amerika'daki adalet sistemine, hapishanelerin icinde gecenlere, gardiyan ve mudurlere dair sahane bir film olmus. val kilmer rolunu o kadar iyi oynamiski hastasi olduk, stephen dorf'un aile babasi halinden mahkumluga gidisindeki transformasyon bayagi guzeldi, harold perrineau kotu adam rolunu o kadar guzel oynamiski film esnasinda "beter ol pezevenk "demekten insan kendini alamiyor.

ozetle guzel bir film, izleyeni gayet memnun birakiyor.

(i won t let this build up inside of me - 9 Ağustos 2008 21:29)

özellikle hapishane temalı filmlerden hoşlananların kaçırmaması gereken 2008 yılının en güzel filmlerinden biri.

(hasanez - 12 Ağustos 2008 08:55)

amerikadaki hapishane koşullarını eleştirmesinin yanında amerikan vatandaşlarının da zencisinden beyazına bencilce karşısındakini cezalandırma hakkına sahip oldukları düşüncesini çok başarılı işlemiş bir film.

--- spoiler ---
harold perrineau'nun lost dizisinde oynadığı karakterin (bkz: michael dawson) neredeyse tıpkısını bu filmde de lt. jackson biçiminde görüyoruz.
--- spoiler ---

(shaguj - 12 Ağustos 2008 17:51)

2008 yılın en iyi filmlerinden biri olacağı kesin, fakat neden bu kadar duyulmadığını da tahmin etmediğim degil. filmin içindeki iyimserlik ve kötümserlik bir gidip bir geliyor, aralardaki geçiş çok güzel işlenmiş. kesinlikle 9/10 hakeden bir film olmuş. tavsiye edeceğim liste filmlerin arasına çoktan girdi.

(sabutay - 12 Ağustos 2008 23:55)

filmin konusunu duyunca ister istemez aklima ilk olarak oz geldi ve farkina bile varmadan onunla karsilastirmali bir sekilde izlemeye basladim. aslinda tek oz degildi kafamdaki...

kisaca konusu su sekilde;
nisanlisi ve oglu ile birlikte yasayan wade porter (stephen dorff) bir gece tikirtilara uyanir. evin icindeki hirsizla yasadigi kovalamaca bahcede hirsizin olumu ile sonuclanir. bu olaydan oturu suclu bulunur ve 3 yilini gecirmek uzere son derece guvenlikli bir hapishaneye yerlestirilir. hapishane son derece guvenlidir ama kimler icin? porter burada deger verdigi seylere tutunarak, disaridan kolay gorunen sag kalma isini yapmaya calisacaktir.

filmin iyi/kotusunden bahsetmeden evvel bazi seylerden bahsetmek gerekiyor kanimca.
hapishane kavrami uzerinden yurutulen iyi/kotu-beyaz/gri/siyah karmasasi bilindik bir sey. senelerden beridir kullanilan ve muhakkak ileride de kullanilacak olan bir metafor. ozellikle grileri anlatmak icin iyi bir geriplan yaratilabiliyor bu konsept uzerinden. gardiyan-mahkum, gardiyan-mudur, mudur-burokrat, gardiyan-gardiyan, mahkum-mahkum ve mahkum-dis dunya iliskileri tek tek veya topluca islenebiliyor ve bunun uzerinden cok seyler soylenebiliyor. bu fonun uzerinde insan davranislarini incelemek oldukca basit. daha dogrusu etkileyici. dort duvar icindeki etmenlerin hepsinin sadece insanlar olmasinin bunda etkisi buyuk olsa gerek. sonucunda insanla ilgili soylenecek, anlatilacak her seyi anlatabiliyorsunuz.

gelelim simdi daha evvelki orneklere. aklima ilk oz geldi demistim ama ondan hemen sonra gelenler de vardi. misal uzeri kapali bir sekilde anlatilan john smith (val kilmer) karakterinden ve gardiyanlarla ilgili kisimdan oturu tango and cash. gardiyanlar, hapishanenin onlar uzerindeki etkisi ve gucun getirdikleri bakimindan das experiment. ayrica belli kisimlarda the shawshank redemption, midnight express ve carandiru. sonucta hapishane fonu uzerinde oldugundan ister istemez butun bunlar akla geliyor. birde bunlarin hepsini icinde barindiran ve benim sahsi kanaatimce gelmis gecmis en iyi(?!) dizilerden birisi olan oz. (bkz: #12776316) bir defa oz ici tamamen dolu bir dizi ve toplamda 56 bolum (herbirisi 40 dakika) oldugundan yemis yutmus ve tukurmustur bu konsepti. iste bu gibi sebeplerden oturu izleyecegim seyin bana farkli bir sey sunmasi caresizce bekledim.

iceride yasanan kotu muamele zaten hepsinin genel ozelligi oldugu icin onu degerlendirme disi tutuyorum ama bunun disindaki seyler hakkinda defaatle soylenebilecekler soylendi. butun bunlari yeni bir miksaj yapip, ortalamanin uzerinde bir sekilde sunmak tutulan bir seyin tekrar insanin onune konulmasidir kanimca. buna pek sicak bakmiyorum cunku seyirciyi kandirmakmis gibi geliyor bu bana. bu film hakkindaki yorumlari gordukten sonra istediklerini elde etmisler demek pekala mumkun.

simdi bu demek degil ki hapishanede gecen filmler yapilmasin, tam tersi bu fon kullanilarak daha cok seyler yapilsin ama yeni seyler soylenilmeye calisilsin. soylenebilir veya soylenemez orasini bilemem ama boyle de olmasin lutfen...
izlemek isteyenlerin zevklerinin icine etmek istemiyorum o yuzden karsilastirma yapmayacagim. zira yukarida saydigim ornekleri izlemisseniz bu film bastan asagi size spoiler demektir. izleyip izlememek size kalmis.

