Süre                : 1 Saat 39 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Nisan 2007 Çarşamba, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Korku,Heyecanlı
Taglar             : belly button,woman wearing a gas mask,Ayak izi,İncille veba,veba
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Warner Bros. , Dark Castle Entertainment , Chime Productions LLC
Yönetmen       : Stephen Hopkins (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Carey Hayes (IMDB)(ekşi),Chad Hayes (IMDB)(ekşi),Brian Rousso (IMDB)
Oyuncular      : Hilary Swank (IMDB)(ekşi), David Morrissey (IMDB)(ekşi), Idris Elba (IMDB)(ekşi), AnnaSophia Robb (IMDB)(ekşi), Stephen Rea (IMDB)(ekşi), William Ragsdale (IMDB), John McConnell (IMDB)(ekşi), David Jensen (IMDB)(ekşi), Yvonne Landry (IMDB), Samuel Garland (IMDB), Andrea Frankle (IMDB), Stuart Greer (IMDB), Lara Grice (IMDB), Burgess Jenkins (IMDB), Jillian Batherson (IMDB), Afemo Omilami (IMDB), Eddie J. Fernandez (IMDB), Sierra Lyn Duncil (IMDB), Louis Dupuy (IMDB), Stephanie Honoré (IMDB), Brian Tester (IMDB)

The Reaping (~ Hasat zamani) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Katherine Winter (Hilary Swank) mucizelere inanmaz; gerçeklere inanır. Eskiden din görevlisi olan Katherine, Sudan’da misyonerlik yaparken kızını ve kocasını kaybettikten sonra dine sırtını dönmüştür. Şimdi artık sorularına dua yerine bilimsel araştırmalarla yanıt aramaktadır. Bir üniversite hocası olarak, sözde mucizelerin ipliğini pazara çıkarmak için ön saflarda mücadele etmeye başladığı için, dünyanın dört bir yanından çağırılır ve ağlayan heykelleri, azizlere benzeyen duvar lekelerini, kanayan avuç içlerini soruşturur. Şu ana kadar, çözmediği tek bir ilahi mucize yoktur. Ama küçük bir kasaba öğretmeni olan Doug Blackwell (David Morrissey) kasabalıların Allah’tan geldiğine inandıkları bir dizi tuhaf olayı aydınlatması için Katherine’den yardım isteyince, Katherine ve ortağı Ben (Idris Elba) bazen mucizelerin ürkütücü olabileceğini, inanç ile batıl inanç arasındaki çizginin tehlikeli ölçüde ince olduğunu öğrenirler. Louisiana bataklıklarıyla ormanların arasına gizlenmiş Haven, mantığın kurallarının tekrar yazılmış gibi göründüğü bir kasabadır. Bir çocuk ölür ve nehir kırmızıya döner; bu İncil’deki on belanın kasabanın üzerine çöküşünün sadece başlangıcıdır. Katherine profesyonel kariyerinde ilk kez bu olguları bilimle açıklayamamaktadır. Kasabalılar Loren McConnell adlı gizemli bir çocuğun (AnnaSophia Robb) Allah’ın gazabını kapılarına getirdiğine inanmaktadırlar. Ama Katherine, onların kötülüğün habercisi olarak gördüğü bu küçük kızı, yardımına muhtaç kayıp bir çocuk olarak görmektedir. Loren gizemin karanlık yüreğine çekildikçe, Katherine de dünyayı karanlığa gömecek bir komploda kendi rolünü gitgide daha çok keşfeder.


  • "fragmanına bayıldığım,gösterime girmesini merakla beklediğim film."
  • "son yarım saatindeki kimi klişe sahneleri ile hayal kırıklığı yaratan, genel olarak olmamış dedirten dark castle filmi."
  • "fragmanının aksine biraz fazla klişe olmuş ama gene de beğendiğim film."
  • "tiksinmeden, rahat rahat seyredilebilecek bir film. çok da bi' şey beklemeyin. maksat muhabbet olsun. filmdeki kız çocuğu anti-damien thorn'dur."
  • "para ve zaman kaybı. sebeplerini zaten yazar arkadaşlarım açıklamış."
  • "filmin sonundan anlaşılacağı üzere şeytan neslinin devamı için nuri alço taktiğini benimsemiştir. asıl kızımızın şişeyi dikerken ağzının ekşimesinden belliydi o içkinin içinde hap olduğu.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    tumu louisiana'da pek cok sahnesi lsu'da cekilen, filmdeki figuran rollere sahip insanlarla birlikte ilk gosteriminde izledigim, arkadaslarimi sinema perdesinde gormenin keyfi disinda bir zevk alamadigim din temali klise gerilim filmi.


