Süre                : 1 Saat 47 dakika
Çıkış Tarihi     : 20 Nisan 2006 Perşembe, Yapım Yılı : 2006
Türü                : Komedi,Müzik
Taglar             : Oprah winfrey'e atıf,kusma,Beyaz Saray,Devlet Başkanı,Yarışma
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Universal Pictures , Depth of Field
Yönetmen       : Paul Weitz (IMDB)
Senarist          : Paul Weitz (IMDB)
Oyuncular      : Hugh Grant (IMDB)(ekşi), Dennis Quaid (IMDB)(ekşi), Mandy Moore (IMDB)(ekşi), Willem Dafoe (IMDB)(ekşi), Chris Klein (IMDB)(ekşi), Jennifer Coolidge (IMDB)(ekşi), Sam Golzari (IMDB), Marcia Gay Harden (IMDB)(ekşi), Seth Meyers (IMDB), John Cho (IMDB), Judy Greer (IMDB), Bernard White (IMDB), Tony Yalda (IMDB), Noureen DeWulf (IMDB), Shohreh Aghdashloo (IMDB), Jay Harik (IMDB), Adam Busch (IMDB), Haaz Sleiman (IMDB), Lisa K. Wyatt (IMDB), Beau Holden (IMDB), Marley Shelton (IMDB), Lawrence Pressman (IMDB), Aldis Hodge (IMDB), Chao Li Chi (IMDB), Andrew Divoff (IMDB), James Gleason (IMDB), Michael D. Roberts (IMDB), Kevin R. Kelly (IMDB), Mike Batayeh (IMDB), Joshua Wade (IMDB), Niki J. Crawford (IMDB), John Griffin (IMDB), Danny Ehrhardt (IMDB), Perrey Reeves (IMDB), Daniel Weiss (IMDB), Karen-Eileen Gordon (IMDB), Carmen Electra (IMDB), Kevin Makely (IMDB), Jeffrey Ross (IMDB), Adrian Zaw (IMDB) >>devamı>>

American Dreamz (~ Amerikan Rüyasi) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Amerikan halkı televizyondaki “American Dreamz” adlı yetenek yarışmasının tiryakisi olmuştur. “Kim gitsin, kim kalsın” şeklinde formata sahip olan program, her hafta bütün ratingleri altüst etmektedir. Programın fikir babası ve sunucusu olan Martin Tweed (Hugh Grant), şovunu gündemde tutabilmek için geleceğin kısa ömürlü yeni ünlülerini aramaktadır.Her sezon aynı sıkıcı konukları ağırlamaktan bıkkınlık getiren Tweed, yeni sezonun kumarını birbirinden tuhaf yarışmacılarla oynamaya karar vermiştir. Ekrana sürdüğü yarışmacı grubu arasında komplocu kişiliğe sahip Sally (Mandy Moore), Sally’e son derece sadık budala sevgilisi William (Chris Klein); Sally’nin şöhret takıntılı annesi ve menejeri Martha (Jennifer Coolidge); Amerika’ya yeni göç etmiş olan ve onay bekleyen Ortadoğulu beceriksiz terörist Ömer (Sam Golzari); bestelediği birbirinden saçma rap şarkılarıyla böyle bir programa uygun düşen Ortodoks şarkıcı Sholem (Adam Busch) vardır.Martin Tweed bu kadarla yetinmeyip ayrıca ülkenin o anki başkanı Joe Staton (Dennis Quaid); Genelkurmay Başkanı (Willem Dafoe) ve ülkenin First Lady’si (Marcia Gay Harden) ile anlaşmıştır. Final programına konuk jüri olarak katılacaklar, böylelikle televizyon tarihinin en büyük rating rekorları kırılacaktır. En azından Tweed’ın beklentisi böyledir.Sally bütün elemeleri geçerek final turuna kadar ulaşır. Televizyondan her hafta canlı yayınlanan büyük tırmanışı sonucunda ülke bilincinin merkez noktasına yerleşmeyi başarmıştır. “American Dreamz” yarışmasını kazanmasının önünde tek engel kalmıştır: Sevimli göçmen Ömer


  • "niye yapıldığı belli olmayan bir başka hollywood komedisi. dennis quaid ve willem dafoe'ya yazık olmuş o kadar...kıçımı çok zorlasam they shoot horses don t they 'in parodisi derim..."
  • "film iyi hoşta, ıraklı rolünü oynayan oyuncuların tümü ıraklıdan çok hintliye benziyolardı ki muhtemelen öylelerdi. ama yine de hugh grant için izlenebilcek güsel bir film."
  • "(bkz: you've been omarized)"
  • "saving private ryan'dan sonra seyrettiğim en kötü savaş-karşıtı film."




