Süre                : 2 Saat 20 dakika
Çıkış Tarihi     : 01 Mart 1991 Cuma, Yapım Yılı : 1991
Türü                : Biyografi,Drama,Müzik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Bill Graham Films , Carolco International N.V. , Carolco Pictures
Yönetmen       : Oliver Stone (IMDB)
Senarist          : Randall Jahnson (IMDB),Oliver Stone (IMDB)
Oyuncular      : Val Kilmer (IMDB)(ekşi), Meg Ryan (IMDB), Kyle MacLachlan (IMDB)(ekşi), Frank Whaley (IMDB), Kevin Dillon (IMDB)(ekşi), Michael Wincott (IMDB)(ekşi), Michael Madsen (IMDB)(ekşi), Dennis Burkley (IMDB), Billy Idol (IMDB), Kathleen Quinlan (IMDB), John Densmore (IMDB), Gretchen Becker (IMDB), Jerry Sturm (IMDB), Sean Stone (IMDB), Floyd 'Red Crow' Westerman (IMDB), Wes Studi (IMDB), Steve Reevis (IMDB), Bruce MacVittie (IMDB), Andrew Lauer (IMDB), Kelly Hu (IMDB), Josie Bissett (IMDB), John Capodice (IMDB), Eric Burdon (IMDB), Debi Mazar (IMDB), Mark Moses (IMDB), Deborah Falconer (IMDB), Sam Whipple (IMDB), Lisa Edelstein (IMDB), Erik Dellums (IMDB), Mimi Rogers (IMDB), Jennifer Rubin (IMDB), Paul Williams (IMDB), Costas Mandylor (IMDB), Christina Fulton (IMDB), Crispin Glover (IMDB), Karina Lombard (IMDB), Christopher Lawford (IMDB), Titus Welliver (IMDB), Eagle Eye Cherry (IMDB), David Allen Brooks (IMDB) >>devamı>>

The Doors ' Filminin Konusu :
Çağını Sallayan Bir Rock Grubu...Asi Bir Şair ve Solist...Ölümsüz Bir Efsane... 1971 yılında Paris'te yüksek dozdan uyuşturucu alarak ölen efsanevi The Doors grubunun solisti ve beyni Jim Morrison'un şarkılarını ilk kez Vietnam'da dinleyen ve grubun ateşli hayranı olan Oliver Stone'un yönettiği The Doors, 1960'ların asi rock şarkıcısı, bestecisi ve şairi Jim Morrison'un inişli çıkışlı yaşamını konu alıyor. Bu uslanmaz düzen karşıtı adam, 60'lı yıllarda gerçekleşen ve Amerikan toplumunu sonsuza dek değiştirecek devrimin en önemlilerinden biriydi.


  • "nişantaşinda, dolma ve sandviç satan bir dükkanin ismi... hayat ironik değil mi?"
  • "yaptıkları müzik ile zaman, mekan gibi kavramları yok eden grup."
  • "grubun adi aldous huxley'in önce meskalin alip sonra hissettiklerini yazdigi "the doors of perception" kitabina bir göndermedir."
  • "91 yapımı "the doors" filminde jim morrison'u val kilmer oynamıştı.gayet de başarılıydı.sevgilisi rolünde meg ryan vardı.hippilik meg'i baya bi açmıştı"
  • "iyileştiren, iyi gelen, bağımlılık yapan müzik grubu. geceleri kendilerini dinlemek uykudan daha iyi bir seçenek olduğundan uyumayı bıraktım."
  • "... o dönemde gazetelerin "rolling stones uçmak isteyenler için, doors ise çoktan uçmuş olanlar için" diye nitelendirdiği, üyelerinin hepsinin ayrı ayrı saygı duyulası olduğu, lezazet deposu grup."
  • "the doors filminde bazı şarkıları val kilmer kendisi seslendirmiştir. soundtrack'i dinleyenlerden bir kısmının hala bunu farkedemediği rivayet olunur."




Facebook Yorumları
  • comment image

    oliver stoneun başarıyla kotardıgı 'the doors' belgeseli (sıradan bir film diye adlandırmak haksızlıktır kanımca) için boktan ve bayık yorumuna her ne kadar "burası sözlük herkes istedigi şekilde fikrini beyan eder görüşünde olsamda" sadece jim morrison rolünde val kilmerın performansı ve en bi güzel the doors şarkılarının olaylarla inanılmaz uyumu nedeniyle bir hadi ordan yorumu eklemekten çekinmiyorum...