    (sinirbaz - 6 Nisan 2007 21:48)

  • comment image

    son yarım saatindeki kimi klişe sahneleri ile hayal kırıklığı yaratan, genel olarak olmamış dedirten dark castle filmi.


    (kumrengi - 28 Nisan 2007 18:46)

  • comment image

    2 ya da 3 kere izleyip beğendiğim fragmanı yüzünden gitmek istemiş olduğum ve gidip hayal kırıklığına uğradığım film...

    --- spoiler ---
    hani bizim kanal 7de dindar filmler, sırlar dünyası vs falan var ya, onu alıyorsunuz, milyar dolarlık efekt ekliyosunuz, oscar'lı aktris koyuyorsunuz, temayı da hıristiyan yapıyorsunuz, işte önünüzde bir adet the reaping oluyor en evanjelistinden... güle güle tiksinin...

    ---
    spoiler ---


    (whoosie - 30 Nisan 2007 00:50)

  • comment image

    orjinal ismi "the reaping", yönetmeni: stephen hopkins ; senaristi: carey hayes, chad hayes ; oyuncuları: idris elba, hilary swank, david morrissey, anna sophia robb olan, hafif exorcist havası vermekle beraber görüntü ve kurgusuyla ve tabi ki hillary swank'in varlığı ile seyredilmeye değer bir film.


    (caduceus - 4 Mayıs 2007 00:23)

  • comment image

    yakın zamanda vizyona giren gerilim filmlerinden daha farklı bir film. bence izlenmeli.

    hilary swank'e bir kez daha taptım.

    --- fragmanı izlemeyenler için spoiler olabilir ---

    esrarengiz ve paranormal güçlere sahip olan küçük kız çocuğu, yaklaşan felaketin resmini çizen küçük çocuk, "onu niye öldürmüyorsun, onun yardıma ihtiyacı yok, öldür onu" repliği gibi klişeler barındırsa da, hikayenin başarılı bir kurguyla din üzerine kurulmuş olması, bu filmi diğer gerilim filmlerinden ayırıyor.

    --- spoiler ---


    (bay bomba - 6 Mayıs 2007 03:18)

  • comment image

    aslında işlediği konu, harika bir film çekmeye çok müsait olan, ancak bu konuyu çok kötü bir anlatımla hiç ama hiç işleyememiş olan, bu senaryoyu (firavun'un, israiloğullarını mısır ülkesinden bir türlü salıvermemesi ve bunun üzerine musa'nın, halkını kurtarmak için firavun'a direnişi ve türlü mucizelerle firavun'u kendisine inandırmaya çalışması ancak firavun'un ısrarla musa'nın bir müjdeleyici olduğuna inanmaması.) resmen heba etmiş olan filmdir.
    firavun'un musa'yı inkarı sonucu firavun'un ülkesine musallat olan tanrı'nın gazabı (seller yaşanması, suların kana dönüşmesi, yukarıdan kurbağa yağması, çekirge istilası, hayvanların ölümü, salgın hastalıklar ve büyük karanlık) konusu, incil'de bulunduğu gibi, buna paralel olarak kuran-ı kerim'de de bulunmaktadır. bu tür, sapkınlıktan vazgeçmeyen kavimlerin ve toplulukların helak olması kıssaları insanlığa ders verici niteliktedir. bu kıssalar, incil'de (kitab-ı mukaddes, çıkış bölümü) çok detaylı olarak anlatılmalarına rağmen, kuran-ı kerim'de ise özet bir biçimde anlatılır. kur'an bize vakayı birbirini izleyen kesintisiz olaylar dizisi olarak vermemektedir, çünkü burada hiç de tarihsel bir anlatım, tarihsel bir bilgilendirme değildir amaçlanan (incil'dekinin aksine). nitekim kur'an, ister kitâb-ı mukaddes'de kaydedilenlerden olsun ister arap geleneğinde yer alan olaylardan olsun, geçmişe dönük bir atıfta bulunduğu her zaman, bunu, münhasıran ortaya koymak istediği belli ahlaki ülkü ve öğretilere ilişkin temsîl edici çizgiye karakteristik motifleriyle dikkat çekerek yapmaktadır. işte bu nedenle bu tür kıssalar, kur'an'da, incil'de olduğu gibi çok detaylı olarak aktarılmamışladır.