(entrapmen - 13 Ağustos 2008 00:48)

klasik hapishane filmi klişeleri barındırdığı yerler olsa da keyifle ve coşkuyla izlenen oldukça başarılı bir film. stephen dorff'u özlemiştim, val kilmer'ı farklı ve yeni haliyle görmek hoştu, izlerken aklıma hep jason statham geldi, acaba wide rolü için o da biçilmiş bir kaftan mıydı, hayır, o sert yapılı yüzü ve iri çenesiyle wide'ın mülayim karakterine ters düşerdi, ortalığın *mına kordu, içerde her türlü olaya karışır her yerine dövmeler yaptırır çete kurar sonra müebbet yer zavallı karısını da ziyarete geldiği zamanlarda "fook yu" falan der kovardı. bilirim.

(aton karimca - 14 Ağustos 2008 10:09)

izlerken içine girebildiğiniz, yaşanan sıkıntıları içinizde hissedebildiğiniz izlenmeye değer bir film. bu elbette stephen dorff sayesinde ...

(sleeper - 21 Ağustos 2008 19:37)

antin kuntin planlara, kurgulara, 'sok edici' gelismelere girmeden, inandiriciligini büyük oranda korumus ve isin daha cok psikolojik kismina agirlik vermis, iyi de etmis bir hapishane filmi bence. val kilmer hakikaten inanilmaz oynuyor. gözlüklerinden hareketlerine her seyiyle cok büyük bir rahatsizlik, huzursuzluk veriyor insana. cok büyük mesajlar vericem kaygisina da düsülmemis bu karakter icin. oldugu gibi bir adam ve gercekten filmin merkezinde duruyor. yapilanlar, yasananlar fazla sorgulanmiyor, dogru yanlis yok pek. ne oluyorsa izliyorsun ve de rahatsiz oluyorsun...

ya o degil de bu joel schumacher denen insan nasil oluyor da val kilmer gibi bir yetenegi, rezil filmi batman forever'da oynatiyor. harciyor bu güzelim insani...

(fason - 22 Ağustos 2008 14:19)

--- spoiler ---
lost'taki michael bir kez daha "they took my son!" kisvesi altinda turlu ibneliklere imza atmaktadir. oglunu e$$ek sikesice.
--- spoiler ---

(jack o lantern - 22 Ağustos 2008 14:22)

hakkında çok az yazılmış olmasına şaşırılan film. çok etkileyici bir hapishane kurgusu var. sıradan bir aile babasının, demirbaş suçlulardan birine dönüşme süreci mükemmel yansıtılmış. mahkumlar ve gardiyanlar arasındaki ilişkiler olsun, suçluların dış dünyaya bakışları olsun ya da adamımızın süreç içinde hapishanede yaşadıkları ve içeride dönen naneler olsun, son derece gerçekçi ve yalın şekilde sunulmuş. özellikle de gardiyan abinin dışarıdaki ve içerideki iki karakteri, ablanın eşine "ben de dışarda çok kötü şartlardayım" gibi veryansınları izleyeni deli etmeye yetiyor. insanın psikolojisini etkileyebilen, rahatsızlık duygusunu dibine kadar yaşatan bir film. oyunculuklar ve yönetmenlik kalitesine yorum yapmaya bile gerek yok.

duygusallığın bazen ön planda olması, bazı kavgalarda adamımızın mike tyson moduna girmesi gibi abartılmış sahneler eleştirilebilir. ya da sonuca bağlamak için dönen entrikalar ve atılan taklalar konusunda "pek olmamış" denebilir. neticede bir film, herif seneler boyunca içeride yatacak, biz de rutin hayatını izleyecek değildik. ve neticede bir hapishane öyküsü ve daha nasılmucizeler yaşanmasını umabiliriz ki? bunları hesaba katmaya bile gerek yok kanımca. başyapıt denmese de, yılın en sağlam filmlerinden olabilir.

(moonrise - 26 Ağustos 2008 17:36)

"when your life is defined by a single action... ...you change the concept of time."

şeklinde bir temel üzerine kurulmuş, çok beğenilmiş film..

(boom - 27 Ağustos 2008 20:43)

herşey bir yana, filmin sonundaki mesaj gerçekten etkileyicidir, ama bizim rtükten geçmesi biraz zor olacaktır o ayrı mesele...

