı kişiler ise, markette normal fiyatlarının çok çok üstüne bu oyuncuları satarak coin kazanıyorlar.

    ayrıca her hafta bu işi yaptıkları gibi, bir de sene sonunda "yılın takımı"; "team of the year"; yani "toty" denen bir kadro da oluşturuluyor ve bu kadroya girebilen oyuncular çok çok değerli olabiliyor. mesela geçen sene toty ronaldo, bana paketten çıkmıştı ve kendisini 4,5 milyon coin karşılığında satarak çok güzel bir takım kurmuştum. ayrıca liglerin bitimine doğru da farklı bölgeler için farklı team of the season; yani tots'ler yapabiliyorlar, mesela ingiltere ligi, ispanya ligi, güney avrupa tots'leri vs. gibi.

    markette trading yaparak, bol miktarda coin kazanmak mümkün. bu konuda faydalı ipuçları veren çeşitli internet siteleri var; mesela http://www.ultimateteam.co.uk/. bir oyuncuyu elden çıkarmadan veya yeni bir şey satın almadan önce, markette genelde kaç paraya satıldığını mutlaka araştırmak gerekiyor.

    oyun konsolları üzerinden takımımızı yönetebildiğimiz gibi, internet üzerinden resmi ultimate team uygulamasını kullanarak bilgisayardan oynamak da mümkün. maç yapılamıyor ama diğer her tür trading işlemi internet üzerinden bilgisayar veya akıllı telefonlar sayesinde yapılabiliyor. ios ve android uygulamaları da yakında çıkacakmış* :) şu an için adresi http://www.ea.com/uk/football/fifa-ultimate-team. yalnız bu konuda ciddi tuzaklara düşülebiliyor, taklit siteleri çok sayıda var, dikkatli olmak lazım, adres çubuğunu her defasında kontrol etmek lazım :)

    şu an, fut modunu daha önce oynamış kişilere hediye olarak, oyun daha piyasaya çıkmamış olmasına rağmen, internet üzerinden fut uygulamasını kullanma imkanı sağlanmış durumda. ve uygulamaya internetten bağlandığımız her gün, ufak ufak çeşitli hediyeler veriliyor. önceden oynamayanların şu an yapabileceği bir şey değil bu; eski oyunculara sağlanan bir avantaj diyebiliriz.

    özetle fut çok keyifli, dinamik bir oyun modu ve bence fifa'nın en keyifli kısmı. fifa sever herkese tavsiye ederim.

    edit: kafam kadar gulsah'ın uyarısıyla önemli bir hatayı düzelttim; bronz - gümüş sınırını yanlış yazmışım. ayrıca çevrimiçi başka insanlarla oynamasak ve kendi başımıza bilgisayara karşı oynasak bile internete bağlı olunması gerektiğini hatırlattı bir de :) zaten kendisi de benim fut ile haşır neşir olmama vesile olan kişidir. onun da ultimate team ile ilgili yazdığı güzel bir giri / giriş vardı; (bkz: #25578821)

    sonraki oyundan gelen edit: fifa 14'te dizilim kartlarını kaldırmışlar ve böylece sürekli dizilim kartı almak zorunda kalmadan oyuncuları istediğimiz dizilimde oynatabiliyoruz :)


    (emboliformis - 24 Eylül 2012 13:15)

  • comment image

    bilmiyorum başka oyuncularda da var mı ama man utd ile arsenal deplasmanına çıktığınızda van persie'yi çılgınlar gibim yuhalıyorlar. top ayağına gelir gelmez başlıyorlar, mikemmel detay.


    (dinamyt - 18 Ekim 2012 10:35)

  • comment image

    iki gündür oynadigim oyundur. genelde almanya milli takimi ile oynuyorum. öyle online filan pek ugrasamiyorum, direkt makinaya karsi iste. neyse bugün aklima geldi, dedim la bi türkiyeye karsi oynayim, nasil yapmislar acaba bizim millileri. oyunu, skoru filan bir kenara birakiyorum. 90. dakikada türkiye (bilgisayar) kaptan emreyi cikardi ve kaptanlik pazubandini alarak selcuk sahin oyuna girdi. baska sözüm yok.


