ilk çekilen halloween'den 3 yıl sonra yani 1981 yılında çekilen devam filmi. bir çok devam filminin aksine ilk filmden x yıl sonrasını anlatmak yerine, ilk filmde yaşanan gecenin devamı anlatılmaktadır. yönetmen koltuğunda bu sefer rick rosenthal oturmakta, ancak senaryo yine john carpenter ve debra hill tarafından yazılmıştır.

--- spoiler ---

ilk filmin sonunda doktor tarafından 6 yerinden vurulup bahçeye düşen ve kaybolan michael myers, hastaneye kaldırılan laurie strode'in peşinden hastaneye gider. bu filmde laurie'nin myers'ın kardeşi olduğunu da öğreniriz. ilk filmde öldürülen gençlerin cesetleri bulunmuş, kasaba halkı bilgilendirilmeye başlanmıştır. hastaneye giden myers'ın ilk işi, saunada sevişen taş ötesi hemşire ve sevgilisini öldürmek olur. evet yine sevişen bir kız cezasını çekmiştir. ondan sonrası da doktor, linda ve myers arasında yaşanan gerilimi anlatır.

--- spoiler ---

ilk filmi konsept olarak tamamlayan bir film olmasına rağmen, yarattığı gerilim ve heyecan ilk filmin çok altındadır. sanırım yönetmen faktörü burda devreye girer. john carpenter üstadın yerini almak o kadar da kolay olmamalıdır zaten.
mr sandman şarkısı da filmin çeşitli yerlerinde kulağımıza çalınır.

(crowley - 23 Mart 2007 13:03)

rob zombie'nin "halloween" serisinin ikinci ve aynı zamanda son filmi. zombi, bu seküelde seriye yenilikler getirmiş. örneğin, michael myers'ı cinayetler konusunda annesi yönlendiriyor, "friday the 13th"de olduğu gibi. ve michael önüne geleni biçiyor. kısacası rob zombie, myers'ın cinayerlerinden çok bu cinayetlerin altındaki içgüdüye odaklanmış durumda. bu yönüyle de şu ana kadar ki halloween filmlerinden farklı bir havası var.

25 aralık cuma günü gösterime girecek olan film hakkındaki uzun uzadıya olan yazımı aha şurdan okumanız mümkün.

ekleme: filmden sonra duşa gireyim dedim. o esnada elektrikler kesildi ve duşu mum ışığında aldım. aynı filmde laurie'nin banyo sahnelerindeki gibi. tırsmadım değil, gözüm sürekli kapıdaydı...

(beerserk - 18 Aralık 2009 19:12)

rob zombie nin yönettiği ilk film ne kadar iyiyse bu da o kadar kötü bir film..çok eleştirildi, imdb puanı da 4 e doğru kaymakta.

(kumrengi - 28 Aralık 2009 22:46)

2009 tarihli rob zombie filmi.
1981 yapımı olan halloween 2 belki de seride en sevdiğim filmdir. sebebi ise bir slasher filminde aranan en önemli şeyler; body count ve maskeli katil. üzerine bir de hastane gibi bir mekan eklenince film gayet lezzetli bir karışım halini alıyordu. 2009 yapımı olan halloween 2'nin ise eskisiyle uzaktan yakından alakası yok.

büyük bir halloween ve slasher hayranıyımdır. rob zombie'nin ilk halloween yorumunu beğenmiştim. bir yandan michael'ın çocukluğunu uzun uzadıya anlatması hoşuma gitmişti, diğer taraftan da aslında michael myers'ın korkutma gücünü yaşadıklarını ve kafasından geçenleri izleyicinin bilmemesinden kaynaklandığını düşündüğümden hoşuma gitmemişti. 1978 tarihli ilk halloween'de michael'ı filmin başlarında ablasını bıçaklayarak öldüren bir çocuk olarak görüyorduk. tekrar göründüğünde yıllar sonra akıl hastahanesinden kaçan eli kanlı bir katil halini alıyordu. yani arada neler geçtiğini ancak loomis'in arada verdiği çok az bilgiden biliyorduk.
hatta sırf bu yüzden michael myers the shape olarak da geçer... ta ki zombie'nin rebootuna kadar.

rob zombie ise karşımızdaki masum çocuğun itildiği şartlar tarafından bu hale geldiğini görmemizi istercesine bir çocukluk bölümü çekmişti. izleyicinin bana göre bundan fazla tanımasına gerek yoktu myers'ı; gerçi reboot'ta shape kelimesi geçmiyor, michael myers olarak, bir birey olarak gözümüze sokuluyordu. yani bu çocuk bunları yaşadı ve sıyırdı, yıllarca tedavi gördü ama iflah olamadı şeklinde. dediğim gibi bundan daha fazlasına ihtiyacımız yokken aynı zamanda senaryoyu da yazan rob zombie ikinci filme bu yönden falsolarla başlıyor.