    (clockwork life - 23 Şubat 2002 18:18)

  • comment image

    people are strange
    when u're a stranger
    faces look ugly
    when u're alone
    women seem wicked
    when u're unwanted
    streets are uneven
    when u're down...

    sözlerinin depresyon etkisi yanında müziği de çok hüzün verici parçaları da olan efsanevi grup.


    (holy diver - 21 Mart 2002 16:34)

  • comment image

    hippie gençliği denilmiş de 68 kuşağına ters birtakım görüşleri savunuyorlardı.aşırı savaş karşıtı tepkileride olmadı.woodstockda da yer almamışlardır...roadhouse blues creed tarafından geçen seneki woodstock denilen mevzuda çalındı...


    (stinkfist - 15 Mart 2000 12:10)

  • comment image

    ray manzarek'in anlattığına göre;

    the doors albümün kayıtları sırasında (hatta light my fire üzerinde çalışırlarken) jim morrison stüdyodan ayrılmış. grup üyeleri de çalışmaya gece evde devam etmek için stüdyodan ayrılıp yapımcının evine gitmiş. jim morrison gecenin bi vakti kafası bi milyon olarak stüdyoya gelmiş, bakmış hiç kimse yok. tellerden atlayarak stüdyoya girmiş. lsdnin de etkisiyle stüdyodaki yanan kırmızı lambayı yangın zannetmiş. yangın söndürme tüpüyle sağa sola saldırmış, bütün enstrümanları köpüğe boyamış. daha sonra kendine gelir gibi olup apar topar stüdyodan kaçmış. fakat kaçarken tellerden atladığı sırada ayakkabısının tekini tellerde bırakmış. sabah stüdyonun sahibi stüdyoya gelince, olanları görmüş ve ne olduğunu anlaması çok uzun sürmemiş. çünkü jim morrison'ın ayakkabısı tellerdeymiş. hemen yapımcıyı arayıp jim morrison'u şikayet etmiş ve stüdyodaki zarar yapımcı tarafından ödenmiş. jim morrison da sadece "özür dilerim" deyip, gülmekle yetinmiş.

    ayrıca gene kayıtlar sırasında stüdyoda birisi beyzbol maçı izlerken jim morrison "the doors çalarken televizyon izlenmez hele beyzbol hiç izlenmez" deyip televizyonu camdan aşağı atmış.

    bunlar da böyle bi anı.


    (paez - 27 Şubat 2010 00:36)

  • comment image

    yaklasik bir ay once ray manzarek, robbie krieger ve saz arkadaslarinin konser organizasyonunda yer almamla beni tuhaf duygulara suruklemis gruptur.

    oglen saatlerinde konser alaninin duzeniyle ilgilenirken, sahneden gelen sesle irkildim. the doors sarkilari uzerine dogaclama birseyler caliyorlardi. ses sistemini kuranlar sound check yapiyor herhalde dedim. her ne kadar bekliyor olsam da sahneye dogru ilerleyince ray manzarek ve robbie krieger'i gormek ilginc oldu. five to one'la basladilar sound check’e. favorilerim arasinda yer almasa da canli dinleyince ne kadar guzel bir sarki oldugunu farkettim. sarki bitiminde robbie krieger soliste bir kac oneride bulundu. urasini uzat surayi kisa tut gibilerinden. strange days’e girdiler. vokalin delay cok abarti oldugundan sarki bir tuhaf oldu, kestiler, bakip pis pis sirittim. tekrar girdiklerinde her sey gayet iyiydi. break on through uzerinde konustular, nerde ne yapilacagini soliste anlattilar. riders on the storm'un girisini caldilar. cok da fazla uzatmayip indiler sahneden.

    yillardir hayranlarla muhatap olmanin bikkinligi midir, buyuk sanatci gotu kalkikligimidir,hafif havalardalardi. ben de gicik oldum pek muhatap olmadim. basci phil chen gitmedi sahnenin kenarinda kalip kendinlerinden once cikan guruplari dinlemeyi tercih etti. cinli ufak tefek bir adam phil chen. ucuza geliyor diye cinli basci bulmuslar diye gecirdim icimden. onla biraz konustum. tanimadigimdan, kendi grubun var mi abi, muhabbetine girdim. tuhaf bir aksanla konusuyordu. yok dedi, session musician'i oldugunu soyledi, cagiriyorlar gidip caliyorum dedi. sonrada ogrendim phil abi cin-jameika melezi olup rod stewart, eric clapton, ray charles, jerry lee lewis, bob marley gibi amcalar tarafindan cagiriliyormus phil abi.