    (yalanda olsa mutluyum - 19 Ekim 2012 00:45)

  • comment image

    bazı "kötü kadın çocukları" yüzünden keyfi kaçan oyundur. online oynuyorsanız ve karşınıza türk biri gelirse kaçın. modemi kırın bir şey yapın ama oynamayın.

    sinir katsayımı arttıran olay şöyle gerçekleşti. seasons'ta bir üst lige çıkabilmek için sadece bir puana ihtiyacım var. ve son maç! onca maçın üstüne bilmemnehasan1907 gibi bi nicki olan türk geldi. ana dedim ne güzel, türk denk geldi. demez olaydım, cibiliyetsizlik sadece bizim insanımıza mı özgü arkadaş?

    maçın 2. dakikasında gol yedim. 0-0 yetecek oysa. tek kurşunluk hakkım kalmış, 4. lig beni bekliyor. son maç, 1 puan sadece. golü yedikten sonra bir panik oluştu. 2 oldu ardından. 3 geldi. moral bozuldu, 4-0 oldu. ilk yarı bir gol attım 4-1 bitti. ikinci yarının başında 4-2. 70 küsürde 4-3. aha dedim aldım ben bu maçı! fakat santradan itibaren, hiçbir hakareti yakıştıramadığım arkadaş top çevirmeye başladı. oyunun da bokluğu, çift adam pres yapmama rağmen o topu alamıyorum. high pressure yaptım. adam son 15 dakikayı yedi. dokunamadım topa. alsam, filesini de delicem stadını da başına yıkıcam o derece sinirliyim.

    yapmayın lan şöyle şeyler. lan hasan, bunu okuyorsan topsun olum. hesabım var seninle, inşallah çıkamazsın üst lige de bir daha karşılaşırız. suyu bozuk seni.


    (deliyimben - 30 Ekim 2012 05:23)

  • comment image

    yaradana sığınıp pres yapılmayıp, takım baskısı, kademeye girme ve açıları kapatma üzerine defans mümkün. pes'teki gibi bas tuşa yapışsınlar ali koş koş koş emel orta yap cemil doksana as yok ollüm. kollektif futbol, tandem, hakan şükür tipi milletvekili.

    (bkz: here we go)


    (bay x - 19 Şubat 2013 01:25)

  • comment image

    allah insanı boş bakkallıkla imtihan etmesin ama ne yalan söyleyeyim 2-3 günlük boş zaman sürecime zevk kattı fifa 13.

    pes'teki adıyla master lig hocası, basketboldaki adıyla kolej takımının karizmatik koçu, futboldaki adıyla da troll teknik direktörlük ünvanımı cm-fm serilerinden sonra ilk kez kullanmaya karar verdim. hedefimiz hollanda, yükümüz portakaldı.

    hangi takımın başına kabus gibi çökeceğimi kararlaştırmak için hollanda ligi eredivise takımlarına şöyle bir göz gezdirdikten sonra içten ve sıcak bir dosta rastladım. enschede kentimizin -google sağolsun- güzide takımı fc twente. kısa vadede hollanda'nın 4. büyüğü olmaktan kurtulup, üç büyüklere kafa tutacak, yenildiğinde bile saygı duyulacak bir takım yaratmaktı amacımız.

    http://www.itusozluk.com/…i-sikim-twente_273914.jpg

    eşin dostun yukarıdaki görüntüden görüleceği üzere ananı sikim twente seviyesinde tanıdığı ettiği takım şahlanacak ulan kükreyecek adeta.

    takım da takım ama, kalede bir muslera olmasa da mihaylov, stoperde ayı boğan douglas, orta sahada yıkılmaz leroy fer, takımın dinamosu jannsen ve kaptan brama, sol kanatta kulübün anahtarını vereceğim chadli, sağ kanatta kocaman umutlarımızın sahibi tadic. forvette burak yılmaz'ın flemenkçesi castaignos ve yaşlı kurt bulykin. sağ bekte emiliyo butregonyo, sol bekte zubizaretta.

    başkanımın -sağolsun az orospu çocuğu değil- twente'de transfer bitmez diyerek çorba parası şeklinde verdiği transfer bütçesi ile sadece sağlam defans oyuncusu, tekmeye kafa sokan ingiliz centilmeni phil jagielka'yı renklerimize bağlayabildik. ronaldo'nun çakmasının çakması castaignos'un efsane hızı, tadic reyizin müthiş ortaları, chadli'nin ince şutları ve tabi ki leroy fer başkanın insanüstü mücadelesi ile ilk yarıyı lider bitirdik. takımdaki oyuncuların değerleri yükselmiş, transfer borsasının gülü, rakı sofralarının mezesi olmuşuz, her gün 10 transfer teklifini reddediyoruz, gençlerbirliği miyiz biz ulan diye. adama ilhan cavcav, süleyman hurma muamelesi yaptıracak illa ki ibne yapay zeka.

    devre arası takımla kızılcahamam kampındayız, venezüella milli takımından gel hocamız ol, hollanda futbol sistemini ülkemizde uygula teklifi geldi. doğal olarak siktir çektim. sonra onlara özenen bolivya milli takım hocalığını ise kibarca reddettim. orospu çocukları bunlar, mafyaya filan bulaşmamak lazım aga. kariyerimde milli takım yönetmeyi düşünmüyorum şeklindeki ince ayarımdan sonra kapıyı bu sefer hollanda milli takımı çaldı. evi arabayı satıp evet'i bastım ilk teklifte. ülkemize hizmet benim için bir gururdur deyip imzayı çaktım. şifo mehmet ile okan buruk'u da yardımcı olarak atadım. artık isviçre maçına hazırdım. asdasda.