    gelelim filmimizin konusu olan felaketler dizisinin kuran-ı kerim'de nasıl ve ne kadar anlatıldığına. araf suresinin 103. ayetinde başlayan, musa ve firavun kıssasının bu konu (sel baskınları, suyun kana dönüşmesi, çekirge ve kurbağa baskınları, hayvanların ölümü, şehrin yerle bir olması. vs.) ile ilgili olarak açıkça verdiği nadir bilgiler, 133., 136. ve 137. ayetlerde geçmektedir;

    133. bunun üzerine, biz de onlara selleri, çekirge [baskınlarını], haşereleri, kurbağaları ve kan[a dönüşen suyu] musallat ettik; [hepsi de] apaçık ayetler/alametlerdi (onlar için): ama burunlarını dikip kurumlandılar; çünkü günaha gömülüp gitmiş bir topluluktu onlar. 136. ve işte bu yüzden biz de bunun acı karşılığını onlardan çıkardık: ayetlerimizi yalan-layıp ilgisiz kaldıkları için denizde boğduk onları; 137. [vaktiyle] hor görülen/güçsüz bırakılan insanları ise kutlu kıldığımız ülkenin doğu ve batı taraflarına mirasçı kıldık. ve rabbinizin israiloğulları'na verdiği söz, onların darlıkta gösterdikleri sabrın bir karşılığı olarak (işte böylece) gerçekleşmiş oldu; firavun ve halkının özenle işlediklerini, yapıp yükselttiklerini ise, hepsini, hepsini yerle bir ettik.

    yukarıda da belirttiğimiz gibi, bu ve benzeri kıssaları detaylı olarak belirtmiş olan incil'e bakacak olursak;
    incil'deki exodus (mısır'dan çıkış) kitabının 7. bölümünde suların kana dönüşmesi kıssası;
    17 benim rab olduğumu şundan anla, diyor rab: işte, elimdeki değneği ırmağın sularına vuracağım, sular kana dönecek. 18 irmaktaki balıklar ölecek, ırmak leş gibi kokacak, mısırlılar artık ırmağın suyunu içemeyecekler. 19 sonra rab musa'ya şöyle buyurdu: “harun'a de ki, 'değneğini al ve elini mısır'ın suları üzerine - ırmakları, kanalları, havuzları, bütün su birikintileri üzerine - uzat, hepsi kana dönsün. bütün mısır'da tahta ve taş kaplardaki sular bile kana dönecek.” 20 musa'yla harun rab'bin buyurduğu gibi yaptılar. harun firavun'la görevlilerinin gözü önünde değneğini kaldırıp ırmağın sularına vurdu. bütün sular kana dönüştü. 21 irmaktaki balıklar öldü, ırmak kokmaya başladı. mısırlılar ırmağın suyunu içemez oldular. mısır'ın her yerinde kan vardı.

    yine exodus kitabının 8.bölümünde kurbağa istilası kıssası; 2 eğer halkımı salıvermeyi reddedersen, bütün ülkeni kurbağalarla cezalandıracağım.3 irmak kurbağalarla dolup taşacak. kurbağalar çıkıp sarayına, yatak odana, yatağına, görevlilerinin ve halkının evlerine, fırınlarına, hamur teknelerine girecekler. 4 senin, halkının, bütün görevlilerinin üstüne sıçrayacaklar. 5 “harun'a de ki, 'elindeki değneği ırmakların, kanalların, havuzların üzerine uzatıp kurbağaları çıkart; mısır'ı kurbağalar kaplasın.'” 6 böylece harun elini mısır'ın suları üzerine uzattı; kurbağalar çıkıp mısır'ı kapladı.