    ty dennis, john densmore'un yerini almisti. john’un the doors'a entellektuel anlamda cok bir katkisi olmadigindan midir ty dennis'in teknik anlamda oldukca iyi olmasindan midir nedir, ty kulaga gayet hos geliyordu.

    robbie krieger oldukca cokmus gorunuyordu. sound check'e sol dirseginde bandajla cikti. eskiden de mi oyleydi bilmiyorum, kafa baska yerlerde gibiydi, ya da yaslandigindan bilinci tam yerinde degil gibiydi. sololarini aynen atsa da extra bir seyler yapmaya calistiginda eski performansinin kalmadigi anlasiliyordu. spanish caravan'in girisinde elektro klasik gitariyla uzun bir flamenko giris yapti, bir seylerin yolunda olmadigi belliydi. ama gene de eski toprak oldugundan oldukca etkileyiciydi.

    ray manzarek genc kalmis bir ihtiyar gorunumundeydi. grubu ustlenmis goturuyordu. sahnedeki konusmalari o yapiyor, phil chen sayesinde bosa cikan sol eliyle grubu yonetiyordu. klasik amerikali esprileri yapip kanadali'larla zaman zaman dalga gecmesi, hala yirmilerindeymis gibi, sex cagrisimli konusmasi, this song is coming for the people who likes to fuck” diyerek touch me'ye girmesi, i am the sex machine deyip gobek atmasi bana epey bir tuhaf geldi. ama muzisyenligine diyecek yoktu. light my fire ile bis yaptiklarinda o muhtesem klavye solosunu canli dinlemek buyuleyiciydi.

    gelelim vokale; bana kalirsa jim morrison the doors'un yarisidir. belki de daha tamamidir. the doors bir araba ise jim morrison motorudur. jim morrison’in olumunden sonraki calismalar bir cok the doors hayrani tarafindan benimsenmemistir. benzeri bir durum olarak kurt cobain oldukten sonra dave grohl almis yurumus foo fighters'i kurarak oldukca basarili olmustur. the doors'ta ise diger elemanlarin kendi calismalari ise pek ragbet gormemistir. durum boyle iken fuel gurubunun eski vokali brett scallions gerek sac modeli gerek vokal tarzi olarak oldukca basarili bir cakma jim morrison'dan oteye gidemedi, gitmesi de beklenemez ve beklenmemelidir. konser sirasinda ray ve ruby tarafindan surekli yonlendirilen brett aralara siir serpistirdi, alkislara “very good, very good” diyerek cevap vermesi komik oldu*. tum bunlar bir yere kadar anlasilir da olsa sac modeli ve kiyafeti ile jim morrison'i taklit etmeye calismasi bani rahatsiz etti. sahne karizmasiyla kendinden oldukca emin gorunse de bir ara seyirciye "ne calalim?" dediginde people are strange yada crystal ship calin desen ray'e donup "ben onlara calismadim abi" diyecek gibi bir havasi vardi. nitekim en bilindik sarkilari disinda pek calmadilar da.

    genel olarak bakinca tribute’den cok cok daha iyi, ama jim morrison'in hic anilmamasi, afislerde ve biletlerde isim olarak "ray manzarek*&robbie krieger* of the doors*" kullanmalari, john densmore ile isim konusunda davali olmalari gibi sebeplerden dolayi, beni rahatsiz eden, kendimi muzige kaptirmak yerine analiz yaptigim bir konser oldu. olsun gene de iyi oldu.

    konsere tam zamninda baslayip yaklasik 2 saat sahnede kaldilar. konser icin kirk bin dolar aldilar. hala kirk yil oncesinin mirasini yemeleri, oldukca yaslanmis olmalari uzdu beni. sanki yillardir gormedigin akrabalarini gorup ne kadar yaslandiklarini gormek gibi oldu. simdi dusundugumde genclik halleri gozumun onune gelmiyor. oysa ki ben onlari genclik halleriyle hatirlayip hic yaslanmayacaklar sanirdim. tipki jim morrison'i hatirladigim gibi...


