e$ey ana hücrelerinde gerçekle$en mayoz bölünmenin profaz 1. safhasinda olu$an tetratların kromatitleri arasindaki parça degi$imi.

(yunique - 22 Nisan 2002 04:26)

fena bir film olmamakla beraber buram buram crash çakması duruyor. gene efendim etnik grupların içinde yaşanan çeşitli şehir hikayelerinin bir şekilde kesişimini yakalayan film statüsünde. yan hikayelerin hepsinde oyunculuklar çok iyi, özellikle harrison amcam, cliff curtis ve iranlı 9 eylül sorgulayıcısı kız çok iyi oyunculuk sergiliyor. ray liotta zaten kendine yakışanı giymiş falan. aslında baya underrated kalmasına şaşırdım, bu kadar ayrı hikayeyi kısa zamanda dağıtmadan toparlaması ile iyi iş çeviriyor.

--- spoiler ---

bu arada dikkatimi çeken nokta yahudi çocuğun bi ilahı ile şak diye çalışma izni alması ve iranlı kızın iki uyduruk delille ülkeden anında sınırdışı edilmesi ironik miydi yoksa arkasında bir mana aramamak mı lazım bak bulamadım.

--- spoiler ---

(chewy - 15 Haziran 2009 19:46)

2009'un şu ana kadar seyrettiğim en iyi filmi. hikaye, oyunculuk, senaryo hepsi mükemmel. cliff curtis'in performansına hayran kaldım. film iranlı, meksikalı, koreli, avustralyalı, yahudi bir sürü göçmenin amerika'da kalma mücadelesinden kesitler barındırıyor. hiç kimsenin tarafını tutmuyor. mümkün olduğunca gerçekleri aktarmaya çalışıyor.

http://www.imdb.com/title/tt0924129/?c=1

(spartacusun donusu - 5 Temmuz 2009 18:04)

gocmen burosunda calisan bir kurt polis, cesitli irklardan gocmenler uzerine donen birbirleri ile kesisen hayat hikayelerinin ele alindigi guzel bir film.

(ipkins - 5 Temmuz 2009 22:12)

crash ve babel kırması, hatta çakması denebilecek film. her şeye rağmen bize cliff curtis'i özellikle market sahnesiyle bana kazandırmıştır. vatana ve millete hayırlı olsun!

(fezader - 23 Temmuz 2009 08:44)

gösterişli bir prodüksiyon gibi gözükse de muhteviyattan yoksun, fikri açıdan beş para etmez, amerikan'ın sinema silahının yeni mermisi. adamlar kendini eleştirirken bile kutsuyor. ah yazık benim vicdan sahibi, gözü yaşlı amerikalıma. bizi "içimizdeki beyinsizler" bu hâle getirdi der gibi yalandan roller. repliklerin bir yerlerinde, amerika'dan geriye kalan dünya ülkelerine çöplük deniyor ki ne de güzel özetliyor her şeyi.

(mucit - 6 Kasım 2009 20:28)

filmdeki avustralyalı hatun karakterin adını claire shepard koymuşlar. hele hele...

(hulleci - 8 Aralık 2009 22:16)

2007 yılında çekilen wayne kramer 'ın orijinal kopyasının 140 dakika olduğu, fakat prodüktör harvey weinstein 'ın ısrarı ile 113 dakikaya indirilerek ancak 2009 yılında sinemalara gelen filmdir. kesilen sahnelerde sean penn 'in de rolü vardır. sonradan kendisinin isteği üzerine oynadığı sahneler tümüyle filmden çıkarılmıştır.

paul haggis 'in crash 'ini andırmakla birlikte, aynı derinlikte olmadığı söylenebilir.

alice braga 'nın rolü keşke 60 saniye değil, filmin süresi boyunca olmalıydı diye düşündüren filmdir aynı zamanda.

(malachi constant - 9 Haziran 2010 00:28)

olumlu bir şeyler yapmaya çalışmış, amerikan sisteminin göçmenlere bakışını irdelemiş, ama araya mesajlar sokma klişesine kapılınca vermeye çalıştığı mesajı kendi eliyle baltalamış olan film. karakterlerin kimisi filmin irdelemeye ve eleştirmeye çalıştığı konulara uygunken kimisi zorla konuya dahil edilmiş gibi geliyor. örneğin bangladeş asıllı göçmen kız taslima: ifade özgürlüğünün var olduğunu sandığı ülkede aslında birilerinin "farklı" olanları gözlem altında tuttuğunu, "empati" kurmalarına karşı bile paranoyaklığa varan tepkiler gösterdiklerini bilmeden düşüncelerini dile getiriyor, karşılığı derdest edilip "üçüncü dünya çöplüğü" olarak adlandırılan ülkesine postalanmak oluyor. bu karakterin yaşadıkları ve sonuçları, amerika'nın kendisine dahil olan ama "kendinden" ol(a)mayanlara karşı ne kadar önyargılı ve de tahammülsüz olduğunu ortaya koyuyor; baraheri ailesi ise sırf mesaj gönderme gayretiyle filme dahil edilmiş gibi: köklerinden ayrılıp göç etmiş olsa da geleneklerini göreneklerini korumaya çalışan aile, asi küçük evlat, onun cezalandırılmasını buyuran baba, gaza gelen ve kardeşinin canına kıyan abi, ailenin günahını çıkarmaya çabalayan diğer evlat, onlara ders vermeye kalkışan erdemli amerikalı vs... bu çizilen portreler filme tepki gösterebilecek tarafa "merak etmeyin, sistemimizin çarpıklığına karşı eleştirimizi yaptık ama bir yerlere de mesaj göndermeden perdeyi kapatmadık." savunması/tesellisi gibi. işte bu yüzden film baştaki iddialı etkisini sonlara doğru yitiriyor seyircinin gözünde. belki oyuncular daha inandırıcı seçilmiş olsaydı ve bu kadar tutarsız mesajlar serpiştirilmemiş olsaydı bu film sağlam bir eleştiri yapımı olarak arşivlerimizin baş köşesinde yer alırdı, ama bu ve benzeri açıkları yüzünden on üzerinden 6'yı hak ediyor ancak. lâkin, hakkını vermek lâzım, filmin müzikleri gerçekten güzel. özellikle de iki niyaz şarkısına yer verilmiş olması ve bunlardan birinin "beni beni" olması (ki, diğeri de "feraghi- song of exile" gibi o karelere çok çok iyi uyan bir şarkı.) filmlere soundtrack'lere göre de puan veren kişilerin değerlendirmesini etkiliyor.

(martin jacques mystere - 11 Ekim 2011 15:50)

cesitlilige katkisi buyuk olay

eh, eseyli uremenin amacinin cesitliligi arttirarak yeni neslin hayatta kalma sansini yukseltmek olarak dusuursek crossing over gunumuz ask anlayisini borclu oldugumuz seylerden biridir

(prion - 15 Kasım 2005 12:47)