    yine exodus kitabının 8.bölümünde sivrisinek istilası kıssası; 16 rab musa'ya şöyle dedi: “harun'a de ki, 'değneğini uzatıp yere vur, yerdeki toz sivrisineğe dönüşsün, bütün mısır'ı kaplasın.'” 17 öyle yaptılar. harun elindeki değneği uzatıp yere vurunca, insanlarla hayvanların üzerine sivrisinekler üşüştü. mısır'da yerin bütün tozu sivrisineğe dönüştü. 21 halkımı salıvermezsen senin, görevlilerinin, halkının, evlerinin üzerine atsineği yağdıracağım. mısırlılar'ın evleri ve üzerinde yaşadıkları topraklar atsinekleriyle dolup taşacak. 24 rab dediğini yaptı. firavun'un sarayına, görevlilerinin evlerine sürü sürü atsineği gönderdi. mısır atsineği yüzünden baştan sona harap oldu.

    aynı kitabın 9.bölümünde, hayvanların ölümü, salgın hastalık (çıban) ve dolu felaketi; 3 rab'bin eli kırlardaki hayvanlarınızı - atları, eşekleri, develeri, sığırları, davarları - büyük kırıma uğratarak sizi cezalandıracak. 6 ertesi gün rab dediğini yaptı: mısırlılar'ın hayvanları büyük çapta öldü. ama israilliler'in hayvanlarından hiçbiri ölmedi. 9 kurum bütün mısır'ın üzerinde ince bir toza dönüşecek; ülkenin her yanındaki insanların, hayvanların bedenlerinde irinli çıbanlar çıkacak.” 10 böylece musa'yla harun ocak kurumu alıp firavun'un önünde durdular. musa kurumu göğe doğru savurdu. insanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı. 17 hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara üstünlük taslıyorsun. 18 bu yüzden, yarın bu saatlerde mısır'a tarihinde görülmemiş ağır bir dolu yağdıracağım. 19 şimdi buyruk ver, hayvanların ve kırda neyin varsa hepsi sığınaklara konsun. dolu yağınca, eve getirilmeyen, kırda kalan bütün insanlarla hayvanlar ölecek.'” 22 rab musa'ya, “elini göğe doğru uzat” dedi, “mısır'ın her yerine, insanların, hayvanların, kırdaki bütün bitkilerin üzerine dolu yağsın.” 23 musa değneğini göğe doğru uzatınca rab gök gürlemeleri ve dolu gönderdi. yıldırım düştü. rab mısır'a dolu yağdırdı. 24 şiddetli dolu yağıyor, sürekli şimşek çakıyordu. mısır mısır olalı böylesi bir dolu görmemişti. 25 dolu mısır'da insandan hayvana dek kırdaki her şeyi, bütün bitkileri mahvetti, bütün ağaçları kırdı.

    son olarak aynı kitabın 10.bölümünde bahsedilen çekirge ve büyük karanlık felaketi; 4 halkımı salıvermeyi reddedersen, yarın ülkene çekirgeler göndereceğim. 5 yeryüzünü öylesine kaplayacaklar ki, toprak görünmez olacak. doludan kurtulan ürünlerinizi, kırda biten bütün ağaçlarınızı yiyecekler. 6 evlerine, bütün görevlilerinin, bütün mısırlılar'ın evlerine çekirge dolacak. ne babaların, ne ataların ömürlerince böylesini görmediler.'” sonra musa dönüp firavun'un yanından ayrıldı. 12 rab musa'ya, “elini mısır'ın üzerine uzat” dedi, “çekirge yağsın; ülkenin bütün bitkilerini, doludan kurtulan her şeyi yesinler.” 13 musa değneğini mısır'ın üzerine uzattı. bütün o gün ve gece rab ülkede doğu rüzgarı estirdi. sabah olunca da doğu rüzgarı çekirgeleri getirdi. 14 mısır'ın üzerinde uçuşan çekirgeler ülkeyi boydan boya kapladı. öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi, kuşaklar boyu da görülmeyecek. 15 toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülke kapkara kesildi. bütün bitkileri, dolunun zarar vermediği ağaçlarda kalan meyvelerin hepsini yediler. mısır'ın hiçbir yerinde, ne ağaçlarda, ne de kırdaki bitkilerde yeşillik kalmadı. 21 rab musa'ya, “elini göğe doğru uzat” dedi, “mısır'ı hissedilebilir bir karanlık kaplasın.”22 musa elini göğe doğru uzattı, mısır üç gün koyu karanlığa gömüldü. 23 üç gün boyunca kimse kimseyi göremez, yerinden kımıldayamaz oldu. yalnız israilliler'in yaşadığı yerler aydınlıktı.