    (curt - 11 Eylül 2010 08:06)

  • comment image

    bir şairin, eski caz davulcunun ritm tuttuğu bir ispanyol sirkinde verdiği konserdir the doors.
    bir efsane, yoklukla varlık arasındaki tren yolculuğu.
    densmore ve krieger'ın ritmleri, manzarek'in müziksel bilgisi ve james dougles'ın şiirleri, evrenin en büyük gruplarındandır the doors.


    (mayonezliarmut - 27 Aralık 2010 01:37)

  • comment image

    hangi ay olduğunu hatırlayamıyorum; lakin 1968 yılında l.a.de verdiği konserlerini dinlemeye gelen kadınlar, kuliste grubun vokali jim morrison'a sakso çekmek için yanıp tutuşuyorlardı. haliyle bu muhteşem vista'yı gördükten iki yıl sonra kendi grubumu kurmaya karar verdim. hey gidi günler.


    (lynyrd skynyrd - 11 Kasım 2011 14:32)

  • comment image

    dunyaca unlu amerikalı physcodelic-rock grubu...hippie gencliinin en buyuk efsanelerinden biri...kadro:
    jim morrison: vocal
    robby krieger: guitars
    ray manzarek: keyboards
    john densmore: drums
    albumlere gelince:
    doors (67)
    strange days (68)
    waiting for the sun (68)
    the soft parade (69)
    morrison hotel (70)
    13 (71)
    la woman (71)
    weird scenes inside the goldmine (71)
    an american prayer (78) (morrison'ın siirlerinden olusuyo)
    1971'de efsanewi wokalistleri jim morrison'ı kaybetmelerine raamen oteki elemanlar hicbi bok yapamıycaklarını bile bile muzie dewam edip iki album daha yayınlamıslar...we hicbi bok yapamamıslar...light my fire, the end, back door man, riders in the storm, la woman gibi efsanewi otesi sarkıları war...ozellikle jim morrison sarkılara yazdıı siirleriyle muzikte bir cıgır actı soz yazımı konusunda...bide bunların 1991 yapımı oliver stone'un cektii the doors diye filmleri war...onunda soundtrack'i war...


    (vanzant - 13 Ağustos 1999 00:00)

  • comment image

    -oliver stone'un the doors filminde en gerçekdışı olan neydi?

    ray manzarek: filmin gerçekle bir alakası yoktu.`jim morrison kişiliğinin acayip mübalağasıydı.jim bir sanatçıydı,stone'un * çizdiği portredeki gibi ayyaş bir gerzek değildi.gerçekdışı başka bir sürü şey de var.filmde doroth'yle ben evleniyoruz ve grup içinde kavga çıkıyor.yok böyle birşey.jim ve pamela bizim nikah şahidimizdi.törenden sonra harikulade bir öğleden sonra geçirdik.ertesi akşam da grateful deadle sahneye çıktık.filmin sonunda kızım için verdiğimiz bir parti var.benim kızım yok ki!...

    (roll dergisi eylül 2003 sayısından alıntıdır...)


    (bruthuss - 9 Eylül 2003 17:42)

  • comment image

    iyileştiren, iyi gelen, bağımlılık yapan müzik grubu. geceleri kendilerini dinlemek uykudan daha iyi bir seçenek olduğundan uyumayı bıraktım.


    (hevidar - 26 Nisan 2014 03:19)

  • comment image

    ... o dönemde gazetelerin "rolling stones uçmak isteyenler için, doors ise çoktan uçmuş olanlar için" diye nitelendirdiği, üyelerinin hepsinin ayrı ayrı saygı duyulası olduğu, lezazet deposu grup.


    (deli - 13 Eylül 2001 16:25)

  • comment image

    the doors filminde bazı şarkıları val kilmer kendisi seslendirmiştir. soundtrack'i dinleyenlerden bir kısmının hala bunu farkedemediği rivayet olunur.