--- spoiler ---

rob zombie, izleyicisinin michael'ın bilinçaltını görmesini istiyor. beyaz bir atla gelen annesi -ki bence kendisi tamamen rob zombie'nin ikinci filmde de eşine bir rol verme isteği sebebiyle yazılmış gereksiz bir karakter- ve çocukluğu ile michael'ın hala kafasının içinde bir çocuk olduğunu görüyoruz. buna hiç gerek yok. gerçi bu sürreal dokunuşa house of 1000 corpses'ta da rastlamıştık. dördüncü ve beşinci filmlerde de michael'ın yeğeni ile arasında bir telepati kurduğunu görmüştük. bunda da ona benzer bir doku yakalanmış. fakat ilk filmde hiç yokken birdenbire oluşması gayet tuhaf geldi. filmin ilk falsosu bu.

ikincisi, michael'ın shapelikten çıkıp homeless tipli, filmin yarısını maskesiz bir şekilde kafasında kapüşon ile gezen vahşi bir katil moduna bürünmesi. bizim bildiğimiz michael tek bıçak hamlesiyle avını öldürmesini bilirdi. bunda böyle bir hırsını alamamalar, defalarca vurup canını çıkartmalar falan... olmamış. ayrıca homurdandığı duyuluyor michael'ın, bunu da geçtim sonunda neden "die!" diye bağırıyorsun arkadaş. duymaz olaydım.

üçüncüsü -gerçi bu sayılmaya da bilir, sonuçta orijinaline sadık olmasını beklemiyordu kimse- laurie'nin ve özellikle doktor loomis'in tamamen değişik karakterler haline getirilmesi. laurie'nin kafayı kırması yine yaşadıklarından dolayı anlaşılabilir de loomis'i paragöz bir tip olarak yansıtması hiç olmamış. sonuçta halloween serisinde myers'tan sonra en önemli ve en çok görünen karakterdir loomis. myers'ın ahab'idir. orijinal seriye sadık kalmayabilirsin fakat seyircide yeri olan karakterleri alıp boka bulayamazsın rob efendi.

filmin sonu da gayet friday the 13th the final chapter gibi bitmiş bence. ama yine yukarıdaki saydıklarım gibi hiç gereği olmayan bir bitiriş olmuş.

--- spoiler ---

özellikle ilk filmden dolayı beklentiyi yüksek tutarsanız filmin sonunda hayal kırıklığı ile oturmanız yüksek ihtimal. zamanında ikinci bir halloween filmi çekmeyeceğini söyleyen rob zombie senaryoyu da kendisi yazınca hepten sapıtmış. bir bütün olarak 1978'ten bugüne kadar çekilmiş tüm halloween filmlerini ele aldığımızda resurrection'dan sonra en zayıf halka bu filmdir fikrimce. sadece vasatın altında, önemsenmeyecek bir slasher olmuş.

filmin tek güzel yanı captain clegg and the night creatures adlı grubun çaldığı şarkılardı, özellikle de transylvania terror train.

(killer shark sofrasi - 18 Ekim 2011 20:50)

aynı zamanda the middle üçüncü sezon yedinci bölümünün adı.

(meth - 24 Ekim 2012 21:31)

1981'de çekileni belki de serinin en iyi filmidir. michael'ın neden o kızın peşinde olduğunu açıklar ve ana hikayeyi açıklığa kavuşturur.

2009'de çekileni ise tek kelimeyle bok gibidir. rob zombie'yi severim ama filmin içine sıçmış yani. maykıl abimizin karizması yerle bir oldu sayesinde. bir an önce hafızamdan atmaya çalışıyorum.

(striteraksli silikonlastik zirhliiblis - 9 Ağustos 2014 17:30)

2009 yapımı olan yeniden çevriminin (aslında ilk filmin yeniden çevrimi için de aynı şeyi söyleyebilirim) en çok rahatsız olduğum tarafı maykıl myers'i orjinal serideki cüssesi yerine daha iri bir cüsseyle tasvir edilmesi. hatta arabayı kaldırıp çevirmesi oeh yani. iri cüsse denince aklam jason (13. cuma serisi) gelir. iri cüsselik ona özgüdür. maykıl'ı jason-vari bir cüssede tasvirlemek hoş değildir.

bir diğer konu da müzikleri. ilk filmin yeniden çevriminde rob zombie amca ne güzel orjinal serinin tüm ana müziklerini kullanmıştı. çok keyif vermişti. bunda sadece film bitince jeneriğin 2. parçası olarak çalıyor. olmaz arkadaşım böyle.

(matrix - 4 Kasım 2014 20:02)