    (nesilsiz - 6 Mayıs 2007 17:16)

  • comment image

    bu sezonun en büyük hayal kırıklıklarından birini bana yaşatan film..uzun süredir uydugum korku - gerilim filmlere gitmeme kararımı* bana bozdurtmuş filmdi fragmanıyla..lakin üçüncü sınıf, televizyon için çekilmiş bir korku filmi izledigim hissiyatına kapıldım filmi görünce..tek farkı, pahalı efektleri bence..

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    öncelikle, canavar gibi bir yapım çıkabilecek bir konu, kendimce söylemek gerekirse son derece saçma biçimde işlenmiş..bu filmde, klasik seyirciyi zıplatan korku filmi klişelerini görmeyi beklemiyordum..senaryosu ile agır basmasını umuyordum ama feci şekilde yanıldım efenim..beni hakkıyla gerebilmiş sahneleri, hilary swank kızımızın lorelai nin evinin içinde oldugu sahneler..digerleri klasik korku filmlerinden bir farkı olmayan zıplatma sahneleri idi ki üzdü beni..

    filmde din 1-0 önde başlıyor zaten ve sonunda ise durumu 2-0 a getirip bitiyor film..daha rasyonel yaklaşmalarını beklerdim..inançsızlık savunmaları oldukça öküzce olmuş kanaatimce "aa gerçek mi istiyorsun mısır da hede hödö oldu burada sinekler uçuştu şurada böyle oldu gibi" örnekler inanmayan birinin ilk başta söyleyebilecegi cümleler olmamalı bence..sözlükteki ateistler bu konuda hilary swank in oynadıgı karaktere 1586 basarlar kuzum..evet gerildim..çok gerildim fazlaca da zıpladım filmde..ama bu filme iyi demek için son derece yetersiz bence..bu klişeleri kullanmayıp daha çok teori odaklı gidilseymiş gerim gerim geren başarılı bir film olabilirmiş kanımca..

    --- spoiler ---

    ---
    spoiler ---

    neticede hangi beklenti ile gidildigi önem kazanıyor yine..tavsiyem pek bir şey beklemeyindir..olmamış diyip 3.5 ten 4/10 verdim kendisine..


    (teletabi - 7 Mayıs 2007 21:49)

  • comment image

    dini içerikli gerilim filmlerinden hoslanan korku filmi izleyicisi icin guzel bir iki saat geçirtebilir. özellikle şu sıralar izleyecek gerilim korku filmi bulamıyorsanız kesinlikle tavsiye edilebilr. ama bir omen ya da evil dead etkisi birakmayacagini bastan soylemekte yarar var.

    --spoiler
    dinsel motifler biraz da seyirciye aktarilsaydi da gizem daha fazla olsaydi keske
    --spoiler--


    (alexandraki - 30 Eylül 2007 20:07)