Facebook Yorumları
  • comment image

    bushu oldukça güzel bir şekilde tiye almış film.
    en başından en sonuna süzme olarak lanse edilmiş, mr.p.hatta belki de biraz fazlaca başarmışlar,saflığa kaçmış.işin kötüsü ona şefkat bile hissettim bir ara.

    --- spoiler ---

    filmin başında bir sahne var.başkanla uşağı arasında geçiyor.hicivin girizgahı bu sahne.başkan film boyunca söylediği hiçbişeyi kendisi düşünmüyor,hatta ne konuştuğu hakkında en ufak bir fikri bile yok.fakat buna rağmen amerikan halkının gözündeki yerini,ne konuştuğunu bilen izlenimini yitirmiyor.nasıl olup da bu iq,bu cehalet ile bunu başarabildiğini gösteren kare bu.(ne söylediğin değil,nasıl söylediğin önemli)

    klasik başkan tribini takınıyor.gözler ufka,kendinden emin,kararlı,yorgun,mağrur ve biraz mahsun bir şekilde hafif kısık bakıyor.o ışığı görüyorsunuz.dünya onun kudretinin altında ama onun umurunda değil.her ne kadar yorucu ve sıkıntılı olsa da,birazdan yapacağı şeyi sadece ülkesi için,demokrasi için yapacak...
    ses tonu biraz kısık, hafif buğulu ve fakat güçlü bir şekilde:
    "i am going to read newspaper!"

    işte budur ya.şimdi ingilizce bilmediğinizi düşünüyorum.bu karede altyazıya ne yazsam inanırsınız.
    -dünya ticaret merkezinin öcünü alacağız!
    olmadı mı?
    -esirlerimizi koreden kurtaracağız!
    neden olmasın?
    -ırağa insanlarına özledikleri demokrasiyi vereceğiz!

    budur yani.aslında filmin anlatmak istediği buydu.mr.p yaptıklarından sorumlu tutulamaz.çünkü dünyada olan bitene dair en ufak bir fikri yok!onun için "ırakta 1000 şehit verdik" demekle,"gazete okuycam ben" demek arasında hiçbir fark yok.

    ilginçtir amerikalılar ingilizce de biliyorlar.

    ---
    spoiler ---


    (elseif - 13 Nisan 2008 22:17)

  • comment image

    bugun seyrettigim film, amerikan halkininin unlu olma sevdasini, televizyon yapimcilarinin yuzeyselligini ve amerikan baskaninin salakligini irdeleyen kolay izlenir bir film olmus. tam komedi denilemesede zaman zaman kahkahayla beraber alkisladigim yerler oldu, ayrica finali de beklenmedik olmus. ayrica willem dafoenun performansi gorulmeye deger.. hugh grant severler icin de oldukca tatmin edici.


    (big bad mama - 24 Nisan 2006 00:26)