    aslında gitgide fatih terim, mustafa denizli, efendime söyleyeyim abdullah avcı'ya yakınsayan milli takım mentalitem de böyle başladı diyebiliriz. artık hollanda milli takımı yoktu, fc twente'nin flemenk oyuncuları + diğer ibneler vardı benim için. sneijder'in hariç tabi bir galatasaraylı olarak aksi ayıp olurdu.

    lan sırf leroy fer'in değeri artsın diye nigel de jong'u mu kesmedim, castaignos uğruna van persie'ye mi forma göstertmedim. heitenga da kimmiş ya hu twente'li douglas varken? bir ara overall'ı 72 olan sol bek yedeğimi milli takıma aldım da sonra eşeğin amına damacanayla su kaçırdığım için national pool'a bile alınması bile hata olan ibneyi aynen geri gönderdim. tabi bunda portekiz maçında kendisinin üzerinden tren gibi geçen nani'nin de etkisi yok değil.

    ligde üzerimize oynanan oyunlar, hain planlar işe yaradı, masa başı oyunlara karşı koyamayıp 3. olduk. biz bu oyunu bozarız ! dediysek de bozamadık ama lig kupasını 29 sene sonra kazandık, artık ibne psvliler dalga geçemeyecek! başkanım da bizi göreve layık görmüş ki önümüzdeki sezon da devam etme kararı aldık. dünya kupasına tüm maçlarını kazanarak katılan hollanda'nın yıldızı leroy fer'i barcelona'ya 40 milyon dolara kitlemiş oldum. milli takım sağolsun sikko jannsen'i bile sattım ulan. rafael van der vaart kusura bakma güzel kardeşim, sorun sende değil bende :(

    fer'i barça'ya okuttuktan sonra, aynı paraya aldığım yakışıklı veloso, atarlı giderli meireles ve alman panzeri sven bender'li orta saha artık rakiplerine korku salıyor. kaleci stekelenburg, "milli takımdan hocamdır, onunla çalışmak şereftir" deyip ajax yerine benim twente'yi tercih etti. sol beke de yerleştirdim zencinin birisini, kovdum 72 overall'lı puşt sol beki de. bir daha nah alırım seni milli takıma.

    uefa kupasında hedefimiz şampiyonluk, "twente ile kimse başa çıkamaz, mençistır ibnesine kolla kendini" modundayız, rising sun over europe twente pankartı tribünlerde dalgalanıyor. bu takım bu sene sike sike şampiyon olacak. saat kaç? 20:45 çektireceğim. ağır gaza geldim sanırım. ben bu saatten sonra ders almam ders veririm. bıyığını sikerim senin ajax teknik direktörü frank de boer. hollanda'da hız sınırı açılmış ama ajax yakalanamamış bile amına koyayım. yazık.


    (aizen sousuke - 8 Nisan 2013 01:23)

  • comment image

    arap nickli lavukların galip duruma geçince şerefsize bağladığı oyundur.buna çok şahit oldum. hareket etmeden dururlar, topun etrafında engelleme yaparlar skill moves'a başlarlar.

    bu akşam yine bir lavuğun teki ilk yarı 1-0 öne geçti, sonra bir artistlikler başladı, öyle böyle değil. derken kaptım topu 68'de 1-1 yaptım. sondan 2. maç !!! yenersem, uğraşmayıp beraberlik satın alıp lig atlıyorum.uykum geldi refleksler yavaşladı.

    sonra bu lavuk 80. dakikaya kadar santrada öyle bekledi.ben de basmadım. sonra oynamaya başladı. kaptım topu 88'e kadar kendi sahamda top çevirdim.öyle bitirecektim maçı haybeye yenilmeyeyim bu şerefsize. lan dedim bir yardırayım. çok kontrollü atak yaptım,rastgele ileri pas atmadım.1-2 ince pas sonucu biranda kaleci ile karşı karşıya kaldım vurdum geri döndü,geri dönen topa vurdum, kaleciye çarparak içeri girdi.

    bir bağırmışım,gooll bu da sana girsin orospu çocuğu diye... tüm apartman inledi.komşular ne oldu diye geldi.

    bu kadar stres yeter, gider birine yenilirim tadım kaçar akşam akşam.bu galibiyet sevinci ile rahat rahat yatarız.


    (iriminage - 27 Ocak 2014 01:01)

Yorum Kaynak Link : fifa 13