  • comment image

    din ve tarikatlar üzerine bir şekilde değinen ya da temasını tümüyle ilahi konular üzerine spekülatif değerlendirmelerle inşa eden, inanç-akıl çatışmasını ortaya koyup, seyircilerinden taraf olmalarını bekleyen her filmde olduğu gibi, burada da kilise ve hiristiyanlık ilahiyatı bangır bangır seyirciyi esir etmeye girişiliyor, başarılı olunması bir kenara, bu amacın kendisi bana samimi geliyor, çünkü sanatın kendisi başka bir şeyi amaçlamaz, sanatçı var olan her konuyu bireysel spekülatif heyecanlarının mengenesinden geçirir, objektif olmak durumunda değildir, sinema da en ses getiren, çağımızın en heyecan verici sanat dalı, the reaping filmini incilde anlatılanlarla paralel bir senaryoyla da bezeseniz, saçmalayıp yepyeni bir hiristiyanlık zemini oluşturup ona göre bir film de çekseniz sonuçta insanları buraya yani temaya çekmiş olursunuz. galiba önemli olan inandırıcılık, zira fides et ratio yani inanç - akıl çatışmasına dair film yaptığınızda, eğer yapımınız belgesel değilse, sonunda bol tartışılabilir bir sonuç ortaya çıkarırsınız, din 1-0 önde başlasa da yaranamadıklarınız olur, 0-1 yenik başlasa da. benzer şekilde aklın salt yorumu (vay be, anladın sen) dinin salt sorgusuyla tarafsız saha ve seyirci önünde karşılaşmak zorunda da değil. mühim olan dediğim gibi inandırıcılık, görsel zenginlik, etkileyici oyunculuklar, hikayenin gerçekten insanı şaşırtıcı bir şekilde sürüp gitmesi vs. yoksa bir ton gerizekalı var, kendi inançsızlıklarından ötürü filme bakınca "tipik hiristiyan davranışı, her şeyi oraya yoruyorlar, sonuçta şeytan diye bir şey yok ki..." e o zaman zaten film yapılmasın, film yapılmışsa yorum yapılmasın; zira yüzüklerin kardeşliği de yok, hayri potır'da, freddy'nin kabusları ise ancak aptallar için bir hezeyan. dediğim gibi bireysel spekülatif heyecan sunumuyla karşı karşıyayız, kendi adıma şunu söyleyebilirim ki; ben büyük oranda memnunum filmden. şimdi burada kültür emperyalizminden, tüketim toplumundan bahsetsem, bir bok bilmediği için ayarı yediğinde, kendi laf salatasında kaybolup, saçmaladıkça saçmalayan kadrolu cahil çıkacak, amerika'nın uzaktan belki de böyle göründüğüne dair gerzekçe bir yorum yaptıktan sonra, amerikan cıvıklıklarından dellendiğini okutacak, en iyisi bunu düşünmeden, filmi izlerken aldığım notlara göre bir şeyler karalayıp entiriyi noktalamak.

    gelişmemiş ülkelerdeki (genelde afrika ve güney amerika'daki) hiristiyanların kiliselerine ve fakirliklerinden ötürü, fabrika atıklar, yaygın hastalıklar, cahilliklerinden ötürü ucunu inançsızlığa ve şeytana bağladıkları salgınlar üzerinden yapılan ekonomik sıkıntılar vurgusu, daha filmin başında "ulan acaba beklediğimizden daha dünyevi bir eleştiri mi çıkacak?" sorusunu sordurtmadı değil, ancak çok geçmeden esas kızımız, son dönem gözde ve esas kızlarımızdan (bir nevi clint eastwood'un koçluğunu yaptığı) hillary swank bacımız bir kez daha şaşırtmayarak, belki de ustasından öğrendiği dead man oyunculuğu döktüreceğini çaktırırcasına, "çünkü şeytana da inanmıyorum..." deyiverdi de, filmin seyri anlaşıldı. "şeytana da" inanmayan kızımızın yaşadığı bir olay sonunda aslında "tanrıya" inanmama yolunu yeğ tuttuğu da algımıza peşinden takıldı. yanılmadık. gerçekten de kızını ve kocasını kaybetmiş hanım (beh) kahramanımız hem de ellerinde incillerle, sudan yollarında. (bkz: karisi olen pederin inancini kaybetmesi sorunsali)

    daha sonra father michael costigan rolünde stephen rea'yı görünce, gözlerimiz onu bir yerden ısırmaya başladı, tabi ya inspector finch değil miydi bu? ülkemizde birkaç çoluk çocuğun yüzde 52 saçmalığıyla anımsanacak olan v for vendetta 'daki müfettiş. gerçi burada çok fazla seyredemedik adamı, en son küçük bir ateşten oda yandı tutuştu da, içerde mahsur kalarak kaybettik güzelim pederi. gerçi bu olmadan evvel, olayın tüm yönlerini ortaya koydu da, kendisine filmde süs eşyası muamelesi yapılmadığını da anlamış olduk.