  • comment image

    beni salondan son derece memnun gondermistir.
    cok hassas ve guncel konular uzerine yapilmis, oncelikli amacinin kahkahalarla guldurmek oldugunu goz onune alirsak cok dikkatli ve ustaca yazilmasi gerektigini dusunebilecegimiz; ve bu hassasiyet konusunda benden tam not almis bir film. yani bir film hem amerikan baskanini, hem irak isgali ve dogu-bati kutuplasmasini, hem amerikan ruyasini elestirecek; hem de kahkahalarla guldurecek... zor is... iste bu zor isi cok saglam yapmis bu film. daha filmin ilk sahnesi “ulan nereye gidiyor?” diye dusunduruyor hemen basta. bir hamdi alkan sacmaligina dogru akmaktan korkmuyor diildim acikcasi, bir yandan yonetmenin zekasina guveniyor diger yandan da hayal kirikligi ihtimalini hesapliyordum. ama filmi saran absurd hava her sakayi kaldirttiriyor, bi de ustune ustluk aradan-aradan verilen kucuk capli elestiriler filmin ne kadar zekice yazildigina dair hayran biraktiriyor.
    paul weitz, american pie’dan sonra about a boy'u da yoneterek tek tur film yonetmeni olmadigini ortaya koymustu; bu filmi de gorunce bir cocugun buyuyup olgunlasmasina tanik olmus gibi oldum, komik zekasindan hic birsey kaybetmeyip uzerine bir de siyasi bazi gondermeler eklemis cocuk, aferin!
    sonuc olarak “mizah, guldururken yanlis giden seyleri de isaret eder” onermesine ornek olacak bir film; hem de “guldurme/isaret etme” dengesine sicmadan, kahkahalarla gulduren, ufaktan ufaktan da giydiren turunden... cok kaliteli bir film.


    (daginik - 1 Mayıs 2006 00:53)

  • comment image

    --- spoiler ---

    film, forrest gump gibi binbir malzemeyi kullanip suya sabuna dokunmadan, etliye sutluye karismadan filmi bitirmekten de kaciniyor. mesajlari, geyiklere sarmalayarak da olsa iteliyor.
    filmde george bush’un eski bir alkolikten dindar birine donduruldugune dair epey bir gonderme yapilmis.
    sonra arada iyiden iyiye geyige sarilarak verilmis iyi niyetli soylemler var, ki geyige sarilmasi izleyiciye rocky iv’teki “ben degisebiliyorsam, siz degisebiliyorsaniz, herkes degisebilir” e benzer anlar yasatmaktan kurtariyor. omar’la baskan arasinda gecen
    “orta dogu’da sorunlar hicbir zaman bitmeyecek”
    “ben yanilacaginizi umuyorum”
    “umarim yanilirim”
    diyalogunun tv sunucusu tarafindan “ne diyosunuz lan? uzayli mi bunlar?” bakislari arasinda izlenmesi dedigime ornek.
    sonra arada bi yerde omar “neden siyasi bir yanlistan koca bir halk sorumlu tutulsun ki? teror gercekten cozum mu?” gibisine birsey soyluyor, yine kuzenleri “manyak misin olum sen, sirf amerikali diye yarismayi o kaltagin kazanmasina izin vermiceksin heralde?” lafiyla geyige sariyorlar.
    cok kalite bir film yani.

    ---
    spoiler ---


    (daginik - 1 Mayıs 2006 00:56)

  • comment image

    film iyi hoşta, ıraklı rolünü oynayan oyuncuların tümü ıraklıdan çok hintliye benziyolardı ki muhtemelen öylelerdi. ama yine de hugh grant için izlenebilcek güsel bir film.


    (babelabunk - 20 Temmuz 2006 00:13)

  • comment image

    hakkında daha uzun bişeyler karalamak isterdim ama şimdilik sadece beğendiğimi söyleyip yanlış çevirilmesi gayet müsait önemli bi satırına dikkat çekmekle yetineyim.

    --- hafif spoiler ---
    bizim ömer saunada, kendisini ikna etmeye gelmiş ıraklı teröristlerle konuşurken "neden bu dediğinizi yapayım ki?" diye sorduğunda karşılık olarak şu cevabı alıyor:

    "folks don't call me "the torturer", because i don't like to torture people"

    bu cümleyi motomot çevirdiğinizde "insanlar bana işkenceci demezler, çünkü ben insanlara işkence etmeyi sevmem" manası çıkıyor ki divx için hazırlanmış çevirisinde buna benzer bi cümle de gördüm. oysa cümlenin asıl manası: "insanlar bana işkence etmeyi sevmediğim için işkenceci demiyorlar" ya da "bana işkenceci denmesinin sebebi işkence etmeyi sevmiyor oluşum değil"... bana boşuna işkenceci demiyorlar, demeye getiriyor yani adam.
    --- spoiler ---

    eğer ben de yamulduysam düzeltiniz.


    (brick top - 23 Temmuz 2006 20:47)

Yorum Kaynak Link : american dreamz