jessica chastain'in başrolünde olduğu biyografik drama. oturan boğa ve caroline weldon'ı anlatacak olan filmin senaryosunu steven knight yazdı. yönetmenliğini susanna white yapacak.

(zeddicus zu l zorander - 6 Eylül 2016 16:42)

ne kadarının gerçek, ne kadarının film gereği uydurma olduğunu merak ettiğim film. yukarıda da yazıldığı gibi kızılderili şefi oturan boğa'yla dul ressam caroline weldon'ın arkadaşlığını, pek tabii dönemin kadına bakışını, kızılderili katliamlarını da konu alıyor. olaylar caroline'ın perspektifinden aktarılıyor. yer yer temposunu yitirip sıkıcılaşıyor. iyi görüntü yönetmenliği mevcut. jessica chastain'le michael greyeyes'in kimyası uyuşmuş, performansları iyi. gerçi chastain bir diğer dönem filmi the zookeeper's wife'tan kısa bir süre sonra tekrar aşırı iyi niyetli, bağra basılası bir kahramanı oynamış, bir nevi kendisini tekrar etmiş. filmler de benzemiyor değil: tzw'de acımasız nazilere karşı yahudileri hayvanat bahçesinde saklayan bir kadın anlatılırken wwa'da acımasız beyaz adamlara karşı kızılderililerin yanında saf tutan bir kadın anlatılıyor. iki filmde de karakterlerinin sıfatları "iyi", "güçlü", "iradeli"den ötesine geçmiyor, yani derinleşmiyor. chastain daha dikkatli proje seçmeli. benzer "güçlü" karakterleri oynamaya başladı.

neyse. filmin en büyük sorunu "beyaz adam"ı kurtarıcı olarak öyküye dahil etmesi. bilirsiniz, hollywood beyazları kahraman olarak yansıtmayı pek sever. ırak, afganistan, güney kore, japonya, pandora (avatar)... mekân fark etmez. kötü beyaz adama karşı hollywood filmlerinde hep başka bir beyaz karşı çıkar ve mücadelenin liderliğini üstlenir (pandora'nın yerlilerini beyaz adamın kurtarması gibi). burada tabii ki weldon kalkıp silahlanmıyor, öyle bir mücadele yürütmüyor ama film başka şekillerde de olsa bir kurtarıcı haline getiriyor weldon'ı. yani kötü klişe ("kurtarıcı beyaz adam") burada da tekrarlanıyor. ama işin daha da kötüsü weldon'ın yol açtığı bazı olumsuz olayları irdelememesi, görmezden gelmesi. steven knight'ın dandik senaryosunda sorunlar bitmez. bir diğeri: film boyunca oturan boğa, weldon'ın yanından ayrılmıyor, halkı boğa'ya ihtiyaç duyduğunda bile boğa, weldon'ın yanında kalıyor, halkına gitmiyor. böyle bir portre olabilir mi? bu adam yıllardır toprakları ve halkı için savaşmış birisi. adamı kalkıp güçsüz birisine dönüştürmüş knight. bu sorunun daha kötü tarafı boğa güçsüzken weldon son derece güçlü, tüm engelleri aşan birisi olarak gösteriliyor. hayır, tabii ki erkekler kadınlardan güçlü gösterilmeli diye düşünen birisi değilim. burada sorun metoo'nun rüzgarıyla boğa'yı zayıf göstermek, kadını kahramanlaştırmak. asıl takıldığım şeyse boğa, weldon'ı sürekli dinliyor ama weldon boğa'yı dinlemiyor, ikide bir emir veriyor: "dışarıda resmini yapacağım, sigaranı bitirdiğinde gel"! emredersiniz haşmetmaapları!

ya gerçekten dökülüyor senaryo. replikler sıradan, karakter gelişimi sıradan, her şey sıradan. daha kötüsü de yukarıdaki sorunlar işte. chastain önüne gelen "güçlü", "tüm engelleri aşan", "erkeklere karşı yıkılmayan" kadınları oynamaya yemin etmişçesine bu rolleri kaçırmıyor ama mesela şu filmi kaçırsa çok iyi olurdu. zira fazlasıyla dandik bir yapım wwa. geçen yılın diğer filmi hostiles bundan çoook daha iyiydi mesela.

(sherlock holmes 90 - 22 Ağustos 2018 23:46)