"aileni ne pahasına olursa olsun koru. eğer yeniden öldürmek zorunda kalsan dahi."

(bkz: olumsuz ornek olusturabilecek davranislar)

(cataflam - 31 Ağustos 2008 19:10)

üzerinde çok düşünülesi, kafa yorulası bir film değil. aslında fena başlamadı ama sonrası pek iç açıcı değildi. karmaşık görünsede gayet basit bi biçimde işlendi film. olayları başrol oyuncusunun üzerine odaklamayıpta 3-4 karakteri ele alması iyiydi ama bu karakterlerin içine de fazla girilmedi. hepsi yüzeysel kaldı diyebilirim; bu da filmin etkileyiciliğini azaltmış oldu. özellikle filmin başında val kilmer'ın oynadığı karakterle ilgili beklentiler hayli yüksekti (yani başta öyle tanıtıldı bize) fakat hiç de beklendiği gibi biri çıkmadı aslında. ne kaos yarattı ne o filmin başında "revolution" diye kaykırdığı gibi olaylara girdi, ne felsefe yapabildi doğru düzgün. zaten doğru düzgün anlayamadık herifi. stephen dorff'un oynadığı karakterle bu kadar çabuk can ciğer olmaları ve onun uğruna ölmesi falan hep havada kaldı benim gözümde. bu zaten filmin en sıkıcı yönlerinden biriydi. ayrıca duygusallık yaratması için konan zorlama sahneler doğal olarak etkileyici olmadı.
neyse filmi çok yerdim gibi oldu ama beklenti yüksek izlendiğinden oldu sanırım. yine de fena film değildir.

(anger is a gift - 11 Eylül 2008 23:28)

(bkz: amerikan hapishanesi/#14055794)

(libertad - 20 Eylül 2008 14:09)

yeteri kadar reklamı yapılmadığından mı bilinmez, çok fazla kişinin haberdar olmadığı, 2008 yılının en iyi filmlerinden biri. 8.5 puanı aldı benden.

(lindemann - 23 Eylül 2008 23:16)

val kilmer'ın olağanüstü karizmatik karakteri dışında önceki hapishane filmlerinden bir farkı olmayan, daha doğrusu türüne "yeni" hiç bir şey katmayan seyirlik. eğer the shawshank redemption'ı izlemişseniz ve prison break'in ilk iki sezonunu takip etmişseniz izlemenize kesinlikle gerek yoktur. çünkü sizi hiç bir şekilde tatmin etmeyecek bir filmdir. içerisinde pb'nin ilk sezonları ya da shawshank redemption kadar bile zeka ürünü bir öğe yoktur. son derece klişe başlayıp daha yarısında tahmin edilebilecek bir finalle bitiyor. imdb'de aldığı yüksek puan büyük ihtimalle barındırdığı replikler ve filmdeki iyi oyunculuk.

--- spoiler ---

o adamın kafasına beyzbol sopası ile vurarak öldürme işi sadece bana mı çok zorlama geldi?
yeni gelen zenci gardiyanın "iyi" olup wade porter'a yardım edeceğini, finalinde john smith'in öleceğini, wade porter'ın kurtulacağını sadece ben mi tahmin ettim?
sanmıyorum. e bunları tahmin edebiliyorsak bu nasıl "iyi" film?
--- spoiler ---

(oziloz - 26 Eylül 2008 01:35)

hayatımda izlediğim en boktan filmlerden. yani bu kadar berbat hissettiremez bi film.
adamın durup dururken içine düştüğü durum of anam of ya. olmaz böyle bişi.

(poseydon - 30 Eylül 2008 01:58)

2008 yılının en iyi, en çarpıcı filmlerinden birisi. filmin başarı hikayede müthiş bir orjinallik sunmasından değil, benzeri defalarca işlenmiş bir hikayeyi farklı bir üslupla anlatmaya çalışmasından bunu da yaparken iyi oyuncularının desteğini arkasına almasından kaynaklanıyor.

(jelly experiment - 5 Ekim 2008 16:25)

diğer hapishane filmlerinden, içerisinde oğlancılıktan farklı olarak sadece şiddet barındırmasıyla bile ayrılabilecek bir film. türünün izlediğim bütün örneklerinde olduğu gibi bir oğlancılık furyası almış başını gitmiyor, gitse bile bu izleyicinin gözüne gözüne sokulmuyor.

karakterlerin iç dünyasına tam giremese de güzel film olmuş.

(cokciddi - 11 Aralık 2008 21:27)

val kilmer tam kendisine giden bir rolde oynamış detay olarak dövmeleriyle salton sea deki karakterini anımsattı bana film olarak çok iyi sonuna kadar merak ile seyrediyosunuz... ayrıca chris browning in canlandırdığı danny samson karakterine hasta oldum. konuşması, ürkütücü duruşuyla, donuk bakışlarıyla hakkını vermiş bence. tek handikap jackson olarak izlediğimiz harold perrineau (lost- michael) kesinlikle role uygun değil.. jackson karakteri için, daha tecrübeli, sert görünümlü bir oyuncu olmalıydı.

(eoteyn - 22 Aralık 2008 05:27)