    "mucizeler sadece insanlara ait umutlarda yer alır" mottosuyla hillary bacımız ve bilmem kaç galon kırmızı boya harcanmış olan "kan gölü", incilde müjdelenen (!) 10 bela ve tabi ki hiristiyan ilahiyatının kanımca en müthiş tartışma ve felsefe konusu olan kötülük problemi üzerine sondaki değerlendirme filmi bana daima anımsatacaktır, ya da ben böyle düşünüyorum.

    bu entirimin son paragrafını ufak bir ayrıntıya ayırmak istedim, bir önceki paragrafta mevzubahis ettiğim (hiristiyan ilahiyatı açısından) kötülük problemi çerçevesinde, başımıza gelen acıların, talihsizliklerin asıl sebebinin tanrı olup olmadığına dair yapılan iki yönlü bakış açısı ve şeytanın asıl hangi tarafta kötülüğe sebep olduğu hususundaki ikilik hakikaten de ilginç ve dikkat çekiciydi. filmin sonunda, çocuğu ölmüş olan annenin, sorumluluğu tanrıya değil de, içinde tanrı sevgisi olmayan cellatlara yüklemesi, aslında theodicy'nin kurallarına pek uygundur, öyle bir anlayışa uygundur, bu açıdan bakıldığında temada bir sapma, bir baştan savma savrukluk göremiyorum. ha katılıp katılmamak sizin elinizde, gerçi gerçek hayatla filmdekileri karşılaştırıp, aletheia ile doxa arasında kavram karmaşasına düşecek ve "valla saçma olmuş abi, delleniyorum" diyecek çok salak tanıyorum.


    (jimi the kewl - 3 Kasım 2007 18:46)

  • comment image

    bu film isimden kazanmaktadır zira isviçreli bilim adamlarının yaptıkları araştırmalara göre bu filme gidenlerin veyahut download edenlerin 90% ı filmin adını "the raping" zannetmektedir, kendimden biliyorum.


    (carnicero - 4 Kasım 2007 13:55)

  • comment image

    --- spoiler ---
    filmdeki yumurta kırma sahnesinden hemen önce filmi o an izlemekte olan üç kişinin aynı anda "içinden kan çıkacak" demesi, akabinde de yumurtanın kırılıp içinden çıkan kanın görülmesiyle topluca oehhh dedirten film. daha sonra filmi kapatıp windows vista yüklemeye başlamışızdır.
    ---
    spoiler ---


    (balamir1 - 5 Kasım 2007 18:46)

  • comment image

    --- spoiler ---

    filmin sonundan anlaşılacağı üzere şeytan neslinin devamı için nuri alço taktiğini benimsemiştir. asıl kızımızın şişeyi dikerken ağzının ekşimesinden belliydi o içkinin içinde hap olduğu..

    ---
    spoiler ---


    (snob - 19 Aralık 2007 01:46)

  • comment image

    güzel doktorumuzun konuşması ile çok leziz açılan bir filmdir. konuyu biraz bilmesem türkiye lan burası derdim, her satırı bizi anlatıyor.

    --- şöyle ---

    this kind of illegal underground disposal...
    ...has been common practice in third world countries for years.
    ın this case, ethanol and methanol...
    ...mixed with the aromatic compound dmso and benzene...
    ...seeped out after an earthquake...
    ...running off into the sewer system
    below the monastery...
    ...the fumes of which has the dual effect
    of preserving human tissue...
    ...and, if inhaled,
    creating intense hallucinatory effects.

    ----lokum kısım--------------
    throw in a population economically deprived
    enough to believe in almost anything...
    ...and you've got yourself a miracle.
    a miracle created by a greedy,
    cost-cutting corporation.
    ınstead of providing cures
    for the faithful...
    ...it provided them
    with lungfuls of toxic waste.
    this puts me at 48 miraculous
    occurrences ı've investigated...
    ...with 48 scientific explanations.
    ı'm sorry to say,

    ağır darbe kısmısı
    the only miracle is that people keep believing.

    --- şöyle ---

    ancak daha sonra feci baymıştır, sıçmıştır sıvamıştır, kesmemiş, devamını da çekelim hadi bea demiştir. ayıp ayıp!

    --- şöyle kısmının bitişi ---
    have a great weekend.
    --- şöyle kısmının bitişi ---

    sana da canım, bir daha gözüm görmesin mümkünse. bu yazıyı yazdığım zamanın cuma olması da ilgenj.


    (kackelacka - 26 Nisan 2013 12:20)

Yorum Kaynak Link : the reaping