    (liawrizas - 14 Eylül 2001 12:40)

  • comment image

    http://alt.tnt.tv/games/thedoors/ adresinde yer alan kaçış oyunu. çözümü şöyle:

    --- spoiler ---

    - üzerinde radyo bulunan komodine yaklaşın ve alt çekmeceye tıklayarak açın. çekmecedeki kartı alın.
    - sol taraftaki kaloriferin borusunun üstündeki şekli alın.
    - arkanızı dönün, yerde tahtaların arasındaki kağıt parçasını alın. karşıdaki tablonun altında bir kasa var. kasanın şifresi daha sonra belli olacak şimdilik uğraşmayın.
    - kapılara tıklayıp kapısı açılabilen tek odaya girin. askıdaki paltoya yaklaşıp kol kısmına tıklayın. paltonun cebi açılacak. cebindeki kağıt parçasını alın.
    - kaloriferin borusunun üstündeki şekli alın.
    - koltuğun sağ minderini kaldırın, altındaki kartı alın.
    - telefona yaklaşın, yanındaki şekli alın.
    - şömineye yaklaşın, şöminenin içindeki şekli alın. tüm şekilleri aldığınızda birleşecek ve bir küp oluşturacaklar. oluşan küpü, askının yanındaki kapının kenarında bulunan bölmeye sürükleyin. sürgü aşağı kayacak ve kapı açılacak. tıklayıp diğer odaya geçin.
    - dosya dolabının alt çekmecesini açıp ordaki dosyayı alın. masaya yaklaşıp, altındaki kağıt parçasını alın.
    - sola dönün. lambanın ayağının altındaki kartı alın. kütüphaneye yaklaşın, çıkık duran kitabın içindeki kartı alın.
    - şimdi, dosya dolabından aldığınız dosyaya bakın. orada vurgulu olarak saat 6:00 yazıyor. odadaki saatin akrebini 6'ya getirin. saatin içinden bir küp düşecek. küpü alın, lambanın yanındaki kapının kenarında bulunan bölmeye sürükleyin ve kapıyı tıklayıp diğer odaya geçin. o da ne. oda tepetaklak duruyor.
    - arkanızı dönüp yerde (yoksa tavanda mı) duran fotoğrafı alın. fotoğrafa bakın. holde, duvarda asılı olan resim değil mi bu? altında scape yazıyor. üzerinde şekil olan kapıdan çıkarak hole dönün. resmi kaldırıp kasayı bulun. scape kelimesini, telefon tuşlarındaki harflere denk gelen sayıları kodlayarak (ki 72273 oluyor) kasayı açın. kasanın içindeki küpü alıp ters duran odaya geri dönün. aa oda düzelmiş.
    - yatağın yastığını kaldırıp altındaki kartı alın.
    - yatağın yanındaki dolaptan kağıt parçasını alın.
    - dolabın altına tıklayın, oradaki bölmeye kasadan aldığınız küpü yerleştirin, dolaba tıklayıp diğer odaya geçin.
    - sağdaki raflara yaklaşın, alttan ikinci gözde duran kartı alın.
    - arkanızı dönün. sağdaki büyük beyaz dolabın kapağına tıklayıp açın ve içindeki açık küpü alın.
    - açık küp şeklinin üstünde 0'dan 5'e kadar sayılar var. elimizde de 6 adet, üzerinde garip şekiller bulunan kart var. şimdi geldik işin en zor kısmına. bu kartları doğru sıralama ile sayıların üstüne yerleştireceğiz ve son küpü oluşturacağız. dikkat ettiyseniz karttaki şekillerin aynıları odaların kapılarıın üstünde de var. şimdi odalara giriş sıramıza göre (hol, oturma odası, çalışma odası, yatak odası, yemek odası ve çıkış) kapılarının üstündeki şekilleri belirleyin ve aynı sırayla kartları açık küpün üzerinde yer alan 0'dan 5'e kadar olan sayıların üzerine yerleştirin. doğru yerleştirdiğinizde son küpünüz oluşacak. bu küpü yemek odasındaki kapının kenarında bulunan bölmeye yerleştirip kapıya tıkladığınızda kapı açılacak.
    - merdivenlere tıklayıp yukarı çıkın. yukarıda kapının üstündeki son kağıt parçasını alın ve mektubu tamamlayın.
    - kağıt parçalarına tıklayıp mektubu birleştirin ve başınıza ne geldiğini, nerede olduğunuzu okuyun.
    - okuduktan sonra mektuba tıklayın ve oyunun sonunu seyredin.

    geçmiş olsun.

    ---
    spoiler ---


    (kibritsuyu - 21 Aralık 2005 15:37)

Yorum Kaynak Link : the doors